İlk şehidin eşi '15 Temmuz'u anlattı

FETÖ'nün darbe girişimi gecesinde "ilk kahraman şehit" olarak tarihe adını yazdıran Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Çolak'ın koruma astsubayı Bülent Aydın'ın eşi Şahnaz Aydın, o gece yaşananları anlattı.

Topçu Astsubay Kıdemli Başçavuş Bülent Aydın, 15 Temmuz'daki darbe girişiminde Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili hazırlanan çatı iddianamede "15 Temmuz'un ilk şehidi" olarak yer aldı.

ŞEHİDİN EŞİ '15 TEMMUZ'U ANLATTI


Şehit Aydın'ın öğretmen eşi Şahnaz Aydın (46), 15 Temmuz gecesi saat 21.44'te Genelkurmay Başkanlığında FETÖ mensubu darbeci askerlerce şehit edildiği belirlenen eşinin o gece yaşadıklarını ve biri 20, diğeri 16 yaşındaki iki çocuğuyla verdiği yaşam mücadelesini anlattı.

Eşinin 15 Temmuz gecesi giydiği kıyafetlerini ilk kez gün yüzüne çıkararak, kurşunların isabet ettiği noktaları gösteren Aydın, kanlar içindeki kıyafetleri işaret ederek, "Eşim her zaman ütülü giyinen, temiz bir insandı. Kıyafetlerini bu şekilde görünce kahroldum." diye konuştu.

Ayağından geçirdiği operasyon nedeniyle uzun süredir ayağa kalkmamasına karşın, 15 Temmuz günü ilk kez koltuk değneklerinin yardımıyla eşini işe uğurlayabildiğini anlatan Aydın, "O gün çocuklarımla saat 19.00 gibi bir alışveriş merkezine gittik. Saat tam 20.35'te eşimle, bize katılıp katılmayacağını sormak için görüştüm. 'Bizim işimiz uzar. Siz eve geçin' dedi. Bu son konuşmamızdı. 21.00 gibi eve geldik ama televizyon açmamıştık. Saat 22.00'de kızımın arkadaşının telefonu üzerine olanları öğrendik. Televizyonun karşısında ülkemiz için dua etmeye başladık." dedi.

"BÜLENT'İN ŞEHİT OLABİLECEĞİNİ ASLA DÜŞÜNMEMİŞTİK"

Darbe girişimi yaşanırken eşine bir şey olabileceğinin asla aklına gelmediğini ifade eden Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben Özel Kuvvetler personelinin eşiyim. Şimdiye kadar çok tehlikeler geçirdi, arayıp çok helallik istedi. Eşime o kadar güveniyordum ki... 23 yıldır bordo bereli. İki Genelkurmay Başkanı, iki Kara Kuvvetleri Komutanını, yurt dışında Süleyman Demirel'i korumuş bir insandan bahsediyoruz. Muhakkak işinin gereğini yapar, sağ salim döner demiştim. Çocuklarımla hep ülkemiz için dua ettik, Bülent'in şehit olabileceğini asla düşünmemiştik. Saat 23.00 gibi görümcem hissetmiş gibi aradı. O andan itibaren Bülent'i sabaha kadar aradık ama ulaşamadık. En son sabah saat 08.05'te hastanenin güvenlik şefi, Bülent'in telefonunu açtı. Sorduğumda 'Yaralı, hemen buraya gelin' dedi. O an belliydi zaten. Çocukları komşuya bırakıp hastaneye koştuk."

"BÜLENT'E DÖNMÜŞ EN AZ 5 SİLAH VAR"

Aydın, eşi Bülent Aydın'ın koruma astsubaylığını yaptığı Orgeneral Çolak'ın o gece "Genelkurmay Başkanı sizi toplantıya bekliyor." denilerek Genelkurmay Başkanlığına çağrıldığını ve eşinin de bu vesile ile orada olduğunu belirtti.

Eşinin Genelkurmay'da darbeci askerler tarafından vurulduğu ana yönelik görüntüleri izlediğini anlatan Aydın, "Eşimin de içinde olduğu araçlar 21.42 gibi oraya giriyor. İlk kapıdan giremiyorlar. Diğer kapıya yöneldiklerinde derdest edilmiş askerleri görüyorlar ama onlara 'tatbikat' olduğu söyleniyor. Sonra içeri girerken Koruma Müdürü Yüzbaşı Burak Akın, komutanın derdest edildiğini fark edince koşuyor. Bülent de ateş eden kişilerin olduğu yöne dönüyor. Onları görür görmez belindeki silahını çıkarıp şarjörünü dolduruyor. Üç koruma aracı var orada ama Burak Yüzbaşı ve Bülent araçtan çıkıyor." ifadelerini kullandı.

Eşinin ilk vuruluşunun ardından ayağa kalkıp darbecileri durdurmaya çalıştığını ve kendisine isabet eden ikinci kurşunla şehit olduğunu anlatan Aydın, "Kahramanca, gördüğü an silahını çekip, şarjörünü doldurmuş bizim kahraman. Korku yok, şarjörünü dolduruyor. Silah doğrulttuklarını her yerden görüyor. Bülent'e dönmüş en az 5 silah var. Bir tek önüne aracı siper alıyor." dedi.

