Bakan Soylu: Diyarbakır Anneleri'nde 25. buluşma gerçekleşecek
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Yarın 'Diyarbakır Anneleri'nde inşallah 25. buluşma gerçekleşecek. Buluşmada inşallah Bayram ve Fatma Yetkin evlatlarıyla buluşacak." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, NTV canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına başlamadan önce güzel bir haber vermek istediğini belirten Soylu, "Yarın Diyarbakır Anneleri'nde inşallah 25'inci buluşma gerçekleşecek. 25'inci buluşmada inşallah Bayram ve Fatma Yetkin evlatlarıyla buluşacak." bilgisini paylaştı.
Yetkin çiftinin çocukları olan Recep'in 15 yaşında teröristler tarafından dağa kaçırıldığını anlatan Soylu, teröristin ikna çalışmaları neticesinde teslim olduğunu bildirdi.
İkna çalışmalarının nasıl yapıldığı yönündeki soruyu yanıtlayan Soylu, 12 bine yakın kişiyle görüşüldüğünü söyledi.
Soylu, "Bunların bazıları anne, bazıları baba. Evlatları muhakkak anneyle babayla irtibat kuruyorlar. Ya bayramda kuruyorlar ya da telefonla bu irtibatı kuruyorlar. Buradan diyalog başlıyor. İkna çalışmalarımız PKK'yı, tuz ruhunun erittiği gibi eritiyor. Psikolojik olarak darmadağın ediyor. Terör örgütünün kendi içindeki hareket kabiliyetini tamamen ortadan kaldırıyor. Bu yıl terör örgütüne katılan 10 kişi, bizim ikna ile terör örgütünden kopardığımız, Türkiye'ye getirdiğimiz sayı 63" diye konuştu.
Kırmızı kategoride 15-20 gündür ifadesi alınan bir teröristin çok önemli şeyler söylediğini aktaran Soylu, bunları da kamuoyuna açıklayacağını bildirdi.
"Bugün İstanbul polisi çok önemli bir katliamı engellemiştir"
Soylu, bugün İstanbul polisinin çok önemli bir katliamı engellediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Emniyet İstihbaratımıza ve İstanbul Emniyetimize ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Türkiye'de önemli bir katliamı engellemiştir. Türkiye'nin bu konularda geçmiş dönemde canını yakanlar tekrar yakabileceklerini düşünmüşlerdir ama buna müsaade edilmedi. Bugün PKK terör örgütü mensupları İstanbul'a 5 kiloluk bir patlayıcı getirdiler ve polisimizin otogardaki dikkatli takibi sonucu, istihbaratımızın keskin hafızası sonucu bir aracın altına yerleştirilen 5 kiloluk patlayıcıyı otogarda tespit ettiler ve bunları yerleştirenleri de yakaladılar. Patlayıcı da patlamadan etkisiz hale getirdiler. Hedef otogardı, otogarda patlamak üzere yakalandı. Büyük bir operasyondu, önemli bir operasyondu, kapanmadan önce bizi etkileyebilecek bir operasyondu. Bugün akşama doğru arkadaşlarımız gerçekleştirdiler. Böyle bir istihbaratımız vardı, buna yönelik tedbirler artırılmıştı. Arkadaşlarımız şüpheli hareketini gördükleri anda bir operasyonu tamamladılar. 2 kişi gözaltında ama o sayı artar."
Kovid-19 tedbirleri
Soylu, yarın başlayacak tam kapanmaya yönelik soru üzerine, "Ne zaman tedbir almışsak ne zaman kapanmışsak, vakalarda iniş çok keskin bir şekilde görülüyor." açıklamasını yaptı.
Türkiye'nin iyi bir salgın süreci yönettiğinin altını çizen Soylu, "Türkiye görünenin çok fazlasıdır" ifadesini kullandı.
"Kreşlerle ilgili yeni bir karar var mı?" sorusunu da yanıtlayan Soylu, Milli Eğitim Bakanlığının kreşleri açmamak konusundaki ilk kararının durduğunu belirtirken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bu konudaki çalışmalarının sürdüğünü aktardı.
Soylu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bir karar vereceğini, bir karar verirlerse kendilerinin de ona göre düzenleme yapacağını bildirdi.
