Patlamanın ardından Rus iş adamı çıktı
Dün akşam Lübnan, başkentin merkezindeki limanda yaşanan korkunç patlamayla daha önce görülmemiş bir facia yaşadı. Lübnan, Beyrut Limanı'ndaki bir depoda çıkan yangının 2 bin 750 ton amonyum nitratın bulunduğu depoya sıçramasıyla meydana gelen patlama sonucu korkunç bir felaket yaşadı. 6 yıl boyunca bir depoda tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitratın Rus iş adamına ait olduğu ortaya çıktı ve yetkililerin defalarca uyarıldığı ortaya çıktı.
Dün akşam saat 18.06'da, Lübnan'ın başkenti Beyrut'taki limanda meydana gelen patlama, kenti yerle bir ederken kıyamet filmlerini aratmayan şoke edici görüntülerin ortaya çıkmasına sebep oldu. Akıllarda patlamanın nasıl meydana geldiği sorusu belirirken, Lübnan yetkililerinin, altı yıl boyunca Beyrut limanında depolanan amonyum nitrat tehlikesi hakkında defalarca uyarıldığı ortaya çıktı. Lübnan Gümrükleri Genel Müdürü Badri Daher, ülkenin yargı yetkililerine tekrar tekrar Lübnan başkentindeki limanda depolanan 2 bin 750 ton tehlikeli kimyasal hakkında söyledi. Gümrük görevlilerinin, yetkililerden tehlikeli maddeyi Hangar 12'den taşımalarını istedikleri ancak asla izin verilmediği için altı yıl boyunca limanda durduğu belirtiliyor. "Tehlikeli maddelerin yeniden ihraç edilmesini istedik, ancak olmadı. Nedenini belirleme işini uzmanlara ve ilgili kişilere bırakıyoruz" ifadelerini kullandı. Bir liman çalışanına yakın bir kaynak ise, altı ay önce amonyum nitratı inceleyen bir ekibin, maddeller taşınmazsa 'tüm Beyrut'u havaya uçuracağı' konusunda uyardığını söyledi. Tehlikeli yükün, Rus işadamı Igor Grechushkin tarafından Eylül 2013'te terk edildiği ve sonunda altı yıl boyunca limanda kalıp depolandığı ortaya çıktı. İnternette yayınlanan belgeler, limandaki maddelerin orduya verilebileceğini veya ilgili bir şirkete satılabileceğini, ancak herhangi bir yanıt alınamadığı için patlayıcı yükü, liman bölgesinde bıraktığını ortaya çıkardı. Amonyum nitratın genel olarak gübre için kullanılan yaygın bir endüstriyel kimyasal madde olduğu çünkü bitkiler için gereken azotu içerdiğini biliniyor. Amonyum nitrat, diğer yandan madencilik sektöründe kullanılan patlayıcılarının ana bileşenlerinden biri. Amonyum nitrat kendi başına patlayıcı olmadığı gibi, aksine bir oksitleyici madde olduğu biliniyor. Tehlikeli Yükün, Eylül 2013'te, bir arıza nedeniyle durmak zorunda kalan "Moldova Bayrağı" adlı kargo gemisinden başkente ulaştığı bildiliyor. Şu anda eşi Irina ile Güney Kıbrıs'ta yaşayan iş adamı Igor Grechushkin, ölümcül kargo yüklü gemisini Beyrut'ta terk etmekle suçlanıyor. Denizciler geminin güvenliğini sağlamak için gemide kalmaya zorlanmıştı. Denizcilerin kötüye giden durumlarını protesto etmek nedeniyle açlık grevine girmelerinin ardından, gitmelerine izin verilmişti. BİR KENT BÖYLE YOK OLDU Lübnan'a önemli ticaret rotalarını bağlayan sanayi limanı patlama nedeniyle tam anlamıyla yerle bir