Özay, 15 yaşındayken, ailece bir trafik kazası geçirdiklerini söyledi. Özay, hayatında kendisini en çok etkileyen kaza anını şu cümlelerle ifade etti:

Babaannemi ve amcamı kaybettikten sonra babam çok duygusal bir sürece girmişti. O dönem arka arkaya trafik kazası geçirdi. Halam 32 yaşında sevdiği adamla kazada öldü. Halamın yaş gününde de onları düşündüğü için babamın morali bozuktu. Ailece, kaza geçirdik. O kazada annemin de babamın da hayatını ben kurtardım. İkinci Köprü'de, göz gözü görmüyordu. Şubat ayıydı. Tipi vardı. Babam camdan fırladı. Babam 32 yaşındaki kardeşini trafik kazasında kaybetmişti. O üzüntüyle bizi dışarı çıkarıp gezdirmek istedi. Zaten yarım saat sonra çok büyük bir trafik kazası geçirdik. Annemin leğen kemiği kırıldı. 8 ay hastanede yattı. Babam iç kanama geçirdi. O kazada boynum çatlamıştı."

Özay sözlerine şöyle devam etti:

"Mucize eseri kurtuldum. Arabadan zor çıktım. Babam yolun ortasında ölü gibi yatıyordu. Karşıdan TIR geliyordu. Üzerine kapaklandım. 'Ne olacaksa olsun' dedim. Annemi bulana kadar çok uğraştılar. O sırada kimse göremedi. Ben söylemesem babamla beni hastaneye götüreceklerdi. Annemin baygın olduğunu ben söyledim. Arabanın arka kapısından oldukça uzağa fırlamıştı. Çok zor süreçlerdi. Büyük yaralar verdi, büyük acılar verdi. Babamın yaşadığı travma bizleri etkiledi."

Tuğba Özay 2007 yılında cezaevine girdiği dönemlerde yaşadıklarını paylaştı.

Özay, "Aşk acısı, trafik kazası, ailenden sevdiklerinin kaybı gibi konularda özellikle insan hayatı yaşayıp deneyimledikçe, kendi iç dünyasında çözdükçe hayata daha farklı bir şekişlde bakabiliyor. Ama hazmediğim bir takım şeyler var hayatımda. Bunlardan bir tanesi 2007 yılında hapishaneye girdim. O dönemde de yangın felaketi yaşamıştım. Çok ağlamıştım, çok üzülmüştüm. Yaşımda küçük olduğu için basın mensuplarına çok öfekli bir şekilde konuştum"

"Bu konuşmalarım biraz da o dönemde görevde olan siyasi bir kimliğeydi. Sonarasında bir atışmanın içinde buldum kendimi. Bir ay sonrasında da hapse girip, 5 ay hapis yattım. Bu da o dönem için çok ciddi bir travmaydı. O acılar bana çok şey öğretti. Hapis sürecinde panik ataklar başladı. Cezaevinde sürekli yazdım, okudum, insanları dinledim. 15 adımlık avluda, gözkyüzünü kuşları izleyip, ağladım"