"Bu konuşmalarım biraz da o dönemde görevde olan siyasi bir kimliğeydi. Sonarasında bir atışmanın içinde buldum kendimi. Bir ay sonrasında da hapse girip, 5 ay hapis yattım. Bu da o dönem için çok ciddi bir travmaydı. O acılar bana çok şey öğretti. Hapis sürecinde panik ataklar başladı. Cezaevinde sürekli yazdım, okudum, insanları dinledim. 15 adımlık avluda, gözkyüzünü kuşları izleyip, ağladım"
Geçtiğimiz yaz Antalya'nın Manavgat ilçesinde 28 Temmuz'da çıkan ve yüzlerce hektar ormanın yok olduğu yangın, Türkiye'yi derinden etkilemişti. Manavgat'taki yangında çiftliği yanan Tuğba Özay, başlayan yangının sıçradığı bölgede çiftliği bulunan manken Tuğba Özay, sosyal medya hesabından gözyaşlarıyla video çekerek yardım istemişti.
Manavgat'ta çiftliğinin yandığını söyleyen Tuğba Özay, yaşananların ardından felç geçirdiğini aktarmıştı. Özay, hastaneden yayımladığı videoda "Her yer yandı. Dünden beri yalvarıyorum" ifadelerini kullanmıştı.
Dehşet dolu anları anlatan Özay, şöyle konuştu:
"Çiftlikteki her şey yandı. Yardımcım aradı, patlama olduğunu söyledi. Bizim ev de yanıyor dedi. 'Zeytin ağaçları da yanıyor mu?' diye sordum. 20 yıla yakın emeklerimiz vardı. Burada maddiyat değil konu. O maneviyat o kadar yüce bir şey ki. Çünkü senin orada anıların var. Sinir krizi geçirdim, ağladım, hastaneye kaldırdılar. O videoyu hangi kafayla çektiğimi hatırlamıyorum. Videoyu izlemedim, felç geçiriyorum sanıyorum. 2007'de annemle babam, yangının içinde kaldılar. Ölümden döndüler. O olaydan iki ay sonra işe gittiğim için linç edildim. Korkunç bir baskı uygulandı bana."