Erdoğan’a "paket" eleştirisi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Demokratikleşmeyi pakete sığdıran, özgürlük ve demokrasiyi teröristlere endeksleyen, barış ve çözümü İmralı canisinin yeni format arayışına çivileyen Başbakan ateşle oynamaktadır" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ’Hazırlığı Yapılan Demokratikleşme Paketi ve Galatasaray-Beşiktaş futbol kulüpleri arasında oynanan müsabaka esnasında çıkan olaylara’ ilişkin yazılı açıklama yaptı. Türkiye’nin yakın tarihinin en bunalımlı, en buhranlı ve en karmaşık döneminden geçtiğini belirten Bahçeli, "Millet ve devlet hayatının tüm güvenlik ölçüleri, tüm cepheleri çökmenin, çözülmenin ve çürümenin eşiğindedir. AKP iktidarı istikrarsızlık ateşini her tarafa sıçratmakta, husumet ve kutuplaşmaları toplumsal yapının en ücra köşelerine kadar yaygınlaştırmaktadır. Toplumsal yangın gittikçe körüklenmekte; anlaşmazlıklar, uzlaşmazlıklar, görüş ayrılıkları sürekli tahrik ve teşvik edilmektedir" dedi. AK Parti hükümetinin zayıfladıkça, etki ve nüfuz alanını kaybettikçe, sahip olduğu siyasi destek ve ilginin seviyesi azaldıkça hırçınlaştığını, hırslandığını ve hezimetle neticelenecek söz ve kararların tarafı olduğunu savunan Bahçeli, Türk milletinin AK Parti merkezli saldırı ve komploların, bölücü ve yıkıcı emellerin açık hedefi haline gelmiş durumda olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin bir ucunda AK Parti’nin, diğer ucunda PKK’nın pozisyon aldığı çıkmaz bir sokağa kıstırılmış halde olduğunu iddia eden Bahçeli, bu çerçevede her neviden terörist örgütler şımarmış, cüret kazanmış, provokasyonlarını Ankara’nın göbeğine kadar taşımışlardır. Geçtiğimiz günlerde Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Dikmen’deki binalarına yönelik hain saldırı bunun en açık kanıtı olmuştur. Bölücü terör örgütünün aylardır sahnelediği tehditler, alçakça yaptığı şantajlar iktidarda cevap ve karşılık bulmuş, sonunda taviz ve teslimiyet paketi demokratikleşme reçetesiyle gün yüzüne çıkmıştır. PKK’yla eylem ve hedef birlikteliği yapan, bölgesel ve küresel güçlerin tetikçiliğine soyunan farklı terör örgütleri de dikkate alınmak ve tavizlerden pay koparmak için sıraya girmişlerdir. Başbakan Erdoğan PKK taleplerine boyun eğmiş, bölücü hayasızlığa ön iliklemiş ve sonunda da çaresizce diz çökmüştür. Başbakan, PKK’ya yakayı kaptırmış, terör lobilerine ipleri vermiş, daha da vahimi onurunu çiğnetmiş, millet iradesine karşı nankörlük ve namertliklerle kırdığı rekorlara yenisini eklemiştir" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, bu ayın son gününde açıklanması beklenen Demokratikleşme Paketi’nin PKK’nın zorla, baskıyla ve dayatmayla elde ettiği yeni bir kazancı, yeni bir başarısı olduğunu belirtti. Bahçeli, "Paketlerle, torba kanunlarla ve gece yarısı düzenlemelerle ülke yönettiğini zanneden Başbakan ve hükümeti Türk milletinin aleyhine olacak ne varsa hayata geçirmenin ve uygulamanın telaşındadır. Demokratikleşmeyi pakete sığdıran, özgürlük ve demokrasiyi teröristlere endeksleyen, barış ve çözümü İmralı canisinin yeni format arayışına çivileyen Başbakan ateşle oynamaktadır" dedi.
30 Eylül’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna duyurulacak olan Demokratikleşme Paketi’ne ilişkin değerlendirmede bulunan Bahçeli, açıklamasında şunları kaydetti: "Anadilde eğitim konusunun bölücü çevrelerin isteği doğrultusunda düzenleneceği, terörle Mücadele Yasasının budanacağı, yüzde 10 barajının kaldırılacağı, dar bölgeli seçim sisteminin uygulanmasına dönük adımlar atılacağı, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki bazı maddelerle ilgili şerhin kaldırılacağı, yerleşim yerlerinin isminin değişeceği, PKK-KCK tutuklularının salıverilmesi konusunda esneklik ve kolaylıkların gösterileceği gündeme yansıyan bilgi, haber ve yorumlardan anlaşılmaktadır. Bunların hepsi PKK’nın silahla yapamadığı ve elde edemediği ihanet listesinin ana başlıklarından bir kısmı olarak yıllardan beridir terörist mihrakların gündemindedir. Bölücülüğün can suyu niteliğindeki demokratikleşme paketinin, milletimiz adına ölümcül risk ve tehditler ihtiva ettiği bugünden belli olmuştur."
