IKBY, Türkiye'nin PKK'ya karşı operasyonlarına desteği artıracak

'Irak'ta artan KDP-PKK gerginliği çatışmaya dönüşür mü?' başlıklı analizde Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) terör örgütü PKK'nın Irak'taki varlığına verdiği tepkiye dikkat çekildi.

Analizde, son dönemde KDP ve PKK arasında artan gerginliğin devam etmesi halinde, IKBY'nin Türkiye'nin terör örgütüne karşı operasyonlarına desteğini artıracağı aynı zamanda Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi'nin Irak'ın egemenliğini öne çıkaran politikasını da rahatsız etmesi nedeniyle, Erbil yönetiminin, Irak'ın PKK'yı terör listesine alması yönünde bir maddeyi gündemine almasının söz konusu olabileceği ifade edildi.

Terör örgütü PKK’nın Irak’taki varlığı, başta Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) olmak üzere Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) artan bir oranda tepki çekiyor. Irak merkezî hükümeti ile IKBY arasında 9 Ekim’de Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde imzalanan ve terör örgütünün Musul’un Sincar ilçesindeki varlığını sonlandırmayı hedefleyen anlaşma, Bağdat ve Erbil yönetimleri açısından da PKK’nın bölgede istikrarsızlık kaynağı olduğunu gösterdi. IKBY’de uzun yıllardır yüzlerce köyü işgal eden, halktan haraç alıp keyfi kontrol noktaları kuran ve geçen sene bir Türk diplomatı Erbil’de şehit eden terör örgütü, bölgeyi istikrarsızlaştırma girişimini ileri aşamalara taşıyor. 8 Ekim’de Türkiye sınırında bulunan Duhok’taki Serzer sınır kapısı asayiş müdürlüğü görevini yürüten ve KDP’li eski bir Peşmerge olan Gazi Salih İlhan’ın PKK tarafından öldürülmesi, IKBY’li yetkililerce terör eylemi olarak nitelendirildi ve karşılıksız bırakılmayacağı bildirildi. Ayrıca 26 Ekim’de KDP’li IKBY Başbakanı Mesrur Barzani’nin başkanlık ettiği IKBY Güvenlik Ajansı’nın, Erbil’deki yabancı bir diplomatik misyona, üyelerine ve o ülkenin şirketlerine yönelik terör saldırısı hazırlığındaki çok sayıda PKK’lının yakalandığını duyurması, KDP-PKK gerginliğini had safhaya çıkardı. Son olarak ise IKBY’nin, PKK’nın Erbil yönetiminin enerji ihracatını inkıtaa uğratmak için petrol boru hattına saldırdığını duyurması bu gerginliğin çatışmaya dönüşme ihtimalini akıllara getirdi.

KDP-PKK anlaşmazlığı DEAŞ’ın ardından gün yüzüne çıktı

KDP-PKK arasında (kısa süreli konjonktürel temaslar haricinde) geçmişten bugüne kadar gerginlik ve çatışma arasında seyreden ilişkiler, terör örgütü DEAŞ’ın Ağustos 2014’te Sincar’a saldırmasıyla birlikte yeniden gerilmeye başladı. Arap Baharı’nın etkisiyle Suriye’nin kuzeyinde oluşan yönetim boşluğunu değerlendirerek bölgeye konuşlanan terör örgütü, buradaki “kanton” projesini Irak ve IKBY arasındaki tartışmalı bölgelerden Sincar’a ve IKBY’nin sınır köylerine kadar genişletme çabası içine girdi; Suriye’nin kuzeyinde kendisine muhalif ve KDP yanlısı Kürtleri bastırarak bölgeden uzaklaştırdı. KDP peşmergelerinin 2014’te DEAŞ’ın Kobani saldırısını engellemek üzere bölgeye gelip geri dönmesine rağmen, PKK DEAŞ’la mücadele bahanesiyle yerleştiği Sincar’da “KDP’nin Ezidileri DEAŞ saldırısında yalnız bıraktığını” iddia ederek buradaki “kanton” projesini hayata geçirmeye çalışıyor. Sincar’daki yerel güçleri Irak’taki İran yanlısı Haşdi Şabi tarafından maaşa bağlanan PKK, ABD’nin Suriye’de kendisine sağladığı lojistik ve askeri destek-koruma sayesinde, IKBY özelinde KDP üzerindeki baskısını da giderek artırıyor.

