Dünden bugüne Fatih Erbakan ÖZEL dosyası!
FETÖ liderinden Adnan Oktar’a kadar övgüler yağdıran, gençliğinde ehliyetsiz lüks aracıyla kaza yapan Fatih Erbakan’ın yaşam öyküsü..
Ümit KOZAN/ Ajans Haber
Ajans Haber, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın, gençlik yıllarındaki hızlı ve lüks yaşamıyla ilgili eski defterlerini tüm detaylarıyla yeniden inceleyerek dünden bugüne portresini çıkardı.
Fatih Erbakan, babası Necmettin Erbakan’ın Başbakan olduğu 1997 yılında 06RP570 plakalı lüks aracıyla Ankara Esat Caddesi üzerinde ehliyetsiz şekilde kazaya karışmasıyla o dönemin gazetelerinde haber olmaya başlıyor. Koruma polisleri olay yerinde gerçeğe aykırı bir tutanak tutarak olayın üzerini kapatıyor ve sonrasında şu olaylar yaşanıyor:
MECLİS’E ARAŞTIRMA ÖNERGESİ VERİLDİ
Fatih Erbakan’ın devletin tahsis ettiği otomobili ehliyetsiz kullanması ve kaza sonrası koruma polislerinin kazanın üzerini kapatması uzun süre tartışılmıştı.
17.02.1997 tarihinde dönemin Hatay Milletvekili Fuat Çay da Meclis’e konunun araştırılması için bir yazılı bir soru önergesi verdi. Çay, şu soruların araştırılmasını istedi:
“Başbakan Necmettin Erbakan'ın 17 yaşında olduğu belirtilen oğlu Fatih Erbakan'ın ehliyetsiz araba kullandığı basına yansımıştır.
1. Adı geçen kişinin ehliyeti var mıdır?
2. Bir kez trafik kazası yapmasına ve ehliyetsiz araba kullandığı görüntülerle tespit edilen bu kişi hakkında herhangi bir trafik cezası verilmiş midir? Tutanak tutulmuş mudur? Mahkemeye sevk edilmiş midir?
3. Herhangi bir trafik cezası uygulaması yoksa, bunu yapmayan orada görevli trafik polisleri ve olayı örtmeye çalışan koruma görevlileri hakkında Bakanlığınızca herhangi bir işlem yapılmış mıdır?
4. Başbakanın çocuğunun yasalara uymayabileceği ve görevli polislerin buna göz yumacağına ilişkin herhangi bir kanun ya da talimatınız var mıdır? Başbakan çocuğu olmak bir ayrıcalık mıdır?
5. Aynı yaşlardaki çocuklara yasaları ihlal ettiği için onlarca yıl hapis cezası verilebilirken, Başbakanın çocuğunun yasaları ihlal etmesi, buna göz yumulması ve bir trafik cezası uygulamasının bile yapılamaması hukuk devletiyle bağdaşır mı?”
DÖNEMİN İÇİŞLERİ BAKANI MERAL AKŞENER CEVAP VERDİ
Meclis’e verilen soru önergesine dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener’den kısa sürede cevap geldi.
Akşener, Meclis’e gönderdiği açıklamada, “Fatih Erbakan'ın önergede iddia edildiği gibi 06 RP 570 plakalı aracı kullanmadığı tespit edilmiştir.” diyerek, aracı Fatih Erbakan’ın yakın korumasının kullandığı yönündeki kaza tespit tutanağını delil gösterdi. Akşener’in açıklamasında, “Kanunun uygulanmasında hiç kimseye ayırım yapılmamaktadır. Bu hususta önergede iddia edildiği gibi görevlilere herhangi bir talimat verilmesi söz konusu değildir.” ifadelerine yer verildi.
FATİH ERBAKAN’IN KIRMIZI IŞIK İMTİYAZI
Yine bu yıllarda dönemin İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın, “Başbakanın oğlunun trafik kurallarını ihlal ederek araç kullandığı iddiasına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Meral Akşener'in yazılı cevabı” da gündemde yankı buldu.
