Fenerbahçe, şampiyonluğu 11 Mayıs 2014’de kaybetti
Sezona İtalyan teknik direktörle başlamanın Galatasaray'a zarar verdiğini, fakat Duygun Yarsuvat ve yeni yönetimin Hamza Hamzaoğlu ile anlaşması ile büyük bir yanlıştan dönüldüğüne dikkat çeken Erhan Seven, Aziz Yıldırım'ı da topa tuttu.
ERHAN SEVEN/ ANKARA
2013-2014 sezonunu ezici bir şekilde şampiyon olarak bitiren Fenerbahçe, 2014-2015 sezonunda şampiyonluğu elleriyle Galatasaray’a hediye etti. Bu hediye, dün akşam (25 Mayıs 2015) tarihinde gerçekleşmedi. Fenerbahçe bu sezonki şampiyonluğu, tam 379 gün önce, yani 11 Mayıs 2014 akşamı saat 22.00 sularında kaybetti.
Bu sezona, İtalyan faciaları Mancini’nin uzantısı Prandelli ile başlayan Galatasaray, aslında şampiyonluğun en uzak adayıydı. Prandelli ile ligde ve Avrupa’da yaşanan 4’lükler serisi de bunun en büyük kanıtıydı. Ve hatta rakipleri Galatasaray ile yazdıkları dörtlükler ile dalga geçer hale gelmişti.
GALATASARAY PRANDELLİ'Yİ TAM ZAMANINDA GÖNDERDİ
Ama neşteri zamanında vurdu Sarı-Kırmızılı yönetim. Aslında önce Sarı-Kırmızılı yönetime neşter vuruldu ve gereksiz bir başkan olan Ünal Aysal gönderildi. Ardından yeni yönetim de birkaç hafta sonra lastik markası isimli Prandelli ile yolları ayırdı. TRT Spor’da yaptığım yorumlarda Galatasaray’ın kötü gidişi sırasında ve lig başladıktan birkaç hafta sonra, ‘Galatasaray’ın kurtuluşu Prandelli’nin biran önce gönderilmesinde ve Sarı-Kırmızılı ekipte futbol oynamış Türk futbolcusunun teknik direktör olarak gelmesinde’ reçetesini vermiştim. İsim olarak Hamza Hoca’yı zikretmemiştim ama cuk oturdu doğrusu.
BİLİC YENİ DOĞAN BEBEĞİNE HIRVATÇA KARTAL ANLAMI TAŞIYAN "ORAO" KOYMUŞTU
Beşiktaş’a gelince… Ellerinde bavulla iç saha maçlarını İnönü’de oynayamayıp İstanbul’da Atatürk, Recep Tayyip Erdoğan, Fatih Terim’e sürgün gitmesi, hatta sürgünün Konya Torku ve Ankara Osmanlı’ya kadar uzanması en büyük dezavantajları idi. Bir de deplasmanlar vardı. Yani bu takım deplasmanlarda oynayarak Vodafone Arena’nın özlemini duyarak, (ki stad bence 2016 yılının ilk aylarında ancak hizmete girer) şampiyonluğa koşmaya çalıştı. Bence iyi bir sezon geçirdiler. Ancak Biliç’i göndererek kendilerince sorunu çözdüler. Bence yanlış yaptılar. Biliç de yeni doğan çocuğuna Hırvatça Kartal anlamına gelen Orao ismini koymuştu. Kartal ile birlikte Kartal’dan uzaklaşarak ile Split’in yolunu tuttu. Belki de West Ham’ın…
AZİZ YILDIRIM İÇİN ERSUN YANAL TAM BİR ÇEREZDİ
Ahval ve şerait böyle iken ve her şey lehinde gelişen Fenerbahçe, ligin başlamasına 20 gün kala şampiyon takımın başındaki Ersun Yanal’ı gönderdi. Aslında Fenerbahçe değil Aziz Yıldırım gönderdi. Alex’i, Aykut Kocaman’ı, Rüştü’yü, Daum’u, Anelka’yı, Zico’yu gönderen Yıldırım için Ersun Kazım Yanal Hoca’yı göndermek son dönemlerin moda tabiriyle ‘çerez parası’ gibiydi.
