Basklılar Katalan modeline karşı
İspanya'nın 17 özerk yönetimi arasında en geniş haklara sahip Bask bölgesinde gerek halk gerekse siyasetçiler Katalonya'daki bağımsızlık girişimlerini "yasa dışı olmasından dolayı" doğru model olarak görmüyor.
İspanya'nın ayrılıkçı iki özerk yönetiminden Bask ve Katalonya bağımsızlık mücadelelerini farklı yollardan yürütüyor. Katalonya'nın aksine Bask bölgesinde hem halk hem de siyasetçiler, yasa dışı bağımsızlık girişimlerini doğru bulmuyor. Bu yüzden Katalonya yerel hükümetinin, İspanya Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına karşı gelerek 6-7 Eylül tarihlerinde çıkardığı yerel yasalar, 1 Ekim'de yaptığı yasa dışı bağımsızlık referandumu ve ardından 27 Ekim'de ilan ettiği tek taraflı bağımsızlık ilanı kararı, Bask bölgesinde karşılık bulmadı.
Bask özerk yönetiminde iktidarda olan Bask Milliyetçi Partisinden (PNV) bu zamana kadar yapılan açıklamalarda "hukuki bir değeri olmayan Katalonya'daki bağımsızlığın tanınmayacağı" vurgulandı. PNV Başkanı Andoni Ortuzar da çözümün, hem Bask hem de Katalonya'nın "ulus" olarak tanınmasını sağlayacak, İspanya hükümeti ile anlaşmalı, Meclis tarafından onaylanmış ve yasal garantisi olan referandumda olduğunu sıkça dile getirmeye başladı.
Bağımsızlık girişimlerine zaman zaman referans olarak gösterilen Kanada’nın Quebec eyaletine yaptığı 5 günlük ziyaretten yeni dönen Bask Özerk Yönetimi Hükümeti Başkanı İnigo Urkullu da “Katalonya’dakine benzer tek taraflı bağımsızlık girişimini asla çözüm olarak görmediklerini” ifade etti. Referandum taleplerinin “bağımsız Bask devleti” için olmadığının altını çizen Urkullu, "Bask için yeni siyasi statü istediklerini ve bunun anlaşmalı, garantili ve yasal referandum ile onaylanması için demokratik taleplerini dile getirmeye devam edeceklerini" söyledi.
Geçen ekim ayı içinde Bask bölgesinde yapılan anketlerde katılımcıların yüzde 63’ünün “Katalan modeline” karşı olduğu görüldü. Bask’ta bağımsızlık taleplerinin halk içerisinde gördüğü desteğin her geçen yıl daha da azalması dikkat çekerken, bunda terör örgütü ETA’nın 2011 ekim ayında silahlı faaliyetlerini tamamen bıraktığını açıklamasının önemli bir etkisi olduğu görüşü ağırlık kazanıyor. Bask’ta öncelikler barış, birlikte yaşamın yeniden sağlanması ve ekonomik kalkınmaya verilirken, bağımsızlık taleplerinin sadece demokratik ve hukuki yollardan dile getirilmesine özen gösteriliyor.
Bask bölgesinde bağımsızlıkla bağlantılı son siyasi girişim 2003 yılında dönemin Bask Özerk Yönetim Başkanı Juan Jose İbarretxe tarafından yapılmıştı. Kamuoyunda "İbarretxe planı" olarak adlandırılan yeni siyasi statü önerisi, Bask parlamentosunda onaylanmasına rağmen 2005 yılında İspanya meclisinde görüşülüp, 313 "hayır", 29 "evet" ve 2 "çekimser" oyla reddedilmişti. İbarretxe planında, Bask'ın "bir Avrupa halkı" olarak tanınması, Bask halkına kendi geleceğine karar verme hakkının verilmesi ve bölgede yaşayanlara Bask vatandaşlığının tanınıp, iki vatandaşlık (Bask ve İspanyol) hakkının verilmesi öne çıkıyordu.
Öte yandan İspanya'nın 17 özerk yönetiminin haklarının belirlendiği 1978 Anayasası'nda reform yapılabilmesi için ilk adımın önümüzdeki günlerde atılması bekleniyor. Ana muhalefetteki Sosyalist İşçi Partisinin (PSOE) talebiyle İspanya meclisinde oluşturulacak özerk yönetimlerle ilgili anayasal reform çalışma komisyonunun en geç 6 ay içinde rapor hazırlaması ve sonrasında bunun meclis genel kuruluna getirilmesi hedefleniyor. Ancak mevcut durumda İspanya'da iktidarda olan sağ görüşlü Halk Partisinin (PP) "her türlü teklife ve bunun görüşülmesine açığız ama biz mevcut anayasanın değiştirilmesine karşıyız" şeklindeki tutumu yüzünden anayasal reform girişiminden sonuç çıkması beklenmiyor. Zira, İspanya Anayasası'nı değiştirmek için söz konusu değişiklik önergesinin Meclis ve Senatonun 3'te 2 çoğunluğu ile kabul edilmesi, daha sonra meclisin feshedilerek erken seçime gidilmesi, yeni meclislerin bir kez daha bu önergeyi onaylaması, kabul edilmesi halinde halk oylamasına gidilmesi ve son olarak Kral'ın onay vermesi gibi oldukça zor bir süreçten geçmesi gerekiyor.
İspanya'nın özellikle ekonomik durumuna göre, Bask ve Katalonya özerk bölgelerini kıyasladığımızda çok ciddi farklılıklar olduğu görülüyor. İspanya'nın 46 milyon 560 bin nüfusunun 7,5 milyonuna sahip Katalonya, 211 milyar 915 milyon avro ile bölgeler içinde ülkedeki en güçlü ekonomi olarak öne çıkıyor. 2 milyon nüfuslu Bask ise yıllık 68 milyar 897 milyon avro ekonomisiyle İspanya’daki özerk yönetimler arasında 5. ekonomik güç durumunda bulunuyor.
İspanya’da 24 bin 100 avro olarak belirtilen kişi başına düşen ortalama milli gelirin, Katalonya’da 28 bin 590 avro ve Bask’ta ise 31 bin 805 avroya kadar çıkması dikkat çekiyor. İspanya’da ortalama yüzde 16,7 olan işsizlik oranı Bask’ta yüzde 11,6, Katalonya’da ise yüzde 12,5 olarak gözüküyor.
Diğer yandan İspanya'da 17 özerk yönetim içinde sadece Bask ve Navarra bölgelerinin kendi vergisini toplama ve yönetme hakkına sahip ayrıcalıkları bulunuyor. Katalonya, İspanya devletine en büyük oranda vergi veren özerk yönetimlerin başında gelse de devletin geri ödemelerinde ve yatırımlarında da ilk sırada yer alıyor. Katalonya, 17 başlıkla kendi içinde en fazla vergi toplayan özerk yönetim olarak da öne çıkıyor. 2016 yılı verilerine göre İspanya ekonomisine Katalonya bölgesinin katkısı yüzde 19 iken Bask bölgesinin katkısı yüzde 6,24 düzeyinde bulunuyor.
Yorumlar