(Geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz?)

Emekli maaşım var, yetiyor. Evim kira değil. Zaten çok paraya da ihtiyacım yok. Eskiden beş, şimdi ise bir kazanıyorum. Beş kazanırken yetmiyordu para, şimdi bir kazandığım yetiyor. İnsanın geliri artıkça gideri de artıyor. Eskisi gibi para harcamıyoruz. Sakin bir hayatım var.

(Televizyonların ve podyumların aranılan ismiydiniz? O dönem iyi paralar kazandınız mı?)

Son yıllarda bir reklam filminden 2.5 milyon TL alanları duyuyoruz. Ben bu paralara 50 film çekiyordum. Öyle bir para görmedik. Bizden öncekilere göre biz iyiydik, bizden sonrakiler de bizden daha iyi paralar kazandı.

(Radikal bir değişim geçirdiniz...)

Karpuzu keserken, 'tırak' diye bir sesle bir anda ikiye ayrılır ya, aynı o şekilde. Önceki ve şu dönemki hayatımın ayrımını böyle tasvir edebilirim. 'Allah ol dedi' ve oldum. Bir gün televizyonu açtım, görüntüden önce ses geldi: 'Ünlü iş adamlarımızdan Sakıp Sabancı, Hakk'ın rahmetine kavuştu. Cenaze öğlen saatinde Fatih Camii'nden kaldırılacaktır.' Bunu duydum, 'ben bu cenazeye gideceğim' dedim. Ne abdest almayı, ne namaz kılmayı ne de Fatih Camii'nin nerede olduğunu biliyorum. Bırak ailemi sülalemde namaz kılan yok. İlk namaza başladığımda beni psikoloğa götürdüler. Şalvar ve cübbe giyince ailem şaşırdı. Annem, 'Seni kandırdılar, İran'a canlı bomba olarak yollayacaklar' dedi.

(Cenaze törenine ne oldu ki?)

Kimi insanlar saatine bakıyordu 'bitse de gitsek' gibi. Kimi insanlar kartvizit alışverişi yapıyordu. Ünlüler ile fotoğraf çektirmek isteyenler vardı. Orada bir ölü vardı, ama bazı insanların telaşı beni şaşırttı. Düşünsenize o kadar zengin bir insan. Sadece kefeni var, cebi de yok. Sonra namaz kılmak istedim. Yanımdaki arkadaşım 'dalga geçiyorsun' dedi. O akşam namaz kılmasını öğrendim.