Cuma hutbesinde 'kardeşlik' vurgusu

Ankara Kocatepe Camii’ndeki Cuma hutbesini Diyanet İşleri başkanı Mehmet Görmez okudu.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Hiçbir insani ve ahlaki değer tanımayan cinayet şebekelerinin işlediği cürümlerden dolayı, aynı kıbleye yöneldiğimiz, aynı peygambere ümmet olduğumuz, sevincimizi, kederimizi, varlığımızı, yokluğumuzu paylaştığımız masum kardeşlerimizi suçlamamalıyız" dedi.

Görmez, Kocatepe Cami'nde, bu haftaki cuma namazında, Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünce hazırlanan "Birliğimizi, Beraberliğimizi, Kardeşliğimizi Muhafaza Edelim" başlıklı hutbeyi okuyarak, son dönemde artan terör olaylarına karşı milli birlik çağrısında bulundu.



Kur'an-ı Kerim'deki "Topyekun Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmandınız da O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun bu nimeti sayesinde kardeş olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O, sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz" ayetini hatırlatan Görmez, Hazreti Muhammed'in de bir hadis-i şerifte "Birbirinize nefret ve düşmanlık beslemeyin. Birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları, kardeş olun!" emrini dile getirdiğini söyledi.

"MİLLETLERİN TARİHİNDE HÜZÜNLÜ ZAMANLAR BULUNUR"

Görmez, insanların hayatında zor zamanların olduğunu, milletlerin tarihinde de hayatında da meşakkatli, hüzünlü zamanlar bulunduğunu, büyük imtihanlardan geçen yüreklerin buruk, duaların yanık olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

"Tarihe baktığımız zaman aziz milletimizin de belki tarihte en büyük badirelerden geçen millet olduğu açıkca görülür. Bizim tarihimiz hem büyük zaferlerle doludur, hem büyük ihanetlerle. Tarih boyunca hak, adalet, ahlak, fazilet, nizam-ı alem uğruna nice ağır bedeller ödemiş bir milletiz. Yedi düvele karşı verilen mücadelenin adı olan Çanakkale’nin, Sakarya’nın, Dumlupınar’ın kan ve barut kokan hatıraları hala hafızalarda taze ve canlıdır. Cenab-ı Hak, cennet vatanımızı bütün bunlardan muhafaza eylemiştir. İ’la-yı kelimetullah uğruna canlarını feda eden ecdadımıza nice zaferler lütfetmiştir. Belki elimizde silahımız, güçlü silahlarımız yoktu; fakat yüreğimizde tertemiz imanımız vardı. Belki imkanlarımız çok ama çok sınırlıydı; fakat ruhumuzda aynı Rahman’a secde etmenin, aynı Rabbe kul olmanın aşkı vardı. Gücümüz zayıftı; fakat aynı kıblede istikameti bulmanın güven ve huzuru vardı. Aynı safta buluşmanın, aynı toprağa, aynı bayrağa, aynı mukaddesata aşık olmanın bereketi vardı."

"BİZİ DE ATEŞ ÇEMBERİNİN İÇİNE ÇEKMEK İSTEYENLER VAR"

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, son zamanlarda da Türkiye'nin zorlu bir süreçten, ağır bir imtihandan geçtiğini, sınırların bittiği yerde kirli savaşlar yaşanırken, zulümden kaçan milyonlarca insanın Türkiye'ye sığındığını belirterek, "Diğer taraftan bizi de bir ateş çemberinin içine çekmek isteyenler var. Bizi de birbirimize düşürmek, gücümüzü zayıflatmak, kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenler var. Nice dahili ve harici ihanetlerle yine karşı karşıyayız. Evlatlarımızı hain emellerine alet eden, annelerinin bağrından kızlarımızı kaçıran, babalarının dizinden oğullarımızı koparan şer odakları var. Dini, ahlakı, fazileti, erdemi bir tarafa bırakıp kin ve nefreti diline dolayan, barış topraklarına nefret tohumları ekmeye çalışanlar var. Nice askerlerimiz, nice polislerimiz, nice masum evladımız şehadet şerbetini içti. Analarımızın yürekleri, yavrularımızın hayalleri dağlandı. Milletçe derin hüzünler yaşıyoruz" diye konuştu.

Görmez, hutbede şunları söyledi:

"Ancak bu zor günlerde hepimize büyük vazifeler düşüyor. Daha ağır bedeller ödememek için her türlü hile ve tuzağın farkında olmalıyız. Mümine yakışır bir şekilde basiret ve feraseti elden bırakmamalıyız. Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa'nın (s.a.v) ifadesiyle, 'birbirine kenetlenmiş tuğlalara benzeyen' kardeşlik duvarımızda gedikler açılmasına asla izin müsaade etmemeliyiz. Hiçbir insani ve ahlaki değer tanımayan cinayet şebekelerinin işlediği cürümlerden dolayı, aynı kıbleye yöneldiğimiz, aynı peygambere ümmet olduğumuz, sevincimizi, kederimizi, varlığımızı, yokluğumuzu paylaştığımız masum kardeşlerimizi suçlamaya kalkışmamalıyız. Unutmayalım ki biz, tahriklere kapılıp sokaklarda birbirimize düştüğümüzde sadece cinayet şebekelerinin hain emellerine hizmet etmiş oluruz. Kardeşlerimize kem gözle baktığımızda, şehitlerimizin uğruna canlarını verdikleri değerlere ihanet etmiş oluruz. Bu gibi hallerde öfke, aklımızın önüne geçmemelidir. Husumet gözümüzü karartmamalıdır. Dilimiz kin, öfke ve nefretin tercümanı değil, kalbimizdeki sevgi, rahmet ve şefkatin tercüman olmalıdır. Yaşadığımız acılar daha büyük acılara sebep olmamalıdır. Düşmanlarımızı sevindirmemeliyiz."

"ŞEFKATİ VE MERHAMETİ TAVSİYE ETMENİN TAM ZAMANIDIR"

"Bugün İslam coğrafyasında yaşananlar, kadınlarımızı, çocuklarımızı, canlarımızı, değerlerimizi, tarihimizi, kültürümüzü ve medeniyetimizi yok etme çabasında olanların hangi noktaya eriştiklerini açıkça gösteriyor" diyen Görmez, Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de, Libya’da, Mısır’da ümmetin birliği, milletin şerefi, vatanın hürmetinin ayaklar altına alındığını söyledi.

Milletin engin basiretiyle tüm yaşananların farkında olduğuna işaret eden Görmez, gücünü, bütünlüğünü koruyarak dünyaya umut ışığı olmaya devam etmenin, bu milletin harcı olduğunu söyledi. Görmez, "Birbirimize hakkı ve sabrı, şefkati ve merhameti tavsiye etmenin tam zamanıdır. Aklıselime, bin düşünüp bir söylemeye, hayra çağırıp şerre dur demeye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır" dedi.

Bu arada, aynı hutbe 81 ildeki camilerde de okundu.


Yorumlar