Darbeci askerler İstanbul'da ilk kez hakim karşısında
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine katılarak Sabiha Gökçen Havalimanı'nı ele geçirmeye çalıştıkları iddiasıyla haklarında dava açılan 28'i tutuklu 62 asker, ilk kez hakim karşısına çıktı.
Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Sabiha Gökçen Havalimanını işgal etmek istedikleri gerekçesiyle yargılanan sanıkların savunması alınıyor.
Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesinin karşısında oluşturulan duruşma salonunda, sanıkların kimlik tespitlerinin yapılmasının ardından iddianame özetlenerek okundu.
Daha sonra ilk savunmasını yapan tutuklu sanıklardan uzman çavuş Yüksel Özdemir, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini belirterek, 15 Temmuz Cuma günü rutin silah bakımı yaptıklarını anlattı.
Aynı gün saat 16.00 sıralarında tabur komutanı Yarbay Şakir Çınar’ın kışlaya gelerek, “terör saldırısı olacağını, bu nedenle kışlayı terk etmenin yasak olduğunu” söylediğini belirten Özdemir, bu sebeple beklemeye başladıklarını söyledi.
Kendilerine Sabiha Gökçen Havalimanına terör saldırısı olacağını ve jandarma ve polislere destek olmak için çıkacaklarının söylendiğini aktaran Özdemir, “Cephanelikten mühimmat alıp 22.00 sularında zırhlı araçlarla bölükten çıktık. Ben zırhlı muhabere aracındaydım. Sabiha Gökçen'e yaklaştığımızda halkın biriktiğini gördük. Aracın etrafını saran vatandaşlar bize, 'Ne yapıyorsunuz, darbe yapıyorsunuz?' dediler. Biz de terör saldırısı nedeniyle geldiğimizi söyledik. Tepki gösterdiler, biraz geriye gittik. Ateş açmadık.” diye konuştu.
"KİMSEYE SİLAH ÇEKMEDİK, DİRENMEDİK"
Özdemir, kimseye silah çekmediklerini belirterek, “Pazarlık yapmadık, direnmedik. Polisler gelince silahlarımızı verdik, teslim olduk.” dedi.
Yoldayken bir arkadaşından kendisine gönderilen mesajda FETÖ'cülerin darbe yaptığını yazdığını anlatan Özdemir, "Havalimanına gittiğimizde kalabalığı gördüm, onları darbeci sandım. Eşimi aradım. 'Galiba darbe yapıyorlar' dedi." ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık uzman erbaş Yusuf Yaylaz da 15 Temmuz 2016’da kendilerine “İstanbul'un çeşitli yerlerinde eylem olacağı” yönünde mesaj geldiğini ifade ederek, Piyade Yarbay Fatih Karakaya’nın herkesi bölükte toplayarak cephaneliğe gidip mühimmat almalarını istediğini söyledi.
"KURTULMAK İÇİN POLİSİ ARADIK, TESLİM OLACAĞIMIZI SÖYLEDİK"
Yaylaz, daha sonra Zırhlı Muhabere Aracı (ZMA) ile kışladan çıkış yaptıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Sabiha Gökçen'e vardık. Sabiha Gökçen'in ana nizamiyesinin orada halk durdurdu bizi. Ne olduğunu anlayamadık. Bu sırada eşimden mesaj geldi, boğazların kapatıldığını yazıyordu. Kimin yaptığını sordum, ‘FETÖ yaptı’ dedi. Biz de karşımızda FETÖ'yü bulacağımızı sanıyorduk, halk çıktı. ‘Burada ne işiniz var’ diye sorular sormaya başladılar. Terör saldırısı olacağını söyledik. Tepki gösterdiler. O durumdan kurtulmak için polisi aradık, teslim olacağımızı söyledik. Polisi beklerken şarjörlerimizi çıkardık. O şekilde teslim olduk.”
Sanıklardan uzman erbaş Yavuz Türk de darbe gecesi araçlarla hareket ettiklerini belirterek, Sabiha Gökçen Havalimanına yaklaşana kadar kimsenin kendisine bir şey demediğini söyledi.
Havalimanına yaklaşık bir kilometre kala trafiğin tıkandığını anlatan Türk, Yarbay Şakir Çınar’ın da bunun üzerine araçtan inerek tankların arkalarındaki tankların yanına gittiğini söyledi.
"BİZ ORADA OLAYI ANLAMAYA BAŞLADIK"
Sanık Türk, Çınar’ın yanlarında ayrıldıktan sonra kendisinin aracın yanında beklediğini dile getirerek, şöyle devam etti:
“Sonra uzun bir süre araçların yanında kaldık. Halk gelip bize soruyor biz de ‘terör saldırısı var’ diyorduk. Saat yaklaşık 12.00’ye geliyordu yanımdaki uzman çavuş Serkan Bozkurt’u Ankara’daki kız kardeşi arayıp, ‘savaş uçaklarının meclisi bombaladığını ve darbe girişimi olduğunu ‘ söyledi. Biz orada olayı anlamaya başladık. Ben de kesinlikle böyle bir hain darbe girişiminin içinde olmayacağımızı söyledik. Sonra birliğimize dönmek üzere hareket ettik. “
Dönüşte yolda fidan satılan bir iş yerine girdiklerini anlatan Türk, sadece bekçinin bulunduğu iş yerinde açık olan televizyondan 1. Ordu Komutanının mesajını gördüklerini söyledi.
Böyle bir olayın içinde olmayarak birliğe döneceklerini kararlaştırdıktan sonra bir komutanını arayarak döneceklerini söylediklerini ifade eden Türk, şöyle konuştu:
“O komutanımız da ‘kışlaların çevrelerinin halk tarafından kapatıldığını ve dönme imkanlarının olmadığını söyledi ve hiçbir olaya karışmayın, kendi güvenliğinizi alın’ dedi. Aileler sonra aramaya başladı, yerimizi söyledik, diğerler arkadaşının akrabaları geldi. Aracımızı emniyetli bir yere park edip olay yerinen ayrıldık. Uzman çavuş Fatih’in akrabasının evine sığındık. “
Bu sırada bölük komutanlarının kendisini arayarak nerede olduklarını sorduğunu dile getiren Türk, “Oradan harekat merkezini aradık durumu söyledik. Ertesi gün saat 11.00 gibi bölük komutanıyla irtibata geçtik ‘kışlaya geri dönün’ dediler. Biz de yola çıkarak bölüğe geldik ve silahımızı teslim ettik.” dedi.
Sanık Türk, 1 Ağustos 2016’da Elazığ’da nikah töreni yapmayı planladıklarını belirterek, bu olaylar dolayısıyla nikahlarını yapamadıklarını anlattı.
Kendisi, ailesi ve nişanlısının bu olaylar nedeniyle mağdur olduğunu dile getiren Türk, buna sebep olanlardan şikayetçi olduğunu ifade etti.
Duruşma, sanıkların savunmalarının alınmasıyla sürüyor.
Yorumlar