"Hayırcı bir grup, başörtülü kızlarımızın zorla başörtüsünü açmış"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Antalya'daki bizim gençlik kolları standına hayırcı bir grup gelmiş ve orada başörtülü kızlarımızın başörtüsünü zorla çıkarmışlar." dedi.

Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya'nın Işıklar Caddesi'nde, AK Parti Gençlik Kollarınca açılan standa saldırı olduğunu belirterek "Hayırcı bir grup gelmiş ve orada başörtülü kızlarımızın başörtüsünü zorla çıkarmışlar. Bu insanlık mı?" dedi.

Bakan Çavuşoğlu, Antalya Ticaret Borsası Meclis Salonu'nda Sivil Düşünce Platformu üyeleriyle bir araya geldi.

Burada gündeme ve dış politikaya ilişkin görüşlerini paylaşan Çavuşoğlu, iki yüzlü, çifte standart içinde boğulup giden bir Avrupa ile mücadele ettiklerini, Avrupa'nın tüm insani değerlerini unutmaya başladığını söyledi.

Çavuşoğlu, sürekli demokrasi dersi vermeye çalışan Avrupa'nın kendileri için her şeyi hak gördüğünü belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sürekli "diktatör" denildiğini ya da gazetecilere yazdırıldığını ifade eden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Nazi'nin, Hitler'in diktatörle ne farkı var? Ben sana 'Senin uygulamaların faşist uygulamalar, Nazi dönemini hatırlatıyor.' deyince hoplayıp, zıplayacaksın. Sen bana niye söylüyorsun o zaman? Diktatör dediğiniz adam Türkiye'yi 15 yılda reforme etti. Reformların birçoğunu da bunlarla istişare ederek yaptık."

"BİZ O KADAR ONURSUZ DEĞİLİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her seçimde oyunu artırdığını, girdiği her seçimi kazandığını aktaran Çavuşoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Daha dün Antalya'da Sayın Erdoğan için 100 bin insan toplandı. Zorla olmuyor bu sevgi, sen bir tane bile insan toplayamıyorsun. Hollanda'da 'Yüzde 20 oy aldım, birinci oldum' diye seviniyorsun. Paçayı kaptırmışsınız faşist Wilders'e, onun peşinden gidiyorsunuz. 'Faşistin peşinden gidiyorsunuz, aynı şeyleri uyguluyorsun.' dediğimiz zaman bozuluyorsun? Niye gidiyorsun o zaman? 2 tane fazla oy kazanmak için tüm değerleri çiğnemenin ne anlamı var? Şimdi 'Nasıl özür dileriz?' Özür dileyeceksin. Hiçbir şey olmamış gibi davranamayız ki. Biz o kadar onursuz değiliz. Hata yaptıysan hatanı anlayacaksın ve özür dileyeceksin. Gerekli adımları atacaksın, bakacağız. 'Ben her şeyi yaptım, Türkiye sineye çeksin.' Yok geçti artık o Türkiye, geride kaldı. Başkasının aldığı kararlarla hareket eden bir Türkiye değil, yeni Türkiye herkesle işbirliği yapmak isteyen ama yanlış varsa ona da yanlış olduğunu söyleyen bir ülke."

"BAŞÖRTÜLÜ KIZLARIMIZIN BAŞÖRTÜSÜNÜ ZORLA ÇIKARMIŞLAR"

Cumhuriyetin, cumhuriyet değerlerinin korunduğunu, 100'üncü yılına giden bir cumhuriyet olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti laik, sosyal bir hukuk devletidir." dedi.

Konuşması sırasında AK Parti Antalya İl Başkanı Rıza Sümer'in verdiği notu da okuyan Çavuşoğlu, "Işıklar Caddesi'ndeki bizim gençlik kolları standına hayırcı bir grup gelmiş ve orada başörtülü kızlarımızın başörtüsünü zorla çıkarmışlar. Bu insanlık mı? Affedersiniz hayvanlık. Sen de başka yerde stant kur. Bunların laiklik anlayışı bu." görüşünü kaydetti.

