Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin eli güçlenecek
KKTC'de Tatar'ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle yeni bir dönemin başladığını belirten uzmanlar, Kıbrıs Türklerinin Rumlar karşısında yok sayılan haklarının korunacağını ve Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de elinin güçleneceğini belirtti.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) Ersin Tatar'ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle yeni bir dönemin başladığını belirten uzmanlar, 46 yıldır kapalı olan Maraş'ın açılacak olmasıyla milli gelirin ikiye katlanacağını, Kıbrıs Türklerinin Rumlar karşısından yok sayılan haklarının korunacağını ve Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de elinin güçleneceğini belirtti.
KKTC'de dün gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçiminde Başbakan Ersin Tatar ile Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı yarıştı.
Resmi olmayan sonuçlara göre Ulusal Birlik Partisinin (UBP) adayı Ersin Tatar oyların yüzde 51,69'unu alarak yeni cumhurbaşkanı oldu. Bağımsız aday Mustafa Akıncı'nın oy oranı ise yüzde 48,31'de kaldı.
Uzmanlar, 5 yıl görevde kalacak Tatar'ın ülkedeki olası politikalarını ve seçim sonucunun Doğu Akdeniz politikasına yansımalarını, AA muhabirine değerlendirdi.
Türk-Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı ve Uluslararası Diplomatlar Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Uğur Özgöker, Tatar'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmasının Kıbrıs ve Kıbrıs Türk halkı için tarihi bir adım olduğunu söyledi.
KKTC'nin bekası, geleceği ve iktisadi kalkınması bağlamında yepyeni bir döneme girildiğini vurgulayan Özgöker, "Bu sonuç, Türkiye ve KKTC'nin Doğu Akdeniz'deki siyasi ve ekonomik menfaatlerinin korunması açısından da yepyeni bir dönemin başlangıcı olacak. 55 yıldır Kıbrıs'taki iki toplum arasında BM şemsiyesinde sürdürülen beyhude müzakereler nihai olarak sona erdirilecektir." dedi.
Özgöker, "Bundan sonra Kıbrıs Türkü'nün sözde federasyon çerçevesinde Rumların esaretinde 2. sınıf bir azınlık toplumu haline getirilmesi, kendi kimliğini, siyasi ve ekonomik özgürlüğünü kaybetmesi tehlikesinin bertaraf edileceğini, böylece Kıbrıslı Türkler ve KKTC ana vatan Türkiye ile birlikte egemen, bağımsız ve müreffeh bir devlet olarak uluslararası arenada diğer devletlerle eşit statüde yer alacaktır." ifadelerini kullandı.
- "MARAŞ'IN AÇILMASIYLA MİLLİ GELİR İKİYE KATLANACAK"
Tatar'ın cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması ile Kapalı Maraş'ın 46 yıl sonra iskan ve kullanıma açılacağını da aktaran Özgöker, şöyle devam etti:
"Doğu Akdeniz ve Orta Doğu'nun rivierası kabul edilen, 1974'te kapanmadan önce yatak kapasitesi Türkiye'nin 2 katı fazla olan Kapalı Maraş'ın ekonomiye kazandırılması ile KKTC'nin gayrisafi milli hasılası (GSMH) ilk sene yatırımlar sebebiyle yüzde 50'den fazla artacak. İnşaat, onarım, restorasyon faaliyetleri tamamlanıp onlarca 5 yıldızlı otel, apart otel ve motel ile yüzlerce ultra lüks iş yerinin tekrar faaliyete geçmesi ile de KKTC'de 3-4 yıl içinde toplam GSMH 2 katından fazla artacaktır."
Özgöker, Tatar'ın Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasıyla Kıbrıs ve Doğu Akdeniz sorunlarında ezberlerin bozulduğunu belirterek, "Kıbrıslı Türklerin 50 senedir patinaj yaparak sürekli vakit kaybetmelerine, enerjilerini ve kaynaklarını boşa harcamalarına neden olan sonu gelmeyecek ve Rumların lehine olan sözde toplumlar arası görüşmeler sona erecek ve KKTC halkı özgür, egemen ve refah içinde güvenle geleceğe bakacaktır." diye konuştu.
- "RUM POLİTİKALARI BALTALANACAKTIR"
İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Diplomasi Araştırmaları Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca ise KKTC seçimlerinde çıkan sonucun Türkiye'nin Doğu Akdeniz politikası ve KKTC iç siyaseti açısından çok daha sağlam devam edeceğinin işareti olduğunu söyledi.
Karaca, Maraş açılımı ile Türkiye'nin KKTC üzerinde çok farklı bir ekonomik model sürdürebileceğini vurgulayarak "Cumhurbaşkanı Tatar'ın iş birliğiyle Türkiye, KKTC'deki gücünü kuvvetlendirmeye çalışacaktır. Şu açık ve nettir ki KKTC'deki en önemli sorun işsizlik ve ulaşım sorunudur. Su sorunu çözüldü. Bundan sonraki süreçte Türkiye, ulaşım dahil Kıbrıs özelinde bir sanayileşme hamlesi başlatabilir." diye konuştu.
Türkiye'nin, yakın dostları olan Azerbaycan, Pakistan, Bangladeş gibi ülkeleri KKTC'yi tanımaya davet edebileceğini hatırlatan Karaca, böyle bir olasılık dahilinde bu ülkelerin KKTC ile ekonomik bir ilişki içine girebileceğini kaydetti.
Karaca, seçim sonucunun Doğu Akdeniz politikasına yansımalarına da değinerek şu değerlendirmede bulundu:
"Doğu Akdeniz ile ilgili her politika KKTC'yi de içine alan bir politikadır. Bu bağlamda baktığımız zaman Türkiye, Doğu Akdeniz'deki Münhasır Ekonomik Bölge konusunda, Kıbrıs adasının tamamı üzerinde yalnızca Rumların muhatap alınmasına karşı çıkıyor. Buraya bir Türk delegasyonunu sokmak esasında tarih boyunca kendilerini Kıbrıs'ın tek sahibi olarak gören Rumların politikalarını da ciddi bir şekilde baltalayacaktır."
- "DOĞU AKDENİZ'DE TÜRKİYE'NİN ELİ GÜÇLENECEK"
İstinye Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Ürer de KKTC'de cumhurbaşkanı seçilen Tatar'ın dışarıya verdiği "Konfederasyonlar bitti" şeklindeki mesajının çok net olduğunu belirtti.
Ürer, "Tatar'ın bu mesajı hem AB'ye hem de Rum tarafına. Seçimleri nasıl okumak gerekiyor? Ben önümüzdeki dönemde statükonun devamı şeklinde okuyorum. Özellikle Doğu Akdeniz politikasının devamı açısından da okumak mümkün. Türkiye'nin KKTC'de yaşayan Türklerin sorunlarına çözüm üretmesi gerekiyor. Aksi takdirde bunun bir takım popülist siyasi söylemlere dönüşeceğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Yüzde 52 ile seçimi kazanan Tatar'ın yüzde 48 gibi bir muhalefet karşısında elinin çok da güçlü olmadığını belirten Ürer, seçim sonucunun Doğu Akdeniz'deki dengeler açısından Türkiye'nin elini güçlendireceğini söyledi.
Yorumlar