DİVASEN Başkanı Demirci: Diyanet İşleri Başkanlığı özerk olmalı

Tüm Memurlar-Sen Konfederasyonu Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası (DİVASEN) Genel Başkanı Hüseyin Demirci, ülkenin geleceği için ülke insanının üzerinde söz sahibi, inisiyatif sahibi, itibarı olan bir Diyanet İşleri Başkanlığı'na ihtiyaç olduğunu söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın özerk ol

AYDIN (CİHAN)- Tüm Memurlar-Sen Konfederasyonu Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası (DİVASEN) Genel Başkanı Hüseyin Demirci, ülkenin geleceği için ülke insanının üzerinde söz sahibi, inisiyatif sahibi, itibarı olan bir Diyanet İşleri Başkanlığı'na ihtiyaç olduğunu söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın özerk olması gerektiğini ve başkanının delege sistemiyle seçilmesiyle daha da güvenilir olacağını belirten Demirci, çalışanların haklarının korunması için de bunun gerekli olduğunu ifade etti: "Eğer ki biz siyasi partilerin, hükümet partisinin, bakanların, milletvekillerinin baskısından kurtulmak istiyorsak Diyanet özek olmalı, Diyanet İşleri Başkanı delege sistemiyle işbaşına gelmeli. Siyasi otoritenin atadığı Diyanet İşleri Başkanı, ancak kendisini atayan siyasi iradeye karşı sorumlu olur. Böyle olunca da Diyanet İşleri Başkanlığı ile çalışanları arasında güven hiçbir zaman oluşmayacaktır."

Aydın teşkilatıyla buluşan DİVASEN Genel Başkanı Demirci, Diyanet İşleri Başkanlığı ve müftülüklerin işleyişini eleştirdi. Atamalarda ve yer değiştirmelerde torpil uygulandığını iddia eden ve sebep olarak da başkanın hükümet tarafından atanmasını gösteren Demirci, “Bu çok iyi bilindiği için 1980’lerden önce ve sonra Diyanet'i siyasallaştırmaya çalışanlar, başarılı olamadıkları emellerine maalesef sendikalar vasıtasıyla girmişler ve başarılı olmuşlar. Şu anda bırakın Diyanet çalışanlarını, sokaktaki Mehmet emmiye, Ali abiye sorsanız, 'Hangi sendika, hangi partinin' diye söyler. Oysa sivil toplum kuruluşları içerisinde yer alan sendikalarımız tamamıyla siyaset üstü, tamamıyla siyasilerimizin her birisine eşit mesafede olup ülkemizin hayrına olan işlerde onların yanında olmak ama ülkemizin hayrına olmayan işlerde onlara yapıcı tenkidini yaparak siyasi partilerimize ışık olma görevi olma görevi üstlenen kuruluşlardır. DİVASEN’in olmadığı illerde sendika ağaları, sendika derebeyleri oluşuyor. Bırakın sendika ağalıklarının oluşmasını, şimdiki modern tabiriyle derin devlet dediğimiz, Ergenekon dediğimiz, sendikacılığın da derin devleti, Ergenekon’u oluşuyor. 'Bugün dediğimiz olmadı' diye artık sendika, müftülere yer beğendirme tehdidinde bulunuyor. Sendikadan istifa eden bir din görevlisine varıp, 'Sen bizden istifa ettin. Bundan sonra geri dönmediğin sürece senin hiçbir işin müftülükte olmaz.' tehdidinde bulunuyorlar. Biz DİVASEN olarak dinî cemaatlerin, tarikatların, hepsini seviyor, saygı duyuyoruz ama cemaatlerin, tarikatların, mezheplerin, siyasi partilerin, meşreplerin hepsinin üstünde bir Diyanet İşleri Başkanlığı olması gerek.” dedi.

İnsanın olduğu yerde hata, torpil, hatır gönül ilişkisi, ve beklentilerin de olduğunu söyleyen Hüseyin Demirci, “Dayısı olan, hatırlı kişisi olan, siyasi otoriteden bir aracı bulan rahatlıkla şehir merkezine gelebiliyor. Gariban arkadaşların emekli olmaları kaderi oluyor. Onun için biz diyoruz ki Diyanet İşleri Başkanlığı Atama Nakil Yönetmeliği değişmeli, kıdem ve puan sistemi getirilmeli. Bunun olmadığı yerde müftülerimiz ve Diyanet İşleri Başkanlığı töhmet altında kalmaya devam edecek, çalışanlarıyla arasında güven hiçbir zaman oluşmayacaktır. Biz Diyanet'te mülakatların tamamen kaldırılmasını teklif ediyoruz.” ifadelerini kullandı. CİHAN

Yorumlar