Turan: “İsveç’teki alçaklık, entrika yumağıdır”
AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, İsveç’te Kur'an-ı Kerîm'i yakılmasının, sıradan olay olmadığını belirterek, “Tezgâhlanan alçaklık, çok sıradan değildir. Sistematik bir şekilde zuhur eden bu alçaklık uluslararası bir takım denge oyunlarını zorlayıcı bir entrika yumağıdır” dedi.
TBMM’de bir basın toplantısı düzenleyen AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, gündeme ilişkin çeşitli konularda değerlendirmeler yaptı. Öncelikli olarak İsveç’te Kur’an-ı Kerim’e yönelik yapılan saldırıyı hazırlatan Turan, olayın sıradan bir şey olmadığını belirterek şöyle devam etti:
“Tezgâhlanan alçaklık, çok sıradan değildir. Sistematik bir şekilde zuhur eden bu alçaklık uluslararası bir takım denge oyunlarını zorlayıcı bir entrika yumağıdır.
Nitekim, -2021'de Almanya'da ırkçı olduğu gerekçesiyle, kanun dışı ilan edilip yasaklanan- PEGİDA (Avrupa'yı İslâm'a karşı savunma) Hareketi'nin Hollanda'daki uzantıları, dün de Hollanda'nın Lahey şehrinde de Kur'an-ı Kerîm'i parçaladılar.
Avrupa’nın göbeğinde İslam ve Türkiye düşmanlığı, nefreti ayyuka çıktı. Birkaç haçlı artığının, müptezelin gerçekleştirdiği provakatif eylemler ne yazık ki sözüm ona modern Batı toplumu tarafından engellenmedi.
Müslümanların sabrını test etmesinler
Bilakis eylemlerin sorunsuz olarak gerçekleştirilebilmesi için bizzat o müptezeller koruma altına alındı. Buna da ifade ve düşünce özgürlüğü dendi. Bu çirkin eyleme destek vermek, bu hadsizliği meşrulaştırmakta en az o provokatif eylemler kadar çirkindir ve hadsizliktir. Türkiye’nin ve Müslüman toplumların sabrını kimse test etmeye kalkmasın.
Kur’an insanları karanlıktan aydınlığa çıkaran, Yüce Allah’ın kelamı olan, rehberimizdir. Din ve vicdan hürriyetinden, inanç ve düşünce özgürlüğünden yana olduklarını her fırsatta beyan eden Batı toplumunun bu hazımsızlığı, bu iki yüzlülüğü onların sözüne ne kadar güvenilmez bir millet olduklarını ortaya koymaktadır.”
Osmanlı ve İslam karşıtlığının tezahürüdür
Bu eylemin birçok İslam ülkesinin büyükelçilikleri varken özellikle Türkiye Büyükelçiliği önünde yapılmasının, “Türkiye-AB ilişkilerini ve AB sürecini de zehirlemek için planlandığını” da gösterdiğini ifade eden Turan, “NATO’ya girmek için Türkiye’nin onayını bekleyen bir ülkenin böylesine provokatif bir eyleme müsaade etmesi de ayrı bir konudur” diyerek şöyle devam etti:
“Ortaçağ zihniyetinden kendini kurtaramamış Batının bu eylemlere izin vermesi, desteklemesi hatta eylemleri yapan zavallıları koruma altına alması zihinlerinin derinliklerindeki Osmanlı ve İslam karşıtlığının tezahürüdür. Yani biz devlet olarak açıktan dile getiremiyoruz bari siz bunu yapın demektir.
Hemen her konuda, Göçmenler konusunda, azınlıklar konusunda, iklim zirvelerinde, demokrasi konusunda, düşünce ifade özgürlükleri konusunda çifte standart uygulamalara imza atan Batının kendilerine değmeyen bir olayda özgürlükçü ama kendilerine dokunan her konuda güvenliklerini bahane ederek dünyayı yangın yerine çevirdiklerini çok iyi biliyoruz. Demokrasi denilerek, diktatörlüklerinin tahkim edildiğini, barış denilerek savaşların başlatıldığını, özgürlük denilerek insanlara esaretin reva görüldüğünü çok iyi biliyoruz.
Merhum Aliya’nın dediği gibi; ‘Batı hiçbir zaman medenî olmamıştır ve bugünkü refahı, devam edegelen sömürgeciliği; döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur...’ Irkçı, faşist ve buyurgan arkaik zihniyetin kalıntılarıyla bezenmiş siyasi figürlerin iki de bir çıkıp İslam’a, Kur’an’a ve Türkiye’ye yönelik çirkin sözleri bu hadsiz eylemleri tetiklemekte, cesaret vermektedir.”
