GPS cihazını 'çağrı cihazı' diye yutturmuş
FETÖ'nün darbe girişimi gecesi Akıncı Üssü'nde yakalanan firari Adil Öksüz'ün, jandarma karakolunun tuvaletinde askerler tarafından bulunan GPS cihazının, kendisine ait olduğunu söylediği ve cihaz için "çağrı cihazı gibi bir şey" dediği ortaya çıktı.
FETÖ'nün sözde "Hava Kuvvetleri Komutanlığı imamı" olduğu belirlenen ve darbe girişiminin kilit isimlerinden firari Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasıyla ilgili 13'ü asker, 14'ü Emniyet Genel Müdürlüğü personeli ve biri Başbakanlık müşaviri 28 kişi hakkındaki iddianame tamamlandı.
İddianameye göre, Öksüz'ün jandarma karakolunda olduğu 16 Temmuz günü saat 15.15 sıralarında Jandarma Astsubay İsmail Uçar, tuvaletteki peçetelikte flaş bellekten biraz daha geniş bir cihaz buldu.
Uçar'ın cihazın kime ait olduğunu sorması üzerine Uzman Çavuş Serkan Çoraplı, tuvalete en son Adil Öksüz'ün girdiğini söyledi. Bunun üzerine Öksüz, "UPS mi?" diyerek, cihazın kendisine ait olduğunu, onu tuvalette düşürdüğünü kaydetti.
"Neden yalan söylüyorsun?" diyen Uçar, cihazı tuvalette yerde değil, peçeteliğin içine konulmuş vaziyette bulduğunu ifade etti.
Öksüz, cihazı ABD'den aldığını söyledi.
"OLAYI GEÇİŞTİRMEYE ÇALIŞTI"
İddianamede, FETÖ'nün sözde "Hava Kuvvetleri imamı" Adil Öksüz ile ilgili delillerin karartılmasına neden olmak, Öksüz'ün Kışla Jandarma Karakolundan alınıp İl Emniyet Müdürlüğüne götürülmesini sağlamamakla suçlanan Emniyet Amiri Hakan Kutlu'nun ifadesine yer verildi.
Kutlu, Akıncı Üssü'nde yakalanan şüphelilerle ilgili işlemler sürerken, karakol bahçesinde, tuvaletten çıkan bir astsubayın, "Bu cihaz kimin, tuvalete en son kim girdi?" dediğini aktardı.
Askerlerden birisinin, daha sonradan Adil Öksüz olduğunu öğrendikleri kişiyi işaret etmesi üzerine Öksüz'ün, cihazın kendisine ait olduğunu kabul ettiğini belirten Kutlu, "Öksüz, bu cihazın çağrı cihazı gibi bir şey olduğunu, önemli bir şey olmadığını söyleyerek olayı geçiştirmeye çalıştı. Bu şahsın daha sonra basın yayın organlarından ve internetten Adil Öksüz olduğunu öğrendim." beyanında bulundu.
Ardından, bu cihazın da tutanağa eklendiğini anlatan Kutlu, söz konusu tutanağın askerler tarafından kendisini imzalatıldığını, Öksüz'ün adliyeye getirilmesi ve adliyedeki işlemlerle ilgili bilgisinin olmadığını ileri sürdü.
İddianamede, Kutlu'nun, Öksüz'ün, FETÖ'nün "mahrem imamı" olduğunu öğrenmesine ve Kışla Jandarma Karakolundaki darbeye teşebbüs eden şüphelileri Ankara Emniyet Müdürlüğüne getirilmesi konusunda koordine etmesine rağmen Adil Öksüz'ü alıp emniyete götürmediği belirtiliyor.
Kutlu, Kışla Jandarma Karakolunda kalan Adil Öksüz'ün İl Emniyet Müdürlüğüne götürülmesi hususunda herhangi bir çaba sarf etmeyip, bu kadar önemli bir konuda gerekli hassasiyeti göstermeyerek, Öksüz ile ilgili delillerin karartılmasına neden olmakla suçlanıyor.
ÖKSÜZ'Ü SERBEST BIRAKANLARDAN 2'Sİ BYLOCK'ÇU
Cumhuriyet Savcısı Ramazan Dinç tarafından hazırlanarak Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, zanlılardan Kenan Gülbay ve Murat Bayrak'ın ByLock kullanıcısı olduğu kaydedildi.
Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Resmi Ekipler Amirliğinde eski ekipler amiri olan Gülbay'ın 26 Eylül 2014'te ByLock programını yüklediğinin belirlendiği vurgulanan iddianamede, Gülbay'ın 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden ihraç edildiği belirtildi.
İddianamede, Gülbay'ın 2013'te FETÖ yöneticilerinden, emniyet imamı "Kozanlı Ömer" kod adlı Osman Hilmi Özdil ile de görüştüğü ifade edildi.
Şüphelilerden Murat Bayrak'ın da 23 Kasım 2014'te telefonuna ByLock yüklediğinin belirlendiği kaydedilen iddianamede, Bayrak'ın Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yaparken KHK ile meslekten ihraç edildiği bilgisi paylaşıldı.
Yorumlar