"İnanıyorum ki 17 gün sonra çok iyi bir seviyeye düşeceğiz"
Kısıtlamalar öncesi, büyükşehirlerden Anadolu'ya ciddi bir göç olduğu hatırlatılarak, bu hareketliliğin kendisini rahatsız edip etmediği sorulan Soylu, "Bu hareketlilik diyelim ki hiç kapanma olmasaydı bayramda da olacaktı. Buranın avantajı şu, giden gittiği yerde 17 gün karantinada. Onun için şu anda bu haraketliliğin oluşturacağı bir sorunu biz çok görmüyoruz. Çünkü 17 günlük karantina var. Bu bir doğal karantina. İnanıyorum ki bu 17 gün sonra inşallah hep beraber çok iyi bir seviyeye düşeceğiz. Hem sabredelim hem de bayram edelim." diye konuştu.
Soylu, tam kapanmanın yaz öncesi önemli olduğuna dikkati çekerek, haziran sonunda aşılanma takvimiyle beraber önemli bir azalma sağlanacağına inandığını tekrarladı. Soylu, vatandaşlardan kurallara uymalarını ve kuralları suistimal etmemelerini de istedi.
Alkollü içki satışı yapılmayacak olmasına yönelik eleştiriler
Tam kapanma döneminde alkollü içki satışı yapılmayacağı hatırlatılarak, buna getirilen eleştirilerle ilgili soruyu yanıtlayan Soylu, "Geçen dönem de bu tartışmayı yaptık. Geçen dönemlerdeki kısıtlamalarda, hatta geçen hafta cumartesi pazarın kısıtlamasından herhangi bir fark söz konusu değil. Hiçbir kısıtlama farkı yok. Net söylüyorum. Kural aynı, süre uzun. Bütün kısıtlamalarda aynıyız. Bütün kısıtlamalarda ne varsa kurallar aynı, süre uzun. Hiçbir artı bir kısıtlama söz konusu değil, kurallar aynı, süre uzun. Biraz sabırlı olacağız." dedi.
Dünyada birçok ülkede kısıtlamalar olduğunu ve bunları yakından incelediklerini belirten Soylu, Avrupa ülkelerinden örnekler verdi.
Bu tartışmalardan rahatsız olup olmadığı sorulan Soylu, "Hiç rahatsız değilim, geçmiş dönemde de yapıldı. Biz buradan sağlıklı çıkalım da nasıl çıkarsak çıkalım." yanıtını verdi.
"Dünyanın da hayran olduğu bir e-Devlet sistemimiz var"
Tam kapanma döneminde seyahat izin belgeleri ile ilgili soru üzerine Soylu, "Yeni bir şey daha söyleyeyim; dünyanın da hayran olduğu bir e-Devlet sistemimiz var. Bakanlığımız e-Devlet sisteminde en iyi noktalardan birisindedir. Burada e-başvuru sistemimizde 'seyahat izin belgesi' bölümü bulunuyordu. Bugün vatandaşlarımıza kolaylık olsun diye İçişleri Bakanlığında e-başvuru bölümüne girmeden, seyahat izin belgesine direkt girebilecekleri bir alan açtık." ifadesini kullandı.
Soylu, yeni uygulamayla ilgili şu bilgileri paylaştı:
"Seyahat izin belgesine girecekler, kimlerin bundan istifade edebileceği orada butonlarda belli zaten. Buna yönelik olarak da seyahat izin belgesi alınabilecek. Kim bu şehirlerarası seyahat muafiyetinden faydalanabiliyorsa orada yazıyor zaten.
Aynı zamanda cenazeyle ilgili de yeni bir buton açtık. Eskiden seyahat izin belgesi içerisine defin belgesi koyularak yapılıyordu. Şimdi ona da gerek yok. Kendi adınızı, cenazenizin ismini, T.C. kimlik numarasını yazıyorsunuz, bizim sistemimiz direkt Sağlık Bakanlığı sisteminden alarak hemen 10 kişiye kadar otomatik olarak izin veriyor. 10 kişiden sonrası seyahat izin kurullarından alınabilir."
"Çalışma izin belgeleri e-Devlet'ten verilebilecek"
İçişleri Bakanı Soylu, kısıtlamadan muaf sektörlerde çalışanların işe gidip gelme sürecinde izin belgelerini nasıl alacaklarına ilişkin soru üzerine de markette, bakkalda, üretim, lojistik, tedarik gibi alanlarda çalışanlar için de süreci kolaylaştırdıklarını vurguladı.
Soylu, şunları kaydetti:
"Çalışma izin belgesiyle ilgili arkadaşlarımız yarın akşam devreye koyacaklar. e-Devlet üzerinden SGK tuşuna basıp T.C. kimlik numaraları girilerek, çıktı alınacak. Bu kadar. Kurumların ayrıca bir yazı vermesine gerek kalmayacak. Diyelim ki alınamadı, onu da yarın tekrar yayınlıyoruz, bu sefer çalışılan kurumlar size bir görevli kağıdı verecek. Bu görevli kağıdında ad, soyad ve kurumun 'Bu benim şu SGK kaydıyla çalışanımdır. Bunun suistimalinden ben de sorumluyum' diye bir kağıt imzalayacak.
