Mehmet Görmez: Herkesin önünde tek bir hicri takvim bulunacak
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Uluslararası Hicri Takvim Birliği Kongresi'nden, bütün dünyada uygulanması için tekli takvimin tercih edildiğini belirterek, "Böylece herkesin önünde tek bir hicri takvim bulunacaktır" dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Avrupa Fetva ve Araştırma Meclisi, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve İslam Hilal Gözlem Projesi (ICOP) işbirliğiyle düzenlenen ve 3 gün süren Uluslararası Hicri Takvim Birliği Kongresi sona erdi.
Türkiye, Suudi Arabistan, Malezya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD, Katar, Fas, Mısır ve Ürdün'ün de aralarında olduğu 50'ye yakın ülkeden ilim insanları, astronomlar ve karar merciinde bulunan yetkililerin katıldığı kongrede 2 sonuç ön plana çıktı.
"İlmi, Fıkhi ve Sosyal Boyutlarıyla Hicri Takvim", "Hicri Takvim Projeleri" başlıklı oturumlarla gerçekleştirilen ve İslam dünyasında takvim birliğinin amaçlandığı kongrede tekli ve çiftli takvim önerileri öne çıktı.
Tüm Müslüman coğrafyasında ibadetlerin tek takvim çatısı altında birleştirilmesini esas tekli takvim önerisi ile Amerika kıtasının diğer kıtalardan ayrılmasını esas alan çiftli takvim önerisi katılımcıların oylarına sunuldu.
TEKLİ TAKVİM SEÇİLDİ
Oylamadan sonra çıkan sonucu okuyan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığının çağrısıyla kongrenin 28-30 Mayıs tarihleri arasında düzenlendiğini belirterek, kongreye, İslam ülkelerinin ilgili bakanlıklarından, fetva kurullarından, çeşitli fıkıh kurulları temsilcilerinden, alimler, fakihler ve astronomlardan katılımların olduğunu belirtti.
Ayrıca bu takvimin, dini metinler/naslar ile kesin astronomik kurallar arasında bir çelişki ve çatışma olmadığından astronomik ölçütler ve fıkhi kuralları beraberce göz önüne alındığını belirten Görmez, şunları söyledi:
"Tercih edilen takvimin avantajları ve sonuçları: Bu takvim, Müslümanlar ama özellikle Müslüman azınlıkların karşı karşıya olduğu bazı sorunları çözme yönünde önemli katkılar sunacaktır. Bu sonuçlardan biri, oruç, bayram gibi Müslümanlar için sembol manası olan günleri birleştirmesidir. Bir diğeri ise, bunun Müslümanlar arasındaki meşru ve makul sınırları aşan tefrikayı/ayrışmayı ortadan kaldırma yönünde bir karar olmasıdır. Zira özellikle azınlık halinde yaşayan Müslümanlar arasında bu sorun tek bir devlet içinde bazen iki bazen de üç farklı günde oruç ve bayram yapma noktasına varacak aşırı durumlara yol açabilmektedir. Hatta farklılık, bir ülke vatandaşı hacıların Zilhicce'nin 9. Günü Arafat'ta vakfeye durdukları gün, kendi ülkelerinde henüz Zilhicce'nin 7 veya 8. Günü olması gibi aşırı boyutlara ulaşabilmektedir. Bu din, tevhid dinidir, birliği ve bütünlüğü şer'i bir farz ve olgusal bir zaruret saymıştır."
Yorumlar