oldu. Partalamanın ertesi günü, gününn ağarmasıyla ortaya çıkan üzücü görüntüler, vatandaşların evleri hasar gördüğü için umutsuzluk içinde olduğunu, duvarların tamamen yıkıldığını gözler önüne serdi. Hastaneler gibi hayati önem taşıyan yapıların yanı sıra kilometrelerce uzaktaolmasıolmasına rağmen havalimanı bile zarar gördü. Şoke edici görüntüler, şehirdeki mega patlamanın yaklaşık 300 bin kişiyi evsiz bıraktıktan sonra Lübnan başkentini uğrattığı yıkımın boyutunu ortaya koyuyor. Kurtarma ekipleri, Lübnan başkentindeki tüm mahalleleri harap eden felaket sonrasında, hem gece boyunca hem de Çarşamba sabahı hayatta kalanları enkazlardan kurtarmak için çalıştı. Yıkımın ölçeği o kadar büyüktü ki, dumanı hala tüten yangınlardan daha tamamen söndürülememişken, binlerce insan evsiz kaldı. Başkent bir deprem sahnesinden farksız görünüyordu. Patlama nedeniyle elektrikler de kesildiği için, yaralılarla dolup taşan hastanelerde sağlık ekiplerinin çabaları çoğu zaman sonuçsuz kaldı. Beyrut Valisi Mervan Abbud, "Patlama sonucu evlerini terk etmek zorunda kalan yüz binlerce kişinin 2-3 aydan önce evlerine dönmesinin mümkün olmayacağını söyledi. Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Beyrut Limanı'ndaki patlamada 6 yıldır bir depoda tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitratın infilak ettiğini belirtti. Avn, patlamaya sebebiyet verenlerin ve tüm sorumluların en ağır bir şekilde cezalandırılacağı sözü verdi. Lübnan Emniyet Müdürü Abbas İbrahim, Lübnan Yüksek Savunma Konseyi'nin toplantısı sonrası yaptığı kısa açıklamada, söz konusu amonyum nitratın Afrika'ya gönderilmek üzereyken limanda infilak ettiğini söyledi. Lübnan resmi ajansı NNA, Beyrut Limanı'nda patlayıcı maddelerin bulunduğu 12 numaralı depoda yangın çıktığı ve ardından şiddetli patlama meydana geldiğini duyurdu. Başbakan Hassan Diyab patlama nedeniyle ülkede çarşamba günü için "ulusal yas" ilan etti. Diyab, "ulusal bir felaket" olarak nitelediği patlamanın ardından "Dost ve kardeş ülkelere acil çağrıda bulunuyorum: Lübnan'ın yanında olun ve derin yaralarımızı iyileştirmemize yardım edin" dedi. Olay yerinde incelemelerde bulunan Beyrut Valisi Mervan Abbud yaptığı açıklamada, Beyrut'un felaket bölgesi haline geldiğini ve hasarın yüksek olduğunu belirtti. Gözyaşlarını tutamayan Abbud, limandaki patlamayı Hiroşima ve Nagazaki'ye benzetti. Lübnan Kızılhaçı, hastanelere yüzlerce yaralının götürüldüğünü, bazı kişilerin de evlerinde mahsur kaldığını açıkladı. Kentte kan bağışı çağrısı yapıldı. Lübnan'daki en güçlü siyasal hareketler arasında yer alan Hizbullah örgütü, patlamanın ardından "ulusal birlik" çağrısında bulundu: "Bu trajik felaket, eşi benzeri görülmemiş bir yıkıma yol açtı. Şimdi tüm Lübnan halkının, politik güçlerin ve ulusal aktörlerin dayanışma ve birlik zamanı." AFP'nin bölgedeki muhabiri, Beyrut'un ticaret bölgesi olan ve iş yerlerinin yoğun olduğu Hamra'daki tüm binaların dış cephelerindeki camların kırıldığını aktardı. BBC'ye konuşan Lübnan'daki Refik Hariri Üniversite Hastanesi Müdürü Dr. Firass Abiad, yaralıların çoğunun cam kırıklarından yaralandığını söyledi. Abiad, patlamanın hasarı nedeniyle iki hastanenin tahliye edilmesi gerektiğini, oradaki hastaların da nakledildiğini söyledi. Patlamanın şiddetiyle arabalar takla attı, trafik tabelaları yerinden söküldü. GÖRGÜ TANIKLARI FELAKETİ ANLATIYOR AFP'ye konuşan emekli öğretmen Makrouhie Yergenian, patlamayı bir "nükleer patlamaya" benzetti. Uzmanların açıklamasına göre, patlama Hiroşima'yı yok eden nükleer bombanın yüzde 20'si büyüklüğünde ve yaklaşık 3 kiloton TNT'ye eşitti. Bazı görgü tanıkları, kentte büyük yıkıma yol açan ve 240 km uzaklıktaki Kıbrıs'ta bile hissedilen patlama için "Atom bombası gibiydi" dedi. Kilometrelerce uzaklıktaki evlerin camlarını kıran, arabaları havaya uçuran ve kenti savaş alanına çeviren patlamadan sonra kentte büyük bir kaos yaşandı. Kentin üzerini büyük bir duman ve toz tabakası kaplarken, patlamaları ne olduğunu anlamaya çalışan insanların çığlıkları ve sirenler izledi. "SAVAŞTA BİLE BÖYLE BİR ŞEY GÖRMEDİM" Mahrouhie Yerganian adlı 73 yaşındaki bir emekli öğretmen, "Etrafımızdaki tüm binalar yıkıldı. Bu ülkede her şeyi yaşadım. Ama hiç böyle bir şeye tanık olmadım. 1975-90 yılları arasındaki iç savaşta bile böyle bir şey görmedim" diye konuştu. Walid Abdo adlı bir öğretmen de, "Nükleer patlama gibiydi" dedi. Beyrut'taki BBC muhabiri Rami Ruhayem, ülkenin derin bir ekonomik krizden geçtiği bir dönemde, koronavirüs salgınının ortasında yaşanan felaket için "Patlama daha kötü bir zamanda olamazdı" diye konuştu. Ruhayem, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Sirenler çalıyor, ambulanslar tıkanan trafikte patlamanın olduğu bölgeye ilerlemeye çalışıyordu. Yüzlerce insan saniyeler içinde evlerini kaybetti, yaşadıkları yerler cam ve enkaz yığınlarına dönüştü." BBC'ye konuşan Hadi Nasrallah adlı bir görgü tanığı da şunları söyledi: "Alevleri gördüm. Daha patlama olmamıştı. Hemen içeri girdik. Patlamadan sonra birkaç saniye hiçbir şey duyamadım. Kulaklarım sağır olmuştu. Sonra arabaların, dükkanların, evlerin üzerine cam kırıkları yağmaya başladı. "Beyrut'un her yerinde insanlar birbirlerini arıyorlardı. Herkes; kilometrelerce uzaklıktaki insanlar bile aynı şeyi anlatıyordu, kırılan camlar, sarsılan binalar ve şiddetli bir patlama. "Şoke olmuştuk. Çünkü genelde bir patlama olunca sadece bir bölgede bunlar yaşanırdı. Ama bu sefer tüm Beyrut, hatta Beyrut'un dışındaki yerlerde de aynı şeyler oldu." Sunniva Rose adlı bir gazeteci ise yerel saatle 18.08'de meydana gelen patlamadan sonraki kaos anını şöyle anlattı: "Akşam arabamla Beyrut'a gelirken hava daha aydınlıktı. Bir anda kaos başladı. Tüm caddeler cam parçalarıyla, molozla kaplandı. Binalar çöktü. Limana vardığımda asker bölgeyi kapatmıştı. İkinci bir patlama tehlikesine karşı bizden buradan uzak durmamızı istediler. "Hava