Yani hem e-Devlet üzerinden bunu çok rahat bir şekilde vereceğiz, kimseden yazı alınmasına gerek kalmayacak. Eğer alınamıyorsa da iş yerinden bir belge alınabilecek. Hem klasik hem modern metodumuz var."
Otel rezervasyonları
Daha önce muafiyet belgesi olanların bunu bir "serbest dolaşım belgesi" gibi kullandığı, şehir içinde istediği gibi dolaştığının anımsatılması üzerine Soylu, asla böyle olamayacağının altını çizdi.
Bakan Soylu, "Dün iki ayrı toplantı yaptık. Tüm kuralları kolluk birimlerimizle, valilerimizle, kaymakamlarımızla ele aldık. Bu kuralları harfi harfine 17 gün uygulayacağız." dedi.
Şehir içinde çalışan muafiyet kapsamındaki birinin de sadece çalıştığı yere seyahat edebileceğini, farklı bir ilçede bulunması durumunda güvenlik birimlerinin bunu soracağını anlatan Soylu, otel rezervasyonlarına ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
"Otel rezervasyonlarını kapanma kararından önce yaptırmış olanlar perşembe akşamına kadar giderler. Diyelim ki perşembe akşamından sonra gitmeleri gerekiyorsa gidemezler. Seyahat izin belgeleri almaları lazım. Bu da seyahat izin belgesinin içerisinde yok. Ancak şöyle bir şey var; oteldelerdir ve çıkışları pazartesi-salı günüdür. Elbette dönüşlerinde seyahat izin belgesi alırlar ve o otel rezervasyonundan dönebilme imkanına sahip olurlar."
"Hayvanseverlere çok teşekkür ediyorum"
Bakan Soylu, yeni genelgede site yönetimlerine de görev verilmesine ilişkin soruya karşılık, mutasyon, bulaş riskinin topluluklar içinde ciddi şekilde arttığına işaret etti. Bu çerçevede bu sefer site yöneticilerine de izin verdiklerinin altını çizen Soylu, muhtarların zaten izinli olduğunu anımsattı.
Soylu, güvenlik güçlerini vatandaşları önce uyarmaları eğer ısrar söz konusu olursa gerekli idari ve adli tedbirleri uygulamaları konusunda talimatlandırdıklarını da söyledi.
Tam kapanma döneminde sokak hayvanları için özel bir hassasiyet gösterdiklerinin altını çizen Soylu, salgınla mücadelenin öğrettiği en önemli unsurlardan birinin başka canlıların düşünülmesi olduğunu dile getirdi.
Soylu, "Buradan hayvanseverlere çok teşekkür ediyorum. İşin doğrusu onların bu titizliği bizi de yola getirdi. Şunu söylemek istiyorum, burada nasıl davranmamız gerektiğini bize, devlete öğrettiler. İnsanlar kadar hayvanlara da özel önem vermemiz, onları düşünmemiz lazım geldiğini, 17 günlük bir kapanmada onlarla ilgili hangi adımları atmamız lazım geldiğini bize öğrettiler." değerlendirmesinde bulundu.
İçişleri Bakanlığının en önemli hassasiyetlerinden birisinin de sokak hayvanlarının durumu olduğunu vurgulayan Soylu, kapanma döneminde evlere giden hasta bakıcıların durumuna ilişkin, "Özellikle yaşlı ve hastalar için ilgili doktor raporu ve ilgili evden aldığı bir raporla gidip gelebilecekler." bilgisini paylaştı.
Soylu, çocuk bakıcılarıyla ilgili sürecin de kreşlerle ilgili durumun netleşmesiyle çözüleceğini belirtti.
Bakan Soylu, Vefa Sosyal Destek Gruplarının bu süreçte çalışmalarını sürdüreceğini ifade ederek, ramazan ayında özellikle sivil toplum örgütlerinin yardımları konusunda da kaymakamlıkların kolaylık sağlayacağını anlattı.
Soylu, maaşlarını çekmek için evden çıkması gereken vatandaşların durumunun kolaylaştırılmasına yönelik çalışmaların da sürdürüldüğünü dile getirdi.
Yatırımcıların "Thodex" adlı kripto para borsasındaki hesaplarına erişemediği ve şirket sahibinin yurt dışına kaçtığı yönündeki ihbar üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Arnavutluk'a gittiği tespit edilen şirketin kurucusu ve yöneticisi Özer'in yakalanmasına ilişkin yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler veren Soylu, şu ana kadar gözaltı kararı verilen 82 kişiden 77'sinin yakalandığını, hala gözaltında olanların bulunduğunu ve sorgulamalarının devam ettiğini söyledi.
