Devlet Bahçeli Akademisyenler Kurultayı'nda konuştu

Nasıl ki 30 sene önce karşımıza çıkan sorunlar küçümsenmişse karşımıza çıkması mümkün olan konular geçiştirilmelidir. Anlaşılan tereddüt üniter devletin uyum konusunda çıkacak sorunların nasıl göğüsleneceği konusunda düğümlenmektedir. Bugünkü ortamda başta hükümet olmak üzere milli emanetlere ilgisiz ve iştahsız kalan odaklar planlarını bölünmüş Türkiye'ye çivilemişlerdir. Bir başka paradoks ise etnik kimliklerin keskinleşmesidir. İhanetin ölçeği artarsa sabır gösteren milletin alt kimliğini kaybetmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Yurdumuzu baştan aşağı saran sanal duvarla baştan aşağı sarabilecektir. Ülkemiz bölünmeyi artıran dinamiklerle karşı karşıyadır. Türk Kürt ayrımını tetiklemek amacıyla yoğun gayret içerisindedir. Erdoğan hükümeti ayrılma ihalesinin gereğini bilinçli olarak yapmaktadır. Özellikle başbakanın sözüm ona önerdiği Türkiyelilik tezleri önemli bir sorunun telaffuzu hatta sınırlandırıcısıdır.

 

"SULAR DURULDUKTAN SONRA ÇOK ACI SONUÇLAR GÖSTERİCEK"

Tahribat yapılan Türk milletinin göstereceği direnci ve zamanlamasıdır. Allah korusun ama etnik kimliklerin özerkliklerini kazanacağı yerde ne olduğunu bilmeyen kimlikten başka birşey kalmayacaktır. 1000 yıllık kaynaşmanın son bulması hiç kimseye birşey kazandırmayacak bilakis ağır fatura oluşturacaktır. Sular durulduktan sonra çok acı sonuçlarını gösterecektir. Geçmişten intikam alma çabaları ve kutuplaşmalar kanlı hesaplaşmalara neden olacak ortada ülke kalırsa felaketten felakete sürüklenecektir. Sormak lazımdır ki kurulan yuvalar, ekonomik ortaklıklar nasıl ayrılacak, nasıl bölünecektir? 1000 yılın hukuku nasıl bozulacaktır? Kürt anadan Türk babadan ya da tam tersi olan çocuğun kimliği nasıl adlandırılacaktır? Malesef üniter milli devlet yapısının giderek gevşediği Kuzey Irak'ın Kürdistan olarak adlandırılması müsibetlere yol açacaktır. Başbakan sığ ve sakıncalı düşünceleriyle peşmergeyi ön plana çıkarmıştır. Diyarbakır'da gülenler, barış mesajı verenler Kerkük'ü Tuzhurmatu'yu her gün kana bulamaktadır.

"BAŞBAKAN KABİLE REİSİNE BULAMAYACAĞI FIRSATLAR SUNDU"

Hiç şüphesiz bu marazi hal türk milletinin bekasını yok görmektir. Başbakan bu peşmergeyi Kürt kökenli kardeşlerimin temsilcisi konumuna koymuştur. Başbakan siyasi kaygılarla küresel emrivakilerle ihanete çanak tutmuştur. Peşmerge başının vatan topraklarına izlediği güzergah en güçlü olduğu noktadır. Erdoğan vatan ve millet üzerinde hesap yapanlara hayallerinde bile göremeyecekleri fırsatlar sunmuştur. Peşmerge rüyasının gerçeğe döndüğü için mutlu olmuştur. Başbakan Türk vatanını peşmergeye vermiştir. Bu şuursuzluğun sürmesi halinde bölünme kaçınılmazdır. Başbakan kabile reisine bulamayacağı fırsatlar sunmuştur. Önlem alınmazsa ve Türk milleti gerekli müdahaleyi yapmazsa milli varlığı yitirmenin eşiğine gelebiliriz. Takdir edersiniz ki tarih bir milletin hafızası ve belgesidir.

"HÜKÜMET TÜRK MİLLETİNE MEYDAN OKUMAKTADIR"

Başbakan Erdoğan PKK ile pazarlık masalarında aklını da bırakmıştır. Adaleti rehber edinen Türk İslam medeniyetinin böylesi iftiralara maruz kalması kabul edilemezdir. Herşey bir yana aziz atalarımız olmasaydı Recep Tayyip Erdoğan ya David ya John ya da Hans olmaktan kurtulamazdı. Ecdadımıza şükran sunmak hepimizin borcudur. Hakikatı anlamak için insanda idrak olmalıdır. Bunu kabullenebilmek için geçmişe bölücü pirizmadan bakmamak gerekmektedir. Hükümet Türk milletine meydan okumaktadır. Bu kuşatma yarılamazsa Türk milleti dağılmış ve marjinal bir duruma gelecektir, kölelik olacaktır. Sizler sorumlu ahlaklı, fazilet sahibi insanlar olarak halkımızı bilgilendirmelisiniz. Türk milliyetçiliğine ön yargıları yok etmelisiniz.