‘FETÖ’ köşeye sıkıştı, yargının eli güçleniyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Paralel Yapı'nın terör örgütü olarak tanımlanması için harekete geçildiğini açıkladı. Peki alınan bu karar ne anlama geliyor?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırşehir'de gerçekleştirilen Ahilik Haftası kutlama törenindeki konuşmasında, geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen MGK toplantısıyla ilgili önemli bir bilgiyi paylaştı.

Erdoğan, konuşmasında, "Legal görünüm altındaki illegal terör örgütü dedik, Fetullahçı Terör Örgütü olarak tavsiye kararını aldık ve hükümete gönderdik. Şimdi hükümetten de Bakanlar Kurulu kararını bekliyoruz ve bunların terör örgütü olarak tescilini de gerçekleştireceğiz. Bunlar PYD neyse, YPG neyse, PKK neyse bunlar da aynı kategoriden yargılanma sürecine girecekler." dedi.

Bu açıklamaların ‘Paralel Devlet’ yapılanması için daha etkili adımların atılacağının göstergesi olduğu belirtilirken eski istihbaratçı Bülent Orakoğlu AjansHaber’e yaptığı açıklamada “Ergenokon iddianamesinde gördüğümüz gibi 'FETÖ yoktur' gibi üs yargıdan bir karar alınmasının önüne geçilecek. Bu şekilde devlet içine sızmış unsurlarla güvenlik güçlerimizin daha etkili mücadele etmesinin önü açılmış oluyor.” dedi.

FETÖ’nün terör örgütü olarak tescillenmesinin önemini vurgulayan eski emniyet müdürü Hanefi Avcı da konuyla ilgili olarak “Hükümet olarak böyle bir örgütün terör örgütü olarak tanımlanması, terör örgütlerine yönelik maddi finansmanın takibi ve izlenmesi konusunda kolaylıklar getireceği açıktır.” dedi.

İşte eski istihbaratçı Bülent Orakoğlu ve eski emniyet müdürü Hanefi Avcı’nın AjansHaber’e yaptığı o açıklamalar;

Eski istihbaratçı Bülent Orakoğlu;

‘YETERLİ KANUNLARIN OLMADIĞI GÖRÜLDÜ’

Türkiye'de devlet için sızmış bir örgüt olduğu açıktır. Bu noktada terör tanımı önemli. Terör ile sadece eline silah almak ve şiddet uygulamak olarak anlamamak gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanı ile MGK'nın öncesinde, yani 17-25 Aralık sonrasında böyle bir karar alınmıştı. Ama bu karar hükümete tavsiye edilmemişti. Ergenekon davasında, güvenlik güçleri devletin içine sızmış bir yapıyla mücadele reflekslerini hem adli yönden hem de idari yönden deneyimli olmadıkları görüldü. Yani bununla ilgili yeterli kanunlar yok Türkiye'de.

Bülent Orakoğlu, Türkiye'deki üs yargının, millet iradesini örseleyen birçok kararlar verdiğini söyledi.

‘ÜS YARGI MİLLETİ ÖRSELEYEN KARARLAR ALDI’

Burada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı açıklamada FETÖ örgütünün terör örgütü olarak tescillenmesi için hükümete tavsiye kararı verildiğini belirtiyor. Bunun birçok farklı cepheleri var. Bunu yaparken adli konusunda yani Türkiye'deki üs yargının, Can Dündar davasında olduğu gibi millet iradesini örseleyen birçok kararlar verildi. Burada üs yargı organlarının vesayetçi yapılar sürecinden geldiğini görüyoruz. 1924 Anayasası'nda millet iradasi yalnız TBMM'ye aitti. Fakat 1960 Anayasası ile bu madde değiştirildi. Ondan sonra Türkiye darbeler ve faili meçhuller dönemine çekildi.

‘ERGENEKON’DAKİ SÜRECİN TEKRAR EDİLMESİNİN ÖNÜNE GEÇİLECEK’

Bu noktada Hükümet hem Sayıştay’da hem de Danıştay’da yeni düzenlemeler getiriyor. Alınan bu kararlarla hem terörle mücadelede çok büyük bir gelişim sağlanacak hem de Ergenokon iddianamesinde gördüğümüz gibi 'FETÖ yoktur' gibi üs yargıdan bir karar alınmasının önüne geçilecek. Bunun için hükümet Fethullahçı Terör Örgütü'nün var olduğunu tescillemek hem de güvenlik birimlerine yeterli desteği vermek için adli yönden yargının elini güçlendiriyor.

‘YARGI SİL BAŞTAN YENİDEN DÜZENLENİYOR’

FETÖ örgütünün terör örgütü olduğu MGK içinde tescillendi. Ama FETÖ ile ilgili üs yargıda şuana kadar verilmiş bir karar olmaması çok ciddi boşluklar ortaya çıkarıyordu. Buna karşı hükümet yargıyı sil baştan yeniden düzenliyor. Bir taraftan da Anayasa'da yapılacak değişiklerle Anayasa Mahkemesi'nin millet iradesine dönemsi sağlanıyor. Bu şekilde devlet içine sızmış unsurlarla güvenlik güçlerimizin daha etkili mücadele etmesinin önü açılmış oluyor.

Eski emniyet müdürü Hanefi Avcı;

‘TERÖR ÖRGÜTÜ’ TANIMLAMASI ÖNEMLİ

Bu noktada asıl önemli olan mahkeme yani yargı kararlarıdır. Fakat terör örgütlerinin finansman kaynaklarıyla ilgili alınacak idari tedbirler konusunda hükümetin böyle bir karar alması gerekiyor yani bazı grupları terör örgütü diye tanımlaması gerekiyor.

Hanefi Avcı, bu kararın yargının işlemlerini daha kolay yapmasını sağlayacağını belirtti.

YARGININ ELİNİ GÜÇLENDİRECEKTİR

Böyle bir karar bu tip uygulamaları kolaylaştıran iradi tasarrufu işlemler yapılmasını kolaylaştırıyor. Yargının da işlemlerini daha kolay yapması konusunda önünü açan bir karar.

Asıl önemli olan yargının vereceği karar çünkü yargılamalar halen devam ediyor. Önümüzdeki süreçte mahkemeler karar verecek, mahkemenin karar vermesi ve ardından bu karar da Yargıtay tarafından kabul edilirse, asıl o zaman hukuki manada daha geniş bir durumu ifade edecektir.

Ama şuandaki idari tasarrufun da önemli olduğu düşüncesindeyim. Hükümet olarak böyle bir örgütün terör örgütü olarak tanımlanması, terör örgütlerine yönelik maddi finansmanın takibi ve izlenmesi konusunda kolaylıklar getireceği açıktır.

ERDOĞAN AYNI DİLLE CEVAP VERİYOR

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kürsüden bunu ifade etmesi de bu işin biraz politika ve psikolojik tarafıdır. Çünkü örgüt de sadece bir eylemde faaliyette bulunmuyor, aynı zamanda da psikolojik harekatı ve siyaseti hatta basını kullanıyor. Erdoğan'ın açıklaması da onlara aynı dille cevap vermesi olarak değerlendirilebilir. Çünkü asıl başlayan süreç hukuki süreç ve işlemdir.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.

Yorumlar