BDP: Tutuklu vekillerin tahliye talebinin reddedilmesi siyasi bir karardır
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak, BDP'li tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmeleri için mahkemeye yapılan başvurunun reddedilmesi ile ilgili açıklama yaptı. Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin tutuklu vekillerden İbrahim Ayhan ve G
ANKARA (CİHAN)- Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak, BDP'li tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmeleri için mahkemeye yapılan başvurunun reddedilmesi ile ilgili açıklama yaptı. Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin tutuklu vekillerden İbrahim Ayhan ve Gülser Yıldırım’ın tahliye taleplerini oy birliği ile reddetmesinin siyasi bir karar olduğunu savunan Kışanak ve Demirtaş, “Bu karar hukuki değil siyasi bir karardır. Yargı tarafından tutuklu vekillerimiz ve siyasetçilerimize karşı açıkça hasmane bir tutum izlenmektedir. Bu karar bir hukuk skandalıdır, bir çifte standarttır. İstanbul’da ayrı, Diyarbakır’da ayrı bir hukuk işletilmektedir.” dedi.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak tutuklu vekillerin tahliyesinin reddiyle ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Tutuklu milletvekilleri hakkında Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği tahliye taleplerinin reddine ilişkin kararın siyasi bir karar olduğu belirtilen açıklamada, kararın demokratik siyaset yapma hakkını ve halk iradesini hiçe saydığı kaydedildi. Anayasa Mahkemesi’nin Mustafa Balbay’la ilgili verdiği kararın hiçbir tartışma götürmeksizin bağlayıcı bir nitelik taşıdığı vurgulanan açıklamada, “Bu karar tüm seçilmişlerin serbest bırakılmasını emretmektedir. İdare ve yargı organları bu karara koşulsuz uymak zorundadır. Tutuklu milletvekillerimiz Hatip Dicle, İbrahim Ayhan, Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız, Kemal Aktaş ve Gülser Yıldırım hakkında herhangi bir hüküm verilmiş değildir. Vekillerimizin yargılamaları yerel mahkemelerde devam etmektedir. Kendilerine isnat edilen fiil ise siyaset yapmaktır. Bu da düşünce, örgütlenme ve siyaset özgürlüğü kapsamındadır.” denildi.
Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararın tartışmasız yerine getirilmesi gerekirken, Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin, tutuklu vekiller İbrahim Ayhan ve Gülser Yıldırım’ın tahliye taleplerini oy çokluğuyla reddettiği hatırlatılan açıklamada, “Bu karar hukuki değil siyasi bir karardır. Yargı tarafından tutuklu vekillerimiz ve siyasetçilerimize karşı açıkça hasmane bir tutum izlenmektedir. Bu karar bir hukuk skandalıdır, bir çifte standarttır. İstanbul’da ayrı, Diyarbakır’da ayrı bir hukuk işletilmektedir. Vekillerimizin serbest bırakılmamaları demokratik siyaset kanallarını tıkama girişimidir, yüz binlerce insanın demokratik iradesini hiçe saymaktır. Çözüm sürecine hizmet etmeyecek ve hatta süreci tıkama potansiyeli taşıyan yargının bu siyasi kararı karşısında hükümeti göreve ve samimiyete çağırıyoruz. Halk iradesini ayaklar altına alan bu kararın siyasi ortağı hükümettir. Hükümet ‘yargının işidir’ diyerek kendisini soyutlayamaz.” ifadelerine yer verildi.
"TUTUKLU VEKİL VE SİYASETÇİLER DERHAL SERBEST BIRAKILMALI"
Tutuklu vekiller ve tüm siyasetçilerin derhal serbest bırakılması gerektiği dile getirilen açıklamada şöyle denildi: “Hükümet sürdürülen siyasi yargılamaların da aynı zamanda sorumlusudur. Bu hukuk skandalının, bu çifte standardın derhal sona erdirilmesi gerekir. Yargıyı da bu çifte standart karşısında bir kez daha kararını gözden geçirmeye, Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymaya, hukuk ihlaline artık son vermeye çağırıyoruz. Özel yektli mahkemelerin hukuk katliamını andıran kararları nedeniyle binlerce kişi haksız yere ya da suçsuz yere özgürlüğünden mahrum oldu. Binlerce aile perişan oldu. Binlerce genç bu savcı ve hakimlerin uygulamaları nedeniyle dağa çıktı. Şimdi de süreci bozacak kararlara imza atıp, binlerce gencin canına kasteden yine bu mahkemelerdir. Bu nedenle bu mahkemelerin derhal kaldırılması gerekir. Bu mahkemelerden adalet beklemedik, beklemeyeceğiz. Biz hakkın ve halkın adaletine güveniyoruz. Bu karar karşısında asla suskun kalmayacağız. Hem yargısal alanda hem de demokratik siyasi zeminde mücadelemizi sonuna kadar halkımızla birlikte yükselteceğiz. Halkımız kendi iradesini hiçe sayan bu karara meydanlarda cevabını en iyi şekilde verecektir.” CİHAN
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak tutuklu vekillerin tahliyesinin reddiyle ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Tutuklu milletvekilleri hakkında Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği tahliye taleplerinin reddine ilişkin kararın siyasi bir karar olduğu belirtilen açıklamada, kararın demokratik siyaset yapma hakkını ve halk iradesini hiçe saydığı kaydedildi. Anayasa Mahkemesi’nin Mustafa Balbay’la ilgili verdiği kararın hiçbir tartışma götürmeksizin bağlayıcı bir nitelik taşıdığı vurgulanan açıklamada, “Bu karar tüm seçilmişlerin serbest bırakılmasını emretmektedir. İdare ve yargı organları bu karara koşulsuz uymak zorundadır. Tutuklu milletvekillerimiz Hatip Dicle, İbrahim Ayhan, Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız, Kemal Aktaş ve Gülser Yıldırım hakkında herhangi bir hüküm verilmiş değildir. Vekillerimizin yargılamaları yerel mahkemelerde devam etmektedir. Kendilerine isnat edilen fiil ise siyaset yapmaktır. Bu da düşünce, örgütlenme ve siyaset özgürlüğü kapsamındadır.” denildi.
Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararın tartışmasız yerine getirilmesi gerekirken, Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin, tutuklu vekiller İbrahim Ayhan ve Gülser Yıldırım’ın tahliye taleplerini oy çokluğuyla reddettiği hatırlatılan açıklamada, “Bu karar hukuki değil siyasi bir karardır. Yargı tarafından tutuklu vekillerimiz ve siyasetçilerimize karşı açıkça hasmane bir tutum izlenmektedir. Bu karar bir hukuk skandalıdır, bir çifte standarttır. İstanbul’da ayrı, Diyarbakır’da ayrı bir hukuk işletilmektedir. Vekillerimizin serbest bırakılmamaları demokratik siyaset kanallarını tıkama girişimidir, yüz binlerce insanın demokratik iradesini hiçe saymaktır. Çözüm sürecine hizmet etmeyecek ve hatta süreci tıkama potansiyeli taşıyan yargının bu siyasi kararı karşısında hükümeti göreve ve samimiyete çağırıyoruz. Halk iradesini ayaklar altına alan bu kararın siyasi ortağı hükümettir. Hükümet ‘yargının işidir’ diyerek kendisini soyutlayamaz.” ifadelerine yer verildi.
"TUTUKLU VEKİL VE SİYASETÇİLER DERHAL SERBEST BIRAKILMALI"
Tutuklu vekiller ve tüm siyasetçilerin derhal serbest bırakılması gerektiği dile getirilen açıklamada şöyle denildi: “Hükümet sürdürülen siyasi yargılamaların da aynı zamanda sorumlusudur. Bu hukuk skandalının, bu çifte standardın derhal sona erdirilmesi gerekir. Yargıyı da bu çifte standart karşısında bir kez daha kararını gözden geçirmeye, Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymaya, hukuk ihlaline artık son vermeye çağırıyoruz. Özel yektli mahkemelerin hukuk katliamını andıran kararları nedeniyle binlerce kişi haksız yere ya da suçsuz yere özgürlüğünden mahrum oldu. Binlerce aile perişan oldu. Binlerce genç bu savcı ve hakimlerin uygulamaları nedeniyle dağa çıktı. Şimdi de süreci bozacak kararlara imza atıp, binlerce gencin canına kasteden yine bu mahkemelerdir. Bu nedenle bu mahkemelerin derhal kaldırılması gerekir. Bu mahkemelerden adalet beklemedik, beklemeyeceğiz. Biz hakkın ve halkın adaletine güveniyoruz. Bu karar karşısında asla suskun kalmayacağız. Hem yargısal alanda hem de demokratik siyasi zeminde mücadelemizi sonuna kadar halkımızla birlikte yükselteceğiz. Halkımız kendi iradesini hiçe sayan bu karara meydanlarda cevabını en iyi şekilde verecektir.” CİHAN
Yorumlar