"Diyarbakır ziyareti demokratikleşmeyle alakalı değil"
DSP Genel Başkanı Masum Türker, Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır temaslarını AjansHaber’e değerlendirdi.
Feridun CESUR / ANKARA
Başbakan Erdoğan ve beraberindeki heyetin Diyarbakır gezisini, gündemi meşgul eden af tartışmalarını ve dershanelerin kapatılması mevzusunu Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Masum Türker AjansHaber'e değerlendirdi. Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır gezisiyle yaptığı hareketlerin tamamının bir demokratikleşme ve barış harekatıyla ilgili olmadığını söyledi. Genel af tartışmalarıyla alakalı da Türker, "Geçmişte DSP döneminde gerçekleştirilen affın belki on misli bir affı gerçekleştirilecek düzenlemeler yapıldı. Kamuoyunda kimsenin sesi çıkmadı. Oysa o tarihlerde yapılan af için Türkiye neredeyse ayağa kalkmıştı." diye konuştu. Türker, dershaneler konusunda ise "Şu anki tutum, aslında dershanelerle ilgili faaliyetleri yer altına göçertmeye ve kayıt dışı ekonomiye yöneltmesine neden olacaktır." dedi.
‘‘IRAK HÜKÜMETİ DURURKEN YEREL HÜKÜMETLE GÖRÜŞME YAPMAK YANLIŞ’’
Başbakan Erdoğan’ın ve Barzani'nin Diyarbakır gezisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Başbakan Erdoğan’ın son Diyarbakır gezisi ile ilgili yaptığı hareketlerin tamamının bir demokratikleşme ve barış harekatıyla ilgisi yoktur. Güneydoğu’daki yerel yönetimler için PKK’nın baskısı ile alınamayacak oyları Barzani’nin yardımıyla ve bazı tarikatların etkisiyle alabilme amacına yöneliktir. Bu konuda siyaset uğruna yapılan çalışmalar, Türkiye’nin gelecekte federe bir devlet haline gelmesinin yolunu resmen açmıştır. Özellikle kapalı kapılar ardında yapılan görüşme; Irak hükümetini tanımadan Barzani ile yeni bir boru hattıyla ilgili yapılmak istenen anlaşma ve bu konuda Türkiye’den bazı işadamlarının pay alması, PKK’nın da bu kaynaktan yararlanıyor olması, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde Ortadoğu’da zafiyete uğrayacağı ve bir terörist hareketi olmadan bile bölünme noktasına gidebileceğinin işaretlerini veriyor. Bu tür olayların Başbakan düzeyinde olması doğru değildir. Başbakan belki bazı görüşmeler yapabilir fakat bu işin şova dönüştürülmesi, olaya farklı anlamlar yüklenmesi Türkiye’nin bölünme noktasındaki gidişatını gizleme amacı güdüyor.
Irak hükümeti dururken oraya bağlı yerel hükümetle görüşme yapmak, uluslararası uygulamalara aykırı bir şekilde işbirliğinin yolunu açar ve bu yanlış bir şeydir.
‘‘AF KONUSUNDA KAMUOYUNDA KİMSENİN SESİ ÇIKMADI’’
Af tartışmalarıyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Geçmişte DSP döneminde gerçekleştirilen affın belki on misli bir affı gerçekleştirilecek düzenlemeler yapıldı. Kamuoyunda kimsenin sesi çıkmadı. Oysa o tarihlerde yapılan af için Türkiye neredeyse ayağa kalkmıştı. Bu da gösteriyor ki afta affa karşı olmakta medyayı kapsayan organize bir güç tarafından yönlendiriliyor. Bu konudaki taleplerin de bu organize gücün talebi doğrultusunda ortaya çıktığı görülüyor.
Abdullah Öcalan'a da bir af söz konusu olur mu sizce?
Bu konuda anayasal bir değişiklik yapmadan Öcalan’a bir af getirilmesi mümkün değildir.
‘‘BU TUTUM DERSHANELERİ YER ALTINA GÖÇERTMEYE NEDEN OLACAKTIR’’
Dershanelerin kapatılması ile ilgili çalışmalar ve tartışmalar devam ediyor. Partinizin bu konuya bakışını nasıl izah edersiniz?
Dershanelere ciddi talep var. Dershaneye talep; bilgiye dayalı sınavdan dolayı değil, sınavların bir tekniğe dayanarak soruların hazırlanmasından kaynaklanıyor. Dershanelerdeki öğrenciler bilgi değil, bir tekniği öğrenerek soruları ona göre yanıtlamayı öğreniyorlar. Aslında dershaneler öğrencilerin bilgisini pekiştirmek yolunda olmalı. Bu nedenle üniversitelere girişte ve diğer kurumların kadro alımlarına yönelik sınav sorularının değiştirilmesi gerek. 1970’lerde üniversiteye giriş sınavları İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne bağlı birim tarafından gerçekleştirilirdi. Sınav soruları bütün lise hocalarından alınan soruların bir havuza konulmasıyla oluşturulurdu. Bu da soruların bütün Türkiye’yi kapsayacak düzeyde olmasını sağladığı gibi, sorularda reel eğitime uygun bir şekilde hazırlanmış olurdu. Şu anda yapılan bütün sınav soruları bir tekniktir ve bu teknik var oldukça yine dershaneye ihtiyaç olacaktır. Dershanelerin resmi olarak olmadığı yerlerde millet evlerde ya da faklı mekanlarda ders vermeye devam edeceklerdir. Dershanelerle ilgili şu anki tutum aslında dershanelerle ilgili faaliyetleri yer altına göçertmeye ve kayıt dışı ekonomiye yöneltmesine neden olacaktır.
Yorumlar