"Irkçılık Batı'nın icadı bir çizgidir"

Avrupa’da yaşanan saldırıların ardından ırkçılık ve İslamofobi’de yükseliş gözleniyor.

Paris’teki son saldırıların ardından Avrupa kadar Avrupa’da yaşayan Müslümanlar da tedirginlik içinde. Suriye ve Afganistan’dan kaçarak Avrupa kapılarına dayanan binlerce sığınmacının ardından baş gösteren ırkçılığın ardından son yaşanan patlamalarla İslam karşıtlığı da büyük bir tehdit olarak ortaya çıktı.

Peki, bu duruma nasıl gelindi? Avrupa’nın ırkçılığı ve İslam karşıtlığı  nereye dayanıyor? Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Avrupa'da yükselen İslam karşıtı ses ve bunun sebeplerini AjansHaber'e değerlendirdi:

“TEHLİKELİ BİR GİDİŞ AMA SÜRPRİZ DEĞİL”

Tehlikeli bir gidiş ama sürpriz değil. Soğuk savaş sonlandıktan sonra özellikle de 11 Eylül saldırısının ardından adeta Batı’nın yeni dönemde egemenliğini, varlığını sürdürebilmek adına karşıtlık arayışı içerisine girildi. İslam coğrafyası da özellikle Sovyetlerin dağılmasının ardından egemenlik anlamında kıymetli bir yer haline geldi. İslam coğrafyası yer altı ve yer üstü zenginliği ile Pazar işlevi görüyordu. Buraya yapılacak her türlü stratejik hamlenin bir gerekçesinin de üretilmesi gerekiyordu. Bu gerekçe Irak’ta da Afganistan’da da anlamını bulduğu gibi terörle mücadele gibi yaklaşımlarla yer aldı.

“IRKÇILIK BATI’NIN İCADI BİR ÇİZGİDİR”

Ortaya çıkan atmosfer İslam coğrafyasını terör ve kanla anılır bir coğrafyaya dönüştürdü. Bir süre sonra da özellikle kıta Avrupası’nda toplumun içine sirayet edecek kadar boyut kazandı. Bu süreç AB açısından çelişkileri de üretti. Özellikle içe kapanmayı da kendi içerisinde zorlayan mekanizma ortaya çıktı. Fransa 6 milyon Müslüman’ın yaşadığı bir ülke, Almanya keza öyle. Bütün bunlar özellikle yabancı düşmanlığını, ırkçılığı tekrar alevlendirdi. Irkçılık Batı’nın her zaman başına musallat olmuş ve biraz da Batı icadı bir çizgidir. Buna özellikle Avrupa ülkelerinin liderleri de refleks gösterdi. İngiltere yurttaşlık yasasını zorlaştırdı. Son saldırı sonrası büsbütün sınırların kontrolüne, sıkı politikalara doğru yürüdü.

“ÇIKARLARIN GÖLGESİNDEKİ HAMLELER BUMERANG ETKİSİ YAPIYOR”

Avrupa’da yaşanan gelişmelerin ardından kontrolsüz bir şekilde İslam karşıtlığına varan bir çizginin ortaya çıktığını görüyoruz. Sınırsızca yapılan bir hamlenin ürettiği de bir mekanizma. Şiddet ve terörle değil, hak ve adalet konusunda en önemli umut coğrafyası olduğunu unutmamak gerekir İslam coğrafyasının. İslam’la alakası olduğuna inanmadığım ve İslam’a en büyük zararı veren terörize edilmiş en büyük kötülük bu yaşananlar. Bu çıkarların gölgesindeki yanlış hamlelerin sonucu bir süre sonra bumerang etkisi de yapıyor.

“İHVAN’IN ÖNÜNÜ KESENLER IŞİD’İN YOLUNU AÇANLARDIR”

Mısır’da İhvan’a fırsat verilmedi, darbe ile milletin önüne set çekildi. İhvan’ın önünü Mısır’da kesenler Suriye’de IŞİD’in yolunu açanlardır. Çünkü aynı amaca hizmet etmişlerdir. Suriye’de de toplumsal muhalefet ete kemiğe bürünme sürecindeydi ama yaşananlar Esad’ın da elini güçlendirdi. Rusya DAEŞ’i bahane ederek kendi çıkarları için Suriye’ye yerleşti.

“SON PATLAMA İLE TERÖRÜN İPİNE SARILACAKLAR”

Suriye’den daha çok kaynaklanan çok önemli bir kitle Avrupa kapılarına dayandı. Bu Avrupa açısından büyük bir tepkiye ve telaşa neden oldu. AB’nin ahengi bozuldu adeta. Birbirlerine suçlayıcı yaklaşımlar sergilediler. Sığınmacıların göç yolları sorumluluk üstlenmiyor ve ortaya büyük bir çaresizlik çıktı. Kitlesel göçü tehdit olarak gören bir Avrupa da var. Son patlama ile terörün ipine sarılacaklar ve sığınmacılara yönelik daha katı uygulamalara yönelecekler.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.

 

 

Yorumlar