''O adama nasıl güveneceksin?''

Fenerbahçe’nin transfer yapacağını düşünmüyorum. Hele UEFA radarına girmişken, kendisine yeni bir masraf yaratmaz. Eğer idare edebileceklerini bilseler, belki Emenike’nin geri dönüşü olur ama adam deli, nasıl güveneceksin?

Beşiktaş, ligin ikinci yarısında henüz maç oynayamayınca meydan Fenerbahçe’ye kaldı! Sarı-lacivertliler, Çaykur Rizespor karşısında penaltılara dayandı, üç puan alırken biraz zorlandı.

Fenerbahçe ya da Pereira’nın, penaltı alabilmek için ilk yarıda verilmeyenleri hatırlatması mı gerekiyordu?
Pereira hatırlattı diye penaltı verilmiş olsaydı, ligin ilk yarısında da verilirdi. Hatırlıyorum, Pereira ilk yarı maçları oynanırken de bunu dertlenmesini dile getirdi. Hakemlerin, “Biz ilk yarıda Fenerbahçe’ye penaltı vermedik, bari ikinci yarıda verelim” gibi bir anlayışı olamaz. Hakemlerin hangi konuda ortak bir kararı var ki, bu konuda olsun.

ROT-BALANS BOZUK

Kazanandan hesap sorulmaz ama sizce Fenerbahçe, sahadaki futboldan memnun mu?
Fenerbahçe, Rize maçındaki futboldan memnun olsaydı, maç sonrası hocasıyla, futbolcusuyla “Özellikle ikinci yarıda kötü oynadık” açıklaması yapar mıydı? Fenerbahçe camiası ve taraftarı; saldıran, boğan, fırsat üstüne fırsat yaratan bir oyun bekliyor. Yılların alışkanlığı bu... Ama Pereira, savunma anlayışı ile maç kazanıyor. Baktığınızda, kazandığına ve zirve yarışını tüm iddiasıyla sürdürdüğüne göre, şimdilik haklı duruyor. Ne var ki, arabanın rot-balansı bozuk gibi... Sağa-sola yalpa yapıyor. Yarın, bir başka gün bir duvara toslarsa hiç de sürpriz olmaz.

BU NE SEVGİ AH!

Fenerbahçe, transfer yapmadan da işi götürebilir mi? Bu kadro en azından şampiyonluk için yeterli mi?
Fenerbahçe’nin transfer yapacağını düşünmüyorum. Hele UEFA radarına girmişken, kendisine yeni bir masraf yaratmaz. Eğer idare edebileceklerini bilseler, belki Emenike’nin geri dönüşü olur ama adam deli, nasıl güveneceksin?

Fenerbahçe öne geçiyor, Van Persie neredeyse gol olduğu için “Allah kahretsin” diyecek! Kulübede oturmak bu kadar mı zor?

Van Persie’nin kendisi Fenerbahçe’de, ruhu İngiltere’de, Hollanda’da, Manchester United’ta... Şans alıyor kullanamıyor, oturuyor bozuluyor. Neredeyse sezon bitecek halen Fenerbahçe’ye gelemedi, Fenerbahçeli olamadı... Üstelik nereye giderse gitsin, bu yaştan sonra, bu geri gidişten sonra böyle parlak bir kontratı, böyle katıksız bir sevgiyi hiçbir yerde bulamaz. Hani, “Bu ne sevgi ah, bu ne ızdırap” durumu...

Pereira, basından bir kişinin kendisine saygısızlık yaptığını söyleyerek soru almıyor. Onun yaptığı da tüm medyaya saygısızlık değil mi?

Pereira’nın haklı olduğu yerler var. Maç sonu basın toplantılarında, oyundan çok, polemik yaratacak sorular yöneltiliyor. Ancak Pereira, maç ile ilgili sorulara cevap vermeli, maçın dışına çıkan, polemik amaçlı soruları cevapsız bırakmalı... Böylece iyi niyetliyi, kötü niyetliyi ayırmış olur. Unutulmasın, adı basın toplantısı... Gazeteci soru sorar, sormazsa zaten onun adı basın toplantısı olmaz.

