Darbe süreci 4 aşamadan oluşmaktaydı ikinci aşamaya geçilseydi…
Türkiye, 15 Temmuz’da darbe girişimini 36 yıl sonra bir kez daha yaşadı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, halkı sokağa davet ederek darbecilere karşı direnmeye çağırdı. Halk, hükümetten gelen çağrıya anında cevap verdi. İstanbul ve Ankara dahil bütün Türkiye darbecilere karşı ortak tepkide bulunarak, demokrasiye olan bağlılığını bir kez daha gösterdi. Uzmanlar, bu darbenin ne önceden Türkiye’de olan darbelerle ne de Mısır’da gerçekleşen darbeye benzer bir yanının olmadığını, hepsinden farklı olduğu vurgusunu yaptılar.
Namık Kemal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ensar Nişancı, “Darbenin tek safhası bulunmuyor. Darbe girişimi sadece görünen kısımla alakalı değil. Süreç 4 aşamadan oluşmaktadır. Sürecin ikinci aşamasına geçilmiş olunsaydı, çok farklı olaylarla halk karşı karşıya kalacaktı. Eğer darbe gerçekleşseydi ikinci ve üçüncü aşamalarda devletin stratejik noktaları hedef alınacak ve devlet rehin alınacaktı. Artık suikastlar dahilinde küçük darbeler olabilir. ABD’de çıkan yayınlarda ‘Türkiye’de darbe çıkarsa ilişkiler sürdürülebilir mi? başlığı yer alıyordu. CIA’in bu girişimden haberi olduğu ve daha önce planlandığı anlamına geliyor” İfadesini kullandı.
“DARBENİN 4 AŞAMASI BULUNUYOR”
Darbenin tek safhası bulunmuyor. Darbe girişimi sadece görünen kısımla alakalı değil. Ben darbenin aşamaları vardır. Bu aşama süreci 4 aşamadan oluşmaktadır. Yaşanan olaylar sürecin birinci aşamasını oluşturuyor. Birinci aşamada hiç hesap edilmeyen unsur ise halkın tepkisi oldu. Darbe hafızasına sahip olanlar, daha oluşma aşamasında tedbirlerini aldılar. 161 kurbanla bu girişim önlenilmiş oldu. Sürecin ikinci aşamasına geçilmiş olunsaydı, çok farklı olaylarla halk karşı karşıya kalacaktı. Birinci aşama çözüldü ama darbenin tam geçtiğini söylemek için diğer aşamalarda devreye girecek mekanizmaların bertaraf edilmesi gerekiyor. Diğer aşamalardaki mekanizmalar halen devam ediyor.
“ARTIK SUİKASTLAR DAHİLİNDE KÜÇÜK DARBELER OLABİLİR”
Bundan sonra bu mekanizmaların darbe yapma ihtimali yok. Artık suikastlar dahilinde küçük darbeler olabilir. Bu suikastlere çok dikkat edilmesi gerekiyor. Bir halk kalkışmasının önünü açabilirler. Buna karşı tedbirli davranmak gerekiyor. En büyük ihtimal ise sonuç getirmeyecek tahrip edecek terör örgütü faaliyetlerinde bulunacaklar. Artık siyasal sonuç alma ihtimalleri çok çok azaldı ve terör örgütünde düşman kesimi ne kadar yok edersem iyidir anlayışı var. Halk, darbeler konusunda devlet ise küçük darbeler konusunda dikkatli olmalıdır.
EĞER DARBE GERÇEKLEŞSEYDİ?
Eğer gerçekleşseydi ikinci ve üçüncü aşamalarda devletin stratejik noktaları hedef alınmıştı. Devlet rehin alınacaktı. Daha sonra devletin diğer kısımlarının ve toplumun ele geçirilmesi süreçleri yaşanacaktı. Bu süreçlerin ardından il, ilçe ve mahalleleri de kapsayan büyük operasyonu yaşayacaktık. Bu operasyonları yapacak mekanizmaları bilmiyoruz ama bu mekanizmalar var. Bu noktaya dikkat etmek gerekiyor.
“DARBE BİÇİMİ MISIR’DAN ÇOK FARKLI”
Darbe yapanların bir kısmı halen diri halde bulunuyor. Birinci aşamada başarılı olunursa ikinci aşamaya geçilecekti. Onları ortaya çıkarasıya kadar tehdit devam ediyor. Bu tehdittin anlamı değişti. Birincisi siyasal, devleti ele geçirmeye yönelik bir tehditti, bundan sonraki tehdittin anlamı değişmiştir. İkinci aşamadaki tehdit tahribe yöneliktir. Bundan sonra büyük bir darbe yok. Yapılan darbe biçimi Mısır’dan çok farklı bir durum arz ediyor.
“CIA’NİN DARBE GİRŞİMİNDEN HABERİ VARDI”
Toplum darbe girişimine karşı çok büyük bir tepki göstermiştir. 30 Ağustos’taki YAŞ toplantısının örnek gösterip bu girişimi onun üzerinden yorumlamak darbe girişimini küçümsemek ve basitleştirmek anlamına geliyor. Darbe girişiminin neden erken bir saatte yapıldığı da muamma konusudur. YAŞ toplantısıyla ilişkilendirmek doğru değil, bu girişim daha önce planlamış ve çizilmiştir. ABD’de çıkan yayınlarda ‘Türkiye’de darbe çıkarsa ilişkiler sürdürülebilir mi? başlığı yer alıyordu. Bu CIA’nin bu girişimden haberi olduğu ve daha önce planlandığı anlamına geliyor. Çok sistematik bir girişimle karşı karşıya kaldık. Bu hareket Türkiye’de manevi bir darbe yapmaya kalkıştı. Dini tahrip edip ele geçirmeye çalıştı. Dinden sonra devleti ele geçirmeye çalıştı. Birinci ve ikinci aşama başarılı olmadı. Fethullah Gülen, bu milletin en temiz ve dürüst insanlarını terörist yaptı. Abdullah Öcalan ise bu milletin düşman unsurlarıyla çalıştı.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar