Tugay Kerimoğlu'ndan flaş Burak Yılmaz açıklaması

Galatasaray'ın eski futbolcularından ve eski yardımcı antrenörlerinden Tugay Kerimoğlu, Çin'e transfer olan Burak Yılmaz için tam zamanında gitti dedi.

Akşam Gazetesi'nden Yetkin Etkin'e konuşan Tugay Kerimoğlu, Burak Yılmaz ve Mustafa Denizli'ye destek verirken, sarı-kırmızılı camiaya mesajlar yolladı.

İşte Kerimoğlu'nun sözleri...

"30'UNDA 'EMEKLİ OL' DERLER"

Burak Yılmaz: Ben yaşa inanmıyorum futbolda. Kendi vücudunuza ne kadar saygı duyarsanız o kadar götürür sizi. Ben yurt dışına gittiğimde 29 yaşımdaydım. Kendi vücunuza ne kadar bakarsanız bu süre uzar. Futbol karşılıklı bakış açısıyla güzeldir. Sizin duruşunuz, bakış açınız, karakteriniz, saha içindeki performansınız, insanlar oraya bakar. Bizim ülkedeki gibi 29 yaşına gelen futbolcuya ne zaman bırakacağı konuşulmaz. Sonrasında bu adam 35 yaşına geldiği zaman hocası onun üzerinden sistem kurar, oynatmayacağı zaman da söyler. Karşılıklı ilişki ile alakaladır, iletişimle alakalıdır.
 
"KÜTÜPHANEMDE KEŞKE YOK"

Galatasaray: Görevin doğru veya yanlış zamanı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü eğer o şans size geliyorsa onu değerlendirmek zorundasınız. Bana iki defa yardımcılık olarak görev aldım. Ben birşeyleri yalan söyleyerek açıklamaktansa her zaman doğrunun yanında oldum. Ben iki defa taşın altına elimi koydum ve asla keşke demeden hayata bakıyorum. Benim kütüphanemde asla "keşke" olmadı. Ne amaç uğruna yaptım. Bunu sorarsanız Galatasaraylıydım, burada yetiştim ve burada Tugay Kerimoğlu oldum.

"ARTIK TEKNİK DİREKTÖRÜM"

Hedef: Galatasaray'da kalmama sebebim aslında çok açık ve net. Ben Hagi, Bülent korkmaz ve en son Mancini ile çalıştım ve yardımcı olarak görev aldım. Bu süreçte pro lisans kursları sürüyordu ve bunun eğitimini aldım. Ben artık yardımcı antrenörlük değil birinci antrenör olarak görev alarak kafamda tasrladıklarımı hayata geçirmek adına adım attım. Ve ilk olarak Şanlıurfa ile başladık.

"DENİZLİ HEP BAŞARIR"

Mustafa Denizli: 14 senemi verdiğim bir camia, UEFA kupası, Süper Kupa alımış, en çok şampiyon olmuş bir camia böyle apoletleri varken bu tarz sıkıntılı durumları yaşanması tabiki sevindirici değil. Mustafa hocanın neler yaptığını bu ülkede neler başardığını söylemeye gerek yok. Mantalite ve sistem olarak değiştirmeye çalışan biri isim.

"FATİH TERİM GERÇEĞİ VAR"

Fatih Terim: Kendi doğrularıyla yaptı bunu ve başarılı olduğunu görüyoruz. Bugün bakıldığında Fatih Terim gerçeği var. Şu an Türkiye’de tek olan bir insandır. Oyuncusuna ve antrenörlere yardımcı olur. O da çok iyi bir G.Saraylı ve başardıkları ortadadır.

"KARTOPU BÜYÜMESİN"

UEFA krizi: Yönetim mutlaka gecelerini gündüzlerini katarak bazı şeyleri Galatasaray için yapıyorsa içerde muhakkak iyi bir çalışma vardır ki buda düzelmesi içindir. Dünyanın bütün kulüpleri bile çeşitli sıkıntılar yaşayabiliyor. Burada önemli olan kartopunu büyütmeden karamsarlığa kapılmadan daha sakin ve rahat düzgün kişilerle bu işi çözebilirsiniz.

"O TEMELLER AKDENİZ'DE ATILDI"

2000 ruhu: Bizim tarih yazan jenerasyonumuz aslında Akdeniz oyunları ile başlamıştır. Tabi Fatih Terim'in önderliği önemli. Arkadaşlık ve kaynaşma muazzamdı. Üst üste gelen şampiyonluk ve mesela ben 3. şampiyonluk sürecinde ayrıldım. Ama devamlılık ve karakterli oyuncular UEFA kupası ve Süper Kupa'yı alarak tarih yazdı.

"ALT YAPI OYUNCULARI %100'ÜNÜ VERMELİ"

Altyapı: Galatasaray koordinatörü ve alt yapı direktörü olduğumda bana gelen tekliften 1 gün sonra West Ham, Newcastle, M.City gibi takımların gibi örneklerinin farklı bir işleyişi var. Mesela 1-2 örnek vermem gerekirse oyuncuların en önem verdiği şey antrenman kıyafeti, forma, sahadır ve burada hizmet edenlerin sizlere verdiği değerdir. Avrupada menajerler oyuncuya öne çıkartmaz ve hedef göstermz. Biz Türkiye’de daha olmamış oyuncuyu olmuş gözüyle bakıyoruz. Daha olmamış bir oyuncuya biz futbolcu diyoruz. Ailelerin baskısıyla çok hızlıca yükseliş değil. Yurt dışında hoca-oyuncu ilişkisi çok güçlü olmalı. Ben hep oyunculara şu örneği veririrm 24 saat varsa ve bunun 1.5 saati futbolla ilgiliyse %100’ünü vermelisin.

VEDA MAÇI...

Veda maçı ile ilgili benim eşim ve çocuklarımın çok katkısı vardır. Eşim beni konuşarak, yönlendirerek futbol sonrasındaki yaşamımın farklı olacağını ve dolu yaşadığım için herhangi bir şekilde boşluğa düşmedim. Son maça geldiğimizde siz herşeyi kendinizi hazırlarsınız ama o masanın başına geçtiğinizde herşey değişir. Ben son maçta stadyuma gittiğimde Türk bayraklarını gördüm çok heyecanlandım sahaya geldim heryerde bayraklar görüyorum o an kendi içimden bugün son gün dedim. Fes takan taraftarlar, Türkçe’ye çevrilen sözler, tişörtler akıl alacak gibi değildi. Daha sonra soyunma odasından çıkarken benim tek çıkmamı istediler. Sahaya çıktığımda bütün heryerde maskeler ile çok duygulandım. Beni her konuda onure ettiler. Yaşanacak güzel şeylerin hepsine ulaştım allaha şükür.

İSKOÇYA'YI SEÇME NEDENİ

İskoçya: Her oyuncunun kendine göre hedefleri vardır. Önce kendi takımında oynamak, miili takım v e yurt dışına gitmek ister. Bana üç ülkeden teklif geldi. İspanya, İtalya, İskoçya’dan teklif geldiğinde düşünüp İskoçya’ya gitmek istedim. Futbol güce dayanıklı bir oyun özelllikle İngiltere ve İskoçya’da çok üst düzeyde. Esneklik gösteren oyuncular hemen fark ediliyordu. Mesela Laudrup orada oynuyordu o sıralarda. Benim seçme nedenim buydu. İtalya, İspanya Akdeniz ülkeleri bize daha yakın olduğu için önce onları eledim. Bir sütun düşünün ona ne kadar kıvrım vermeye çalışsanız bile olmaz. Esnek bir sütunda işler değişiyor.

Yorumlar