Akarcalı, Meclis’e sunduğu yazılı soru önergesinde, “Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Meral Akşener tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.” diyerek şu soruları yöneltti:
“1. Başbakan'ın oğlu Fatih Erbakan'ın Ankara trafiğinde özel bir konumu var mıdır?
2. Bu kişinin kırmızı ışıkta beklememesi için trafik polislerinin vatandaşın arabalarını durdurup, bu geçince yol açmaları hangi mevzuata uygundur?
3. Hükümet üyelerinin hısım ve akrabaları için trafik polislerine verilen özel bir talimat var mıdır?
4. Türkiye'nin bir Hukuk Devleti olduğu ve kanunla belirtilmiş durum, kişi ve müesseseler dışında hiç kimseye bir imtiyaz tanınmayacağını içeren bir genelgeyi bütün, Emniyet Teşkilatına dağıtmayı düşünür müsünüz?”
HIZ TUTKUNU, METAL-ROCK HAYRANI
Fatih Erbakan, liseli yıllarında sadece başbakan olan babasının imtiyazlarından faydalanarak ehliyetsiz bir şekilde trafik kurallarını hiçe saymasıyla gündeme gelmiyordu. Metal- Rock dinlemesi, jöleli saçları, şık kıyafetleri, son model otomobilleri ve hız tutkusuyla da gündemden düşmüyordu.
“220 KESMİYOR, DAHA ÇOK ÇATLAYACAK MİLLET”
Kazadan sonra annesi Nermin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’a kıyamadığı ve son model spor mavi bir Mercedes aldığı manşetlere taşındı. Cuma namazlarına giderken 320 SLMercedes’ini kullanan Fatih Erbakan’ın, "220 kesmiyor şehir içinde. Daha beter arabalar alacağız inşallah, daha çok çatlayacak millet." sözleri o günlerde çok tepki çekmişti.
“HİÇ KIZ ARKADAŞIM OLMADI, İÇKİLİ YERE GİDERİM, İÇKİ KOKUSUNU BİLMEM”
Fatih Erbakan özel yaşamını ve dünya görüşünü 23.09.2013 tarihinde Haber Türk yazarı Kübra Par ile yaptığı söyleşide dile getirirken, “Hiç kız arkadaşım olmadı, içkili yere giderim, içki kokusunu bilmem.” sözleri dikkati çekmişti. Gazeteci Kübra Par’ın, “Kamuoyuna yansıyanlar dışında Fatih Erbakan nasıl bir adam? Kamuoyuna ‘lüks arabalarla gezen, şımarık genç çocuk’ olarak yansıdınız. O arabalara binip nerelere gidiyordunuz?” sorularına, “Şimdiye kadar sadece 4 arabam oldu ve aynı anda birden fazla olmadı. ‘Araba meraklısı, hız düşkünü’ demek çok haksızlık olur! Restoranlara kafelere gidiyorduk arkadaşlarımızla.” yanıtını verdi.
“İçkili restoranlara gitmeme konusunda bir tavrınız var mı? İçki kullanıyor musunuz?” sorularına da “Hayır, gidiyorum, hatta gençken daha çok gidiyordum. Tabii gitmemek daha iyi…Hayır, asla! Kokusunu bile bilmem.” dedi.
“ADNAN HOCA'YA OYUN OYNUYORLAR”
Fatih Erbakan’ın gazeteye verdiği röportajda Adnan Oktar’a olan yakınlığı ve övgü dolu sözlerle Oktar’ı savunması yine o dönemde gündemde yer almıştı.
