May hükümetinin anahtar partisi: DUP

Başbakan May, iktidarını, Kuzey İrlanda merkezli aşırı sağcı DUP'un vereceği destekle sürdürmeye hazırlanıyor.

Birleşik Krallık’ta geçen hafta yapılan genel seçimde tek başına hükümet kurmaya yetecek milletvekili sayısına erişemeyen Muhafazakar Parti, iktidarını, Kuzey İrlanda merkezli aşırı sağcı Demokratik Birlik Partisi’nin (DUP) vereceği destekle sürdürmeye hazırlanıyor.

Başbakan Theresa May, milletvekili sayısını artırmak hayaliyle gittiği erken seçim sandığından 12 milletvekili ve tek başına iktidar imkanını kaybederek çıktı.

May’in bu sonuçla siyasi ömrünü doldurduğu konusunda kimsenin kuşkusu bulunmasa da, parti içinde, yeni bir lider seçimi için seçim sonucunun şoku atlatılana kadar beklenilmesi konusunda görüş birliği olduğu görülüyor.

Muhafazakar Partinin bu şok atlatma sürecini, mevcut parlamento dengeleri içinde hükümet olarak geçirmek için tek şansı ise seçimde 10 milletvekili çıkaran Kuzey İrlanda DUP’la iş birliğinden geçiyor.

May, kurduğu azınlık hükümetinin parlamentodaki güven oylamasında ve başta bütçe olmak üzere bazı temel yasalarda gerekli 326 milletvekiline DUP'un desteğiyle ulaşmayı planlıyor. İki parti arasında buna yönelik bir "güven ve destek" anlaşması sağlanmaya çalışılıyor.

PROTESTAN TERÖRLE BAĞLANTILI

İskoçya, Galler ve İngiltere’yle birlikte Birleşik Krallık’ın 4 ana unsurundan birini oluşturan Kuzey İrlanda’da 1968’de Katolik İrlanda milliyetçileri ile İngiltere’yle sadık Protestanlar arasında yaşanan kanlı çatışmalar 1998’de imzalanan Hayırlı Cuma Anlaşması ile son bulmuştu.

Sinn Fein çatışmanın Katolik cephesini temsil ederken, DUP Protestan cephenin sözcüsü konumundaydı. Sinn Fein’in İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (IRA) ile ilişkilerine paralel biçimde DUP’un da Ulster Savunma Birliği (UDA) ve Ulster Gönüllü Gücü (UVF) gibi terör örgütleriyle bağları bulunuyordu.

DUP'un geçen yıla kadar liderliğini yapan Peter Robinson başta olmak üzere pek çok DUP siyasetçi paramiliter saflardan siyasete geçmişti.

Hayırlı Cuma Anlaşmasının ardından başlayan barış sürecinin ilerleyen safhalarında Kuzey İrlanda’da güç paylaşımına dayalı bir özerk yönetim teşkil edildi.

Buna göre, Katolikleri ve Protestanları temsil eden en büyük iki siyasi parti, bölgesel yönetimde eşit roller üstleniyordu. Ülke, 2007’den bu yana, DUP ve Sinn Fein’in başbakanlık ve başbakan yardımcılığı makamlarını paylaştığı bölgesel hükümetle yönetiliyor.

Ancak Sinn Fein ve DUP’un ortaklığına dayalı Kuzey İrlanda bölgesel hükümeti ocak ayında bozuldu. DUP lideri ve bölgesel başbakan Arlene Foster’ın, yenilenebilir enerji projeleriyle ülkeyi yaklaşık 500 milyon sterlinlik zarara soktuğunu iddia eden Sinn Fein, Foster’ın istifasını istedi.

Foster’ın bu talebi dikkate almaması üzerine de Sinn Fein hükümetten çekildi. Kuzey İrlanda’da mart ayında yapılan erken genel seçimde Sinn Fein ve DUP başabaş bir sonuç aldı. Sinn Fein’in Foster liderliğindeki DUP’la hükümet kurmayı reddetmesi nedeniyle ülkede halen yönetim krizi var.

İŞ BİRLİĞİ YASA DIŞI OLABİLİR

Hükümet kurulamaması halinde ülkenin yönetiminin Londra’daki merkezi hükümete geçmesi gündemde. Ancak May’in DUP’un desteğine muhtaç konuma düşmesi Kuzey İrlanda’daki dengeleri sarsmış durumda.

Kuzey İrlanda’da barış sürecini başlatan Hayırlı Cuma Anlaşmasına göre bölge siyasetinde tarafsız kalması gereken Londra’nın şimdi DUP’un desteğiyle azınlık hükümeti kurma arayışının yasa dışı olduğunu savunanlar da bulunuyor.

DUP perşembe günü yapılan seçimde milletvekili sayısını 8’den 10'a çıkardı. Bu, 1971’de kurulan partiye tarihinde hiç olmadığı kadar etkin biçimde Londra siyasetini etkileme olanağı vermiş durumda.

MAY'İ ZORLAYACAK POLİTİKALAR

Ancak DUP ile Muhafazakar Partinin iş birliği, May için dikensiz gül bahçesi de olmayacak gibi görünüyor.

Kuzey İrlanda’nın Avrupa Birliği üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmesi hedefini güden Sinn Fein’e karşı DUP, ülkenin Birleşik Krallık’ın parçası olarak kalmasını savunuyor.

Bununla birlikte DUP’un siyasi yelpazedeki yerini belirleyen politikaları, partiyi aşırı sağ kategorisine sokacak nitelikte.

DUP ekonomik gerekçelerle iki İrlanda arasındaki sınırın Brexit sonrasında da açık kalmasını savunmakla birlikte, Brexit fikrinin en eski sahibi olarak sürece destek veriyor.

DUP’un koyu protestan hüviyeti, köktenci Protestan kilisesiyle bağları, üyelerinin çoğunluğunun evanjelist Hristiyanlardan oluşması ve temel sosyal politikaları Muhafazakar Parti içinde pek çok kişiyi rahatsız etmiş durumda.

DUP’un kürtaja ve doğum kontrolüne karşı olması, idam cezasından yana tutum alması da Muhafazakar Partinin ulusal politikalarıyla çelişiyor. DUP’un Muhafazakar Parti içinde rahatsızlık yaratan bir diğer politikası da eşcinsel evliliğe karşı tutumu.

Muhafazakar Partinin İskoçya kolunun lideri Ruth Davidson başta olmak üzere parti içindeki pek çok eşcinsel DUP’un bu politikasına karşı şahsi pozisyon almış durumda.

Başbakan May'in DUP lideri Foster'la bugün Londra'da görüşmesi bekleniyor. Tarafların anlaşması halinde hükümetin gelecek hafta içinde parlamentoya programını sunması öngörülüyor.

Yorumlar