“Bilindiği üzere 15 Mayıs 1919 sabahı Yunanlar, İzmir’e çıkmışlardı. İtilaf donanması desteğinde hareket eden Yunan birlikleri, çok kan dökerek, türlü mezalim yaparak, evleri ve binaları ateşe vererek şehrin işgalini tamamlamışlardı. Yunan ordusu İzmir’den harekete geçerek, Bursa, Eskişehir, Kütahya ve Afyon’a kadar Batı Anadolu’nun büyük bir bölümünü de işgal altına almıştı. Bu işgal döneminin üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına karşın, bıraktığı acı izler ve etkiler hiçbir zaman unutulmamıştır. Türkiye’nin işgal süresince ödediği bedel, bugün dahi izleri silinmeyen bir ağırlıkta olmuştur.

10 14

Diğer yandan, Yunanistan’da ‘Küçük Asya Felaketi’ tanımlanan Anadolu Bozgunu, sadece Yunanistan’ın binlerce halk çocuğunun Anadolu’da yok olmasına neden olmamış, aynı zamanda kuruluşundan itibaren bir yüzyıldır çağdaş Yunan devletinin siyasetinde egemen olan ve Megali İdea olarak bilinen ‘yayılmacı milliyetçilik (irredentist)’ politikasını toprağa gömmüştür.

11 14

Bütün bunlar karşın, yukarıdan belirtildiği üzere ‘Sevgili İzmir’ filminde işgalci Yunan ordusunun kalıntıları ile işbirlikçi Yunanların İzmir’i terk etmek zorunda kalması, Türkleri kötüleme olarak gösterilmektedir.

12 14

Filmin yönetmenine, bu filmi izleyeceklere, başka belgelere gereksinme yok, öncelikle Yunan araştırmacı yazar-gazeteci Tasos Kostopulos’un ‘1912-1922 Savaş ve Etnik Temizlik’ adlı kitabını anımsatmak isteriz. Kitapta Yunan askerinin Anadolu’da işlediği cinayetler ve barbarlıklar, tanıkların ifadeleri ve belgelerle kaleme alınmıştır.

13 14