FETÖ ile hiçbir irtibatım yok
Ekrem Dumanlı, Emre Uslu, Tuncay Opçin, Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan ve Prof. Dr. Osman Özsoy'un da aralarında bulunduğu 17 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında, Nazlı Ilıcak savunma yaptı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri ve bu konuda çağrışım yapan mesajlar verdikleri iddia edilen 17 sanık hakkında açılan davanın birinci duruşmasında savunma yapan Nazlı Ilıcak, "Biz gazeteciler röportaj yaparız ve dikkat çekici bir fotoğraf kullanırız. O zamanlar Zekeriya Öz, terör örgütü üyesi değil, açığa alınmış bir savcı. Baktım kar yağıyor, aldım elime bir kartopu ona da verdim bir tane çekildik. Bu önemli bir şey değil. Aklamak için yapılmadı." dedi
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, tutuklu sanıklar Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Şükrü Tuğrul Özşengül ve Yakup Şimşek ile tutuksuz sanık Tibet Murad Sanlıman ve tarafların avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada, iddianamenin özeti okundu.
Özetin ardından savunmasına başlayan tutuklu sanık Nazlı Ilıcak, cezaevinde bulunduğu 11 ayın ardından savunma yapabildiği için mutlu olduğunu, FETÖ'nün nasıl gizli ve sinsi bir örgüt olduğundan iddianamede bahsedildiğini, FETÖ ile ilgili hiçbir irtibatının bulunmadığını iddia etti.
"DARBELERLE MÜCADELE ETMİŞ BİRİYİM"
Kendisinin 70 yaşın üstünde olduğunu belirten Ilıcak, "Bu zamana kadar hiçbir örgütle, cemaatle ilişkim olmadı. Benim babam Demokrat Parti'nin bakanlarından biri, annem Amerikan Kolejinde, abim Robert Kolejinde okumuş. Bu nedenle bizim ilişkimizin olma ihtimali yok. 27 Mayıs darbesinin acısını babamın bakan olmasından, 12 Eylül darbesinin acısını dayımın bakan olmasından dolayı yaşadım. Hayatım boyunca darbelerle mücadele etmiş biriyim, bugün bununla suçlanıyorum." diye konuştu.
Sabah gazetesinden ayrıldıktan sonra kapatılan Zaman ve Bugün gazetelerinden teklif geldiğini aktaran Ilıcak, şöyle devam etti:
"Zaman'da yazılara müdahalede bulunuluyor denildiği için, Bugün gazetesini tercih ettim. Oğlum Mehmet Ali Ilıcak ile ben kurmuştum o gazeteyi. Maddi imkansızlıklar dolayısıyla satmak zorunda kalmıştık. Abdullah Gül'ün yanına gittim bana bir isim ver dedim, o da bana Akın İpek ismini verdi. 2003-2004 yıllarıydı. Ben Akın İpek'i o vasıtayla tanıdım. Gazeteyi aldıktan sonra oğlumu işten çıkarınca ben de oradan ayrıldım."
"ZEKERİYA ÖZ'Ü AKLAMAK İÇİN YAPMADIM"
İddianamede somut olarak sunulan tek belgenin FETÖ'cü savcı Zekeriya Öz ile "kartopu" oynamasının olduğunu söyleyen Ilıcak, iddianamede kartopu oynayarak Öz'ü aklamaya çalıştığının iddia edildiğini aktardı.
Kendisinin sadece gazeteci olduğunu dile getiren Ilıcak,"Biz gazeteciler röportaj yaparız ve dikkat çekici bir fotoğraf kullanırız. O zamanlar Zekeriya Öz terör örgütü üyesi değil. Açığa alınmış bir savcı. Baktım kar yağıyor aldım elime bir kartopu ona da verdim bir tane çekildik. Bu önemli bir şey değil. Aklamak için yapılmadı." diye konuştu.
Telefonda üst düzey 5 üyeyle görüşmesinin, bu 5 üyenin de örgütün sivil imamlarıyla irtibatlı olmasının iddianamede suç unsuru olarak yansıtıldığını söyleyen Ilıcak, "Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın etrafı örümcek ağı gibi FETÖ'cü dolu, başyaverinden subayına kadar 16 tane en yakınında FETÖ'cü çıktı. Ama onun suçu hiç yok, o FETÖ ile irtibatlı değil. Benim 2006-2015 arasındaki telefon görüşmelerimdeki 5 görüşme suç oluyor." ifadelerini kullandı.
Mahkeme, Nazlı Ilıcak'ın savunmasının alınmasına devam etmek üzere duruşmayı yarına erteledi.
Yorumlar