Bahçeli: FETÖ'ye ne yapılıyorsa PKK'yı da kapsasın
MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuşuyor. Bahçeli, 'Türkiye'de hiçbir şey 14 Temmuz'daki gibi olmayacak. FETÖ'ye ne yapılıyorsa PKK'yı da kapsasın' dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. MHP lideri Bahçeli'nin konuşmasının satırbaşları şöyle:
VİDEO İÇİN TIKLAYIN
Önemli olan dünden ibret almaktır. Düne takılıp kalmak çözüm getirmeyecektir. Yezidler her dönemde olmuştur ve olacaktır. Mutlaka kendisine uşak bulacak ve masum canlara kast edecektir. İslam'ın başına musallat olacaktır. Kerbelayı anlamak için Hz. Hüseyin'i anlamak ve özümsemek gerekmektedir. Kerbela denince haksızlığa yenilmeyen bir düşünce anlaşılmalıdır. Hz. Hüseyin tüm mazlumların efendisiydi. Vahdet'in yanında duran kutlu bir nefer, Yezid ise kefeleşmeye tutuşmuş bir bozguncu olarak ilelebet anılacaktır.
'BİRBİRİMİZE SIMSIKI SARILMA VAKTİDİR'
Mezhepçi bakış, İslamcılığın kanını kurutmaktadır. IŞİD gibi terör örgütü böyle düşünceden beslenmiştir. Bu hazımsızlık nedir? Canlı bombalarla cana kastetmek, besmele çekerek kafa kesmek yüce Allah'ın hangi kitabında yazılıdır? Hz. Hüseyin ve ailesinin şehadeti asırlarca kanayan yara bile olsa bundan ders çıkarmak gerekmektedir. Yeni acılar olmaması için 'müslümanım' diyen herkesin adımlar atması boynunun borcudur. Birbirimize sımsıkı sarılmanın tam zamanıdır. Vakit geçerse herşey için çok geç olacaktır.
'BEKLEMEYE TAHAMMÜLÜMÜZ KALMAMIŞTIR'
Terör Türkiye'yi her gün vurmaktadır. Ülkemiz zorlu, hiddeti sürekli artan ortamdadır. Beklemeye tahammülümüz kalmamıştır. 20 temmuz tarihinden itibaren verdiğimiz şehitlerin hiç bir zaman izahı yapılmayacaktır. Dün analar ağlamayacak diyorlardı, bugün hüngür hüngür ağlayan bir milletiz. Çözüm süreci içindeydik fakat hiç bir çözüm olmadı.
'ELİNİZİ ÇABUK TUTUN'
PKK'ya destek veren memurlar, İş adamları, Medya mensuplarına ne zaman hak ettiği verilcek? Ne zaman tespit edilcektir? FETÖ ve PKK terörizmin Türkiye'yi yıkmaya çalışan maşalarıdır. PKK, 15 temmuzu tamamlamaya çalışmaktadır. Hükümete sesleniyorum: Millet ve Milliyetçiler olarak arkanızdayız. Acele ediniz, elinizi çabuk tutunuz. Korku ve korku tüccarlarına elele hadleri bildirlmelidir. Hainlerin temizliği için gün bugündür.
Unutmayınız! Atatürk'ün dediği gibi, 'Muhtaç Olduğumuz Kudret Damarlarımızdaki Asil Kanda Mevcuttur!'
Dünya beşten büyüktür ama Türkiye daha büyüktür. PKK, emperyalizmin iğrenç bir tetikçisidir. Kürt kökenli kardeşlerim, PKK'nın oyununa gelmez, devletin varlık ve birliğine karşı gelmez. PKK, 7 düvelin kokuşmuş bir taşeronudur. Onlar vatanı bölmek isteseler de, biz böldürmeyeceğiz.
'DÜN NE SÖYLEDİYSEK BUGÜN DE AYNI ÇİZGİDEYİZ'
Kanunlar önünde herkes eşittir. Yegane referans hukuk kurallarıdır. Anayasa yok sayılırsa, toplumsal huzur ve asayiş toptan bozulacaktır. 15 temmuzdan sonra bu ihtiyaç acil olarak hissedilmiştir. Milletimizin isteklerini görmezden gelip, kulağımızın üzerine yatamayız. Anayasa devlet ve millet ilişkilerini dengeleyen toplum sözleşmesidir. Dün ne söylediysek bugünde aynı çizgideyiz. Özellikle Anayasa'nın ilk 4 maddesinin değişmemesi, teklif bile edilmemesi görüşümüzü muhafaza ediyoruz.
Cumhurbaşkanı millet tarafından seçildiği gerekçesiyle fiili başkanlığı dayatmakta, görevinin sınırlarından taşmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı seçildiği andan itibaren anayasanın hükümlerini yorumlamış, verilmeyen yetkileri hak görmüş, tarafsızlığına gölge düşürmüş, AKP lehine oy istemiş, polemiklere katılmıştır. Cumhurbaşkanının bu tutumu fiili bir durum yaratmıştır.
AKP'nin ikinci olağanüstü kongresinde genel başkanlığa seçilen Binali Yıldırım'ın örtülü şekilde rahatsızlığını ilan edilen konuşması da çok yenidir. "Bugün yapmamız gereken fiili durumu yasal hale getirmektir. Bunun yolu da yeni anayasadır, yeni anayasada başkanlık sistemidir." Cumhurbaşkanı ile Başbakan ve Bakanlar Kurulu görev, yetki ve sorumlulukları içiçe geçmiş ve birbirine karışmıştır. Anayasa üzerinde zorla oynama yapılmıştır. Net olarak söylemek isterim ki şu anda anayasa çiğnenmekte ve suç işlenmektedir. Parlamenter sistemin bekleme odasına alındığını, ayakbağı olduğunu AKP milletvekilleri ve Sayın Erdoğan ileri sürmüştür. Türkiye'nin mukavemeti esnemekte ve zayıflamaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı anayasanın kendisine verdiği yetki ve sorumlulukları az bulmaktadır. Anayasanın nasıl değiştirileceği anayasa hükümleri ile belirlenmiştir. Fiili durumla anayasanın değişeceğini iddia etmek sinsi bir tezgahtır.
'TOPLUMSAL EĞİTİM DİKKATE ALINMALIDIR'
Hükümet sistemi belirlenirken, tarihsel tecrübeler, sosyo-ekonomik yapı, toplumsal eğilim dikkate alınmalıdır. Oldu bitti ile sistem değişikliği görüşmüş şey değildir. Türkiye'nin bekaa mücadelesi verdiği bu günlerde, Cumhurbaşkanının hukukla ters düşmesi geleceğimiz için çok tehlikelidir. Karşımızda iki alternatif yol vardır. Biri bizim için de en doğru olanı Sayın Cumhurbaşkanının yasal ve anayasal sınırlara çekilmesidir. Bu olmayacaksa, ikinci yol fiili durumun hukuki yol aranmasıdır. Bu durum karşısında AKP başkanlık sistemiyle ilgili inadını sürdürecekse karşımıza iki seçenecek çıkacaktır. AKP bir anayasa hazırlığı varsa, mutabık kalınan diğer maddelerle birlikte TBMM'ye getirmelidir. Vekiller vicdanlarıyla oy kullanacaklardır. Bu anayasa değişiklik teklifi ya 367'yi aşarak kanunlaşacak, ya da 330'un üzerinde kalarak referanduma sunulacaktır. MHP her karara saygılıdır. Bizim düşüncemiz mevcut sistemin güçlendirilmesidir. Milletimiz aksini söylecek olursa buna da diyeceğimiz bulunmayacaktır.
Yorumlar