CHP ve İYİ Parti'nin Demirtaş oyunu! 'Suçsuz' demeye dilleri varmıyor ama..

Hürriyet Gazetesi yazarı Nedim Şener, 'Öcalan-PKK-HDP ortak yapımı: Katliam ayaklanması' başlık bir yazı kaleme aldı. Şener yazısında "Birileri, Yasin Börü gibi vücutları parçalanarak öldürülenleri unuttu" diyerek Kobani olaylarını hatırlattı.

Şener yazısında, "Suçsuz" demeye dilleri varmadığı için “Suçu ne?” diye soruyorlar, “Serbest bırakın” diyemiyorlar, “AİHM karanına uyun” diyorlar. Bunun başını da sadece ve sadece seçimlerde onları yüzde 50 artı 1 oya yükselteceğini umdukları HDP oylarını almanın derdinde olan CHP ve İYİ Parti (İP) çekiyor. CHP açıktan, İP mahcup biçimde Demirtaş üzerinden HDP’ye göz kırpmaya devam ediyor." ifadelerini kullandı.

İşte Nedim Şener'in o yazısı;

Tam da “açılım” diye neredeyse ülkenin bölünmesine giden sürecin ortasında PKK’nın talimatı, HDP’nin çağrısıyla 53 kişinin hayatını kaybettiği bir ayaklanma yaşandı. Birileri, Yasin Börü gibi vücutları parçalanarak öldürülenleri unuttu, o ayaklanma çağırısını yapan HDP’lilerin ve o zamanki eşbaşkanı olan, halen bu nedenden tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş’ın derdine düştü.

“Suçsuz” demeye dilleri varmadığı için “Suçu ne?” diye soruyorlar, “Serbest bırakın” diyemiyorlar, “AİHM karanına uyun” diyorlar. Bunun başını da sadece ve sadece seçimlerde onları yüzde 50 artı 1 oya yükselteceğini umdukları HDP oylarını almanın derdinde olan CHP ve İYİ Parti (İP) çekiyor. CHP açıktan, İP mahcup biçimde Demirtaş üzerinden HDP'ye göz kırpmaya devam ediyor.

CHP milletvekili, Anayasa hukukçusu İbrahim Kaboğlu’nun başkanlığında 2018 Ocak-Haziran aylarında İP, Saadet Partisi ve HDP’lilerin bir araya gelip ‘çift dilli eğitim, özerlik’ içeren ve başlangıcından ‘Türk Milleti, Atatürk’ ifadelerinin çıkarıldığı, ‘güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş için anayasa ilkeler metnini’ de bunun için hazırladılar. Her şey ama her şey sadece HDP’lilerin oylarını almak için.

Bu niyetlerini de "hakikat", "hukuk" ve "demokrasi" kelimeleriyle kamufle ediyorlar.

O zaman hakikat ne, hukuk ne, beraber bakalım.

 

TARİH 2 EKİM 2017
ÖCALAN: 'KOBANİ DÜŞERSE ÇÖZÜM SÜRECİ BİTER'

22 Eylül 2014 günü, avukatı PKK elebaşı Öcalan ile İmralı Adası’nda bir görüşme yaptı. Öcalan, DEAŞ’ın PKK/YPG elindeki Kobani’ye yönelik saldırısını ‘yüksek yoğunluklu savaş’ olarak nitelendirdi ve şu mesajı verdi: “Sadece Rojava halkı değil, Kuzey ve tüm parçalardaki Kürt halkının buna göre yaşamını şekillendirmesi gerekiyor. Bütün Kürt halkını topyekûn bu yüksek yoğunluklu savaşa karşı direnişe geçmeye çağırıyorum.”

“Kuzey” dediği Türkiye idi ve ayaklanma çağırısı yalnız Türkiye’yi değil, Irak, Suriye ve İran’daki Kürtleri kapsıyordu. Öcalan topyekûn ayaklanma çağrısı yapıyordu.

Öcalan, bundan birkaç gün, sonra 1 Ekim 2014’te İmralı Adası’na gelen HDP heyetiyle beş saatlik görüşme yaptı. Heyete 18 gündür IŞİD kuşatması altında olan PKK/YPG’nin elindeki Kobani’nin düşmesinin çözüm sürecinin de sonlandıracağı tehdidinde bulundu. Sözleri yabancı ajanslara ve Türkiye’de basına şöyle yansıdı: “Çözümden yana olanların sürece ve sorunlara zamanında ve aktif müdahaleler geliştirmesi hayati önemdedir. Bu itibarla Kobani gerçekliği ile sürecin ayrılmaz bir bütün olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlatarak, herkesi büyük bedellere mal olan bu demokratik yolculuğumuz ve insanlık mücadelemizi sahiplenmeye çağırıyorum.”