Bahçeli, "Türk milletinin toplumsal dokusunu hedef alan hain amacın özünde, köklerinden, kültüründen ve tarihinden kopmuş, geçmişinden utanan, kişiliksiz, bilinçsiz, tepkisiz, ürkek ve itaat eden bir toplum haline getirilmesi, daha açık bir ifadeyle, ezik ve silik bir topluluğa dönüştürülmesidir. Bu ahlaksızlığın, bu densizliğin ve bu melanetin gerçekleşmesi için AKP-PKK tam bir uyum, eşgüdüm ve koordinasyon halinde faaliyet yürütmektedir. Takip edilen ve tarafları gün gibi belli olan ihanet zinciri bölünmüş, dağılmış ve birbirine düşmüş bir Türkiye’nin ortaya çıkmasına yöneliktir" dedi.
Başbakan Erdoğan’ın içiçe geçmiş politikalarının gerçekleri örtemeyeceğini savunan Bahçeli, "Yaklaşık 11 yıldır demokratikleşme konusunda bir arpa boyu mesafe alamayan AKP zihniyetinin, PKK ivmeli ve icazetli paketlere umut bağlaması, bu kapsamda kardeşlik adına son derece önemli bir adım atılacağını iddia etmesi kuyruklu yalan olmanın ötesinde yenilmiş ve aşağılanmış iktidar halinin tercümesinden başka bir şey değildir. Yasakçı, baskıcı, tahammülsüz, saygısız, ayrımcı, ifade ve inanç özgürlüğüne duyarsız AKP’nin demokratikleşme beyanları yalnızca günü ve durumu kurtarmaya dönük taktik hamlelerden ibarettir" ifadelerine yer verdi.
Başbakan Erdoğan’ın demokrasinin derinleşmesi, özgürlüklerin genişlemesi, uzlaşma ve hoşgörü kültürünün kökleşmesi gibi bir gayesinin olmadığının tecrübelerle sabit olduğunu bildiren Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Türk gençliğini inançlı ve tinerci diye ikiye ayırması, Gezi Parkı’ndaki demokratik tepkileri hiddetlenerek ve öfkelenerek şiddetle bastırmaya çalışması, tencere-tava çalanları horlaması ve öğrencilere orman yolunu göstermesi Başbakan’ın ruh halini ve kararmış kimliğini ortaya koymuştur. Başbakan Erdoğan bölücüye, teröriste, sırdaşı haline gelen canibaşına karşı anlayışlı, cömert ve çelebi; masum vatandaşlarımıza, bireysel haklarının peşinde olanlara acımasız ve vandal olarak ön plana çıkmıştır."
Dün iki futbol kulübü arasında oynanan müsabakanın son dakikalarında yaşanan olaylar, taşkınlıklar, taraflar arasındaki çatışma ve kamplaşmaların esasen Başbakan ve hükümetinin eseri olarak yorumlanması gerektiğine işaret eden Bahçeli, "Sahalara ayar vermeye, seyircileri hizaya getirmeye çalışan iktidar, toplumun her kesimini birbirine düşürecek fitne ve dedikodu çarkını işletmiştir. Dünkü üzücü ve son derece de düşündürücü hadiselerin toplumsal huzur ve barışımızı gölgelediği, sporun centilmenliğine ve rekabetine zarar verdiği meydandadır. Yeşil sahalara siyaseti bulaştıran, taraftarları bloklaştırarak birbirine diş bileyen bir hale gelmesine iyice zemin açan AKP zihniyeti olanlardan birinci derecede sorumludur" dedi.
Hiç kimsenin Beşiktaş veya Galatasaray taraftarlarını ya da kulüp yönetimlerini suçlamaması gerektiğini belirten Bahçeli, AK Parti takviyeli unsurların, Gezi Parkı’ndan miras kalan çatışma bakiyesini sürdüren küçük bir azınlık bir bahaneyle ortalığı ayağa kaldırdığını, ilkel ve ileri düzeyde vahamet dolu manzaraların yaşanmasına sebep olduğunu ifade etti.
"Spora şiddet karıştıran, dostluğu ve sportmenliği sabote eden hiç kimseye sıcak ve anlayışlı bakmamız mümkün değildir" diyen Bahçeli, "Fanatizmin, holiganizmin, gözü dönmüş çılgınlığın hiçbir türünü masum ve makul addetmemiz de düşünülemeyecektir. Kaybeden şüphesiz Türk sporu, üzülen tabiidir ki Türk milleti olacaktır ve olmuştur. Fırsattan istifade ederek ezeli rekabeti savaşa çevirmek, sahaları işgal ve istilaya teşebbüste bulunmak ve malum sloganlarla etrafa saldırmak bir defa ülkemizin iflas ve hezimet tablosunu da teyit etmiştir. Akıllardan uzak tutulmamalıdır ki, Yugoslavya’nın bölünmesinde futbol karşılaşmalarındaki düşmanca tutum ve ayrışmaların, taraftarlar arasındaki kin ve nefretin büyük payı vardır. Bu itibarla spordaki bir kıvılcımın nerede duracağı, nerelere kadar ulaşacağı iyi hesaplanmalı, Başbakan ve hükümeti meseleye sorumlu ve samimi bir şekilde yaklaşmalıdır."
AK Parti’nin tribünleri terbiye etme, taraftarları sindirme ve kulüpleri kuşatma utanmazlıkları durmazsa ve gerekli tedbirlerin ’Spor’daki Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanuna’ göre alınmazsa doğabilecek faturanın herkes için ağır olacağını bildiren Bahçeli, Ayrıca hangi kulübün olursa olsun, genelde spora, özelde futbola gönül vermiş kardeşlerimizin sağduyulu, soğukkanlı ve sakin bir şekilde hareket etmeleri ve kışkırtmalara kapılmadan dirayetlerini muhafaza etmeleri toplumsal huzur bakımından elzemdir. Türkiye Futbol Federasyonu da yakınlaşan ve yoğunlaşan sorunları ciddiye almalı, siyasi telkin ve yönlendirmelerden uzak durarak yürürlükteki mevzuata göre lazım gelen önlemleri devreye koymalıdır" ifadelerini kullandı.
Demokratikleşme Paketi’yle PKK’ya gülücükler saçan, ikramlarda bulunan Başbakan Erdoğan’ın bu ihanet ısrarını bırakması gerektiğini savunan Bahçeli, Erdoğan’ın hayatın her alanında patlamaya ramak kalmış bombalara dikkat kesilmesi gerektiğini dile getirdi. Bahçeli, açıklamasında şunları kaydetti: "Bugünkü kördüğümün açılması, karanlık kampanyanın son bulması ve insanlarımızın arasına çekilmeye çalışılan duvarların tamamen yıkılması için AKP’nin tasfiyesi ve demokratik yollardan görevden alınması mecburiyet halini almıştır. Milliyetçi Hareket Partisi bu uğurda ne gerekiyorsa yapacak, hainlere direnecek, çözülmeyi ve parçalanmayı çabuklaştıracak paketlere göğsünü gerecek, aziz milletimizin eşsiz basiretine, kararına ve tercihine sonuna kadar inanıp, güvenecektir."
(İHA)
Türkiye’nin bir ucunda AK Parti’nin, diğer ucunda PKK’nın pozisyon aldığı çıkmaz bir sokağa kıstırılmış halde olduğunu iddia eden Bahçeli, bu çerçevede her neviden terörist örgütler şımarmış, cüret kazanmış, provokasyonlarını Ankara’nın göbeğine kadar taşımışlardır. Geçtiğimiz günlerde Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Dikmen’deki binalarına yönelik hain saldırı bunun en açık kanıtı olmuştur. Bölücü terör örgütünün aylardır sahnelediği tehditler, alçakça yaptığı şantajlar iktidarda cevap ve karşılık bulmuş, sonunda taviz ve teslimiyet paketi demokratikleşme reçetesiyle gün yüzüne çıkmıştır. PKK’yla eylem ve hedef birlikteliği yapan, bölgesel ve küresel güçlerin tetikçiliğine soyunan farklı terör örgütleri de dikkate alınmak ve tavizlerden pay koparmak için sıraya girmişlerdir. Başbakan Erdoğan PKK taleplerine boyun eğmiş, bölücü hayasızlığa ön iliklemiş ve sonunda da çaresizce diz çökmüştür. Başbakan, PKK’ya yakayı kaptırmış, terör lobilerine ipleri vermiş, daha da vahimi onurunu çiğnetmiş, millet iradesine karşı nankörlük ve namertliklerle kırdığı rekorlara yenisini eklemiştir" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, bu ayın son gününde açıklanması beklenen Demokratikleşme Paketi’nin PKK’nın zorla, baskıyla ve dayatmayla elde ettiği yeni bir kazancı, yeni bir başarısı olduğunu belirtti. Bahçeli, "Paketlerle, torba kanunlarla ve gece yarısı düzenlemelerle ülke yönettiğini zanneden Başbakan ve hükümeti Türk milletinin aleyhine olacak ne varsa hayata geçirmenin ve uygulamanın telaşındadır. Demokratikleşmeyi pakete sığdıran, özgürlük ve demokrasiyi teröristlere endeksleyen, barış ve çözümü İmralı canisinin yeni format arayışına çivileyen Başbakan ateşle oynamaktadır" dedi.
