Kardeşim biri "bitik" öteki "külçe" gibi ağır futbolcu

LigTV yorumcusu ve köşe yazarı Şansan Büyüka, Fenerbahçe teknik direktörü Vitor Pereira hakkında sert eleştirilerde bulundu.

Ustamız Şansal Büyüka’nın Kayserispor-Fenerbahçe maçı yorumunun başlığı, “Kötünün de kötüsü” idi. Fenerbahçe’nin Kayserispor karşısındaki futbolunu zaten kimse beğenmedi.

Kötü oyuna rağmen kazandı ama Pereira iyiden iyiye tartışılmaya başlandı. Son soracağımızı baştan soralım, Ajax ve Galatasaray maçlarının sonucu, hocanın kaderini etkiler mi?

Şurası çok net... Ajax maçı, hele Galatasaray karşısında olumsuz bir sonuç ortaya çıkarsa, Pereira’ya geçmiş olsun. Kendisini başkan Aziz Yıldırım bırakmasa bile, seyirci bırakır, camia bırakır. Zaten Pereira geldiğinden beri ne dediyse hiçbirini yapamadı... ‘Agresif futbol’ dedi, ‘Baskılı, iştahlı oyun’ dedi, ‘golcü bir takım’ dedi, ne dediyse tersi oldu. Seyirci burnundan soluyor, futboldan memnun olan tek bir Fenerbahçeli yok. Bu kadar transfer, bu kadar harcama, bu kadar kötü futbol için mi yapıldı? İsmail Kartal dönemi dahil, Kayserispor karşısındaki Fenerbahçe kadar kötüsünü görmemiştim. Fenerbahçe’nin oyununu “kötü” kelimesi bile ifade edemiyor, yetersiz kalıyor.

Oynasalar ne olur!

Tek forvet oynasa Van Persie küsüyor, çift forvet oynasa takıma uymuyor. Peki ne yapacak hoca?

Kardeşim, fizik gücü adeta “bitik” görünen Van Persie oynasa ne olacak, “külçe” gibi ağır görünen Fernandao oynasa ne olacak... İkisi birden oynasa neye merhem olacak... Koca Fenerbahçe takımı, Kayserispor gibi bu ligin kadro olarak en yetersiz takımı karşısında 94 dakika içinde rakip ceza alanı içinde sadece 6 topla buluşuyorsa biz neyi konuşuyoruz... İstersen forvette üç Van Persie ile oyna... İnsaf be... 94 dakikada rakip ceza alanı içinde sadece 6 topla buluşma olur mu? Gözlerimi ovuşturuyorum, “Bu takım Fenerbahçe mi?“ diye...

Gökhan Gönül konusunda kafanızda bir soru işareti vardı. Bugün baktığımızda o şüpheniz hiç de boş değilmiş!
Gökhan’ın birden “yok” sayılmasını eleştiriyorum ama bu konuda Gökhan’ı da eleştiriyorum. Çok sakatlanmaya, sakatlıkların gölgesinde çok kalmaya başladı. Hiçbir takım, hiçbir hoca bu kadar fazla sakatlanan oyuncu istemez. Türk futbolu da, Fenerbahçe de Gökhan’ı tepe tepe kullandı, adama nefes aldırmadı kabul... Ama futbolun adaleti de yok, vicdanı da yok... Dün unutulur, bugüne bakılır... Gökhan hazır olacak, Gökhan  güçlü olacak. Böyle bir Gökhan’a kimse duvar öremez. Sonuç; iş Gökhan’a düşüyor.

Hiçbir hoca bindiği dalı kesmez

Quaresma, Rize maçının ikinci yarısındaki futbola devamlılık kazandırırsa Güneş’in vazgeçilmezi olur. Unutulmasın, hiçbir hoca bindiği dalı kesmez. Eğer mutlaka biri tartışılacaksa, bu Şenol Güneş değil, bir oturup, bir oynayan Quaresma olmalı.

Milli takım serüveni bitti, lig ve Avrupa serüveni başladı. Fatih Terim önderliğindeki ay-yıldızlılar inanılmazı başarırken, lider Beşiktaş da koltuğu iyice sevdi.

Çaykur Rizespor bir parladı bir söndü. Beşiktaş özellikle ikinci yarıda rakibini dövdü ancak tek gol gördü. Quaresma’nın Beşiktaş’ın profilini değiştirdiği bir gerçek... Şenol Güneş bu konuda biraz tartışılıyor. Size göre Olcay ile başlaması doğru mu?

Şenol Güneş niye tartışılıyor, anlamadım. Olcay’la başlaması da doğru ki Olcay iyi oynadı, sonradan Quaresma’yı oyuna sokması da doğru... Birileri oturacak, birileri oynayacak, bu geniş ve kaliteli kadroda elbette rekabet olacak. Quaresma, Rize maçının ikinci yarısındaki futbola devamlılık kazandırırsa Güneş’in vazgeçilmezi olur. Unutulmasın, hiçbir hoca bindiği dalı kesmez. Eğer mutlaka biri tartışılacaksa, bu Şenol Güneş değil, bir oturup, bir oynayan Quaresma olmalı...