 

TARİH 5 EKİM 2014
BAYIK VE KARAYILAN'DAN AYAKLANMA ÇAĞRISI

Öcalan'ın mesajları “Bizim için çözüm süreci zaten bitti” diyen Kandil’deki terörist PKK yöneticilerine ulaştı. DEAŞ’ın saldırıları karşısında Kobani’yi kaybetmekten iyice korkan PKK/YPG’liler, bu kez Türkiye’deki örgüt üyelerini ayaklanmaya çağırıyordu.

PKK yöneticileri Cemil Bayık ve Murat Karayılan, 5 Ekim 2014 günü yabancı ajanslara da düşen mesajlarında daha net ifadelerle şu ayaklanma çağrısını yaptılar: “Gençleri, kadınları, 7’den 70’e herkesi Kobani’ye sahip çıkmaya, onurumuzu, namusumuzu korumaya, metropolleri işgal etmeye çağırıyoruz.”

TARİH 6 EKİM 2014
PKK’NIN GENÇLİK YAPILANMASI: ‘AYAKLANIN’

Bir çağrı da Kobani bahane edilerek gerçekleştirilen ayaklanmada başı çeken PKK’nın gençlik yapılanmasından geldi. Öcalan’ın emri ve PKK üst yönetiminin talimatıyla PKK’nın gençlik yapılanması ‘Komalen Ciwan Koordinasyon’, 6 Ekim 2014 günü şu açıklamayı yaptı:

“Bilindiği üzere 23 gündür Kobani merkezli DAİŞ (DAEŞ) faşizmi son barbarlığıyla devam etmektedir. Tüm Kürt gençliği şehit jiyan, şehit gerilla ve şehit militan yoldaşların ruhuyla zafere kadar Arin Mirkan (Kobani’deki çatışmalar sırasında düzenlediği intihar saldırısında ölen PYD/YPG mensubu) çizgisinde yürümeye çağırıyoruz. Kobani ile başlayan devrim dalgası tüm Kürdistan’a yayılmalı ve bu temelde Kürdistan gençliğini ayaklanması çağrısında bulunuyoruz.”

 

TARİH 6 EKİM 2014
HDP: ‘7’DEN 70’E HERKES SOKAĞA’

ELBETTE tüm bunlardan sonra PKK’nin siyasi yapılanması HDP harekete geçti. 6 Ekim 2014 günü, Selahattin Demirtaş’ın eşbaşkanı olduğu parti, kararı, PKK’lıların ifadelerinin neredeyse benzeri kelimelerle bir ayaklanma şeklinde şöyle duyuruluyordu: "HALKLARIMIZA ACİL ÇAĞRI! ŞU ANDA TOPLANTI HALİNDE OLAN HDP MYK’DAN HALKLARIMIZA ACİL ÇAĞRI! Kobani’de durum son derece kritiktir. IŞİD (DAEŞ) saldırılarını ve AKP iktidarının Kobani’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz", "Kobani’de yaşanan katliam girişimine karşı 7'den 70’e bütün halklarımızı sokağa, alan tutmaya ve harekete geçmeye çağırıyoruz" ve "Bundan böyle her yer Kobani’dir. Kobani’deki kuşatma ve vahşi saldırganlık son bulana kadar SÜRESİZ DİRENİŞE çağırıyoruz."

CHP VE İP 'HAKİKATE' GÖZLERİNİ KAPATTI

Sonunda olan oldu, HDP Merkez Yürütme Kurulu tarafından 6 Ekim 2014’te yapılan açıklamanın ardından terör örgütü YPG/PKK yandaşlarının Kobani bahanesiyle 35 ilde gerçekleştirdiği ayaklanmayla 53 kişi hayatını kaybetti. 221 vatandaş ile 139 polis yaralandı.

210 okul yakıldı, çok sayıda ev ve işyeri ile okul, Kuran kursu, kültür merkezi, müze ve yurt binasında hasar oluştu, şiddet eylemlerinin devlete maliyeti 300 milyon liranın üzerinde oldu.

"Hakikat", terörist PKK'nın elebaşı ve örgüt yönetiminin talimatıyla Demirtaş'ın başında olduğu HDP'nin çağırısıyla yaşanan katliamken, onları savunmak bu hakikate gözlerini kulaklarını kapatan CHP ve İP yönetimine kaldı.

Kaynak: Hürriyet

Yorumlar