Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu Anayasa hükümleriyle uyardı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anayasanın hükümlerini ayak altına alacak şekilde vatandaşları sokağa dökmek, sokağa çağırmak hiçbir zaman ne kendilerinin yararınadır ne de ülkenin yararınadır." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genel Kurulu'nda konuştu.
Erdoğan, "Kuvvetler ayrılığına bizler saygı duymazsak, sivil toplum kuruluşlarımız saygı duymazsa, o zaman biz bir yere varamayız. Bu konuda söylenecek bir şey varsa bunu söylersiniz ama baskı unsuru olma gayreti içine girerseniz unutmayın ki 138. madde sadece siyasetçiler için çalışmaz, A'dan Z'ye herkes için çalışır ve yargı yarın eğer sizi de bir yerlere davet ederse şaşmayın." dedi.
"ADALETİ ARAMANIN MAKAMI DA YERİ DE PARLAMENTODUR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşü) Eğer yargı bu tür baskılar altında kalırsa, biz yargıdan adaleti nasıl bekleyeceğiz? Ve ürkeklik, yargıya baskı, kusura bakmayın, adaletin gelişini sağlamaz. Öyle elde 'adalet' pankartlarıyla dolaşmak da adaleti getirmez. Eğer adaleti arıyorsan, adaleti aramanın makamı da yeri de Türkiye'de parlamentodur ve parlamentoda kürsüde ne diyeceksen adalet uğruna de, orada bunu dile getir, söyle ama istediğin adalet kadar sen de adaletli davran, acaba başında olduğunuz kurumda ne kadar adalet var? Önce ona bak." dedi.
Konuşmasını sürdüren Erdoğan, "15 Temmuz darbe girişiminde Atatürk Havalimanı'na gelip oradan hemen bir araçla Bakırköy Belediye Başkanı'na sığınan ve onun evinde o gece misafir olan kişi bu defa 'ben tankların üzerine çıkarım, tankların önünde dururum' derken o gece neyin üzerine çıktığı belli olmuştur, nereye sığındığı da belli olmuştur." dedi.
KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARINA TEPKİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kredi derecelendirme kuruluşları başta olmak üzere -ki az önce ekranda izledik- bakınız onlar ne dediler ama Türkiye'de büyüme nasıl çıktı. Bunların nasıl ideolojik yaklaştıkları, nasıl Türkiye'ye yönelik sürekli bir kumpas gayreti içerisinde oldukları ortada." dedi.
Erdoğan, TİM üyelerinin emek, gayret, alın teri ve azimle yılın ilk 5 ayında ihracatın yüzde 8,9'luk artış kaydetmesini sağladığını anlattı.
Birinci çeyrekteki yüzde 5'lik büyümenin yüzde 2'sinin dış ticaret kaynaklı olduğunu hatırlatan Erdoğan, yaklaşık 5 çeyrektir büyümeye negatif katkı yapan dış ticaretin bundan sonra yeniden büyümenin lokomotifi haline gelmiş olmasından mutluluk duyduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek dönemde hem ihracatın hem de dış ticaretin büyümeye katkısının giderek yükseleceğine inandığını vurgulayarak, eski günlere yeniden kavuşulacağını kaydetti.
Sanayi üretimindeki tırmanışın devam etmesinin, büyümenin konjonktürel değil üretime dayalı, kalıcı ve sürekli olduğunu gösterdiğinin altını çizen Erdoğan, istihdamda şubat ayında başlatılan seferberlikle 1,2 milyon rakamına ulaşılıp, işsizliğin 1 puan düşürülmesini çok önemli bulduğunu, istihdam rakamının 27,5 milyonu aşarak, tekrar 15 Temmuz darbe girişimi önceki seviyesine çıktığını aktardı.
