Rus analist Ermenistan'ın 5 aşamada kirli savaş stratejisini anlattı
Rus Siyasi Analist Andrew Korybko, cephede hezimete uğrayan işgalci Ermenistan'ın beş aşamada kirli savaş stratejisi yürüttüğünü söyledi. Korybko'ya göre bu çalışmaların uç noktası, bölgedeki savaşı, 'medeniyetler çatışması' olarak gösterme olacak.
Karabağ'daki işgalci Ermenistan güçlerinin, Azerbaycan'daki sivil yerleşim yerlerine saldırması üzerine, Azerbaycan ordusu hem saldırıları önlemek hem de işgal altındaki topraklarını kurtarmak için geniş çaplı bir harekat başlattı.
Azerbaycan ordusu işgal altındaki noktaları birer birer kurtarırken, cephede bozguna uğrayan Ermenistan, algı operasyonlarıyla destek almaya, Azerbaycan'ı durdurmaya çalışıyor.
Rus Siyasi Analist Andrew Korybko, AzVision'da yer alan bir makalesinde, Ermenistan'ın yürüttüğü 5 aşamalı kirli planı masaya yatırdı. İşte Rus analiste göre, 5 aşamalı o plan...
1. "Ermenistan uluslararası hukuku takip ederken, Azerbaycan onu ihlal ediyor" yalanı
1993 yılında, Ermeni ordusunun uluslararası alanda tanınan Azerbaycan topraklarından çekilmesini talep eden dört BM Güvenlik Konseyi kararı (822, 853, 874, 884) kabul edildi. Meşru hükümetlerinin iradesi dışında bu tür güçlerin yabancı topraklarda devam eden varlığı uluslararası hukukun ihlalidir. Azerbaycan, yukarıda belirtilen kararlara uygun olarak kendi topraklarının kontrolünü geri alma hakkına sahiptir. Ermeniler, Azerbaycan'daki yerel etnik akrabalarının BM tarafından teminat altına alınan kendi kaderini tayin hakkını uygulamayı hak ettiklerini iddia ediyor. Bunun arkasına sığınılacak. Azerbaycan'ın hukuku ihlal ettiği söylenecek.
2. "Türkiye, Dağlık Karabağ savaşını kışkırttı" yalanı
Ermenistan ve destekçileri, Türkiye'nin dış politikada "neo-Osmanlıcılık" yürüttüğünü iddia ederek korku yaymaya çalışıyor. Türkiye'nin operasyona dahil olduğunu iddia ediyor.
Azerbaycan, Dağlık Karabağ’da Türk askeri yardımını talep etme hakkına sahip. Bakü ve Ankara şimdiye kadar böyle bir şeyin olmadığı konusunda defalarca açıklama yaptı.
Ancak, Bakü'nün isteği üzerine, işgalci ordunun ortadan kaldırılmasında Azerbaycan'ı desteklerse, Türkiye gerçekten uluslararası hukuka tam olarak uymuş olur. Uluslararası olarak tanınan Azerbaycan topraklarında yabancı askeri personelin devam eden varlığı, çatışmayı bu kadar uzun süre 'donuk' halde tuttu ve zamanla kaçınılmaz olarak bu noktaya gelindi. Saldırıları Ermenistan başlattı.
3. "Türkiye, Suriye'den Dağlık Karabağ'a militan gönderiyor" yalanı
Ermenistan'ın 'Azerbaycan, rejim karşıtı Suriyeli savaşçıları Karabağ'a konuşlandırdı' iddiası doğrulanmadı.
Ancak kanıtlanmış olsa bile Bakü, işgal altındaki topraklarını kurtarmak için hizmet kiralama konusunda yasal hakka sahip. İkincisi, sözde "Suriyeli isyancıların" faaliyetlerini herkes onaylamasa da, herkes terörist olarak tanımlamıyor veya fiilen teörist grup olarak kabul etmiyor. Suriye'deki savaşa müdahale eden Rusya bile, Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) terörist bir grup olmadığını açıkladı ve bazı elçilerinin Moskova'yı ziyaret ettiğini kabul etti. Hatta yasa dışı kabul ettiği Ceyş el-İslam üyesi Muhammed Alluş'un Ocak 2017'de Astana'daki ilk barış görüşmelerine "muhalefet" heyeti başkanı olarak katılmasına da izin verdi. Hatta Dışişleri Bakanı Lavrov daha sonra bu muhaliflere iş birliği bile teklif etti.
Diğer yandan Ermeni diasporası, PKK ve hatta Dağlık Karabağ'daki faaliyetleri uluslararası hukuka göre yasadışı olan Yunan paralı askerler hakkındaki haberleri görmezden geliyor.
4. "Rusya ve Türkiye'nin karşı karşıya olduğu algısı için yürütülen çabalar'
Rus ve Türk diplomatlar, Dağlık Karabağ savaşının devamında hızla değişen gelişmelerde ülkelerinin konumu hakkında birbirleriyle yakın iletişim halindeler. Dolaylı veya doğrudan bir savaş olsun, CSTO ile NATO arasındaki en kötü durum senaryosunda da bile, kimsenin bir diğeriyle savaşma niyeti yoktur.
İki ülke Suriye'de zaten çok yakın işbirliği yapıyorlar. Dolayısıyla Azerbaycan söz konusu olduğunda aynı şeyi yapmamaları için hiçbir neden yok. Paralı askerler konusundaki pozisyonları da aynıdır, çünkü bu silahlı grupların çatışmaya katılma iddiasının istikrarı bozucu bir faktör olduğunu düşünürler. Şu an itibariyle, Rusya ve Türkiye'nin Karabağ konusunda fikir ayrılığına düşmek üzere olduklarına dair inandırıcı bir şekilde hiçbir kanıt yok.
Ermenistan böyle görünmesini istese de, en fazla Batılı (özellikle Fransız) diplomatik katılımlara yol açabilir. Ayrıca, ikisi arasında bir bölünmeyi kışkırtmak için her iki ülkenin liderleriyle akıl oyunları oynamak istiyor.
5. "Medeniyetler çatışmasının ön saflarında Ermenistan var" algısı
Ermenistan'ın köpürttüğü bu söylem, Azerbaycan'daki Rus Hıristiyan azınlığın topluma tam anlamıyla entegre olduğu ve saygı duyulduğu gerçeğini görmezden geliyor.
Bu aynı zamanda, Rusya ile Türkiye arasında bir bariyer açmak ve Ermenistan'ın yenilgisini önlemek için olabildiğince fazla Batı desteğini çekmeye yönelik son çare umutsuz bir girişim, olmasını istedikleri olayların tehlikeli bir portresidir.
SON
Ermenistan'ın Azerbaycan'a karşı beş aşamalı savaş stratejisi, seçici bir şekilde uluslararası hukuka dayalı olarak başlatılmaya çalışılıyor. Ancak, kısa sürede Hıristiyanlık ve İslam arasında devam eden bir "medeniyetler çatışması" iddiası noktasına ulaştı. Afganistan ve Irak'taki iki savaşla tarifsiz yıkıma neden olan Bush bile "medeniyetler çatışması yok" demişti. Oysa Paşinian, Müslüman çoğunluk Azerbaycan'a karşı savaşını tam da bu iddiayı dillendiriyor.
Ermenistan her ne pahasına olursa olsun bu kara propaganda çalışması, radikal eğilimleri olan insanlar, inançlı insanlar, hatta diğer sıradan insanlar arasında karşılık bulursa, dünya çapında dinler arası şiddete neden olabilecek son derece tehlikeli bir oyun.
Yorumlar