"YALNIZ BIRAKILDIĞIMIZ HALDE GÖÇMENLER İÇİN HER TÜRLÜ İMKANLARI SEFERBER EDİYORUZ"

Sadece coğrafyada değil dünyanın her yerinden güçlü Türkiye'den beklentilerin büyük olduğunu ifade eden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, yıllardır sömürülen Afrika'nın kendisine ortak aradığını, Türkiye'nin şu anda Afrika Birliğinin üç ortağından biri haline geldiğini söyledi.

İnsani yardım konusunda da dünyanın her yerindeki mazlumlara ulaşmaya çalıştıklarını belirten Çavuşoğlu, dünyada bir afet olduğu zaman o ülkeye ilk ulaşan kurumların Türkiye'nin yardım kurumları olduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, insani yardım ve kalkınma yardımlarında ABD'den sonra Türkiye'nin geldiğini ifade ederek, "Suriyelilere bugüne kadar belediye ve sivil toplum örgütleriyle birlikte harcadığımız 25 milyar dolardan bahsetmiyorum, yurt dışında bir yıllık insani yardımımız yaklaşık 4 milyar dolar civarında." diye konuştu.

Göç konusunda Türkiye'nin dünyaya ders verdiğini kaydeden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Yalnız bırakıldığımız halde göçmenler için her türlü imkanları seferber ediyoruz. Bizim bugüne kadar harcadığımız miktar 25 milyar doları geçti. Bunun 15 milyar dolardan fazlası resmi yardım. Bize tüm dünya ülkelerinden göçmenler için gelen yardım ne kadar biliyor musunuz, 522 milyon dolar. Avrupa Birliği Suriyeli göçmenlere 3 milyar avro vaat etti, 2016 sonuna kadar sadece yüzde 25'ini gönderdi. Daha 500 bin okula gitmesi gereken okul çağında Suriyeli var. Eğitim için koyduğu şart, 'Bunlara yeni sınıf yapamazsınız, mevcutları tamir edebilirsiniz.' diyor. Mevcutların tamir edilmesi yeni sınıf kazandırılması demek değil ki. Dertleri bu parayla Türkiye'ye yeni bir şey kazandırmayalım. Bizim okul konusunda sıkıntımız yok ki. Türkiye karşıtlığının, İslam karşıtlığının en somut örneklerinden biri, mantığı yok."

İran'ın bütün politikalarını desteklemediklerini ancak Suriye'deki ateşkesin sağlamlaştırılması konusunda çalıştıklarını, fakat İran'ın kafasındaki politikayı desteklemediklerini, tehlikeli bulduklarını kaydeden Çavuşoğlu, "Ülkeleri ayırmamamız lazım. Mezhepçilik çok kötü bir şeydir, çok tehlikelidir. Din ayrımı çok kötü bir şeydir. Cumhurbaşkanımız ne güzel diyor 'Ben ne Sünniyim ne Şiiyim. Ben Müslümanım.' Ama İran'ın bugünkü politikası bununla çelişiyor. Komşumuz İran'la iyi ilişkiler kurmak istiyoruz ama yanlış varken de görmezden gelmek Türkiye'nin anlayışı değil." diye konuştu.

"YENİ SİSTEMDE CUMHURBAŞKANINDAN HESAP SORUYORSUN"

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 16 Nisan'da referanduma sunulacak anayasa değişikliğinin aslında çok önce yapılması gerektiğini vurgulayarak, Türkiye'de geçmişte de ülkesini seven birçok liderin başkanlık sistemini savunduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, "İşte dün ölüm yıl dönümüydü, bir kere daha rahmetle andık Muhsin Yazıcıoğlu çok savundu. 'Önemli olan şahıslar değil, sistem' diyordu. Aynı şekilde rahmetli Erbakan, rahmetli Özal, rahmetli Demirel de savunuyordu. Sadece onlar savunduğu için değil, sistemimizi netleştirmemiz lazım. Bu kadar karışık bir sistem olamaz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanının da başbakanın da halk tarafından seçildiğini kaydeden Çavuşoğlu, "O halde hükümeti başbakanın yönetmesiyle cumhurbaşkanının yönetmesi arasında ne fark var? Onu da seçiyorsun onu da seçiyorsun. Üstelik yeni sistemde cumhurbaşkanından hesap soruyorsun." dedi.


Yorumlar