Başbakan'dan başkanlık sistemi açıklaması: Sürekli tek başına iktidar
Başbakan Binali Yıldırım, başkanlık sistemiyle ilgili olarak önemli açıklamalarda bulundu.
Başkanlık sisteminin en önemli esprisini 'sürekli tek başına iktidar' olarak niteleyen Başbakan Yıldırım, "Şu anda tek başına iktidar yok mu diye sorabilirsin. Var şu anda. Bir şikâyetimiz yok ama ömür boyu böyle olacak diye bir şey yok. Türkiye, sürekli tek başına iktidar üretmezse sorunlarını çözemez" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ve Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın da katılımıyla Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde gazetelerin ekonomi müdürleriyle bir araya gelerek, soruları yanıtladı.
"İstanbul Uluslararası Finans Merkezi'nde (İFM) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) hizmet binalarının temelleri atıldı. Orada binaların tamam olduğundan fakat işin mevzuat tarafında pek bir şey olmadığından bahsedildi. Bu tür finans merkezlerine özel teşvik ve düzenlemelerle ilgili henüz bizde bir hazırlık yok" şeklindeki yorum üzerine Yıldırım, "Binalar yapılıncaya kadar biz 10 sefer yaparız onu. Hele bakalım yapıyorlar mı görelim. Daha temeldeler, fazla çıkan yok" diye konuştu. Başbakan Yıldırım, İFM'nin yasal sürecinin neyi kapsayacağına ilişkin, şu ifadeleri kullandı:
‘AMERİKA KİMLİĞİ OLAN, BİR YERDE BİR KATLİAM YAPANIN HESABINI AMERİKA'DAN MI SORACAĞIZ?'
"Daha ziyade oraya getirecek cazibe… Şartlar ne olacak, buraya adamlar neden gelsin yerleşsin? Bir farkı varsa gelip yerleşecek. Yoksa neden gelsin. Amerika gibi, bir tane teröristin nüfus kağıdında Suudlu yazıyor diye faturayı Suudi Arabistan'a keserse insanların aklını başına alıp artık böyle abuk sabuk işler yapılmayan yerlere gitmesi lazım. Böyle bir aptalca iş olur mu? Ne o 'ben güçlü devletim'… Amerika kimliği olan, bir yerde bir katliam yapanın hesabını Amerika'dan mı soracağız? Bu mantığa göre öyle olması lazım. Ben öyle anlıyorum. Bu evrensel hukuka da aykırı, hiçbir kurala sığmaz. 'ben güçlüyüm, istediğimi yaparım'. Başkalarının silah zoruyla yaptığını, bunlar mevzuat düzenlemesiyle yapmaya çalışıyor. İkisi de aynı kapıya çıkıyor. Zaten Obama da çok uğraştı durdurmak için ama gücü yetmedi. Dolayısıyla uluslararası finans sektörü, yatırımcılar, bu örnekleri gördükten sonra eminim ki daha güvenli yerlere gelecekler ve tercih edeceklerdir. Biz buna hazırlıklı olmak için bu finans merkezi projesine hız veriyoruz. Burası 50 bin çalışan olacak. Günübirlik gelip gidenlerle birlikte 80 bin kişi burada, yani küçük ölçekli bir şehir. Bayburt'tan daha büyük, hatta iki katı."
‘GÖRDÜĞÜM TÜRKİYE İLE ANLATILAN ARASINDA ŞAŞIRDIM KALDIM' DİYOR'
Yıldırım, "Türkiye'de huzur yok" denilmesinin çok büyük haksızlık olacağını belirterek, bir süreden beri Türkiye aleyhine bir algı operasyonu yürütüldüğünü söyledi.
Toplantıdan önce 58 ülkeden sendika örgütlerinin başkanlarıyla konuştuğunu anlatan Yıldırım, "Adamlar, 'Bize anlatılan Türkiye ile gördüğümüz Türkiye arasında taban tabana zıtlık var. Buraya gelmeden CNN, diğer uluslararası kanallar 'Türkiye'de savaş var, Türkiye'de kimyasal silah kullanılıyor, Türkiye'de insanlar öldürülüyor' filan… Ben geldim baktım, böyle bir şey yok Türkiye'de. Gördüğüm Türkiye ile anlatılan arasında şaşırdım kaldım' diyor" dedi.
