Doğan Medya'yı işgal eden FETÖ'cülere müebbet istemi
FETÖ'nün darbe girişiminde Doğan Medya Center'ın işgal edilip yayının kesilmesi ve çıkan olaylarda 1 kişinin şehit edilmesine ilişkin iddianame hazırlandı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde, Bağcılar'daki Doğan Medya Center'ın işgal edilip televizyon yayınının kesilmesi ve çıkan olaylarda 1 kişinin şehit edilmesine ilişkin hazırlanan iddianamede, 5'i rütbeli 19 şüphelinin üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Doğan Medya Center'ın işgali ve çıkan olaylarda bir vatandaşın şehit edilmesine ilişkin 3'ü tutuklu 19 şüpheli asker hakkında iddianame hazırlandı. Başsavcıvekili İsmail Uçar tarafından onaylanan iddianame, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
İddianamede, tutuklu eski yüzbaşılar Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya, Mehmet Akif Aslan ile astsubaylar Muhammet Orhan Kaya, Muhammet Çınar ve 14 er "şüpheli", şehit edilen Vedat Barceğci "maktul", olaylarda yaralanan 4 kişi "mağdur", Doğan TV, Doğan Müzik Yapım, Hürriyet Radyo, D Yapım Reklamcılık ve Dağıtım, Doğan Uydu Haberleşme Hizmetleri ile CNN Türk Genel Yayın Yönetmeni Abdurrahman Ferhat Boratav'ın da aralarında bulunduğu 21 kişi "müşteki" sıfatıyla yer aldı.
Şüphelilerin "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs'', ''cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs'', ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs'' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan beşer yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
TEK TEK AYRI İSTENEN CEZALAR
Şüpheli Süleyman Ahmet Kaya'nın, Vedat Barceğci'nin ölümü nedeniyle "kasten öldürme" suçundan müebbet ile "silahla tehdit", 9 kez uygulanmak üzere "kasten öldürmeye teşebbüs", "basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı şekilde engellenmesi" suçlarından 125 yıldan 215 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.
İddianamede, şüpheli Mehmet Akif Aslan'ın "silahla tehdit", iki kez uygulanmak üzere "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından 12 yıldan 39 yıla kadar, şüpheli Erdal Şeker'in "silahla tehdit" ve "basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı şekilde engellenmesi" suçlarından 4 yıldan 12,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi.
Şüpheli 14 erin çeşitli suçlardan dörder yıldan 200'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması öngörülen iddianamede, 2 şüpheli astsubay için başka bir ceza istenmedi.
SUÇLAMALAR
İddianamede, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi ana darbe davasının sanıklarından eski Albay Ahmet Zeki Gerehan'ın, tutuklu şüpheliler yüzbaşılar Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya ve Mehmet Akif Aslan'a sıkıyönetim ilan edildiğini bildirerek, CNN Türk'ün binasının boşaltılması ve yayının kesilmesi emrini verdiği vurgulandı.
İddianamede, talimat doğrultusunda şüpheliler Kaya, Şeker ve Aslan ile şüpheli 14 erin helikoptere binerek, Doğan Medya Center'a intikale geçtikleri anlatılarak, helikopterde bulundukları sırada şüpheli yüzbaşıların, erlere şarjör takmaları, tüfeğin kayışını ellerine dolamaları, eğer tüfeklerini almak isteyen olursa çekinmeden vurmaları emrini verdikleri kaydedildi.
Şüpheli 3 erin, daha önce hiç görmedikleri, kendi birliklerinden olmayan ve emir komutası altında bulunmadıkları şüpheli yüzbaşılara darbe girişiminin tüm açıklığı ile ortaya çıktığı bir saat diliminde piyade tüfeklerini teslim ettikleri belirtilen iddianamede, şüpheli astsubayların ise darbecilerden aldıkları talimat doğrultusunda emrinde bulunan askerleri (şüpheli erler) nizamiye bölgesine güvenlik amacıyla götürdüğü ve burada mevzilendirdiği aktarıldı.