Fenerbahçe, Rize maçındaki futboldan memnun olsaydı, maç sonrası hocasıyla, futbolcusuyla “Özellikle ikinci yarıda kötü oynadık” açıklaması yapar mıydı?

BÖYLE ÇİFTLİK NEREDE VAR?

Galatasaray’da gemiyi terk edenin olacağını düşünmüyorum. Denizli zorda, ama bırakıp gitmez. Yönetim görevinin başında olduğunu söylüyor. Futbolcular böyle parlak kontratları hiçbir yerde bulamazlar.

Galatasaray iyi değildi ki, kötüye gitti diyelim. Ama sarı-kırmızılıların yüreğinin bir köşesinde, “Denizli yine bir mucize yapar mı?” diye düşünce vardı, Osmanlıspor yenilgisiyle o da ortadan kalktı.

Avrupa’dan men edilme kaçınılmaz gibi... Mali sorunlar gırtlağa kadar... Sportif başarısızlık zaten ortada... Gemiyi ilk önce kim terk eder?

Galatasaray’da gemiyi terk edenin olacağını düşünmüyorum. Mustafa Denizli’ye verilen transfer sözleri, UEFA’daki gelişmeler nedeniyle yerine getirilmedi. Denizli zorda, ama bırakıp gitmez. Yönetim görevinin başında olduğunu söylüyor. Futbolcular böyle parlak kontratları hiçbir yerde bulamazlar. Belki Çin’den gelebilir ama o da çok kolay değil... Böyle çiftlik nerede var?

Mustafa Denizli’nin ifadesine göre, Donk ve Linnes, transferin sonu oldu. Bir de Burak giderse, bu Galatasaray ilk 4’e girebilir mi? Ya da Türkiye Kupası’nı alabilir mi? Malum, Avrupa’ya gidemezse UEFA’nın verdiği ceza da bir sezon sonraya kalacak.
Galatasaray takımında transfer konuşuluyor ama eldeki kadronun daha altı ay önce üç kupayı birden aldığı unutuluyor. Galatasaray’da transfer sorunundan çok, mevcut kadronun “geri vitese” takışı en büyük sorun... Kaleci Muslera dahil herkes ama herkes geçen yılın çok gerisinde... Sneijder dahil, herkes geri viteste... Madem transfer yapamıyorsun, bu takımı ayağa kaldırmak lazım... Hele Avrupa yasağı görünüyorsa, önündekiler arayı bu kadar açmışsa ben transfere bir lira harcamam. Mevcut takım ayağa kalksın, Avrupa’yı da yakalar, Türkiye Kupası’nı da zorlar... Biz sanıyoruz ki, iki adam gelecek, bütün takım ayağa kalkacak... Galatasaray’da önce yan gelip yatanları ayağa kaldırmak lazım...

Burak Yılmaz kalsa bile bu kafayla Galatasaray’a ne verebilir? Tribünler ile golcü arasında uçurum giderek büyüyecek. Baskı Burak’ın beynini için için yiyecek.
Galatasaray seyircisinin baskısına, tepkisine gerek yok. Zaten Burak o 30-35 gollü sezonları yakalayamadığı için kendi kendini yiyip bitiriyor. Sorun zaten burada... Köstek bir işe yaramaz, ama destek o golcü Burak’ı geri getirebilir. Genel olarak söylüyorum, bizim yerli oyuncular zaten Avrupa’yı istemez. Oralarda bizdeki paralar yok, bizdeki rahatlık yok.

TRANSFERİ İYİ BECERİYORLAR

Beşiktaş son dönemlerde transferi iyi beceriyor. Bu kadar sıkı para politikaları uygulanırken Aras’ı aldıklarına göre vardır bir bildikleri...

Beşiktaş’ın “Beyaz dizisi” henüz sona ermedi. Şimdi de Trabzonspor maçı ertelendi. Kupadaki Sivas Belediye maçı deplasmanda olsa, o bile ileri tarihe alınabilir diyeceğim!