‘TÜRKİYE BİRÇOK ÜLKEDEN DAHA YATIRIM YAPMAYA UYGUN VE DAHA İYİ ŞARTLARI SAĞLAYAN BİR ÜLKE'
Yıldırım, Suriye, Irak, Musul meselesi gibi olayların Türkiye etrafında cereyan ettiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Dolayısıyla risk hesabını belki yabancılar bunun üzerine kurgulayabilir. Türkiye bir 15 Temmuz darbesi yaşadı. Türkiye terörle mücadelesini sürdürüyor ama bütün bunlara rağmen Çin ve Hindistan'ı çıkarırsak Türkiye hala bu düşük büyüme oranıyla bile dünya ortalamasının üzerinde. Bunu görmemiz lazım. Ülkemize haksızlık edemeyiz. Türkiye birçok ülkeden daha yatırım yapmaya uygun ve daha iyi şartları sağlayan bir ülke. Buradaki algıyı değiştirmek de bizim görevimiz. Olgu ile algı arasında fark var. Biz bir bağımsızlık mücadelesi veriyoruz. DEAŞ ile mücadele ediyoruz. PKK ile mücadele ediyoruz. Niye? Ülkemizin bölünmesine, parçalanmasına meydan vermemek, milletimizin birliğini, beraberliğini sağlamak ve demokrasimizi ayakta tutmak için. Bu mücadele, bugünün mücadelesi değil, 40 yıldır devam eden bir mücadele. Siz bu mücadeleyi dışarıda kapı kapı gezip 'Türkiye'de insanlar öldürülüyor' diye kara propaganda yaparsanız, o zaman bu ülkenin istikrarına değil, bu ülkenin algısının bozulmasına hizmet etmiş olursunuz. Böyle bir sorunumuz var. Dolayısıyla biz de bütün bakanlarımız da bu yanlış, maksatlı algıyı değiştirmek için gerekli çalışmaları yapıyor. Gidiyorlar, ilgili ülkelerde gerçekleri anlatıyorlar."
‘CEO'LAR BURAYA GELECEK, ONLARLA KONUŞACAĞIZ, GÖRÜŞECEĞİZ, TÜRKİYE'NİN KABİLİYETLERİNİ ANLATACAĞIZ'
Yatırımcının tereddütlerini gidermek için bu ayın 27'sinde kapsamlı bir toplantı yapacaklarından bahseden Yıldırım, "Dünyanın en büyük yatırımcıları, CEO'ları buraya gelecek. Onlarla konuşacağız, görüşeceğiz. Türkiye'nin kabiliyetlerini anlatacağız. Burada iyileştirmemiz gereken bir konu var; süreçleri hızlandırma, bürokrasiyi azaltma. Ekonomi, yatırım ve teşviklerle ilgili çok güzel kararlar aldık. Bir yandan FETÖ'cüler darbe yaparken, biz reformlar yaptık. Bu ekonomik işlere yoğunlaşırken, reformlara çalışırken onlar da darbeye çalışmış. Biraz ara verdik, onların işini hallettik, sonra devam ettik. Reformlar devam ediyor, biz bir teneffüs vermek zorunda kaldık" diye konuştu.
‘TOPLANTIYA KAÇ KİŞİ BEKLENİYOR?'
Yıldırım, "Bu ayın 27'sinde gerçekleştirilecek toplantıya kaç kişi bekleniyor?" sorusu karşısında da "O sayıyı sınırlı tuttuk, yaklaşık 21-22 kişi. Çok geniş tutmuyoruz. Bunlar global şirket CEO'ları ve çok büyük yatırımcılar. Amerikalı da var, her taraftan var. Farklı sektörlerden seçim yaptık" dedi.
‘OHAL'E İHTİYAÇ OLDUĞU KADAR DEVAM EDECEĞİZ'
Başbakan Yıldırım, Olağanüstü Hal (OHAL) süresini bu ayın 20'sinden geçerli olmak üzere tekrar 3 ay daha uzattıklarını anımsatarak, "Şimdiden 'Tekrar uzar mı, uzamaz mı?' diye bir şey söylemek çok sağlıklı olmaz. İhtiyaç olduğu kadar devam edeceğiz. OHAL'i biz kendimize ilan ettik, vatandaşa değil. Biz bu darbenin etkilerini ortadan kaldırmak, bir daha darbe oluşumuna imkan vermemek için OHAL mekanizmasını işletiyoruz. Yoksa hayat devam ediyor. İnsanların iş tutmalarına, iş yapmalarına, ticaretine, yatırımına yönelik bir düzenleme yok" ifadelerini kullandı.