“Adnan Oktar hocayla samimi olduğunuz doğru mu? Adnan Hoca’nın yaşam biçimine yönelik ciddi eleştiriler var.” sorusuna Fatih Erbakan, “Arkadaşız. Özel hayat kişiye özeldir. Yanlış yapıyorsa karşılığını ahirette görür. Yanına başı açık hanımın oturması suç değil“ yorumunu yaparken, söyleşi sırasında “Peki o lüks yaşam ve kadınlar kısmına ne diyorsunuz? Kadın zaafı olduğu söyleniyor.” şeklindeki soruya da, “Aslında İslam’a aykırı bir şey yaptığını ifade ettikten sonra yanınızda başı açık bir hanımın oturması suç değil. O kadar ayrıntısına girmek doğru olmaz ama medyada yansıtıldığı gibi biri değil. Öyle olsa bu ciddi çalışmaları bu külliyatı ortaya koyması mümkün olmaz.” dedi.
Fatih Erbakan’ın diğer sorular ve verdiği yanıtlar ise şöyle devam ediyor:
-“Ama hep kadınlarla gündeme geliyor.”
-“Siyonizm, masonlukla, ateizmle ilgili çalışmalar yaptığınız zaman değişik yönlerden sizi vurmaya çalışmaları, oyun oynamaları normal. Bu konuda mücadele eden herkesin başına benzer şeyler gelmiş.
-“Nasıl yani? Kedicikler komplo mu?!”
-“Adnan Hoca ile ilgili akla hayale gelmedik, ağza alınmayacak suçlamalar yapıldı ama niçin ortaya delil olacak bir kaset bir görüntü bir fotoğraf konulamadı?”
FETÖ LİDERİ İÇİN SÖYLEDİKLERİ
Fatih Erbakan’ın bu söyleşide gazeteci Kübra Par’ın FETÖ elebaşı hakkındaki sorusuna ise verdiği cevap çok çarpıcıydı:
“Gülen cemaatine nasıl bakıyorsunuz? Siyaseten sizi desteklemelerini ister miydiniz?”
“Elbette isteriz, davette bulunacağız. Çünkü onların eğitimini öğretimini yaptıkları değerlerin siyasi hayattaki temsilcisi Milli Görüş aslında.”
MERCEDES’TEN SONRA LÜKS YAT
Fatih Erbakan, 07/08/2002 tarihli Posta gazetesinin “Mercedes'ten sonra yat” manşetiyle de gündeme geldi.
Gazete haberinde, “Kapatılan Refah Partisi'nin yasaklı lideri Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan'ın lükse olan düşkünlüğü Mercedes otomobiliyle ortaya çıkmıştı. Fatih Erbakan bu kez de değeri 500 milyar lira olan bir yatla gündeme geldi.” yorumu yapılmıştı.
“VELİHAT FATİH ERBAKAN PARTİYE ZARAR VERİYOR”
11 Haziran 2002 tarihli Star gazetesinde, “Saadet Partisi'nin bugünlerde 'saadeti' bozuk. Nedeni de 'küçük Erbakan' “başlığıyla bir makale yayımlandı:
“Necmettin Erbakan'ın oğlu olduğu için ‘Veliaht’ yakıştırması da yapılan Fatih Erbakan’ın parti toplantılarında 'sade üye' sıfatıyla konuşturulması, huzursuzluğa yol açtı. Tabii Erbakan Hoca'nın oğlu olduğu için de kimse 'Konuşamazsın' deme cesaretini gösteremiyor. Kara kara düşünen partinin önde gelen kurmayları, Fatih Erbakan her bulduğu kürsüde nutuk atmayı sürdürünce daha fazla dayanamadılar ve Recai Kutan'a giderek şikâyette bulundular. Kurmaylar ‘Fatih, adı Fatih olan binlerce üyemiz gibi sade bir üyedir. Onun toplantılarda lider gibi anons edilmesi ve konuşturulması yakışık almıyor. Bu, babasının da karizmasını sarsıyor.’ dediler. Kutan Baba Erbakan nezdinde devreye girdi, kurmaylar da küçük Erbakan'a gidip ‘Fatih Bey, rica etsek toplantılarda konuşmasanız.’ dediler. Fatih Erbakan da ‘Olur, konuşmam' dedi ve bir süreliğine de olsa susmayı kabul etti.”
Yorumlar