İddianamede, medya kuruluşuna yönelik eylemlerin, 1. Ordu Komutanlığı'nda görev yapan astsubay, uzman çavuş ve erler ile bu unsurları komuta etmek için Kara Harp Akademileri'nden kanunsuz bir şekilde görevlendirilen subaylar tarafından gerçekleştirildiği belirtildi.
2. ZIRHLI TUGAY KOMUTANLIĞI'NDAKİ TOPLANTILARIN ÖNEMİ
Darbe girişimi öncesi FETÖ/PDY bünyesindeki "Yurtta Sulh Konseyi" olarak adlandırılan illegal oluşum tarafından İstanbul 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı, Hava Harp Okulu ve İstanbul 66. Mekanize Piyade Tugayı'nda görevlendirmelerle ilgili yapılan toplantılarla bunlara ilişkin kamera kayıtlarının değerlendirildiği iddianamede, Zırhlı Tugay Komutanlığı'nın darbe kalkışması kapsamında tartışmasız büyük bir öneme haiz olduğu, burada yapılan planlamalar doğrultusunda, çok sayıda askeri araç ve personelin İstanbul'un değişik bölgelerine sevk edildiği kaydedildi. İddianamede, Tugay Komutanlığı'ndaki çok sayıda zırhlı araç, tank, GZPT ve askeri kamyonların planlamalar doğrultusunda Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Boğaziçi Köprüsü, Üsküdar Çevik Kuvvet, Acıbadem, Fenerbahçe Ordu Evi, 1. Ordu Karargahı, Sabiha Gökçen Havalimanı, Maltepe Kenan Evren Kışlası ve Kadıköy Göztepe Köprüsü gibi bölgelere sevk edildikleri aktarıldı.
İddianamede, elde edilen görüntü kayıtlarına göre, 13 Temmuz'da saat 19.00 sıralarında başlayarak, 14 Temmuz saat 01.30 sıralarına kadar devam eden sürede, gerek 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nın kendi komuta kademesi gerekse İstanbul'daki diğer birlikler ve diğer illerden gelen üst düzey rütbeli personelin katıldığı ve darbe faaliyetlerinin planlandığı bir toplantının gerçekleştirildiği belirtildi.
iddianamede, görev dağılımı yapılan şüphelilerin Doğan Medya Center'a girdikten sonra gerçekleştirdiği eylemler detaylı olarak anlatıldı.
Başbakan Binali Yıldırım'ın canlı yayında telefon bağlantısıyla, "TSK içerisindeki küçük bir azınlığın kalkışma içerisinde olduğu, emir komuta zinciri içerisinde bir faaliyet olmadığı, bu çılgınlığı yapanların bedelini ödeyecekleri" ve 1.Ordu Komutanının da aynı şekilde, "söz konusu faaliyetin TSK tarafından desteklenen bir faaliyet olmadığı" açıklamalarını yaptığı aktarılan iddianamede, "Bu açıklamalar ve WhatsApp grubundaki paylaşımlar dikkate alındığında, FETÖ üyelerinin, devlet erkanının kararlı tutumu ,kalkışmanın TSK içerisindeki küçük bir azınlık tarafından gerçekleştirildiğinin bildirilmesi, vatandaşlarımızın demokrasiye, milli iradeye ve ülkemize sahip çıkmak için meydanlara davet edilmesi üzerine, darbe girişimine katılan şüphelilerin motivasyonunu sağlamak, halkımız üzerinde görsel basın üzerinden şok etkisi yaratmak amacıyla CNN Türk, Kanal D ve Hürriyet binalarının işgal edilerek yayının kesilmesine karar verdiği anlaşılmıştır." denildi.