OSMANGAZİ KÖPRÜSÜ: ŞU ANDA BİZİM ÖNGÖRDÜĞÜMÜZ TRAFİĞİN ÜZERİNDEYİZ
Başbakan Yıldırım, "Osmangazi Köprüsü çok fazla tercih edilmiyor gibi" denilmesi üzerine, "Şu anda bizim öngördüğümüz trafiğin üzerindeyiz. Problem yok" ifadelerini kullandı. Geçiş ücretlerinin biraz daha cazip hale getirilip getirilemeyeceğinin sorulması üzerine de Yıldırım, şunları kaydetti:
"Zaman ekonomisi diye bir şey var. En pahalı hizmet olmayan hizmettir. Her hizmetin bir bedeli vardır. Adamlar bu köprü için 18 milyar para harcıyor. Bunu biz bütçeden yapabilir miydik? 50 senedir konuşuyor muyuz? Yapamıyoruz ama. 36 ayda yaptık. 36 ayda biz bunun bürokrasini, muamelesini bitiremezdik. Pahalı mı oldu, ucuz mu oldu, az mı verdik, çok mu verdik… Bu Türkiye'nin bir kazanımıdır. Dolaşacaksınız Körfez'i 2 saat. 2 saatte ben Balıkesir'e gidiyorum. 1 saatte Bursa'ya gidiyorum. Üstelik de ülkemize bir prestijdir. Adam geliyor, diyor 'Şuraya bak. Yok Türkiye'de savaş var. Şu köprülere bak, Marmaray'a bak, dünyanın en büyük havalimanına bak'. Haksızlık ediliyor bu ülkeye. Hasetlik ediyorlar. Bu projeleri biz niye yapamadık diye hayıflanıyorlar. Hayıflanınca da bazen de kızıp karalama yapıyorlar. Yapsınlar önemli değil. Osmangazi Köprüsü ve İzmir Otoyolu'nun toplam bedeli Türkiye'nin 1950 yılındaki bir yıllık gayrisafi milli gelirine eşit. Bunların toplam bedeli finans maliyetiyle 9 küsur milyar dolar. Anapara 6.5 milyar dolar." Başkanlık sisteminin en önemli esprisini ‘sürekli tek başına iktidar' olarak niteleyen Yıldırım, "Yapı öyle kurulmalı. Böyle olunca, ‘Şu anda tek başına iktidar yok mu?' diye sorabilirsin. Var şu anda. Bir şikâyetimiz yok ama ömür boyu böyle olacak diye bir şey yok. Türkiye, sürekli tek başına iktidar üretmezse sorunlarını çözemez" diye konuştu. Yıldırım, Türkiye'nin çok kritik bir bölgede durduğunu, birliğini ve beraberliğini muhafaza etmesi için güçlü siyasi iradeye ve güçlü siyasi iktidara ihtiyacının bulunduğunu aktararak, "Bugün bunu AK Parti sağlıyor. Daha önümüzdeki 10 sene de evvelallah sağlar ama devletler için 10 sene bir şey değil ki… Çok büyük bir zaman çerçevesinde olayı düşünmek lazım. Türkiye'de mutlaka istikrar üreten, güçlü siyasi irade getiren bir iktidar olması lazım. Bu da başkanlık sistemi" ifadelerini kullandı.
‘BAŞKANLIK SİSTEMİ EN BÜYÜK YAPISAL REFORM'
"Başkanlık sistemi yapısal reform olarak düşünülebilir mi?" sorusuna ilişkin Yıldırım, şunları kaydetti: "Gayet tabii… En büyük yapısal reform. İstikrarı ilelebet kalıcı hale getirir. Şimdi başkanlığa karşı çıkmanın mantığı ne? Özgüven eksikliği. Biz kazanamayız, AK Parti kazanır. Sen de çalış kardeşim. AK Parti beceremezse sen kazan. Öyle mi? Yani bugüne göre hesap yapmanın bir mantığı yok. Bakıyorsun Amerika'da bir Cumhuriyetçiler kazanıyor, sonra kaybediyor 2-3 dönem başkası kazanıyor, sonra beriki kazanıyor. Böyle gidiyor ama her seferinde ülke kazanıyor."
‘BAŞKANLIK AÇIKLAMASI SPEKÜLASYONA MEYDAN VERMEZ'
Başkanlık sistemine ilişkin tasarının Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gelmesi halinde dolarda görülebilecek spekülatif hareketlere ilişkin bir soru üzerine Yıldırım, "Her şeyi getirip dolara bağlamanın bir anlamı yok. Dolar yükseldi, alçaldı… Piyasa şartları neyi gerektiriyorsa o olacak. Yani çıkıyor, iniyor. Spekülatif algılar oluşturuluyor. Bakınız biz 15 Temmuz'u yaşadık. Ekonomik parametrelerdeki değişim herhangi bir olay nedeniyle mesela Brexit'teki olay gibi oldu. Sterlin orada yüzde 20 değer kaybetmişti, orada başka bir sistem mi konuşuluyor? Euro keza kaybetti. Yani başkanlık açıklaması küresel anlamda bir spekülasyona meydan vermez, aksine daha da olumlu algı oluşturur. Çünkü başkanlık istikrar demek. Ha, kafanızda başkanlıktan başka bir şey anlıyorsanız o ayrı. Ona yapacak bir şey yok. O algıyı düzeltmek de bizim görevimiz" cevabını verdi.
‘MEDVEDEV'LE YATIRIMLARI GÖRÜŞECEĞİZ'
Yıldırım, Rusya ile ilişkilerin henüz uçak krizi öncesi seviyeye dönmediğini belirterek, iradenin o yönde olduğunu söyledi. Kendisinin yakında Rusya Başbakanı Dimitry Medvedev ile görüşeceğini kaydeden Yıldırım, "Toplantının asıl amacı ekonomik ilişkiler, karşılıklı yatırım ilişkilerinde süreçleri hızlandıracak kararları almak. Savunma alanında da işbirliği var, karşılıklı yatırımlar alanında iş birliği. Vizelerde de kademeli bir geçiş yapmak istiyorlar. Biz de çok sıkıştırmıyoruz tabii ki" diye konuştu.
Yorumlar