Darbeciler teker teker gözaltına alındı! Hukuki süreç nasıl işleyecek?

Türkiye, 15 Temmuz 2016 akşamı FETÖ yapılanmasının darbe girişimiyle sarsıldı. Yapılan operasyonlar sonucu darbeciler püskürtüldü ve ilişkili kişiler gözaltına alındı. Peki, bundan sonraki hukuki süreç nasıl işleyecek?

15 Temmuz akşamı Türkiye Cumhuriyeti tarihinde unutulmaz günlerden biri oldu. Askeriyenin içine sızan FETÖ mensupları darbe girişiminde bulundu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı rehin alan darbeciler, Boğaziçi Köprüsü’nü kapatarak halkın üzerine ateş açtı. Atatürk Havalimanı’na gelen darbeci askerler havalimanını kapattı. TRT binasını basıp silah zoruyla ‘darbe metni’ okutan ve kendilerini ‘Yurtta sulh konseyi’ olarak tanıtan darbeciler TBMM’yi de bombaladı.

Gelişmeler üzerine televizyon kanallarında açıklama yapan Başbakan Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, halka çağrı yaparak darbecilerle mücadele etmek için halkı meydanlara davet etti. Sokaklara dökülen halk ve güvenlik birimlerinin operasyonları sonucunda darbeciler püskürtüldü. Askeriye ve yüksek yargı içinden birçok isim gözaltına alındı ve operasyonlar devam ediyor.

FETÖ mensuplarının darbe girişimi ardından hukuki sürecin nasıl olacağını AjansHaber’e değerlendiren Avukat Cesim Parlak, “Darbe teşebbüs aşamasında kaldığı için mevcut ceza yasamızda da darbeye teşebbüs en ağır suç kabul edilmiş ve en ağır şekilde cezalandırılması gereken suçlardan sayılmıştır. Cezası da müebbet hapistir” dedi.

Halkın ‘idam cezası isteriz’ talebini de değerlendiren Parlak, “Toplum öfkeli ve haklı olarak darbeye teşebbüs edenler hakkında idam cezası getirilmeli diye bir talepleri bulunmaktadır ama biz bunu AB’ye uyum yasaları çerçevesinde kaldırdık. İdam geri getirilse dahi darbeye teşebbüs suçundan sonra getirildiği için darbeciler idam edilemez” şeklinde konuştu.

Avukat Cesim Parlak, darbecilerin yargılanması sürecini AjansHaber’e değerlendirdi:

“DARBEYE TEŞEBBÜS EN AĞIR SUÇ KABUL EDİLMİŞTİR”

Darbe niteliği itibariyle başarılı olsaydı zaten kendi hukukunu oluşturacaktı. Başarısız olduğundan dolayı teşebbüs aşamasında kaldığı için mevcut ceza yasamızda da darbeye teşebbüs en ağır suç kabul edilmiş ve en ağır şekilde cezalandırılması gereken suçlardan sayılmıştır. Cezası da müebbet hapistir.

Darbenin asker ayağı ve asker ayağının arkasında başka bağlantıları, destekçileri bununla beraber iş birliği içinde olanlarla birlikte soruşturma devam edecektir. Bu soruşturmayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı anayasal düzene karşı suçlar düzeyinde yürütecektir. Öncelikle bu konuyla ilgili geniş bir soruşturma dosyası oluşturulacaktır.

“EYLEMİN DARBE OLDUĞUNU BİLEREK KATILAN KİM VARSA DARBEYE TEŞEBBÜS SUÇUNDAN YARGILANACAKTIR”

Darbe soruşturmasını sivil yargı yapacak. Askeri yargının yapacağı bir iş değildir, neticede burada darbeye teşebbüs edilmiş, hükümetin görevini yapması engellenmeye çalışılmıştır. TBMM’nin görevinin yapması engellenmeye çalışılmıştır. Anayasa askıya alınmak istenmiştir. Yargılama ağır ceza mahkemesi tarafından yapılacak, bu suçun planlayıcısı, azmettiricisi, bu işin içinde olanlar ve eylemin darbe olduğunu bilerek katılan kim varsa hepsi darbeye teşebbüs suçundan dolayı müebbet hapis cezası ile yargılanacaktır.

Soruşturma bittikten sonra ağır ceza mahkemesinde yargılanacaklar. Muhtemelen bu yargılamaları uzun bir sürece yaymayacaklardır. Özel olarak bununla ilgilenecek onlarca savcı görevlendirilmiş. Bir an önce soruşturmalar bitirilecek, soruşturma bittikten sonra da dava aşamasında ağır ceza mahkemesinde yargılamalar yapılacak.

“İDAM GERİ GETİRİLSE DAHİ DARBEYE TEŞEBBÜS SUÇUNDAN SONRA GETİRİLDİĞİ İÇİN DARBECİLER İDAM EDİLEMEZ”

Darbe niteliği itibariyle bütün topluma karşıdır. Hedef hükümet de olsa amaçlanan sonuçları itibariyle bütün toplumu hedef alan bir eylemdir. Bu nedenle ceza kanunda en ağır cezadır. İdam kalkmamış olsaydı zaten bunun en ağır cezası idamdır. Toplum öfkeli ve haklı olarak darbeye teşebbüs edenler hakkında idam cezası getirilmeli diye bir talepleri bulunmaktadır ama biz bunu AB’ye uyum yasaları çerçevesinde kaldırdık. Kamuoyunu da anlamak gerekir, haklı bir talep ama bunun hukuken bir karşılığı yoktur.  Ancak AB’yi bir kenara itersek getirilir ama ceza hukukunun temel bir ilkesi vardır. Bir ceza ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonra hüküm ifade eder, önceki suçlar için bir şey ifade etmez. Bugün bile idam cezasını getirsek 15 Temmuz’da darbeye teşebbüs edenler hakkında gelebilecek en ağır ceza, ağırlaştırılmış müebbet cezasıdır.  İdam geri getirilse dahi darbeye teşebbüs suçundan sonra getirildiği için darbeciler idam edilemez.

“DARBEDEN HABERİ OLMAYAN ASKERLERLE FİKİR BİRLİĞİ İÇİNDE OLANLAR ARASINDA AYRIM YAPILACAK”

Soruşturma aşamasında darbeden haberi olmayan askerler ile olanlar arasında bir ayrım yapılacak. Ceza hukukunun temel bir ilkesi vardır. Öncelikle bir kast unsuru gerekir. İrade ve bu konuda fikir birliği olması gerekir. İkinci de eyleme katılmış olması gerekir. Birinci aşamasında iradesi ve kastı yok, ikinci aşamada da eyleme giderken bu eylemin bulunduğu bölgede tatbikat niteliğinde olduğunu algılayan, bilenler için herhangi bir suç soruşturması yapılamaz.

“DARBE OLDUĞUNU FARK ETTİKTEN SONRA DEVAM EDENLER İŞTİRAK SUÇUNDAN CEZA ALIR”

Darbe olduğunu anlayıp da eyleme devam edenler ise iştirak suçundan ceza alırlar. Darbenin bu aşamalarında fikir birliği yok, kast unsuru yok, gitmiş ve hala bunu tatbikattan ibaret olarak biliyorsa onun hakkında suç unsuru oluşmaz ama sonradan bunu darbe olduğunu fark edip eyleme devam edenlerde suça iştirak olur ve ceza alırlar.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.

Yorumlar