Erdoğan: Faiz üzerine kurulu para politikasını terk ettik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye, pek çok gelişmekte olan ülkenin yerinde saymasına yol açan yüksek faiz üzerine kurulu para politikasını artık terk etti." dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, milletin döviz kurundaki yükseliş ve fiyatlardaki artış gibi hususların yol açtığı belirsizlikler karşısında yaşadığı samimi endişeyi anladıklarını söyledi.

Ülkede yatırım, istihdam, üretim ve ihracat tarafındaki olumlu gelişmeleri yakından takip ederken, kur ve fiyat artışından kaynaklanan olumsuzlukları da dikkatle izlediklerini kaydeden Erdoğan, kurla ilgili beklentinin rakamın seviyesi değil, istikrarının sağlanması noktasında olduğunun farkında olduklarını dile getirdi.

"Türkiye faiz üzerine kurulu para politikasını artık terk etti"

Erdoğan, gelişmelerin önemli bir kısmının, küresel dalgalanmadan kaynaklı olduğunu vurgulayarak, "Çarşı pazardaki kimi ürünlerde yaşanan fahiş fiyat artışlarının çoğunun mantıklı bir izahının bulunmadığını da görüyoruz. Hepsi de birbirini tetikleyen bu zincirleme fiyat artışlarının zehirlediği iklimin bir an önce temizlenmesi gerektiğini biliyoruz. Bu tablo, küresel ekonomideki krizle, ülkemiz ekonomisindeki değişimin birlikte gerçekleştiği bir dönemden geçiyor olmamızdan kaynaklanıyor. Biliyorsunuz Türkiye, pek çok gelişmekte olan ülkenin yerinde saymasına yol açan yüksek faiz üzerine kurulu para politikasını artık terk etti." ifadesini kullandı.

Bunun yerine yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı esas alan bir büyüme stratejisine geçildiğini anımsatan Erdoğan, "Salgın döneminde Çin ile Avrupa arasındaki en önemli üretim merkezi olan ülkemizin nerede ise dünyada büyümesini sürdüren yegane ekonomi haline gelmesini, işte bu değişime borçluyuz." diye konuştu.

"Türkiye, hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlemektedir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılın üçüncü çeyrek büyümesinin yüzde 7,4 olarak açıklandığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu büyüme oranıyla, G20 içinde ilk sırada yer alıyoruz. Milli gelirimize gelince bir önceki yılın aynı dönemine göre, yüzde 7,8 arttı. Üçüncü çeyrekte mal ve hizmet ihracatındaki artışın yüzde 25,6'yı, ithalattaki gerilemenin de yüzde 8,3'ü bulması çok önemlidir. Bu yıl elde ettiğimiz büyümenin önemli bir bölümü ihracat kaynaklıdır. Yıllık 216 milyar doları bulan ihracatımızın, ithalatı karşılama oranı yüzde 83'ü geride bırakan Türkiye, hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlemektedir. Ülkemizin ihracatı sadece rakam olarak büyümüyor. Yapısal olarak da yüzde 95'i imalat sanayi ürünlerinden oluşan güçlü bir konuma yükseliyor. Öyle ki üretimimizi bir yılda neredeyse iki katına çıkartabilecek sağlamlıkta ve esneklikte bir altyapıya sahibiz.

Ülkemizin 81 ilinin tamamına yayılan organize sanayi bölgeleriyle, fabrikalarıyla, tesislerle çalışıyor, üretiyoruz. İnşallah 2021 yılını çift haneli büyümeyle kapatacak bir yere doğru gidiyoruz. Şayet eskiden olduğu gibi yüksek faiz sisteminde devam etseydik, muhtemelen bu büyüme rakamlarını göremeyecektik. Aynı şekilde, belki bugün için yaşadığımız sıkıntıların bir kısmı da olmayacaktı. Emin olun böyle bir durumda Türkiye, önümüzdeki onlarca yıl boyunca bir daha gelişmiş ülkeler ligine çıkma fırsatını da yakalayamayacaktı. Bu değişimi ya şimdi yapacaktık ya da en az bir neslin daha hayallerinden, hedeflerinden uzak kalmasına rıza gösterecektik. Belki siyaseten en riskli, fakat ülkemiz ve milletimiz için en doğru planı biz yaptık, yapıyoruz."

"Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan melanettir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Faizleri artırarak paradan para kazanan tufeylileri sevindirmek yerine, faizi düşürerek yatırımı ve üretimi kolaylaştırıyoruz. Zira faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir melanettir. Çıksın birisi, 'Siz faizleri düşürerek, üretimi ve istihdamı artırarak yanlış yapıyorsunuz' desin. Yine çıksın birisi 'Yüksek faiz ve düşük kur istihdamı artırır siz yanlış yapıyorsunuz' desin. Diyemez, çünkü doğrusu bizim yaptığımızdır. Eğer biz yanlış yolda ilerliyor olsaydık, başkaları üretim ve istihdam güçlerini daha fazla artırarak önümüzü keserdi." değerlendirmesinde bulundu.