Neden Erdoğan, hedef alınıyor?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki Türkiye’yi Batı ülkelerince kendilerine bir tehdit olarak gördüklerini de vurgulayan Turan, “Sömürdükleri kaynaklara çomak sokuyor, adaletsizliklere, haksızlıklara karşı hakkı hakikatı söylüyor, onların yüzyıllık planlarını bir anda yırtıp çöpe atıyor” diyerek şunları söyledi:
“Türkiye’nin askeri teknolojideki elde ettiği devrim niteliğindeki kazanımlar, milletimizin gururu olurken bir yerleri rahatsız ettiğini biliyorsunuz. Özellikle silahlanma yarışında tekel olan Batılı ülkeler Türkiye’nin son teknolojide insansız araçlar üretmesi bu teçhizatın saha da başarılı uygulamaları onların uykularını kaçırıyor.
Pentagonun paralı trollerinin Türkiye’nin İHA, SİHA satışına engel olmak için ambargo uygulanmasını istemesi boşuna değildir. Saltanatlarının yıkılacağını bilen bu mihraklar yıllardır bu tür girişimleri hep akamete uğratmıştı.
Yıllardır enerji ve savunma sanayisinde dışa bağımlı olmamızın en büyük sebebi kendi imkanlarımızla, yerli ve milli projelerin her zaman çeşitli bahanelerle engellenmesi yatmaktadır.
Zaman zaman siyasi, zaman zaman ekonomik baskılarla bu girişimlerimiz hep askıda kalmıştı. Türkiye olarak, yorulmadan, ambargolara ve engellemelere rağmen 'istiklal ve istikbalimiz' için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”
Başörtüsü teklifi
Başörtüsü Anayasa Teklifinin “Türkiye özgürlükler alanında büyük bir adım” olduğunu belirten Turan, muhalefetin “Siyasi rant amaçlı samimiyetsizliğini, iki yüzlülüğünü bir kez daha ortaya koyduğunu” dile getirdi.
Turan şöyle devam etti:
“Anlaşılıyor ki muhalefetin derdi millet değil kendilerinin çıkarlarıdır. Parti menfaatlerini, kişisel ihtiraslarını milletin çıkarlarının önüne koyuyorlar.
Başörtüsüne anayasal güvence sağlayan teklifimizde “dini inancı sebebiyle” ibaresini kaldırmayı öneren İYİ Parti ve CHP’nin bu önergesini kabul etmemiz mümkün değildir.
Değerli Arkadaşlarım sizlerin aracılığıyla milletimize soruyorum: Yıllarca bu ülkede ‘Başörtüsü yasağı’ laiklik ilkesine aykırı yorumlanarak keyfi yasakla mağduriyetlere neden olmadı mı? Kızlarımız üniversite kapılarından geri çevrilmedi mi? Bunun başka bir nedeni var mıydı? Yoktu. Peki bugün muhalefet bundan neden rahatsız?
İleride gelecek zamanlarda daha önce yaşanmışa benzer fiili durumlar tekrarlanmasın, madem muhalefette bu konuda görüş birliği içerisinde buyrun o zaman hep birlikte bu durumu tamamen ortadan kaldıralım dedik. Ama dün kanuni düzenleme isteyen muhalefet bugün Anayasa değişikliğine hayır diyor.
Güneş balçıkla sıvanmaz. Eğer muhalefet özgürlüklerden, insanların din ve inançların hürriyetlerini kamusal alanda yaşamasını Anayasal güvence altına alınmasını isteyip istemediğine karar vermelidir. Ve düşüncesini de açıkça milletimizle paylaşmalıdır.
Muhalif görüşte olsa da içinde birazcık demokrasi, insan hakları endişesi taşıyan milliyetçi-muhafazakar arkadaşlarımın oylarıyla referanduma gerek kalmadan Genel Kurulda kabul edileceğini umuyorum.”
Karne hediyesi et!
Geçtiğimiz günlerde medyaya düşen “Annem karne hediyesi et aldı” düzmece haberi üzerine de konuşan Turan, “haberleştirilmesi muhalefetinde bunu köpürterek anlatması düştükleri zavallı durumu, kepazeliği ortaya dökmüştür” diyerek konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Daha önce de muhalefet yetkililerinin, başkanlarının, belediye başkanlarının senaryolaştırılan tiyatrolarını defalarca izlemiştir. Bu gerçek olmayan, düzmece haberlerin dolaşıma sokulması çaresizlikler içinde olan 6’lı masanın tutunduğu tek dal oldu.
Geçmişte yaşanan rezilliklerden ders almayan bu anlayışın ülkemize ve milletimize bir faydası yoktur. Hatırlarsanız
Çin’e giden ihracat trenini halkalıda kaldığı yalanı, Katarlı öğrencilere sınavsız üniversite eğitimi yalanı, 2,5 milyon hayvanın gönderildiği yalanı, S-400’lerin Külliye’ye yerleştirildiği yalanı, hep bu çevrelerce dile getirildi.
Ama gerçek ortaya çıkınca bu yalanları sıralayanların birinin de yüzü kızarmadı. Çünkü bunlarda kızaracak yüz de yok. Bu sipariş ve düzmece haberlerin amacı bellidir. Toplumsal bir muhalefet üretmek sonrada oluşacak rüzgarla seçim ortamını kirletmektir.”
Yorumlar