Şahnaz Aydın, bu sırada önündeki aracın öne doğru gitmesiyle eşinin açık hedef durumuna düştüğünü belirterek, "Orada Koruma Müdürü Burak Yüzbaşım da vardı. O da iki bacağından vuruluyor ve onun için bir ambulans geliyor. O esnada Bülent'ten nabız alınamadığı için 'Bülent astsubayımı yetiştirin' diyor. Kendisine gelen ambulansı Bülent'e veriyor ama eşim vurulduğu anda böbreği, aort damarı, akciğeri ve karaciğeri zarar gördüğü için iç kanamadan orada şehit olmuş." şeklinde konuştu.

"EŞİMİN ŞEHADETİYLE GURUR DUYUYORUM"

Aydın, "Onlar vatan için, ölmek için onuru, şerefi için yetiştirildiler. Ölmek akıllarına gelmez. Eşimin şehadetiyle, ilk kahraman oluşuyla gurur duyuyorum." dedi. Eşinin 15 Temmuz'un ilk şehidi olduğunu ilk günden beri bildiğini ancak eline somut deliller henüz ulaşmadığı için başkalarının hakkına girmemek adına konuşmadığını vurgulayan Aydın, şöyle devam etti:

"Şimdi gururla söylüyorum, darbenin ilk müdahale edeni, ilk şehidi, ilk kahramanı, ilk Hasan Tahsin'i eşim Bülent Aydın'dır. Bunu da şerefle, gururla, onurla söylüyorum. Eşimin, Burak Yüzbaşı'nın müdahalesi, Genelkurmay'daki darbe girişimini dışarıya duyuran müdahaledir. Onlar silahla inmemiş olsaydı araçtan bu çatışma çıkmayacaktı. 'Genelkurmay'da silah sesleri' diye haberlerin geçtiği, oradaki darbeyi duyuran çatışmanın şehididir Bülent Aydın. 15 Temmuz'un ilk şehidi sayesinde Genelkurmay'daki çatışma duyuldu. O çatışmayla darbe deşifre oldu."

"ŞEHİDİMİN KATİLİNİ AÇIKLAYIN"

FETÖ mensubu askerlerin yargılanmalarına yönelik duygularını da Aydın, şöyle ifade etti:

"Bülent Aydın'ı vuran kişi kameralara rağmen, içinden kurşun çıkmamasına ve o kadar kişiye rağmen tespit edilememiş. Bu bizi kahreden bir konu. Kahramana bunu borçluyuz. Onu vuran kişinin tespit edilmesi gerekiyor. Bu noktada savcılarımıza çok teşekkür ediyorum, orada hain olarak bilinen herkes için eşimi ve sivilleri vurmaktan ceza istemişler. Eminim ki eşimi şehit edenin de kim olduğu ortaya çıkacaktır. Eminim ki eşimi vuranı da bilen birileri vardır."

Eşini şehit edenlere ve bu ülkeye darbe girişiminde bulunmaya çalışanlara Allah'ın en büyük cezayı vereceğini vurgulayan Aydın, "Benim en büyük güvencem yaradanım. Dua etsinler ki ölmesinler. Vatana hakkımız helal olsun ama eşimi şehit edenler, şehit olmasına sebep olanlar, edilişini görüp saklayanlara asla hakkımızı helal etmiyoruz. Bu olayı gizleyenlere helal etmiyoruz. Bunun açıklanması da bir vatan görevidir. Buradan Bülent Aydın'ın vurulduğunu gören, bilen kim varsa çağırıyorum, vatana olan görevinizi yerine getirin. Şehidimin katilini açıklayın." diye konuştu.

Aydın, hukuk kuralları çerçevesinde darbecilerin cezalandırılmasını istediğini dile getirerek, "FETÖ ile mücadeleye yönelik herkese görev düşüyor. Ben bir öğretmenim, öğrencilerimi bilinçlendirme adına bana görev düşüyor. Herkesi dürüstçe devlet, millet, bayrak adına bu işgali ortadan kaldırmaya çağırıyorum. Bizim milli birlik ve beraberlik içinde olmamız, devletimiz için çalışmamız gerekiyor. Eğer özgürlüğümüzü, vatanımızın bütünlüğünü istiyorsak, bayrağımızı seviyorsak görevimiz çerçevesinde herkesi bilinçlendirmemiz gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

"ONU ÇOK ÖZLÜYORUZ"

Eşinin şehit olduğu andan bu yana günlerin zor geçtiğini anlatan Aydın, şunları kaydetti:

"Şoku atlattık ama onu çok özlüyoruz. Bu sadece ahirette kavuşabileceğimizi bildiğimiz bir özlem. Çok zor. Çocuklarım hala özlemlerini dışa vuramadılar. Gerek devletimiz, gerek halkımız bizi çok sarıp sarmaladı. O yüzden de herkese çok teşekkür ederim. Eş, evlat olarak çok özlüyoruz. Rabbim bütün şehitlerimizin evlatlarına sabır versin. Şehitlik çok güzel ama aile için çok zor. Gururu bizi ayakta tutuyor ama çok özlüyoruz. İşini, ailesini çok seven, güzel bir insandı. Yeri doldurulamaz. Fedakarlık yaptı, hep 'Allah güzel ölüm nasip etsin' derdi. En güzelini ona nasip etti, şehit oldu."

Şahnaz Aydın, eşinin kendisi için yaptığı tek şeyin lisans eğitimini tamamlamaya çalışmak olduğunu ifade ederek, ailecek en büyük arzularının Bülent Aydın'ın isminin, bir üniversiteye verilmesi olduğunu belirtti.

Yorumlar