O gece neler yaşandı?

12 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin düzenlediği ödül töreninde neler yaşandığını sizler için araştırdık.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk olarak Diyarbakır’da, sonra da AK Parti grup toplantısındaki Ahmet Kaya açıklamaları sonrası gündem yeniden alevlendi.

Peki 1999 yılında Ahmet Kaya'nın da katıldığı Magazin Gazetecileri Derneği ödül töreninde neler yaşandı?

KÜRTÇE ŞARKI ORTALIĞI KARIŞTIRDI

Ahmet Kaya, 12 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin düzenlediği ödül törenine "Yılın Sanatçısı" ödülünü almak üzere katıldı.  Sahneye çıkıp ödülünü aldıktan sonra 13,5 hapis istemiyle yargılanmasına sebep olacak şu sözleri söyledi:

"Ben bu ödülü sadece kendi adıma değil, bu ödülü İnsan Hakları Derneği adına, bu ödülü Cumartesi Anneleri adına, bu ödülü bütün Türkiye halkı adına alıyorum. Şunu belirtmek istiyorum: Önümüzdeki kasette Kürt asıllı olduğum için Kürtçe bir şarkı yapıyorum ve Kürtçe de bir klip çekiyorum. Bu klibi yayınlayacak yürekli insanların olduğunu da biliyorum, yayınlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını da biliyorum."

Bu konuşma ile salon bir anda karıştı ve Ahmet Kaya davetliler tarafından hakaretlerle protesto edildi. Çatal, kaşıkların havada uçuştuğu bu arbede sırasında güvenlik görevlileri de Ahmet Kaya'yı kulise kaçırdı. İhbar üzerine otele gelen polisler, Ahmet Kaya'yı gözaltına almak istediler. Ancak Kaya, polislerin gelmesinden birkaç dakika önce mutfaktan çıkarak oteli terk etti.

Törende Ahmet Kaya'nın yanında olan Gülten Kaya o geceyi şu şekilde anlattı:

"Serdar Ortaç sahnede okuduğu şarkı sözünü bir anda değiştirerek “Bu devirde kimse sultan değil padişah değil. Atatürk yolunda Türkiye! Bu vatan bizim, ellerin değil!” diyordu. Bu şarkı üzerine iyice gerildi ortam. Şenay Düdek, Ahmet’e “Sünnetsiz pezevenk” diye bağırıyordu. Ercan Saatçi, Tuncay Önder, Erdal Acar ve onun bir grup adamı vardı provokasyon grubunun içinde.

Reha Muhtar 10. yıl marşını okuttu

Bir başkası, Reha Muhtar. O da çıkıp memleket bölündüğü için memleketim şarkısını okutuyor. Birden 10. Yıl marşı sahne alıyor. Herkes hezeyan içinde. Zaten grup psikolojisi böyledir, insanlar katılmak zorunda da hissediyor kendilerini. Marşı dinlemedi gitti dedirtmemek için bekledik.

Mehmet Aslantuğ ve Savaş Ay korudu

Çatal, bıçak yağmurunda çatallardan biri kafasına gelen Gülten Kaya ,"Evet benim alnıma bir çatal geldikten sonra çok gerildi eşim, gözüme gelebilirdi. O sırada sağ olsun oradaki garsonlar bizi korudu onu hiç unutmuyorum. O tablo benim için çok önemlidir. Çok hüzünleniyorum. Salonda garsonlar dışında bir tek sağduyulu insan göremiyoruz. Bir tek Mehmet Aslantuğ var bize destek olan. Bir de Savaş Ay."


 
TÜRKİYE’Yİ TERKETTİ

Bu olayın hemen sonrasında Ahmet Kaya'nın 1993 yılında Berlin'de Kürt İşadamları Derneği'nin düzenlediği bir gecede verdiği iddia edilen bir konsere ilişkin fotoğrafların Hürriyet gazetesinde yayınlanması üzerine, "Bölücü PKK örgütüne yardım ve yataklık yaptığı ve halkı ırk farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" iddiasıyla hakkında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde toplam 10,5 yıl ağır hapis istemiyle iki ayrı dava açıldı. 16 Haziran 1999'da Türkiye'den ayrıldı. Yargılamaların sonucunda gıyabında toplam 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. Daha sonra bu görüntülerin düzmece olduğu belirlendi.
 


PROTESTOYA KİMLER KATILMIŞTI?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında Ahmet Kaya'nın MGD gecesinde yaşadıklarını hatırlatıp "Kimler saldırdı? Gezi Parkı’nda bize saldıranlar saldırdı. Şimdi diyorlar ki ben o sırada tuvaletteydim, ben o sırada dışarıdaydım, ulan hepiniz oradaydınız. Kamera kayıtlarında hepinizi görüyoruz.” demesi üzerine sanatçı ve gazetecilerden birer birer olayla ilgileri olmadığına dair açıklamalar gelmeye başladı. Son olarak Serdar Ortaç, Twitter hesabı üzerinden Ahmet Kaya'nın büyük tepki aldığı o gecenin bugüne kadar yayınlanan net görüntüsünü  paylaştı.
 


 

FOTOĞRAFTA DİKKAT ÇEKEN İSİMLER

MGD ödül töreninde sahneye çıkarak memleketim şarkısını söyleyen isimler arasında AK Parti İstanbul milletvekillerinden merhum Osman Yağmurdereli ve  Başbakan’ın eski basın danışmanı Akif Beki’nin eşi Zara da yer alıyor.

AÇIKLAMA ÜSTÜNE AÇIKLAMA

Serdar Ortaç: "Bize yanlış öğretildi"

"Hepimiz bazı şeyleri yanlış biliyorduk. Bana da bazı şeyler yanlış öğretildi ve geçmişte bazı hatalar yaptım. Beni de gaza getirerek heyecanlandırdılar o gece. Umarım burada bir Kürt yarışmacı da Kürtçe bir şarkıyla yarışır bir gün. Ve hepimiz, başta ben olmak üzere pişman oluruz yaptıklarımızdan. Çünkü biz yıllarca bir şeyleri yok saydık. İnşallah öyle bir gün de gelir."

İbrahim Tatlıses: "Bedel ödemeye hazırım"

"Orada değildim. Evet, ben de o gece ödül aldım, almaz olaydım. Saat 11’de Taksim’deki Maksim Gazinosu’nda sahneden indim. Oraya gittim. Orada öğrendim beyefendiler. Teknoloji önünüzde bakın bulun. Hangi şerefsiz beni orada görmüşse ben hazırım bedel ödemeye, ya siz?"

Ertuğrul Özkök: "Bugün olsa o manşeti atmazdım"

"Durmadan diyorum ya, bugün olsa o manşeti öyle atmazdım. Ama ne yazık ki hiçbirimiz, geçmişte yaptıklarımızı, arşivlerden silme imkânına sahip değiliz. Ayrıca silme hakkına da sahip değiliz. Devletler bu alicenaplıklarıyla büyürler... Bana gelince... Daha önce de söyledim. Bugün, o haberi yine manşet yapardım. Ama başlığı öyle atmazdım. O günlerde müziğini çok sevdiğim, ‘Saza niye gelmedin’ini yüzlerce defa dinlediğim Ahmet Kaya’yı bu kadar hırpalayacak, üzecek bir laf yerine daha zeki, daha muzip bir laf bulurdum. O bile sadece gülerdi belki... "

Kadir İnanır: "Ben orada olsaydım"

"Benim olduğum yerde benim arkadaşıma kim yanlış yapabilir? Üç beş yavşak zibidinin haddine mi benim dostuma çatal bıçak atmak! O olay içerdeki program devam ederken çıkış kapısının önünde oldu, ben ne olduğunu bile anlayamadım. Anladığımda Ahmet, oteli terk etmişti zaten. "

Özcan Deniz: "Arayıp üzüntümü dile getirdim"

"Ahmet Kaya'nın linç edildiği utanç gecesinde olmadığımı 15 yıldır ifade etmeye çalıştım. Sonrasında da Ahmet Kaya'yı arayıp üzüntümü dile getirdim. Üzgünüm ki her yıl benim de orada olduğuma dair yazılar yazılmakta. Bu yüzden açıklama gereği duydum. Kınanmam bu güne ait bir kınanma değil. Diyarbakır'da yıllar önce verdiğim dev Nevruz konserinde de, Yusuf Hayaloğlu'nun albümüne verdiğim destek zamanında da bunu hep dile getirdim. İnşallah bu son olur ve bir daha bunu açıklama gereği duymam."

Reha Muhtar: "Çocuklarımın üzerine yemin ederim ki..."

"Öfkenin kabardığı o esnada, insanları sakinleştirmek için o şarkıyı ben söylettim. Üç çocuğumun üzerine yemin ediyorum ki ne o gece ne başka bir gece ne herhangi bir canlı yayında ne herhangi bir köşe yazısında ne herhangi bir röportajda ne o gecenin herhangi bir anında, Ahmet Kaya ile ilgili tek bir kelime kötü bir laf, tek bir hakaret dolu sözcük etmedim."

Berna Laçin: "Gezi'ye katıldım ama Kaya'ya saldırmadım"

"Ben Gezi’ye katıldım ama Ahmet Kaya’ya saldırmadım. Ben o gecenin sonuna yetişebildim. Mehmet Ali Erbil’in yerine Çarkıfelek’i sunmuştum. Çekimler bitince hemen geceye gittim. İçeri girdim ve ödülümü aldım. O sırada herkesi sahneye davet ettiler. Hep birlikte Memleketim şarkısını söyledik. Benim olaylardan hiç haberim yoktu, Uğur Dündar anlattı."

KÖŞKTEN BÜYÜK SANAT ÖDÜLÜ

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, görev süresinin son yılında toplumda yankı uyandıracak önemli bir karara imza attı. Gül, “Kürtçe şarkı” söyleyeceğim dediği için canlı yayında çatal, bıçak fırlatılarak protesto edilen, hakkında başlatılan soruşturmalar nedeniyle sürgün hayatı yaşadığı Paris’te hayatını kaybeden ünlü besteci ve yorumcu Ahmet Kaya’ya, müzik alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü verdi.

Kaya’ya doğum gününde büyük ödülün verilmesi, ünlü besteciye ölümünün 13. yılında ve doğum gününde devlet katında fiilen itibarının iade edildiği yorumlarına neden oldu. Kaya’nın eşinin de Köşk’ten aranması üzerine, “Çifte doğum günü oldu, onurlandım” dediği bildirildi.

AHMET KAYA KİMDİR?

Yorumlar