Ne bekliyorsunuz?

Beşiktaş’ta dikkat çeken diğer isim, Atiba... Geçen sezon inişli çıkışlı bir grafiği vardı ama yine de vasatın altına inmemişti. Bugün ise iyi işlere imza atıyor. Bu performansta sözleşmesini iki yıl daha uzatmasının etkisi olabilir mi?

Atiba’nın geçen sezon inişli-çıkışlı bir grafik çizdiğine katılmıyorum. Geçen yıl süper iyiydi, süper istikrarlıydı ve uzak ara Beşiktaş’ın en iyi oyuncusuydu. Bu sezon da kaldığı yerden devam ediyor. Aslında daha önce de yazdım, Beşiktaş Yönetimi, Atiba’nın yaşına bakıp, istediği sözleşme süresini hesaplayıp neredeyse kendisinden vazgeçiyordu. Bugün Atiba gibi bir orta saha adamını 10 milyon euroya zor alırsınız. Alınanları görüyoruz, ne yapıyorlar? Ne oldu bilmiyorum, Beşiktaş Yönetimi son dakikada yanlıştan döndü. Atiba bu sezon da Beşiktaş’ın vazgeçilmezi... Adamın geldiğinden beri inişi-çıkışı yok... Devamlı düz uçuşta... Ama yüksekten düz uçuşta...

Şenol Güneş, Atatürk Olimpiyat, futbolcular ise Başakşehir diyor. Sizce?

Oynarsan bahane yok, oynamazsan bahane çok... Gördük, Beşiktaş iyi oynamaya başlayınca Olimpiyat Stadı’nda da kazandı, Başakşehir’de de... Ama şurası kesin, biri 70 binlik, diğeri 20 binlik stat... 70 binlik statta 7 bin kişi kayboluyor. Ama aynı 7 bin kişi 20 bin kişilik statta ciddi bir güç oluşturuyor. Bu bakımdan Beşiktaş Başakşehir’de oynamalı. Yalnız anlamadığım şu var; takım lider, son derece iyi oynuyor, tribünler bomboş... Kardeşim, Beşiktaş’ın maçına gelmek için daha ne bekliyorsunuz?

Beşiktaş, ligdeki istikrarını Avrupa’ya da taşıdı. İki maçta da yenilmedi. Ancak bu hafta karşılarında iki maçtan da galibiyet çıkaran Lokomotif Moskova olacak. Kartal ne yapar?

Milli Takım son üç maçta 9 puan yaptı... Biz Avrupa kupalarında takımlarımız yenilgiden, beraberliği kurtardı diye bayram ediyoruz. Geçelim bunları... Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe kiminle oynarsa oynasınlar kazanmak zorundalar... Bu kadar paralar boşuna mı harcanıyor, bu kadar kadrolar iş olsun diye mi kuruluyor? Bayılıyoruz  birbirimizle kapışmaya... Çıkın biraz da gücünüzü Avrupalıya gösterin... Kadro kursan da kurmasan da zaten bizim ligde genelde ilk üçün içinde oluyorsun. Marifet Avrupa’da bir yerlere gelebilmek... Bu konuda özellikle Beşiktaş ve Fenerbahçe çok geç kaldı.

Bayılıyoruz polemiğe

Barcelona’nın aynı ayarda 30 oyuncusu var. Yarısı oturuyor, yarısı oynuyor, kimsenin de sesi çıkmıyor... Quaresma da oturacak, Yasin de oturacak, Van Persie de oturacak, yeri geldiğinde herkes oturacak.

Galatasaray, iki farklı görüntü çizdi, ilk yarıda boyun eğdiği Gençlerbirliği’ni ikinci devre yerlere serdi.

Düne kadar yerden yere vurulan Galatasaray kazanmaya devam ediyor. Arka arkaya galibiyetler Cim-Bom’u zirveye taşıdı. Taşlar yerine oturmaya başladı mı?

G.Saray’da çok haksız , çok erken bir infaz yapılmıştı. Gördük, o Galatasaray, Gençlerbirliği önünde son derece etkili bir futbol oynadı. Önceki maçlarda “Kazanıyor ama oynamıyor” diyorduk... Son maçta hem oynadı, hem kazandı. Bana göre Gençlerbirliği maçının ilk yarısı da iyiydi. Bu yarıyı yenik kapatınca “kötü oynadığını” söyleyenler oldu. Özellikle  hücum anlayışında ve ceza alanı yayı çevresinde müthiş etkili, çabuk bir Galatasaray var.

Beşiktaş’ta Quaresma tartışması gibi, Galatasaray’da da Yasin Öztekin konuşuldu. Ancak farklı bir nokta, 7 lig maçının beşinde ilk 11’de o vardı.