İş gücüne katılım oranı sürekli yükseldiği için istihdam sayısı ile işsiz sayısı arsındaki farkın da yavaş yavaş azaldığını, mevsim itibarıyla istihdam artışının devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"En kısa zamanda işsizlikte yeniden tek haneli rakamları göreceğimizden eminim. Ekonomideki diğer tüm göstergeler de hızlı bir toparlanmaya işaret ediyor. Tabii en önemlisi de tüm bu gelişmelerin içeride ve dışarıda birilerinin ısrarla ülkemiz aleyhinde hava oluşturmaya çalıştıkları bir dönemde gerçekleşiyor olmasıdır. Kredi derecelendirme kuruluşları başta olmak üzere -ki az önce ekranda izledik- bakınız onlar ne dediler ama Türkiye'de büyüme nasıl çıktı. Bunların nasıl ideolojik yaklaştıkları, nasıl Türkiye'ye yönelik bir kumpas gayreti içinde oldukları ortada. Onlar bunu ilan ederken hatırlayın bizler farklı şeyler söylüyorduk. Diyorduk ki 'bunların hepsi ideolojiktir, bunların hepsi spekülatiftir, siyasi yaklaşımlardır. Türkiye'nin gerçek durumu bu değildir' ve ortaya çıktı. Ekonomimizin geleceği ile ilgili tahminlerde bulunan kuruluşların olumsuz tavırlarına rağmen sizler ülkenize olan güveninizle bu gidişi tersine çevirmeyi başardınız, onun için teşekkür ediyorum. Türkiye'nin gerçek potansiyelini, gerçek kapasitesini en iyi bizler ve sizler biliyorsunuz. Yurt dışında yaptığımız gözlemlerle ülkemizin imkanlarını karşılaştırdığımızda ekonomide bulunduğumuz yerin kesinlikle hak ettiğimiz yer olmadığını gördük, görüyoruz. Bugün Türkiye ekonomik büyüklük bakımından dünyanın 17'nci, satın alma gücü bakımından ise 13'üncü büyük ekonomisidir. Açık konuşmak gerekirse bizim üstümüzde olan ülkelere baktığımızda, her iki kategoride de en az birkaç basamak daha yukarıda olmamız gerekiyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde kişi başına düşen milli gelir bakımından bulunulan 64'üncü sıranın da hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını belirterek. "En basitinden AB ülkeleri, ülkemin bulunduğu konumla onların aynı yerde olması mümkün değil. Oraları tanıyan, gören, bilen birisi olarak konuşuyorum. Öyle lafta 'kişi başına düşen milli gelir budur' demekle kişi başına düşen milli gelir o değil. Dolaştığınız zaman ülkeyi görürsünüz, hayat standardını görürsünüz. Bütün bunlara rağmen daha sistemli çalışarak, kayıtlarımızı daha ciddi tutarak, daha çok üretip ihraç ederek yakında asıl olmamız gereken sıralara da geleceğiz. Onun için kayıt dışı, yastık altı bunların hepsini özellikle hayata ve piyasaya sokmanın milli bir davranış olarak, yerli bir davranış olarak gayreti içerisinde olmalıyız." diye konuştu.
Bu bakımdan 2023 hedeflerinin çok önemli olduğunu dile getiren Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:
"İhracatta 500 milyar dolar hedefi bu ülke için kesinlikle erişilebilir, ulaşılabilir bir rakamdır. Küresel milli gelir sıralamasında nominal rakamlarla yüzde 1,14 ve satın alma gücü bakımından 1,66'lık oranlara sahip olmamıza rağmen ihracattaki payımızın yüzde 0,96'da kalması, daha gidecek çok yolumuzun olduğunu göstermektedir. Doğrudan küresel yatırımlardaki payımız da ihracatımıza yakın bir oranda yüzde 0,94 düzeyinde bulunuyor. Demek ki bu konunun üzerinde de çok daha çalışmamız gerekiyor. Yaşadığımız onca badireye rağmen 14 yılda 3 kattan fazla büyüttüğümüz ülkemizi yeniden aynı şekilde 3 kat daha büyütmek bizlerin elindedir. Bunu gerçekleştirecek kadrolar burada. Bu başarıyı da hep birlikte yakalayacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan TİM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, "Ekonomideki tüm göstergeler de hızla bir toparlanmaya işaret ediyor. En önemlisi de tüm bu gelişmelerin içeride ve dışarıda birilerinin ısrarla ülkemiz aleyhinde hava oluşturmaya çalıştıkları bir dönemde gerçekleşiyor olmasıdır. Kredi derecelendirme kuruluşları başta olmak üzere -ki az önce ekranda izledik- bakınız onlar ne dediler ama Türkiye'de büyüme nasıl çıktı. Bunların nasıl ideolojik yaklaştıkları, nasıl Türkiye'ye yönelik sürekli bir kumpas gayreti içerisinde oldukları ortada." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti, "Ekonomimizin geleceğiyle ilgili tahminlerde bulunan kuruluşların olumsuz tavırlarına rağmen sizler ülkenize olan güveninizle bu gidişi tersine çevirmeyi başardınız. Onun için teşekkür ediyorum. Türkiye'nin gerçek potansiyelini, gerçek kapasitesini en iyi bizler biliyoruz, sizler biliyorsunuz. Yurt dışında yaptığımız gözlemlerle ülkemizin imkanlarını karşılaştırdığımızda ekonomide bulunduğumuz yerin kesinlikle hak ettiğimiz yer olmadığını gördük, görüyoruz. Bugün Türkiye, ekonomik büyüklük bakımından dünyanın 17'nci, satın alma gücü bakımından ise 13'üncü büyük ekonomisidir."
"KÖRFEZ'DEKİ BÜTÜN KARDEŞLERİMİZİN İKİNCİ EVİ OLMAYI SÜRDÜRECEKTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burası darbe yapmaya kalkışmış ihanet çetesine dahi hukuk devleti ilkesinin dışına çıkmadan davranma erdemini gösteren bir ülkedir. Böyle bir ülkenin yatırımcılarına, misafirlerine farklı muamele edebileceği iddiaları bühtandan, iftiradan, kara propagandadan ibarettir. Türkiye'nin aleyhinde yürütülen kampanyaların ne kadar haksız ve mesnetsiz olduğunu bu kardeşlerimiz de daha önceki pek çok örnekten biliyor. Bu meselede ortaya atılan ve hiçbiri akıl karı olmayan söylentiler de aynı şekilde mesnetsizdir, haksızdır. Türkiye, Körfez'deki bütün kardeşlerimizin ikinci evi olmayı sürdürecektir." diyerek açıklamasına devam etti.
Erdoğan, "Türkiye olarak Katar meselesinde en başından beri hakkaniyetli bir tavır içinde olmaya gayret ettik. Katar'a yönelik ithamların doğru olmadığını, bu ithamlardan hareketle başlatılan ambargoyu haklı bulmadığımızı açıkça söyledik. Körfez'deki kardeşlerimizin kendi aralarında daha güçlü bir dayanışma içinde olmalarını beklediğimizi de özellikle belirttik. Bir taraftan şahsım, bir taraftan sayın Başbakan, bir taraftan Dışişleri Bakanımız sürekli buralarda yoğun bir çalışmanın içinde olduk. Yaşanan krizin çözümü için konuyla doğrudan ve dolaylı ilgili olduğunu düşündüğümüz hemen herkesle görüştük, görüşmeye devam ediyoruz. Temennimiz bu meselenin bayrama kadar çözüm yoluna girmesidir." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tabii bizim Katarlı dostlarımıza yapılan haksızlığa karşı çıkmamız başka bir şeydir, bölgedeki diğer dostlarımızla ilişkilerimiz başka bir şeydir. Bunlar kesinlikle birbirinin alternatifi veya zıddı olan hususlar değildir. Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez bölgesindeki ülkelerin tamamıyla da çok yönlü ve çok güçlü ilişkilere sahibiz. Bu ülkelerle olan ilişkilerimizi mutabık kaldığımız şekilde her alanda geliştirmeye, güçlendirmeye kararlıyız. Ülkemizde yatırım yapan Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinin vatandaşları müsterih olsun." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki kriz) Özellikle Suudi Arabistan, Hâdim'ul-Harameyn'uş-Şerifeyn, bence Körfez'deki bu krizin adeta anahtarı konumundadır. Körfez'in büyüğü olarak, dün Dışişleri Bakanımız da oradaydı, kendileriyle görüşmeleri oldu, selamlarımızı gönderdik. İnanıyorum ki, Hâdim'ul-Harameyn'uş-Şerifeyn olarak bu süreci süratle çözmeye muktedir olduğuna inanıyorum ve temennim odur ki bayrama kadar bu iş çözülmelidir çünkü İslam dünyasının içinde bu tür dargınlıklar, kırgınlıklar bize yakışmıyor, bunları bizler diyalog yoluyla çözmeye muktediriz. Aynı şekilde Karadeniz'in yaylalarına, Akdeniz'in, Ege'nin sahillerine, ülkemizin diğer bölgelerine tatil için gelecek olan kardeşlerimiz de Körfez'den, müsterih olsun." dedi.
Yorumlar