30 Eylül’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna duyurulacak olan Demokratikleşme Paketi’ne ilişkin değerlendirmede bulunan Bahçeli, açıklamasında şunları kaydetti: "Anadilde eğitim konusunun bölücü çevrelerin isteği doğrultusunda düzenleneceği, terörle Mücadele Yasasının budanacağı, yüzde 10 barajının kaldırılacağı, dar bölgeli seçim sisteminin uygulanmasına dönük adımlar atılacağı, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki bazı maddelerle ilgili şerhin kaldırılacağı, yerleşim yerlerinin isminin değişeceği, PKK-KCK tutuklularının salıverilmesi konusunda esneklik ve kolaylıkların gösterileceği gündeme yansıyan bilgi, haber ve yorumlardan anlaşılmaktadır. Bunların hepsi PKK’nın silahla yapamadığı ve elde edemediği ihanet listesinin ana başlıklarından bir kısmı olarak yıllardan beridir terörist mihrakların gündemindedir. Bölücülüğün can suyu niteliğindeki demokratikleşme paketinin, milletimiz adına ölümcül risk ve tehditler ihtiva ettiği bugünden belli olmuştur."
Bahçeli, "Türk milletinin toplumsal dokusunu hedef alan hain amacın özünde, köklerinden, kültüründen ve tarihinden kopmuş, geçmişinden utanan, kişiliksiz, bilinçsiz, tepkisiz, ürkek ve itaat eden bir toplum haline getirilmesi, daha açık bir ifadeyle, ezik ve silik bir topluluğa dönüştürülmesidir. Bu ahlaksızlığın, bu densizliğin ve bu melanetin gerçekleşmesi için AKP-PKK tam bir uyum, eşgüdüm ve koordinasyon halinde faaliyet yürütmektedir. Takip edilen ve tarafları gün gibi belli olan ihanet zinciri bölünmüş, dağılmış ve birbirine düşmüş bir Türkiye’nin ortaya çıkmasına yöneliktir" dedi.
Başbakan Erdoğan’ın içiçe geçmiş politikalarının gerçekleri örtemeyeceğini savunan Bahçeli, "Yaklaşık 11 yıldır demokratikleşme konusunda bir arpa boyu mesafe alamayan AKP zihniyetinin, PKK ivmeli ve icazetli paketlere umut bağlaması, bu kapsamda kardeşlik adına son derece önemli bir adım atılacağını iddia etmesi kuyruklu yalan olmanın ötesinde yenilmiş ve aşağılanmış iktidar halinin tercümesinden başka bir şey değildir. Yasakçı, baskıcı, tahammülsüz, saygısız, ayrımcı, ifade ve inanç özgürlüğüne duyarsız AKP’nin demokratikleşme beyanları yalnızca günü ve durumu kurtarmaya dönük taktik hamlelerden ibarettir" ifadelerine yer verdi.
Başbakan Erdoğan’ın demokrasinin derinleşmesi, özgürlüklerin genişlemesi, uzlaşma ve hoşgörü kültürünün kökleşmesi gibi bir gayesinin olmadığının tecrübelerle sabit olduğunu bildiren Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Türk gençliğini inançlı ve tinerci diye ikiye ayırması, Gezi Parkı’ndaki demokratik tepkileri hiddetlenerek ve öfkelenerek şiddetle bastırmaya çalışması, tencere-tava çalanları horlaması ve öğrencilere orman yolunu göstermesi Başbakan’ın ruh halini ve kararmış kimliğini ortaya koymuştur. Başbakan Erdoğan bölücüye, teröriste, sırdaşı haline gelen canibaşına karşı anlayışlı, cömert ve çelebi; masum vatandaşlarımıza, bireysel haklarının peşinde olanlara acımasız ve vandal olarak ön plana çıkmıştır."
Dün iki futbol kulübü arasında oynanan müsabakanın son dakikalarında yaşanan olaylar, taşkınlıklar, taraflar arasındaki çatışma ve kamplaşmaların esasen Başbakan ve hükümetinin eseri olarak yorumlanması gerektiğine işaret eden Bahçeli, "Sahalara ayar vermeye, seyircileri hizaya getirmeye çalışan iktidar, toplumun her kesimini birbirine düşürecek fitne ve dedikodu çarkını işletmiştir. Dünkü üzücü ve son derece de düşündürücü hadiselerin toplumsal huzur ve barışımızı gölgelediği, sporun centilmenliğine ve rekabetine zarar verdiği meydandadır. Yeşil sahalara siyaseti bulaştıran, taraftarları bloklaştırarak birbirine diş bileyen bir hale gelmesine iyice zemin açan AKP zihniyeti olanlardan birinci derecede sorumludur" dedi.
Hiç kimsenin Beşiktaş veya Galatasaray taraftarlarını ya da kulüp yönetimlerini suçlamaması gerektiğini belirten Bahçeli, AK Parti takviyeli unsurların, Gezi Parkı’ndan miras kalan çatışma bakiyesini sürdüren küçük bir azınlık bir bahaneyle ortalığı ayağa kaldırdığını, ilkel ve ileri düzeyde vahamet dolu manzaraların yaşanmasına sebep olduğunu ifade etti.
"Spora şiddet karıştıran, dostluğu ve sportmenliği sabote eden hiç kimseye sıcak ve anlayışlı bakmamız mümkün değildir" diyen Bahçeli, "Fanatizmin, holiganizmin, gözü dönmüş çılgınlığın hiçbir türünü masum ve makul addetmemiz de düşünülemeyecektir. Kaybeden şüphesiz Türk sporu, üzülen tabiidir ki Türk milleti olacaktır ve olmuştur. Fırsattan istifade ederek ezeli rekabeti savaşa çevirmek, sahaları işgal ve istilaya teşebbüste bulunmak ve malum sloganlarla etrafa saldırmak bir defa ülkemizin iflas ve hezimet tablosunu da teyit etmiştir. Akıllardan uzak tutulmamalıdır ki, Yugoslavya’nın bölünmesinde futbol karşılaşmalarındaki düşmanca tutum ve ayrışmaların, taraftarlar arasındaki kin ve nefretin büyük payı vardır. Bu itibarla spordaki bir kıvılcımın nerede duracağı, nerelere kadar ulaşacağı iyi hesaplanmalı, Başbakan ve hükümeti meseleye sorumlu ve samimi bir şekilde yaklaşmalıdır."
AK Parti’nin tribünleri terbiye etme, taraftarları sindirme ve kulüpleri kuşatma utanmazlıkları durmazsa ve gerekli tedbirlerin ’Spor’daki Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanuna’ göre alınmazsa doğabilecek faturanın herkes için ağır olacağını bildiren Bahçeli, Ayrıca hangi kulübün olursa olsun, genelde spora, özelde futbola gönül vermiş kardeşlerimizin sağduyulu, soğukkanlı ve sakin bir şekilde hareket etmeleri ve kışkırtmalara kapılmadan dirayetlerini muhafaza etmeleri toplumsal huzur bakımından elzemdir. Türkiye Futbol Federasyonu da yakınlaşan ve yoğunlaşan sorunları ciddiye almalı, siyasi telkin ve yönlendirmelerden uzak durarak yürürlükteki mevzuata göre lazım gelen önlemleri devreye koymalıdır" ifadelerini kullandı.
Demokratikleşme Paketi’yle PKK’ya gülücükler saçan, ikramlarda bulunan Başbakan Erdoğan’ın bu ihanet ısrarını bırakması gerektiğini savunan Bahçeli, Erdoğan’ın hayatın her alanında patlamaya ramak kalmış bombalara dikkat kesilmesi gerektiğini dile getirdi. Bahçeli, açıklamasında şunları kaydetti: "Bugünkü kördüğümün açılması, karanlık kampanyanın son bulması ve insanlarımızın arasına çekilmeye çalışılan duvarların tamamen yıkılması için AKP’nin tasfiyesi ve demokratik yollardan görevden alınması mecburiyet halini almıştır. Milliyetçi Hareket Partisi bu uğurda ne gerekiyorsa yapacak, hainlere direnecek, çözülmeyi ve parçalanmayı çabuklaştıracak paketlere göğsünü gerecek, aziz milletimizin eşsiz basiretine, kararına ve tercihine sonuna kadar inanıp, güvenecektir."
(İHA)
Yorumlar