Kardeşim polemiğe bayılıyoruz... Barcelona’nın aynı ayarda 30 oyuncusu var. Yarısı oturuyor, yarısı oynuyor, kimsenin de sesi çıkmıyor... Quaresma da oturacak, Yasin de oturacak, Van Persie de oturacak, yeri geldiğinde herkes oturacak... Koca bir takımı hocalara teslim ediyorsun, sonra da hocanın tercih hakkına en ufak bir saygı ya da anlayış göstermiyorsun. Kaldı ki  hocalar da bir tercih yapabilirler, yanılabilirler... Futbolun doğasında var bu... Bak, dediğin gibi de 7 maçın 5’inde ilk on birde sahaya çıkmış Yasin... Unutulmasın, bu Yasin geçen yıl Karabükspor’a kiraya verilecekti, Hamza hoca engelledi. Hamza hocanın Yasin’le bir hesabı olsa gitmesine engel olur muydu?

Cim-Bom’un önce Benfica, ardından da Fenerbahçe derbisi var. Bu haftadan nasıl çıkabilir?

G.Saray için “Hüsran” ya da “Destan” haftası olabilir. Benfica karşısındaki bir galibiyet, ardından çok uzun seneler sonra gelebilecek bir Kadıköy galibiyeti Galatasaray’ı uçurur... Kolay mı, elbette değil... Ama adın Galatasaray’sa Konya’yı, Gençlerbirliği’ni yenmek marifet değil ki... Al sana büyüklüğünü gösterecek maçlar... Küçük maçlarla, küçük galibiyetlerle teselli bula bula neredeyse büyük galibiyetlere hasret kalacağız.

Adamına göre!

Mersin İdman Yurdu karşısında aciz kalan, rakibi 10 kişi kalmasıyla dengeyi kuran(!) bir Trabzonspor vardı. Bordo-mavililere neler oluyor?

Trabzonspor’un durumunu anlamak için teknik direktör Şota’nın Mersin maçı sonrası yaptığı basın toplantısını dinlemek yeterli. Trabzonspor, camiada, kulüp içinde, takım içinde kendi yarattığı rakipleriyle uğraşmaktan, prensipleri uygulamak yerine “adamına göre” davranmaktan, şampiyonluk yarışındaki rakipleri ile uğraşamıyor. Şota’yı dinleyin, Trabzonspor gerçeğini anlayın. Bu şartlar düzelmeden Trabzonspor hangi kadroyu kurarsa kursun şampiyon olamaz.

Fıkra gibi

Sormasak olmazdı. Biz büyük takımların peşine takılırken, sessiz ve derinden gelen bir takım var; Torku Konyaspor... Aykut Kocaman’ın öğrencileri üç büyüklerin ensesine yapıştı. Keza Rıza Çalımbay’ın Kasımpaşa’sı da öyle... Onlar için de kısa bir değerlendirme alsak...

Fazla değil, birkaç hafta önce Aykut hoca, başkanı tarafından eleştirildi, takım, örnek gösterdiğimiz seyirci tarafından ıslıklandı. Şimdi de takım biraz üstlere tırmandı ya, hocaya şampiyonluk soruları soruluyor. Gerçekten futbolda “Nasrettin Hoca’lık” bir ülkeyiz...

Rıza hocayı anlatmaya gerek yok... Geçen yıl Mersin diye bir takım yarattı, bu yıl Kasımpaşa‘yı ayağa kaldırdı. Türk futbolunun saygı duyulacak adamıdır Rıza Hoca...

Kötüyse Terim, iyiyse ballı Terim!

Futbol konuşurken, Milli Takımımız’ın başarısından da söz etmek gerekiyor. Biz 88’de golü bulduk, Kazakistan kazandı, İspanya yendi, bunların hepsi bir araya geldi ve Türkiye, Fransa’ya gitti.

Futbolda şansın rolü ne kadar?

Tamam, şansımız vardı, kabul ediyorum... Ama biz İzlanda‘yı yenemesek, daha önce Çek Cumhuriyeti ile Hollanda’yı mağlup edemesek final gecesinde üst üste bize yarayan sonuçların gelmesinin bir değeri kalır mıydı? İlk beş maçta beş puan aldık “Fatih  hoca yaramaz” dedik, son beş maçta 13 puan topladık Fatih hoca için “Amma ballı adam” dedik. Kötü gittik mi suçlusu Fatih hoca, iyi gitti mi “Ballı adam...” Böyle bir çelişki, böyle bir kara mizah dünyanın hangi ülkesinde var?

Good morning Infantino

UEFA Genel Sekreteri Infantino, Başkan Platini’nin 90 günlük cezasının temyiz aşamasında “Platini için adil bir yargılama bekliyoruz” dedi. Biz de Infantino’ya “Günaydın, Fenerbahçe yargılanırken aklınız neredeydi?” diyoruz...

Haftanın takımı: Medipol Başakşehir
Haftanın futbolcusu: Selçuk İnan (Galatasaray)
Haftanın teknik direktörü: Abdullah Avcı (Medipol Başakşehir)
Haftanın hakemi: Murat Özcan (Torku Konyaspor-Gaziantepspor)

Yorumlar