"SİZ DARBE YAPIYORSUNUZ, BIRAKIN BİZ DE HABERİMİZİ YAPALIM"
Anons üzerine bina içerisindeki müştekiler Sedat Tanrıverdi ve Nazmi Yılmaz'ın kapıyı açtığı, şüphelilerin müştekilere silah doğrultarak yere yatırdıkları, Yüzbaşı Kaya'nın erlere, 'Kıpırdarlarsa vurun' emri verdiği ve müştekilerin bina içerisine götürüldüğü bilgisi verilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Süleyman Ahmet Kaya ve şüpheli erler, burada bina personeline, 'Herkes insin, inin, vururuz' diyerek bağırmışlardır. Şüpheliler en alt katta bulunduğu sırada, Hürriyet binasının üçüncü katında bulunan ve Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni olan müşteki Mehmet Murat Yetkin telefon ile şüphelileri kameraya almaya başlamıştır. Bu durumu gören şüpheliler, silahlarını müşteki Yetkin'in bulunduğu yere doğru çevirerek, çekim yapmamasını söylemişlerdir. Şüpheliler bina personelini lobide toplamışlar ve silahlarını üzerilerine doğrultmuşlardır. Müşteki Yetkin, Süleyman Ahmet Kaya'nın yanına gelerek, 'askerlerin silahlarını indirmelerini, kendilerinin gazeteci olduğunu, silahlarının olmadığını, kimseye bir zarar veremeyeceklerini, buraya neden ve ne hakla geldiklerini' sormuştur. Kaya ise 'Darbe var yönetime el koyduk’ demiştir. Yetkin'in, 'ne hakla el koyduklarını, kimden emir aldığını' sorması üzerine Kaya, 'Böyle emir aldım, kimden emir aldığımın bir önemi yok' şeklinde karşılık vermiştir. Devamında şüpheli erlere de 'Haydi katları boşaltın' şeklinde emir vermiştir.
Kesilmesi için Yetkin'e yayının nerede yapıldığı sorulmuş, Yetkin de 'Burası gazete, burada yayın yapılmıyor, siz darbe yapıyorsunuz, bırakın biz de gazetemizi çıkaralım, haberimizi yapalım' şeklinde cevap vermiştir. Kaya'nın, 'Hayır binayı boşaltıyoruz' demesi üzerine de Yetkin, 'Cumhurbaşkanı, Başbakan ve komutanların, (hareketin emir komuta zinciri dışında olduğunu) söylediğini, kendisinin genç olduğunu, kendisine ve mesleğine yazık ettiğini, yanındaki askerlerin de genç olduğunu, ileride askerlerin kurtulabileceğini ancak kendisini burada yaktığını' söylemiştir. Bu diyalog sırasında şüpheli erler katlara çıkarak, personeli lobiye indirmeye başlamıştır. Şüpheli Kaya, yaptığı telefon görüşmesi sonrasında şüpheli erlere dönerek, 'Yanlış bir hareket görürseniz acımayın vurun' şeklinde emir vermiştir. Bu emir üzerine şüpheli erler silahlarını yeniden topladıkları personele doğrultmuşlardır.
Şüpheliler, personeli yemekhane bölümünde bir odada yaklaşık on dakika tuttuktan sonra Yüzbaşı Kaya'nın emri üzerine bina dışına çıkarmaya çalışmışlardır. Şüpheli erler, Hürriyet giriş kapısı önünde bekledikleri sırada güvenlik müdürü olarak görev yapan ve bu aşamaya kadar CNN Türk ve Kanal D binasında diğer şüpheliler ile muhatap olan müşteki Hüseyin Ulaş, Hürriyet'te bulunan personelden haber alamayınca bina önüne gelmiştir. Müştekiyi gören şüpheliler, 'Gel buraya, dur' şeklinde bağırmışlardır. Ulaş'ın geriye dönmesi üzerine arkasından 2 el ateş açmışlardır ve Ulaş olay yerinden uzaklaşarak, Hürriyet binasında şüpheli askerlerin olduğunu polis ekiplerine bildirmiştir."
Yorumlar