Hazar Eğitim, Kültür ve Danışma Derneği, çocuk istismarıyla mücadele çalıştayı düzenledi

Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği, Çocuk Evliliği/İstismarıyla Mücadele Çalıştayı’nı gerçekleştirdi. Çalıştayda, her yıl dünyada 12 milyon kız çocuğunun evlendirilmesi ve toplam 650 milyon çocuğun evli olması gibi konulara dikkat çekildi.

Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından Çocuk Evliliği/İstismarıyla Mücadele Çalıştayı düzenlendi. Çalıştaya Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı’ndan uzmanlar, akademisyenler, alanda görev yapan yargı mensupları, avukatlar ve konu ile ilgili sivil toplum kuruluşları katıldı.

Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Hazar Derneği Kurucu Başkanı Ayla Kerimoğlu çocuk ve evlilik kelimelerinin yan yana telaffuz edilmesinin bile psikolojik ağırlığı yeterince fazlayken bu olgunun bizatihi kendisinin oluşturduğu travmalara şahit olmanın hepimizin vicdanında taşınması güç bir vebal olarak yer bulduğunu ifade etti. Son günlerde kamuoyunda infiale neden olan, altı yaşında evlendirilen çocuk olayının çocuk evliliğinin çocuklar ve kadınlar üzerindeki etkisini trajik bir biçimde yeniden insanların dikkatine sunduğunu söyledi.

Kerimoğlu Unicef’in raporuna dikkat çekerek her yıl dünyada 12 milyon kız çocuğunun evlendirildiğini, 2020 yılı itibariyle toplamda evli olan çocuk sayısının 650 milyon olduğunu ifade etti.

Sümeyye Erdoğan Bayraktar: “Oy kullanması için bile on sekiz yaş sınırı aranan çocukların aile kurmak gibi bir sorumluluğun altına girmesi akıl tutulmasıdır”

Kadem Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar konuşmasında “Oy kullanması için bile on sekiz yaş sınırı aranan çocukların aile kurmak gibi bir sorumluluğun altına girmesi akıl tutulmasıdır. Bu durumu dini gerekçeyle meşrulaştırmaya çalışanları da görüyoruz. Devlet mübahlar alanını da düzenleme yetkisine sahiptir. Kimse gerçek dışı gerekçeleri dini kisveye sararak devletin iradesini yok saymamalı” dedi.

İlahiyatçı Yard. Doç. Dr. Fatih Orum: “Çocuk evliliği mala düşkünlüğün, kötülük dürtüsünün topluma hediye ettiği bir marazdır”

Üç oturumdan oluşan çalıştayın ilk oturumunun konusu “Çocuk Evliliğini/İstismarını Hazırlayan Faktörler”di. Marmara Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden Doç. Dr. Fatih Aysan çocuk yaşta evliliğin sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel nedenlerini anlattıktan sonra sözü İlahiyatçı Yard. Doç. Dr. Fatih Orum’a verdi. Orum çocuk evliliklerine İslami perspektiften bakışı anlattığı sunumunda çocuk evliliğinin dini bir mesele olmadığını, insanların mal hırsından dolayı mehir alabilmek veya yetim çocukların mallarını alabilmek için evlendirdiklerine dikkat çekti. “Çocuk evliliği mala düşkünlüğün, kötülük dürtüsünün topluma hediye ettiği bir marazdır.” dedi. Oturumun üçüncü konuşmacısı Dr. Nursem Keskin Aksay’dı ve “Çocuk Evliliği/İstismarının Zihinsel Arka Planı”nı anlattı. Çocuk evliliklerini toplumsal cinsiyet eşitsizliği bağlamında ele aldı.

İkinci oturumda Cumhuriyet Savcısı Cengiz Apaydın ve İstanbul Anadolu 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ozan Mutlu çocuk evliliğinin ve istismarının hukuksal boyutlarını tecrübeleri üzerinden anlattılar. Hümanist Büro Kurucusu Avukat Seda Akço ise çocuk yaşta akranlar arası yapılan evliliklerle, arada yaş farkı olan evliliklerin farklı olduğuna dikkat çekti.

Prof. Dr. Semra Eser: “İlişkiye giren çocuklarda travmatik kanamalar, gerçekleşen doğumlarda düşükler, anne ve bebek ölümleri, düşükler… Hepsi çocuk yaşta evliliğin sonuçları”

Üçüncü oturumda ise Çocuk Evliliği/İstismarının Bireyde Oluşturduğu Sosyal-Ekonomik ve Sağlıksal sorunlar konuşuldu. Prof. Dr. Semra Eser çocuk yaşta evliliğin hem anneye hem de doğacak çocuklarına verdiği anatomik zararlardan bahsedip, anne ve çocuk ölümlerinin yüksekliğine dikkat çekti. Doç. Dr. Ali Karayağmurlu ise vakaların psikolojik etkilerinden bahsetti. Travma sonrası stres bozuklukları ve depresyonun çocuk evliliği yapan kişilerde yaygın olduğunu söyledi. Prof. Dr. Alev Erkilet ise olayın sosyolojik boyutunu ele aldı ve ekonomik eşitsizliğe, kadınların eğitimle güçlendirilmesine vurgu yaptı.

Çalıştayda çocuk evliliğinin her açıdan kız çocukları üzerinde çok fazla olumsuz sonuçlar doğurduğunun, geri dönüşümü imkansız ruhsal bedensel sorunlara ve hak kayıplarına neden olduğunun altı çizildi. Çocuk evliliğinin ataerkil zihniyet ya da dini argümanlarla meşrulaştırılmasının kabul edilemez olduğu ve küçücük çocukların omuzlarına evlilik yükünün yüklenmesinin zulüm olduğu konusunda ortak duygusuyla program nihayetlendi.

Yorumlar