ERSUN YANAL'IN GÖNDERİLESİ YANLIŞTI
Ve Hırvatça soyadı Orao olan İsmail Hoca getirildi takımın başına … Yanal’ın gönderilmesi çok yanlıştı. Ha keza ben gelişinin de yanlış olduğunu düşünüyorum ama gönderilmesi çok yanlıştı. Ama gönderildiğinde takımla birlikte 5 yıldır bulunan İsmail Hoca’nın gelmesi makul gibi görünüyordu çünkü ligin başlamasına 20 gün vardı. Yıldırım tarafından “İsmail Hoca’nın başarısı kendisinin, başarısızlığı benimdir” denilerek imza attırıldı ve sahaya sürüldü. Yaptığı doğrular da vardı, yanlışlar da… Ama şampiyonluğu İsmail Hoca kaptırmadı. Bu şampiyonluk 25 Mayıs 2015’de, Başakşehirspor ile 2-2 berabere kalınarak kaptırılmadı.
AZİZ YILDIRIM TARAFTARLARA...
Bu sezonki şampiyonluk, geçen sezon Nisan ayında şampiyonluk elde etmiş olan Fenerbahçe’nin 11 Mayıs 2014 akşamı Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda yaptığı kutlamalar sırasında kaybedildi. Fenerbahçe, muhteşem bir kutlama töreni hazırlamıştı. Stadyum dolu ve coşkuluydu, taraftarlar keyifliydi. Televizyonlarının başında milyonlarca insan kutlamaları izliyordu. Aziz Başkan çıktı konuşmaya başladı. O sırada kale arkası tribününden ne dediği televizyon başında olanlarca anlaşılmayacak şekilde bir tezahürat yapıldı. Ve Yıldırım o tarafa dönerek, “Terbiyesizler, ahlaksızlar, paralı köpekler, bu kadar ağır hakaret ediyorum. Yeter artık. Bir daha bu tribünlere giremeyeceksiniz” diye alı al, moru mor bir bağırtı çağırtı içine girdi.
EMRE AĞLAMAKLI OLDU
Meğerse Alex diye bağırıyormuş, taraftar…Bir anda herkes donmuş kalmış ve herkesin keyfi kaçmıştı. Fenerbahçeli taraftarların adeta içi boşaldı, keyfi gitti. Orada bağıran 100-150 taraftarın bağırtısına kulaklarını tıkamayan ve gereksiz bir çıkışta bulunan Yıldırım, Fenerbahçeliler için en keyifli gecesinin içine etmişti. Yabancı futbolcular ne olduğunu anlayamamıştı. Emre Belözoğlu o kadar etkilenmişti ki, “Bir an önce bitsin de evime gitmek istiyorum” diyerek ağlamaklı bir şekilde serzenişte bulundu. Çok sevdiği başkanının sözleri onu da rahatsız etmişti.
GFB TARAFTARLARI ÇOK TEMİZ TARAFTARDIR
Genç Fenerbahçeliler Taraftar Grubu, çok temiz çok sayıda genç taraftarlardan oluşuyor. Ancak tepe kadroda bulunan üç-beş kişi, taraftarlık duygusunu ranta çevirmeye çalışan tipler. Bu, benim gibi tribünleri bilen, tribünlerden maç seyreden, sadece basın tribününden maç izlemeyen birisi için içerden net bir şekilde tespit edilebilecek bir konu. O yüzden o taraftar grubunun tepe kadrosunu tasvip etmek mümkün değil. Ancak Fenerbahçe tribünlerinin coşkusunu da sağlayan bu tribün grubudur.
Sen, bu gruba yönelik bu ifadeleri kullandığın ve onları tribünlere almama kararı aldığın akşam, Fenerbahçe’nin de ipini çekmiş oldun. Fenerbahçe 2014-2015 sezonunun şampiyonluğunu 25 Mayıs 2015’de Başakşehir ile 2-2 berabere kalarak değil, 11 Mayıs 2014 akşamı şampiyonluk kutlaması gecesi kaybetmişti. Yani şampiyonluk kaçalı 1 gün değil, 379 gün oldu.
(Önemli not: Bu yazıda her şeye rağmen Galatasaray’ın şampiyonluğa ulaşması yolunda dört koldan yapılan kıyakları dile getirmedim. Bugünlük bir özeleştiri yaptım. Ama Galatasaray’ın şampiyonluk yazısı yazılırsa, İlhan Cavcav, Stancu, Ferhat, Özgür Yankaya, Ali Palabıyık, Hasan Kabze ve hatta zorlarsak Selçuk Dereli, Haluk Ulusoy, Zalad gibi isimleri de yazmak gerekir. Ha bir de Melo’yu unutmamak lazım. Melo, bu şampiyonluğun mimarıdır. Rakiplerini döve döve, ayaklarına basa basa, sindire sindire oynamıştır. Hakemlere ve rakiplere küfür ede ede maçları tamamlamıştır. Tamamlamaması gereken maçları tamamlamıştır. Aferin Melo’ya olayı çözmüş adam. Melo’nun şampiyonlukta katkısı çok büyük ama şampiyonluğu hak etmiyor doğrusu)
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.,
2013-2014 sezonunu ezici bir şekilde şampiyon olarak bitiren Fenerbahçe, 2014-2015 sezonunda şampiyonluğu elleriyle Galatasaray’a hediye etti. Bu hediye, dün akşam (25 Mayıs 2015) tarihinde gerçekleşmedi. Fenerbahçe bu sezonki şampiyonluğu, tam 379 gün önce, yani 11 Mayıs 2014 akşamı saat 22.00 sularında kaybetti.