Tüm sektörlerde, yeni yatırımlarla ve yeni makinelerle, yeni istihdamlarla kesintisiz bir kapasite büyütme yarışında olduklarını belirten Erdoğan, "Biz ülkemizi, fırsatını bulduğunda hemen kaçıp gidecek sıcak paranın cenneti haline dönüştürmek yerine kalıcı kazanımlarla sonuçlanacak yatırımlara kavuşturmanın mücadelesini veriyoruz. Kötünün daha kötüye yol açacağını, dünyadaki pek çok örnekleri ile gördüğümüz ve bir dönem kendimiz de yaşadığımız için daha zor da olsa, iyiden doğacak daha iyilerin yolunu açıyoruz." görüşünü paylaştı.

"Ekonomide de 'Dünya 5'ten büyüktür' diyoruz"

Erdoğan, ülkenin kaynaklarını, yüksek faizle başlayan ve enflasyonla sonuçlanan bir kısır döngü içinde örselenmesinin yerine reel sektöre yönelmesini sağlamaya çalıştıklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Düşük faizle bu kısır döngüden kurtardığımız para, yakında sağlanacak kurdaki ve fiyat artışlarındaki denge ile beraber tümüyle yatırıma, inşallah istihdama ve üretime akacaktır. Artık faiz oranını şu veya bu dayatmaya göre değil, tüm gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi ülkemizin ihtiyacına göre belirleyeceğiz. Düşük kurla ülkemizi ithalat cenneti haline dönüştürmek isteyenlere geçit vermeyeceğiz. Asıl zenginliğin, paranın kur değeri ile değil, ülkenin üretim gücüyle, milletin iş ve aş sahibi olmasıyla, geleceğine güvenle bakmasıyla olduğunu biliyor ve bu şekilde hareket ediyoruz. Faiz düştüğünde paradan para kazanan dışında, kimsenin kaybı olmaz. Kur dediğin bugün artar, yarın düşer, enflasyon dediğin bugün artar, yarın düşer. Ama üretimde ve istihdamda sağladığımız her artış, kalıcı bir kazançtır. Güvenlikte olduğu gibi ekonomide de 'Dünya 5'ten büyüktür' diyoruz. Çıktığımız bu yolun kendimizle birlikte tüm dostlarımızın ve tüm insanlığın da hayrına olduğuna yürekten inanıyoruz. Hak olan davada da zafer muhakkaktır."

"Riyakarlıkları, paçalarından akıyor"

Kurdaki ve fiyatlardaki yükselişin makul sınırları aşan kısımlarının, yeni ekonomi politikasının sonucu değil, tam tersine o politikayı engelleme girişimlerinin neticesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Birileri dünyadaki tüm gelişmeleri gözlerden kaçırarak, ısrarla bu denklemi tersinden kurmaya çalışıyor. Dünyanın her yerinde değişen, çeşitlenen, yeni araçla zenginleşen ekonomi politikalarına güzellemeler dizip de ülkemizi 74 yıllık köhne IMF reçetelerine mahkum etmek isteyenlerin riyakarlıkları, paçalarından akıyor. Ey Bay Kemal, siz otel odalarında IMF ile kulis atanlar değil misiniz?" sözlerini sarf etti.

Bugün tüm büyük ekonomilerin, faizleri en alt seviyede tutarken, enflasyonda ciddi yükselişlerle karşı karşıya olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Almanya'dan, İspanya'ya, Belçika'dan İtalya ve Fransa'ya kadar tüm Avrupa ülkelerinde geçen yıl sıfır veya eksi olan enflasyon, bu yıl yüzde 4-5'leri ve yüzde 6'ları geride bıraktı. Daha yukarılara doğru gidiyor. Üstelik bu rakamlar tüketici fiyatlarını ifade ediyor. Üretici fiyatları enflasyonunda yüzde 20'li yüzde 30'lu rakamlar söz konusudur. Amerika'dan Japonya'ya kadar pek çok yerde kendi ekonomik dengelerine göre fevkalade yüksek enflasyon gerçeği vardır. Türkiye gibi tarihi olarak, yüksek enflasyona şerbetli bir ülkede, yüzde 20 düzeyi kısa sürede çözülebilir bir sorunu ifade ediyor. Buna karşılık Avrupa'da, diğer gelişmiş ülkelerde yüzde 4'ler, yüzde 5'ler, hele hele üretici fiyatlarındaki yüzde 20'ler, yüzde 30'lar, büyük bir felaketin işaretidir."

Yorumlar