2013’te duyurduğu “Siyasi Tutum Belgesi”ne göre IKBY’de alternatif aktör olmayı planlayan PKK’nın Irak genelindeki siyasi uzantılarının halk nezdinde bir desteğe ulaşamamaları, terör örgütünün Suriye savaşında ilişkisini geliştirdiği İran ve Haşdi Şabi ile yakınlaşmasına ve KDP karşıtı eylemlere odaklanmasına yol açtı. Eski IKBY Başkanı ve KDP lideri Mesut Barzani’yi geçmişte “diktatör” olmakla ve KDP’yi “DEAŞ’la işbirliği yapmakla” itham eden ve IKBY’de yaklaşık 650 köyü işgal ettiği belirtilen terör örgütünün, eş zamanlı olarak ABD ve İran’la geliştirdiği ilişkiler ve Irak’ın kuzeyi ile Sincar’daki etkinliği üzerinden KDP’yi çevreleme faaliyetlerini artırması, IKBY’nin Türkiye’nin PKK karşıtı operasyonlarına önce zımni sonra ise açıktan destek vermesine neden oldu. Terör örgütü “Sincar İnşa Meclisi” adlı yapısı üzerinden Ocak 2015’te bölgede “kanton” ilan ederken, IKBY yönetimi de PKK’yı halkın iradesi dışında “karton idareler” kurmak ve bunu halka dayatmakla suçladı. Kasım 2015’te Sincar ilçe merkezi ve çevresinin Uluslararası Koalisyon ile peşmerge güçleri tarafından DEAŞ’tan temizlenmesine rağmen DEAŞ’a karşı zaferi sahiplenmeye çalışan terör örgütünün Sincar’daki varlığı devam ediyor. Türkiye karşıtı eylemlerini Sincar üzerinden de organize eden terör örgütü, böylelikle hem Sincar-Kandil arasında hem de Suriye’nin kuzeyiyle koridor oluşturmaya çalışıyor.

BM himayesindeki Sincar anlaşması terör örgütünün Irak’taki varlığını zora soktu

BM himayesinde imzalanan ve Batılı ülkeler ile Türkiye’nin destek verdiği Bağdat ile Erbil arasındaki Sincar anlaşmasından sonra PKK’nın Irak’taki varlığı zora girdi. Enerji gelirleri, bütçe dağıtımı, tartışmalı bölgeler ve maaş ödemeleri gibi birçok konuda kalıcı bir uzlaşmaya varamayan Bağdat ve Erbil yönetiminin PKK’nın bölgedeki varlığını sonlandıracak Sincar anlaşmasında hemfikir olması ve bu anlaşmanın uluslararası destek görmesine rağmen, terör örgütü anlaşmaya açık bir şekilde karşı çıkıyor.

Terör örgütünün Sincar’daki varlığı nedeniyle, DEAŞ saldırısı sonrası evlerini terk eden birçok Ezidi yurtlarına geri dönemezken, bölgenin yeniden imarı da engelleniyor. Buna rağmen terör örgütü, bölgedeki yayılmacı politikasının ve “kanton” projesinin boşa düşeceğini ve Kandil ile Suriye’nin kuzeyindeki varlığının da akamete uğrayacağını düşünerek söz konusu anlaşmayı tanımadığını söylüyor. Öte yandan, Sincar anlaşması dolayısıyla, Bağdat-Erbil-Ankara arasındaki ilişkilerin güçleneceği ve bölgede daha önce PKK karşıtı operasyonlar yaparak Sincar’ın “ikinci Kandil” olmasına izin vermeyeceğini belirten Türkiye’nin operasyonlarının hem Irak genelinde hem de uluslararası kamuoyundaki meşruluğunun artacağı söylenebilir.

KDP, Irak’ın PKK'yı terör listesine almasını gündeme getirebilir

PKK’nın yüzlerce köy işgal ettiği ve halkı göçe zorlayarak haraç aldığı IKBY’de bir istikrarsızlık unsuru olduğu ve faaliyetleriyle bölge halkı için tehdit teşkil ettiği uzun yıllardır Erbil yönetimi tarafından artan bir tonda dile getiriliyor. IKBY’nin terör örgütüne karşı muhalefeti artarken PKK da Temmuz 2019’da Erbil’de Türk diplomat Osman Köse’yi şehit ederek hem Türkiye’yi hem de Irak’ın geri kalanına kıyasla uluslararası kurumlar ve misyonlar tarafından güvenli bir kent olarak görülen IKBY’nin başkenti Erbil’i ve kenti yöneten KDP’yi hedef almış oldu. Irak’ın Duhok kentinde, Türkiye sınırında bulunan Serzer sınır kapısı asayiş müdürü Gazi Salih İlhan’ın PKK tarafından öldürülmesi ise bölgede terör örgütünün faaliyetlerine engel oluşturan KDP’lilerin hedef alındığını ve PKK’nın KDP ile çatışmaktan imtina etmeyeceğini gösterdi. IKBY Başbakanı KDP’li Mesrur Barzani’nin başkanlık ettiği IKBY Güvenlik Ajansı’nın, ölüm tehditleri alan İlhan’ın “karanlık elli teröristlerce öldürüldüğü” ve “sorumluların bunun bedelini en ağır şekilde ödeyeceği” yönündeki açıklaması ise KDP-PKK arasındaki gerilimi tırmandırdı. Yine IKBY Güvenlik Ajansı’nın, Erbil’deki bir yabancı diplomatik misyona saldırmayı ve üyelerine suikast düzenlemeyi planlayan, PKK ile bağlantısı olan en az 12 şüphelinin yakalandığını duyurması ise KDP’nin terör örgütünün bölgedeki faaliyetlerini yakından izlediğini gösterdi. Geçtiğimiz günlerde ise IKBY’li yetkililerin, terör örgütünün Erbil yönetiminin enerji ihracını engellemeye yönelik olarak, petrol boru hattına saldırdığını belirtmesi, Sincar anlaşmasından rahatsız olan PKK’nın IKBY’nin ekonomik kaynaklarını hedef aldığı şeklinde yorumlandı.

Son dönemde KDP ve PKK arasında artan gerginliğin devam etmesi halinde, IKBY’nin Türkiye’nin terör örgütüne karşı operasyonlarına desteğini artıracağı, PKK’nın ise başta BM olmak üzere Batılı ülkelerin de destek verdiği Sincar anlaşması çerçevesinde bölgeden çekilmesine yönelik daha fazla baskı altında kalacağı söylenebilir. Ayrıca bu gerginliğin bir parçası olarak, Irak’ın kuzeyinde terör örgütünün konuşlandığı muhtelif bölgelerde, KDP güçleri ile lokal çatışmalara girişmesi de olasılıklar arasında. Buna ek olarak, PKK-KDP gerginliğinin arttığı bir dönemde, IKBY peşmergelerinin gövde gösterisi yaptığı tatbikat videolarının basına servis edilmesi de bölgede söz konusu gerilimin arttığının bir başka işareti olarak değerlendirilebilir. Terör örgütünün IKBY’de artan eylemleri ve KDP ile yaşanan geriliminin, aynı zamanda Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi’nin Irak’ın egemenliğini öne çıkaran politikasını da rahatsız etmesi nedeniyle, Erbil yönetiminin, Irak’ın PKK’yı terör listesine alması yönünde bir maddeyi gündemine alması söz konusu olabilir.

 

Yorumlar