Bu sezona, İtalyan faciaları Mancini’nin uzantısı Prandelli ile başlayan Galatasaray, aslında şampiyonluğun en uzak adayıydı. Prandelli ile ligde ve Avrupa’da yaşanan 4’lükler serisi de bunun en büyük kanıtıydı. Ve hatta rakipleri Galatasaray ile yazdıkları dörtlükler ile dalga geçer hale gelmişti.
GALATASARAY PRANDELLİ'Yİ TAM ZAMANINDA GÖNDERDİ
Ama neşteri zamanında vurdu Sarı-Kırmızılı yönetim. Aslında önce Sarı-Kırmızılı yönetime neşter vuruldu ve gereksiz bir başkan olan Ünal Aysal gönderildi. Ardından yeni yönetim de birkaç hafta sonra lastik markası isimli Prandelli ile yolları ayırdı. TRT Spor’da yaptığım yorumlarda Galatasaray’ın kötü gidişi sırasında ve lig başladıktan birkaç hafta sonra, ‘Galatasaray’ın kurtuluşu Prandelli’nin biran önce gönderilmesinde ve Sarı-Kırmızılı ekipte futbol oynamış Türk futbolcusunun teknik direktör olarak gelmesinde’ reçetesini vermiştim. İsim olarak Hamza Hoca’yı zikretmemiştim ama cuk oturdu doğrusu.
BİLİC YENİ DOĞAN BEBEĞİNE HIRVATÇA KARTAL ANLAMI TAŞIYAN "ORAO" KOYMUŞTU
Beşiktaş’a gelince… Ellerinde bavulla iç saha maçlarını İnönü’de oynayamayıp İstanbul’da Atatürk, Recep Tayyip Erdoğan, Fatih Terim’e sürgün gitmesi, hatta sürgünün Konya Torku ve Ankara Osmanlı’ya kadar uzanması en büyük dezavantajları idi. Bir de deplasmanlar vardı. Yani bu takım deplasmanlarda oynayarak Vodafone Arena’nın özlemini duyarak, (ki stad bence 2016 yılının ilk aylarında ancak hizmete girer) şampiyonluğa koşmaya çalıştı. Bence iyi bir sezon geçirdiler. Ancak Biliç’i göndererek kendilerince sorunu çözdüler. Bence yanlış yaptılar. Biliç de yeni doğan çocuğuna Hırvatça Kartal anlamına gelen Orao ismini koymuştu. Kartal ile birlikte Kartal’dan uzaklaşarak ile Split’in yolunu tuttu. Belki de West Ham’ın…
AZİZ YILDIRIM İÇİN ERSUN YANAL TAM BİR ÇEREZDİ
Ahval ve şerait böyle iken ve her şey lehinde gelişen Fenerbahçe, ligin başlamasına 20 gün kala şampiyon takımın başındaki Ersun Yanal’ı gönderdi. Aslında Fenerbahçe değil Aziz Yıldırım gönderdi. Alex’i, Aykut Kocaman’ı, Rüştü’yü, Daum’u, Anelka’yı, Zico’yu gönderen Yıldırım için Ersun Kazım Yanal Hoca’yı göndermek son dönemlerin moda tabiriyle ‘çerez parası’ gibiydi.
ERSUN YANAL'IN GÖNDERİLESİ YANLIŞTI
Ve Hırvatça soyadı Orao olan İsmail Hoca getirildi takımın başına … Yanal’ın gönderilmesi çok yanlıştı. Ha keza ben gelişinin de yanlış olduğunu düşünüyorum ama gönderilmesi çok yanlıştı. Ama gönderildiğinde takımla birlikte 5 yıldır bulunan İsmail Hoca’nın gelmesi makul gibi görünüyordu çünkü ligin başlamasına 20 gün vardı. Yıldırım tarafından “İsmail Hoca’nın başarısı kendisinin, başarısızlığı benimdir” denilerek imza attırıldı ve sahaya sürüldü. Yaptığı doğrular da vardı, yanlışlar da… Ama şampiyonluğu İsmail Hoca kaptırmadı. Bu şampiyonluk 25 Mayıs 2015’de, Başakşehirspor ile 2-2 berabere kalınarak kaptırılmadı.
