Türkiye güvenli bölge için göçmen kartını öne sürüyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20 Liderler Zirvesi’nin son günü düzenlediği basın toplantısında bir kez daha Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge kurulması çağrısını tekrarladı.
Recep DEMİRCAN/ AJANSHABER
Türkiye’nin Suriye krizi sonucu oluşan göç krizine karşı Batı’ya Suriye topraklarında güvenli bölge kurulması talebinde bulunmuş ama bu adıma Türkiye karşılık bulamamıştı. Suriye’deki çatışmalar sonucunda göç krizi ortaya çıkmış ve milyonlarca insan hayatlarını geride bırakarak yeni bir umuda adım atmışlardı. Avrupa ise oluşan bu göç krizinde hiçbir adım atmayarak, birçok insanın ölümüne seyirci kalmıştı.
Türkiye, terör örgütlerinin Suriye’nin kuzeyinden temizlenmesi ve sınır güvenliği amacıyla Fırat Kalkanı Harekatı’na başladı. Bu amaçla ülkenin kuzeyinde terör örgütleri temizlenerek savaştan kaçan halk bu bölgelere yerleştirecek. Bu amacın gerçekleştirilmesi doğrultusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan G-20 Liderler Zirvesi’nin son günü düzenlediği basın toplantısında güvenli bölge çağrısını tekrarladı.
Güvenli bölgenin fiili olarak uygulandığını belirten Namık Kemal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ensar Nişancı, asıl önemli olanın ise bölgedeki büyük aktörler tarafından bu kavramın tanınması gerektiğidir.
Prof. Nişancı, Türkiye ve bölge açısından güvenli bölgenin önemini AjansHaber’e değerlendirdi.
‘ÇATIŞMALAR YERİNE DİPLOMASİ AĞIRLIK KAZANIYOR’
Suriye’de her ne kadar sıcak çatışmalar olsa bile işler, masada değil, sahada görülüyordu. Bugün çok farklı bir dönüm noktasındayız. Suriye’nin geleceği artık sahadaki çatışmalarla değil, diplomasi ve anlaşma gidecek. Bölgede şimdiye kadar anlaşma zeminine bu kadar yakınlaşmamıştık.
‘IŞİD SURİYE’Yİ KARARTMAK İÇİN KULLANILIYORDU’
Türkiye’nin Cerablus’a girmesiyle birlikte IŞİD’in abartıldığı kadar olmadığı görüldü. Suriye karartma aracı olarak IŞİD kullanılıyordu. Türkiye strateji değişikliğine giderek, bulunduğu alanı korumadan düşmana yönelik sıcak takibe başladı. Bu durum hem IŞİD hem de PKK için geçerlidir. Türkiye böylece fiili olarak Suriye’ye müdahil oldu.
‘ASIL ÖNEMLİ OLAN BÜYÜK AKTÖRLER TARAFINDAN TANINMASI’
Sahada zaten güvenli bölge fiili olarak uygulanıyor. Bugün İdlib de bir güvenli bölgedir ama büyük aktörler tarafından güvenli bölge olarak tanınması diplomasi açısından büyük bir kazanımdır. Türkiye bölgedeki müdahalesini meşrulaştırmak, konsolide etmek için güvenli bölge tezini öne sürüyor. Bu tez kabul noktasında özellikle de Rusya lideri Putin açıklamasında ‘Türkiye’nin yaptığı müdahale meşrudur. Bu bizim için sürpriz olmadı. Anlaştık’ anlamı ortaya çıkıyor. Eğer Putin’le Türkiye, Suriye’nin kuzeyi konusunda anlaştılarsa, Halep için de anlaşacaklardır. Bu anlaşma gerçekleşiyorsa, 2 veya 3’üncü ayağı Şam’a uzanacaktır. Türkiye, ABD’ye aslında bir anlaşma konusunda çağrıda bulunuyor ve IŞİD’in devre dışı kalması sonucunda YPG’de devre dışı kalacak.
‘RUSYA’NIN PLANA MÜDAHİL OLMASI BÖLGEDE PLANLARI DEĞİŞTİRDİ’
Esad rejimi, güvenli bölge oluşumunu istiyor. Türkiye’nin Rusya’yla anlaşıp bölgeye yönelik aktif müdahalesi bölgede bütün dengeleri değiştirdi. Türkiye pasif olarak değil, aktif olarak tezler öne süren ve arkasından ilerleyen bir ülke konumuna geldi. Türkiye’nin elinde uluslararası anlamda büyük kozlar var. Rusya’nın bu sürece dahil olması birlikte Esad’ın, ABD’nin, İran’ın ve Hizbullah’ın bölgedeki planlarını yeniden düşünmesine teşvik etti. Bu anlaşma sadece taktiksel ve kısa süreli değil, G-20 zirvesinde Putin’in ‘İlişkileri daha da ileri götüreceğiz’ ifadesi; Suriye özelinde bir iş birliği değil, bundan sonra bölge genelinde iş birliği hatta stratejik ortaklık arayabiliriz anlamına geliyor.
‘GÜVENLİ BÖLGENİN KABULÜNDE GÖÇMEN KARTI’
BM’den uçuşa yönelik yasak bölge kararının çıkarılması Türkiye'nin kazanımlarını konsolide eder. Putin’le anlaşma yapıldığı bir ortamda hangi uçak Cerablus-Azez hattında bombardıman yapacak? Asıl olan Türkiye’nin konsolidasyonudur. Eğer Türkiye güvenli bölge önerisiyle göçleri durdurabileceği güvencesiyle Batı’ya giderse bu iş çözülür. Bugün göçmeler Avrupa’da en büyük fobiyi oluşturuyor. Türkiye, güvenli bölge kartının yanına göçmen kartını da koyarsa çok güçlü bir pozisyon elde etmiş olabilir.
‘EN ÖNEMLİ HUSUS SORUNLARIN GLOBAL HALE GELMESİ’
Türkiye’nin bölgede yürüteceği operasyonlar bizi güvenli bölgenin kurulmasına götürecek ve Suriye’deki Türkiye varlığı güvence altına alınacak. Türkiye oraya meşru bir güç olarak gidecek ve Halep’e kadar uzanan hatta temiz bir alan açılacak. Buraya yönelik düzenlenecek operasyonda Türkiye, dünyayı arkasına alacak. Türkiye sorunları kendi sorunu değil de, global sorunlar haline dönüştürdüğü vakit zeminini güçlendirecek. Güvenli bölge unsurunu kabul ettirdiği vakit Esad, İran ve PKK’ya karşı atak üstünlüğü sağlayacak.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar