Numan Kurtulmuş: Seçim beyannamesi vatandaşa dokunacak
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti’nin seçim beyannamesinin vatandaşa dokunacak somut hedefleri içerdiğini belirtti.
Yeni Şafak'a konuşan AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti’nin seçim beyannamesi hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Kurtulmuş'un açıklamaları şu şekilde:
"Seçim yaklaştıkça neler yapılacağı, insan haklarından dijital teknolojilerine, eğitimden savunmaya, tarımdan toplumsal yapıdaki hedeflere kadar, seçime dönük, vatandaşa dokunacak somut hedefler üzerinde çalışılıyor. Bir taraftan arkadaşlarımızın ilgili birimlerimizin kamuoyu çalışmaları var. Nasıl biz bu seçimde oy alabiliriz bunların üzerinde çalışıyoruz. Bundan sonra da daha detaylı ve daha pratik seçim stratejileri yapılacak. AK Parti 20 yılda seçim tecrübesi de kazandı. Sahici olan her sözün ve eylemin karşılığı vardır. PR için yapılan hiçbir şeyin karşılığı yoktur."
Alevi vatandaşlara yönelik çalışmalar
Birkaç aydır özellikle çok olumlu bir gelişmenin olduğunu, ilginin, alakanın giderek arttığını görüyoruz. Özellikle yaz aylarında milletvekillerimizin, teşkilatlarımızın çok daha güçlü bir şekilde birebir sahada vatandaşlarımızın taleplerini dinleyerek çok aktif bir süreç geçirdik. Bunun önemli yansımaları oldu. Türkiye Yüzyılı programı çok büyük bir ilgi oluşturdu. Oradaki mükemmel organizasyon, fevkalade kapsayıcı, demokratik, kuşatıcı bir metinle beraber Cumhurbaşkanı’mızın gündeme konuları taşımış olması ilgi yarattı. Aynı şekilde geçtiğimiz ay içerisinde Şahkulu Dergahı’nda Alevi kardeşlerimizin beklentilerini, taleplerini gerçekleştiren Cumhurbaşkanı’mızın kamuoyu ile paylaşmış olduğu yeni birtakım uygulamalar kamuoyu tarafından takdir topladı.
Yine 29 Ekim’de bir iftihar tablosu olarak ortaya çıkan TOGG, banktan indirilerek, Cumhurbaşkanımız tarafından sürülerek kürsüye gelmesi, bunlar Türkiye için olağanüstü gelişmeler oldu. Bunların hepsi sahada vatandaşımızın AK Parti’ye, Recep Tayyip Erdoğan’a olan ilgisini, desteğini artıran unsurlar. Karşı taraftaki ittifaktan da henüz dişe dokunur, bir şey çıkmamış olması. Onların memleket meselelerini çözemeyeceğine dair kanaatleri artırıyor. Böylece terazinin iki kefesinin birisi yukarı doğru, birisi aşağı doğru hareket ediyor. Sahadaki her çalışmamızda, bunun yukarı doğru hareketlendiğini görüyoruz.
Diyarbakır mitingi
Diyarbakır’da yaklaşık 75 bin kişilik büyük bir miting yapıldı. Bu mitingler ile Diyarbakır, korkuyu korkuttu” dedi. Terör örgütlerinden artık vatandaş korkmuyor. Ben de il başkanımızdan sonra ‘Doğru söylüyorsun ama şimdi sevgiyi, şefkati genişletme vaktidir dedim. Bundan sonra terörün bir şekilde gölgesinden kurtulmuş olan, Türkiye’nin her yeri için söylüyorum, sadece Doğu ve Güneydoğu için söylemiyorum, milletimizin gönlünü alacak, sevgiyi büyütecek, kucaklaşmasını artıracak bir sürece gireceğiz. AK Parti’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın bu kadar çok seçim kazanmasının sebebi milletin gönlüne girmiş olmasıdır. 2023’te bundan çok daha zor bir görevimiz var. Gönlüne girdiğimiz vatandaşın gönlünden düşmemeyi başaracağız. Gönüllerden düşmemeyi gayretle sürdürdüğümüz takdirde milletimiz Türkiye Yüzyılı’nın kapısını 2023’te sonuna kadar açacaktır.
"Türkiye Yüzyılı" vizyonu
AK Parti, geçen 20 yılda, Türkiye yüzyılının altyapısını inşa etti. Hiç kuşkusuz AK Parti’nin bunları başarmasının ardındaki temel unsur bir zihniyet devrimi gerçekleştirmiş olmasıdır. Halkın sesinden başka, halkın egemenliğinden başka hiçbir şeyi gündemine almadı. İkincisi özgüven inşası tesis edildi. Özellikle genç nesillerde olağanüstü bir özgüven inşası oldu. Dolayısıyla yeniden kapsayıcı bir söz, yeniden daha demokratik bir Türkiye’nin inşası için kolları sıvama vakti. AK Parti ikinci yirmi yılına başlayacak.
Daha demokrat, daha katılımcı, kapsayıcı, kuşatıcı, ortak hedeflere doğru milletimizi yöneltici ortak dile, üsluba ihtiyaç var. Yeniden güçlü, büyük Türkiye ideali dediğimiz şey, toplumsal ortak vizyonun anlatımı. Türkiye burada büyük başarı kazandı 20 yılda. Şimdi daha güçlü bir Türkiye’ye geçmemiz lazım. Bütün milletimiz ile birlikte, bütün toplumsal kesimleri işin içine alarak daha katılımcı, kapsayıcı siyaset dili kullanarak ama hedeflerini yükselterek ilerleyecektir. Bu güven ve istikrarın sürdürülmesi ile birlikte aslında bir Türkiye yüzyılı olacaktır. Sadece Türkiye için değil dünya için Türkiye Yüzyılı olacaktır.
Cumhurbaşkanının diplomasi trafiği
Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşı ve tahıl koridoru krizindeki arabulucu rolüne dikkat çeken Kurtulmuş şunları söyledi: “Tahıl krizi sadece savaş ya da pandemi nedeniyle ortaya çıkan bir kriz değil. Pandemi arkasından da Rusya- Ukrayna arasındaki kriz, enerji ve gıda krizini çok önemli hale getirdi. Başından itibaren Sayın Cumhurbaşkanı’mızın tavrı, tarzı fevkalade olumlu ve yol gösterici. Avrupa ile Batı ile ilişkilerini gayet iyi tutmayı sürdürüyor. Aynı zamanda da Rusya ile Putin ile konuşabilen dünyadaki tek lider. Bu çok değerli bir konum. Türkiye’nin gerçekten hem sorun çözücü hem dünyada barışı ve adaleti sağlayıcı bir ülke konumuna doğru yükseldiğini gösteriyor.
Tahıl koridoru
Birbiri ile savaşan iki ülke, Türkiye dışında buluşacak ortak noktaları yok. Rusya tahıl koridorunu durdurma kararı aldığında bile Cumhurbaşkanımız bir ümitsizlik içerisinde olmadı. Ve bu sorunun çözülebileceğine yönelik umudunu koruyarak bu ilişkileri de sürdürdü. Tahıl koridorunun açılmış olması çok önemlidir. Bunun sürekli açık tutulması ve bunun üzerinden dünya piyasalarından tahılın çıkarılması önemlidir. Gıdaya bütün dünya erişsin ama dünyanın yoksullarının daha çok gıdaya erişmesi önemlidir. Türkiye bunu da göz önünde bulundurarak ilişkilerini sürdürüyor. Büyük bir diplomasi zaferidir.
Türkiye'nin enerji hamlesi
Türkiye, dünyanın bütün güçlerinin mücadele ettiği, gerilim ve çatışma alanlarının tam orta noktasıdır. Balkanlar, Karadeniz, Kafkaslar, Orta Doğu, Doğu Akdeniz, Akdeniz ve Afrika. Bu Türkiye’yi olağanüstü önemli hale getiriyor. Bu coğrafyada istikrarlı, gerçekten güçlü yapısı ile Türkiye öne çıkıyor. Bölgedeki çatışma ve gerilimler büyük risk oluşturduğu gibi aynı zamanda Türkiye’nin bu bölgede güçlü bir şekilde ayakta durması Türkiye için önemli avantajları da beraberinde getiriyor. Bunlardan birisi Türkiye bir gıda üssü haline gelebilir. Ayrıca Türkiye bir enerji merkezi haline gelebilir. Zaten altyapısı hazırdır. Ümit ederiz ki önümüzdeki dönemde Doğu Akdeniz’de çıkarılacak olan petrolün de Türkiye’nin de bu coğrafi konumundan istifade edilerek Avrupa piyasalarına çıkarılması sağlansın ve böylece Türkiye çok daha güçlü bir enerji merkezi haline gelsin.
6'lı masanın cumhurbaşkanı adayı
Yaklaşık bir seneyi aşkın bir süredir bir şey söylüyoruz. Altılı masanın esas problemi aday çıkaramamak değil ortak bir fikir etrafında bütünleşememek. Aday profilleri deklare edildi önce, baktık herkes farklı bir profilden bahsediyor. 6 artılı masa, ortak bir fikir etrafında bütünleşemiyor. Örneğin iktidar olursanız hangi ekonomik politikaları Türkiye’de uygulayacaksınız? Masada herkesin farklı farklı fikri var. Akdeniz ve Mavi Vatan konusunda hangi ortak fikre sahipsiniz? Bakıyorsunuz herkes ayrı bir fikirde. Kendi aralarında ortak bir fikir olmadığı için aday çıkaramıyorlar. Çünkü 6 artılı masanın şöyle bir zorluğu daha var. Cümle alem biliyor ki, HDP’nin desteği olmadan o masadan ortaya konulacak bir adayın yarışa ortak dahi olması mümkün değildir. Siyasi matematik bunu söylüyor. Ama öyle bir durum var ki, HDP’nin açık desteğini almak istemiyorlar, kapalı desteği de HDP’yi rahatsız ediyor. Bütün bunlar fikri dağınıklığın göstergesidir. Masaya oturduklarında konuştukları tek şey,’ Erdoğan gitsin de nasıl giderse gitsin’. Ortak nokta burası. Aday çıkaramamaları tarihi bir meseledir. Maalesef büyük bir dağınıklık içerisindeler. Bu masa bir çarkıfelek masası. Her gün farklı bir fikrin her gün farklı bir eğilimin gündeme geldiği bir masa gibi atfediliyor.
Kılıçdaroğlu'nun yurt dışı gezileri
Siyasetin en önemli unsurlarından birisi şeffaflıktır. Bir partinin genel başkanı gidebilir, nereye gitmek istiyorsa gider. Partisinin programını anlatır. Bunda hiçbir problem yok. Bütün bu çalışmaların şeffaf bir şekilde yapılması gerekir. Dolayısıyla üzüntümüz şudur, Türkiye’nin ana muhalefet partisinin herhangi bir ülkeye gezisinden geriye “hamburger” ve “kayıp sekiz saat” sözü kalıyorsa, ne kötü. Keşke orada yaptığı etkili politikalar ile Türkiye’nin yaptığı milli projeleri tanıttığı, muhteşem toplantılar ile anılsaydı. Ya da oradaki Türkiye’nin hak ve menfaatlerini koruyan, saygın üniversitelerde verdiği konferansları ile gündeme gelmiş olsaydı. Biz de alkışlardık
Yorumlar