Putin-Biden görüşmesinde gerginliği düşürme çağrısı

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Joe Biden arasında TSİ 23.35'te başlayan telefon görüşmesinin sona erdiğini belirtti.
Rus basınına konuşan Peskov, "Görüşmeyi tamamladılar" bilgisini paylaştı.

Beyaz Saray ise, görüşmenin yaklaşık 50 dakika sürdüğünü açıkladı.

Biden ile Putin arasında bugün yapılan görüşmenin 10 Ocak'taki diplomatik görüşmelere zemin teşkil etmesi bekleniyor.

Beyaz Saray, önceki gün yaptığı açıklamada, ABD ve Rusya arasında Ukrayna konusundaki güvenlik görüşmelerinin 10 Ocak'ta başlayacağını bildirmişti. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de NATO-Rusya Konseyini 12 Ocak'ta toplantıya çağırmaya karar verdiğini duyurmuştu.

Kremlin: Putin, yaptırımlar konusunda Biden'ı uyardı

Rusya Devlet Başkan Yardımcısı Yuriy Uşakov, görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamada, "Putin, Biden'ı Batı'nın Ukrayna'daki durum için Rusya'ya yaptırım uygulama kararı almasının ilişkilerin kopmasıyla sonuçlanacağı konusunda uyardı" ifadelerini kullandı.

Uşakov, Putin'in ABD'li mevkidaşına güvenlik garantilerine ilişkin daha önce sunulan belgelerin temel prensiplerini açıkladığını belirtti.

Görüşmenin yapıcı geçtiği ifade eden yetkili, ana konuların tartışıldığını kaydetti.
Uşakov, ayrıca Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ile güvenlik garantilerine ilişkin görüşmelerin 13 Ocak'ta Viyana'da başlayacağı bilgisini paylaştı.

Bununla beraber Uşakov, "Rusya, güvenlik garantileri konusunda yasal anlamda bağlayıcı anlaşmalara ihtiyaç duyuyor. Biden, ABD'nin Ukrayna'ya harp silahları konuşlandırmayacağını belirtti" dedi.

Yetkili, "Biden, Putin'e nükleer savaşın başlatılmaması gerektiğini, bunun kazananı olmayacağını tekraren söyledi" ifadelerini kullanrak, Biden'ın ABD'nin Ukrayna'ya harp silahı konuşlandırmayacağını ifade ettiğini aktardı.

Biden'ın Rus lidere, ABD'nin güvenlik garantilerine ilişkin görüşmeler konusunda müttefikleriyle istişarede bulunacağını söylediğini kaydeden Uşakov, "Güvenlik garantisi görüşmeleri 3 formatta; Cenevre (Rusya-ABD), Viyana (AGİT) ve Brüksel'de (NATO) gerçekleştirilecek" bilgisini verdi.

Uşakov, güvenlik garantisi görüşmelerinin başarılı olmasının ABD-Rusya ilişkilerinin normalleşmesiye ve 'hatta belki gelişmesiyle' sonuçlanabileceğini vurguladı.
"Putin ile Biden, yeni yıl tatilinin ardından diyaloğun sürdürülmesinde mutabık kaldı" diyen Uşakov, "ABD, Rusya'nın kaygılarını anlıyor, fakat kendi kaygıları da mevcut; Putin, Biden ile diyaloğu sürdürmeye hazır" değerlendirmesini yaptı.

Beyaz Saray: Biden, diplomasiye olan desteğini ifade etti

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki ise, yaptığı yazılı açıklamada, Biden'ın, görüşmede diplomasiye olan desteğini ifade ettiğini ve anlamlı ilerlemelerin yalnızca gerilimin düşürüldüğü bir ortamda mümkün olabileceğini söylediğini aktardı.
Açıklamada, "Biden, Putin ile görüşmesinde Rusya'nın Ukrayna'daki gerilimi azaltması konusunda ısrarcı oldu, Rusya'nın (Ukrayna'yı) işgal etmesi durumunda ABD ve müttefiklerinin karşılık vereceğini belirtti" denildi.

Büyükelçi Antonov: Durum son derece tehlikeli

Rusya'nın Washington Büyükelçisi Anatoliy Antonov, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, "Durum son derece tehlikeli. Güvenliğimizi muhafaza etme konusundaki kararlılığımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Her şeyin bir sınırı var. Ortaklarımız, ülkemizin varlığını tehlikeye atan askeri-stratejik realiteler inşa etmeyi sürdürürse, biz de onlar için benzer zafiyetler yaratmak zorunda kalacağız" dedi.

Moskova'nın geri çekilmeye mahal olmayan bir noktaya geldiğini kaydeden Antonov, "NATO üye devletlerinin Ukrayna'yı askeri açıdan geliştirmesi Rusya için varoluşsal bir tehdittir" diye konuştu.

'Acil eylem gerekli'

"Avrupa'nın güvenliği yol ayrımında, olayların gidişatı Batılı ortakların esaslı bir diyaloğa hazır olmasına bağlı" vurgusunu yapan Antonov, şöyle devam etti: "Acil eylem gerekli. Eşit ve bölünmez güvenlik ilkesi yeniden tesis edilmeli. Bu, hiçbir devletin güvenliğini başkaları pahasına güçlendirme hakkına sahip olmadığı anlamına gelir. Siyasi irade ile bu, ciddi uzun vadeli ve yasal olarak bağlayıcı güvenlik garantilerinin geliştirilmesi yoluyla başarılabilir."