Jandarma Genel Komutanlığı'ndaki darbe girişimi davası başladı
FETÖ'cü darbe girişimi sırasında Jandarma'nın Beştepe'deki karargahında meydana gelen olaylara ilişkin 244 kişi hakkındaki davanın görülmesine başlandı.
Darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahında meydana gelen olaylara ilişkin 244 kişi hakkında açılan davanın görülmesine Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesinde başlandı.
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen duruşmaların 2 Şubat 2018'e kadar devam etmesi ve yaklaşık 90 gün sürmesi bekleniyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Ender Coşkun tarafından hazırlanan bin 90 sayfalık iddianamede, sanıkların, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs, silahlı terör örgütü üyesi olmak, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, askeri komutanlıkların gasbı, kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma, silahlı terör örgütü yöneticisi olmak ve sağlık görevlisinin suçu haber vermemesi" suçlarından cezalandırılmaları talep ediliyor.
SANIKLAR ARASINDA ERKAN ÖKTEN VE MUHARREM ÇÖL VAR
Sanıklar arasında eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'nin Özel Kalem Müdürü jandarma kurmay albay Erkan Ökten ve komutanlık personeli subayların "imamı" olduğu belirtilen Muhterem Çöl de yer alıyor.
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahı çevresindeki olaylarda hayatını kaybeden Emi̇n Güner, Erkan Er, Hasan Gülhan, Medet Eki̇zceli̇, Ömer Can Açıkgöz, Rüstem Resul Perçi̇n, Sedat Kaplan, Sümer Deni̇z, Tevhi̇t Akkan ve Ümi̇t Çoban'ın "maktul" olarak yer aldığı davada, darbeciler tarafından başından vurularak ağır yaralanan eski Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan, Danıştay Üyesi Muharrem Özkaya ile Emniyet Genel Müdürlüğü tüzel kişiliğinin de arasında olduğu 54 "müşteki" bulunuyor.
Jandarma Genel Komutanlığında darbeciler tarafından rehin alınan Aslan'ı, sanık Ökten'in vurduğu ileri sürülmüştü. Aslan, başından yaralanırken koruması Hasan Gülhan şehit olmuştu.
İDDİANAME
İddianamede, 15 Temmuz 2016 saat 21.00 sıralarında Genelkurmay Başkanlığı nizamiyesi önünde bomba yüklü araçla saldırıda bulunulduğu duyumunun dönemin Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Galip Mendi'nin koruma personeline intikal etmesi ile Mendi'nin Tümgeneral Arif Çetin'i aradığı, koruma personelinin de Cari Harekat Daire Başkanı Albay Ali Demir'i telefonla arayarak bilgi istediği, bunun üzerine Çetin ve Demir'in Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Merkezini telefonla aradıkları ancak cevap alamadıkları belirtildi.
Jandarma Genel Komutanlığı Karargahı'ndaki darbeci personelin Harekat Merkezi ve nöbetçi heyettekileri rehin aldığı ve görevlerinin başından uzaklaştırdığı bildirilen iddianamede, karargahta kontrol dışı hareket olduğunun anlaşılması üzerine müdahaleye karar verildiği kaydedildi.
Albay Ali Demir'in Tümgeneral Arif Çetin'i arayarak, durum hakkında bilgi verdiği, Çetin'in de "Siber saldırı ya da kontrol dışı bir hareket olabilir." değerlendirmesinde bulunduğu ve karargaha gidilmesine karar verdiği anlatılan iddianamede, Albay Ali Demir tarafından Albay Nurettin Alkan, Albay Güven Şağban, Albay Aziz Yılmaz ve Tuğgeneral Ahmet Hacıoğlu'nun telefonla arandığı, durum hakkında bilgi verildiği, darbeye kalkışan personele karşı konulması konusunda mutabakata varıldığı ve saat 22.30 civarında Beştepe Karargah binası C kapısı nizamiyesi bölgesine intikal edildiği aktarıldı.
Nizamiye bölgesinde teğmen rütbesindeki askerlerin müdahaleye giden 4 albaya tüfek doğrulttuğu, albayların, yaptıklarının suç olduğu konusunda darbeye teşebbüs eden askerleri uyardığı belirtilen iddianamede, bu esnada Albay Şağban'ın kendisine silah doğrultan askerlerce zorla içeriye sokulduğu ifade edildi.
İMAMIN EVİ "TAKTİK KOMUTA EVİ" OLDU
Eş zamanlı olarak Albaylar Yılmaz, Alkan ve Demir'e de silah doğrultulması üzerine Albay Yılmaz tarafından "zati" tabanca ile darbeye teşebbüs eden bir personelin şakağına silah dayanması suretiyle yere yatırıldığı anlatılan iddianamede, bu personel derdest edilmek üzereyken diğer darbeci personelin Yılmaz'a silah çektiği, arbede ve mücadele esnasında darbeci personelin Albay Alkan'ı kolundan silahla yaraladığı kaydedildi.