AZİZ YILDIRIM TARAFTARLARA...
Bu sezonki şampiyonluk, geçen sezon Nisan ayında şampiyonluk elde etmiş olan Fenerbahçe’nin 11 Mayıs 2014 akşamı Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda yaptığı kutlamalar sırasında kaybedildi. Fenerbahçe, muhteşem bir kutlama töreni hazırlamıştı. Stadyum dolu ve coşkuluydu, taraftarlar keyifliydi. Televizyonlarının başında milyonlarca insan kutlamaları izliyordu. Aziz Başkan çıktı konuşmaya başladı. O sırada kale arkası tribününden ne dediği televizyon başında olanlarca anlaşılmayacak şekilde bir tezahürat yapıldı. Ve Yıldırım o tarafa dönerek, “Terbiyesizler, ahlaksızlar, paralı köpekler, bu kadar ağır hakaret ediyorum. Yeter artık. Bir daha bu tribünlere giremeyeceksiniz” diye alı al, moru mor bir bağırtı çağırtı içine girdi.
EMRE AĞLAMAKLI OLDU
Meğerse Alex diye bağırıyormuş, taraftar…Bir anda herkes donmuş kalmış ve herkesin keyfi kaçmıştı. Fenerbahçeli taraftarların adeta içi boşaldı, keyfi gitti. Orada bağıran 100-150 taraftarın bağırtısına kulaklarını tıkamayan ve gereksiz bir çıkışta bulunan Yıldırım, Fenerbahçeliler için en keyifli gecesinin içine etmişti. Yabancı futbolcular ne olduğunu anlayamamıştı. Emre Belözoğlu o kadar etkilenmişti ki, “Bir an önce bitsin de evime gitmek istiyorum” diyerek ağlamaklı bir şekilde serzenişte bulundu. Çok sevdiği başkanının sözleri onu da rahatsız etmişti.
GFB TARAFTARLARI ÇOK TEMİZ TARAFTARDIR
Genç Fenerbahçeliler Taraftar Grubu, çok temiz çok sayıda genç taraftarlardan oluşuyor. Ancak tepe kadroda bulunan üç-beş kişi, taraftarlık duygusunu ranta çevirmeye çalışan tipler. Bu, benim gibi tribünleri bilen, tribünlerden maç seyreden, sadece basın tribününden maç izlemeyen birisi için içerden net bir şekilde tespit edilebilecek bir konu. O yüzden o taraftar grubunun tepe kadrosunu tasvip etmek mümkün değil. Ancak Fenerbahçe tribünlerinin coşkusunu da sağlayan bu tribün grubudur.
Sen, bu gruba yönelik bu ifadeleri kullandığın ve onları tribünlere almama kararı aldığın akşam, Fenerbahçe’nin de ipini çekmiş oldun. Fenerbahçe 2014-2015 sezonunun şampiyonluğunu 25 Mayıs 2015’de Başakşehir ile 2-2 berabere kalarak değil, 11 Mayıs 2014 akşamı şampiyonluk kutlaması gecesi kaybetmişti. Yani şampiyonluk kaçalı 1 gün değil, 379 gün oldu.
(Önemli not: Bu yazıda her şeye rağmen Galatasaray’ın şampiyonluğa ulaşması yolunda dört koldan yapılan kıyakları dile getirmedim. Bugünlük bir özeleştiri yaptım. Ama Galatasaray’ın şampiyonluk yazısı yazılırsa, İlhan Cavcav, Stancu, Ferhat, Özgür Yankaya, Ali Palabıyık, Hasan Kabze ve hatta zorlarsak Selçuk Dereli, Haluk Ulusoy, Zalad gibi isimleri de yazmak gerekir. Ha bir de Melo’yu unutmamak lazım. Melo, bu şampiyonluğun mimarıdır. Rakiplerini döve döve, ayaklarına basa basa, sindire sindire oynamıştır. Hakemlere ve rakiplere küfür ede ede maçları tamamlamıştır. Tamamlamaması gereken maçları tamamlamıştır. Aferin Melo’ya olayı çözmüş adam. Melo’nun şampiyonlukta katkısı çok büyük ama şampiyonluğu hak etmiyor doğrusu)
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.,
Yorumlar