kararmıştı ve kentin üzerinde hâlâ dumanlar yükseliyordu. Tüm şehir karanlıkta kalmıştı. İnsanlar kanlar içindeydi. Sokaklarda yürümek imkansızdı. Elindeki ilk yardım çantasıyla dışarı fırlayan bir doktor, 86 yaşındaki bir kadının yaralarını sarıyordu." Eski BBC muhabiri, TV sunucusu Emilia Papadopoulos patlamayı, Beyrut'a 240 kilometre uzakta bulunan Kıbrıs'ın Limasol kentinde hissettiklerini, evlerin pencerelerinin titrediğini söyledi. BBC muhabiri Rami Ruhayem, 10 kilometre uzaklıkta deprem gibi hissedildiğini söylediği patlama anı için "Hayatımda bu kadar yüksek bir ses duymadım" dedi. ABD'Lİ PATLAYICI UZMANINDAN KRİTİK AÇIKLAMA Geçmişte ABD Alkol, Tütün ve Ateşli Silahlar Bakanlığı için çalışan ve eski bir patlayıcı araştırmacısı olan Tony May, CNN'e Beyrut'taki patlama görüntülerinin olup biteni anlamak için önemli ipuçları sunduğunu söyledi. May, "Hükümetle birlikte çalışarak hem ulusal hem de uluslararası çok sayıda kaza soruşturması yürüttüm ve bunun açık bir şekilde, kazaya neden olan patlamanın, yanmaya başlayan bir binada depolanan çok miktarda patlayıcı malzeme olduğunu söyleyebilirim" ifadelerini kullandı. Sarı duman yok: May, Bağdat'tayken edindiği tecrübelerle, bir amonyum nitrat patlamasının belirti işaretinin sarı bir duman bulutu olduğunu söyledi. Beyrut'taki patlamada görülen pembe veya kırmızı bulutun "amonyum nitrat ile tutarlı olmadığını" söyledi. Ancak May, bunun mutlaka patlamaya amonyum nitratın dahil olmadığı anlamına gelmediğini söyledi. May'e göre, 'Bu sadece "başka elementler" de olduğu anlamına gelebilir.' Beyaz parlamalar: Videonun farklı bölümlerinde görülen beyaz parlamalar, büyük şok dalgasına kadar küçük patlamaların meydana geldiğini gösterebilir. CNN'in üst düzey uluslararası bir muhabiri, patlamayı bir deprem gibi hissettiğini, bir diğer tanık ise şehirde daha önce hiç böyle bir patlama hissetmediğini söyledi. CNN'in uluslararası muhabirlerindne Ben Wedeman, patlama anlarını şu sözlerle aktardı: "Beyrut'un merkezindeki CNN bürosu Salı günü daha önce hiç hissetmediğim bir şiddetle sarsıldı. Deprem olduğunu ve daha uzun süre salllanacağımızı düşünerek yere çömeldim. Bir saniye sonra cam paramparça oldu ve metal çatırtısı duydum. Pencereden baktığımda, moloz ve kırık camla kaplı sokakta bana doğru gelmekte olan sarı bir toz bulutu gördüm. İnsanlar etrafta koşup bağırıyorlardı, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Büronun geri kalanında yürüdüm. Bir pencerenin çerçevesi yerinden çıkmış, resmen parçalanmıştı. Stüdyo bir ekipman karmaşasıydı, kablolar her tarafa dağılmıştı, ancak tripoda bağlı olan kamera hala yerde idi. Büronun cam girişi, büyük, kırmızı CNN logosuyla koridorda paramparça olmuştu. Birkaç dakika sonra, normalde gayet sakin olan bir adam olan Mustafa adındaki kapı görevlisi koşarak içeri girdi. "İyi misin?" diye bağırdı. "Herkes iyi mi?" "Ben iyiyim," diye cevap verdim. Bana hiçbir şey olmadı.
Yorumlar