Alkan'ı yaralayan darbeci personele Albay Yılmaz ve Albay Demir'in müdahale ettiği, arbede sırasında anılan personelin darbedildiği, havaya ateş açıldığı ve personelin kışla içine kaçtıkları ifade edilen iddianamede, Yılmaz ve Demir'in, yaralı Alkan'ı geri bölgeye çekerken darbecilerin uzun namlulu silahlarla ateş açtıkları belirtildi.
Alkan'ın taksiyle hastaneye gönderilmesinden sonra Albay Demir'in, Tümgeneral Arif Çetin'i aradığı, Beştepe Karargah binasının darbeye teşebbüs eden personelin kontrolüne geçtiği, nizamiyeden içeri girilmemesi, nizamiye karşısındaki Rıfat Hisarcıklıoğlu Camisi'ne gelmesinin uygun olacağını söylediği aktarılan iddianamede, Çetin'in, saat 22.40 sıralarında camiye geldiği, durum hakkında İçişleri Bakanlığı ile mülki ve adli makamlara bilgi sunulduğu, cami imamının evinden "taktik komuta yeri" olarak faydalanıldığı bildirildi.
AKINCI ÜSSÜ'NDEN DESTEK ALDILAR
İddianamede, keskin nişancılar ve zırhlı araçların atışları sonucu nizamiye bölgesine sıkışan ve zayiat veren darbecilerin Akıncı Üssü'nden uçak ve helikopter desteği istemeleri üzerine gece boyunca sadece alçak uçuş yapan uçakların bir anda bomba attığı, ilk bombanın müdahale unsurlarının bulunduğu caminin kuzey tarafındaki sokak başına düştüğü, 10-15 dakika sonra gelen bir uçağın ise karargahın önündeki vatandaşların da bulunduğu Beştepe Köprüsü'ne bomba attığı anlatıldı.
Bu patlamada araçların infilak ettiği ve vatandaşların zarar gördüğü, ayrıca zaman zaman silahlı helikopterlerin karargahın etrafında uçuş yaptığı ve gerek vatandaşlar üzerine gerekse cami önünde bulunan müdahale unsurlarına ateş açtığı aktarılan iddianamede, ZMA personelinin ikna edilmesi sonucu çelik mantar bariyerlerin imha edildiği ve tahmini saat 06.10 civarında zırhlı araçlarla karargaha girilerek operasyon başlatıldığı bildirildi.
Müdahale sırasında ayrıca saat 06.15 sıralarında iki Sikorsky helikopterin karargah üzerine geldiği ancak yoğun ateş sonucu bölgeyi terk ettiği belirtilen iddianamede, karargaha müdahale eden unsurlarca öncelikle garaj bölgesinde rehin tutulan yaklaşık 200 civarındaki erbaş ve er ile rütbeli personele ulaşıldığı, rehinelerin arasına isyancı teröristlerin de karışması üzerine ihtiyaten tüm personelin polis gözetiminde İl Emniyet Müdürlüğüne sevk edildiği, kışla duvarı boyunca yaralı bulunan isyancı teröristlerin ambulanslarla polis gözetiminde hastanelere sevk edilmeye başlandığı kaydedildi.
ASLAN VE KORUMASININ VURULMASI
İddianamede, olay günü TEM Daire Başkanı Turgut Aslan ve koruması Hasan Gülhan'ın vurulmasına ilişkin de şu bilgilere yer verildi:
"Görüntü kayıtlarının incelenmesinde 16 Temmuz 2016 günü saat 05.59.44 kayıtlı görüntüde gözleri kapalı ve elleri arkadan bağlanmış olan Turgut Aslan'ın yanında bulunan Jandarma Teğmen İrfan Çakmakçıoğlu kontrolünde ve hemen arkasında Albay Erkan Öktem olmak üzere Atalay Salonu'ndan çıkartılarak merdivenlere yöneldikleri, aynı tarihli 06.00.07 saat kayıtlı görüntüde koruma polisi Hasan Gülhan'ın gözleri kapalı ve elleri arkadan bağlı ve hemen arkasında Albay Güven Şağban'ın gözleri kapalı ve elleri arkasından bağlı olarak yanlarında Üsteğmen Mehmet Emin Deniz, Teğmen Ali Karaahmetoğlu ve önlerinde Albay Erkan Öktem olmak üzere merdivenlerden aşağıya indirildikleri, 16 Temmuz 2016 tarih 06.02.05 saat kayıtlı görüntüde karargah komutan yan giriş kapısı önünde TEM Daire Başkanı Turgut Aslan'ın yanında Albay Erkan Öktem ve Teğmen İrfan Çakmakçıoğlu ile dışarıya çıkartıldığı, hemen arkasından koruma polisi Hasan Gülhan'ın Üsteğmen Mehmet Emin Deniz eşliğinde dışarıya çıkartıldığı ve dış bahçeden fastfood bölgesine götürüldükleri, TEM Daire Başkanı Turgut Aslan'a öldürmek maksadıyla karargahın bahçe kısmında elleri bağlıyken ateş edildiği ve yoğun düzeyde hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı, aynı yerden bina dışına çıkarılan koruma polisi Hasan Gülhan'ın darbeciler tarafından açılan ateşle şehit edildiği anlaşılmıştır."
Yorumlar