Tabii ki doğal koşullar büyük etken... Ama bu iki ertelemenin ardından Fenerbahçe maç fazlasıyla da olsa 5 puan öne geçti. Bu durum Beşiktaş’ı psikolojik açıdan nasıl etkiler?
Bir fantezi yaparsak, Beşiktaş A takımı geçen yıldan beri maç oynamıyor. Aralık 2015’ten sonra, ilk maçını Şubat 2016’da oynayacak. İşin psikolojisinden çok, ilk yarı sonunda bıraktığı futbol ritmini, başlarken yakalayabilir mi? Bu konuda Şenol Hoca’nın ustalığına ve tecrübesine ihtiyaç var.

Beşiktaş, sözünü ettiği nokta transferleri gerçekleştirdi. Boyko ve Delgado’nun katkısı hakkında görüşünüz nedir?
Boyko için “vasat” diyene rastlamadım. Herkes çok iyi konuşuyor. Umarım Beşiktaş’taki başlangıcı da öyle olur ve öyle devam eder. Stoperler konusunda sıkı bir sınav olacak. Rhodolfo var, Ersan var, şimdi de Delgado geldi. Oynayanların avantajı var. Delgado, formayı alması için ekstra bir güç harcamalı...

Bir de proje transferi gerçekleştirildi: Aras Özbiliz... Alıp, İspanya’ya kiralıyorlar. Kıt kanaat geçinen bir kulübün - doğru ya da yanlış - böyle bir tasarrufta bulunmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Beşiktaş son dönemlerde transfer işlerini iyi beceriyor. Bu kadar sıkı para politikaları uygulanırken Aras Özbiliz’i aldıklarına göre vardır bir bildikleri... Üstelik aldılar, ertesi gün İspanya’ya kiralanması gündeme geldi. Demek ki Avrupa piyasasının radarında olan bir oyuncu...

LUCESCU İŞİNİ ÇOK GERÇEKÇİ BULMUYORUM

Trabzonspor’da beklenen teknik direktör değişikliği gerçekleşti. Sadi Tekelioğlu, gençleri parlatarak gitti. Hami Mandıralı’dan bu sezon aman aman başarı beklenmediği de bir gerçek...

Mandıralı’nın sezon sonuna kadar götürüp, Lucescu’nun yardımcısı olacağı konuşuluyor. Rumen çalıştırıcı gittiğinde de tek yetkili olacağı... Bu formül tutar mı?
Her gelen hocadan mucize beklemek, bizim kötü bir futbol alışkanlığımız... Hami Hoca bir ivme kazandırabilir ama mucize yaratamaz. Trabzon’da toplumsal anlayış düzelmeden futbol takımı düzelmez. Keşke Lucescu gelse diyeceğim ama kulüp bu kadar UEFA gözetimine girmişken bu kadar maliyetli bir hoca getirmek ne kadar doğru, o da tartışılmalı... Lucescu ceketini alıp gelmeyecek ki... Trabzonspor Yönetimi’nin önüne çok ciddi bir transfer paketi koyacak. Ben Lucescu işini çok gerçekçi bulmuyorum.

MUSTAFA KOÇ'UN ANISINA

- İnsan olana, öldükten sonra bir nam bırakmak, belki hiç ölmemekten hayırlıdır.
- At ölür meydan kalır, yiğit ölür şanı kalır.
- Bir insanı tanımak istiyorsan onu yüksek bir makama getirin.
- Hayırseverlik, insana zenginlikten daha fazla dost kazandırır.
- Centilmen olarak doğmak bir tesadüftür. Fakat bir centilmen olarak ölmek büyük bir başarıdır.

Haftanın takımı: Eskişehirspor, Bursaspor
Haftanın teknik direktörü: Samet Aybaba (Eskişehirspor), Hamza Hamzaoğlu (Bursaspor)
Haftanın futbolcusu: Ruud Boffin (Eskişehirspor), Aminu Umar, Musa Çağıran (Osmanlıspor)
Haftanın hakemi: Halis Özkahya (Osmanlıspor-Galatasaray)

Yorumlar