Olayın hemen ardından ilgili adli birimlerce söz konusu kişi hakkında kırmızı bülten çıkarılması yönünde karar verildiğini ve bu kararın gece yarısı Interpol'e iletildiğini anlatan Soylu, Interpol'ün de ertesi gün 10.00'da Özer'in yakalanması için kırmızı bülten yayınladığını aktardı.
Arnavutluk İçişleri Bakanlığı ve polis teşkilatı ile görüştüklerini, ayrıca yerinin tespit edilmesi için internet üzerinden teknik takip yapmaya çalıştıklarını ifade eden Soylu, "Bu konuda karşılıklı Arnavutluk makamlarıyla değerlendirmemiz sürdü. Onun üzerine onlardan da izin almak suretiyle 4 ülkeye ekip çıkardık. Ve bu ülkelerde şu anda ekiplerimiz var." dedi.
Karadağ'dan Kosova'ya kadar Arnavutluk'a komşu ülkelere de ekipler gönderildiğini vurgulayan Soylu, "Kırmızı bültenle yakalandığı zaman bu ülkelerin önemli bölümüyle iade anlaşmamız var. İnşallah yakalanacaktır, iade de almış olacağız." diye konuştu.
Konuyla ilgili soruşturmanın sürdüğüne işaret eden Soylu, yatırımcıların 2 milyar dolar dolandırdığı iddiası üzerine, bu rakamın para piyasaları için büyüklüğüne işaret ederek, bu konuda bilirkişilerin de çalıştığını ve kendisinin de "Acaba bir ekonomik sansasyon mu oluşturmak istiyor birileri diye?" şüpheye düştüğünü anlattı.
Soylu, ilgili birimlerin yaptıkları çalışmalarda şu ana kadar tespit edilen rakamın 108 milyon dolarlık bir portföy olduğuna işaret ederek, bu tutarın muhasebecisinden bilgi işlemcisine kadar gözaltına alınan kişilerin sorguları ve muhasebe bilgileriyle ortaya çıkarıldığını dile getirdi.
Şu ana kadar 2 milyar dolar üzerine elde edilen bir bulgu olmadığına işaret eden Bakan Soylu, "108 milyon dolar var. Bu büyük bir para mı, büyük para. 108 milyon dolar da büyük para yani az bir para değil. Buna yönelik olarak birkaç tane daha böyle iş çıktı. Hemen arkadaşlarımız ilgili savcılarla görüşerek gözaltı yaptılar ve burada gerekli tedbirler de aldılar." ifadelerini kullandı.
Arnavutluk'ta bulunun ekibin Arnavutluk güvenlik güçlerine refakat ettiğini ifade eden Soylu, "Yakalanması eli kulağında diyebilir miyiz?" sorusu üzerine, "Net bir şey söylemem doğru olmayabilir." yanıtını verdi.
Soylu, Özer'in tek başına olup olmadığına yönelik soru üzerine de "Aldığımız bilgiler var ama soruşturmanın gizliliğine riayet edelim." diye konuştu.
"Ben sizle fotoğraf çektirmeyeyim mi diyeceğim?"
İçişleri Bakanı Soylu, Özer ile çekilmiş fotoğraflarının ortaya çıkmasının siyasi tartışmalara neden olduğuna ilişkin soru üzerine, program öncesi bir iftar programına katıldığını ve burada birçok kişinin kendisiyle fotoğraf çektirdiğini belirterek, "Ne diyeceğim? Ya siz potansiyel suçlu olabilirsiniz, şimdi olmasanız da. Ben sizle fotoğraf çektirmeyeyim mi diyeceğim?" ifadelerini kullandı.
Geçmişten bugüne kadar gençlik kolları, ilçe başkanlığı, il başkanlığı, genel başkanlık görevlerinde bulunduğunu, Çalışma ve İçişleri Bakanlığı yaptığını anımsatan Soylu, şöyle devam etti:
"Biz ulaşılabilir insanlarız. Bize o laf edenler kaç kişiyle görüşüyor, benim bugün 22 randevum vardı? İşimi yaptım, dün gece 03.00'te çıktım. Yani biz şöyle koruma kulelerinin altında yaşıyor falan değiliz. Sokağa çıktığımız zaman herkes bizimle beraber. Ben şu Ankara'da Kızılay'da yüzlerce defa dolaşmış bir insanım. Yani vatandaş sizle bir fotoğraf çektirelim dediğinde veya makamımıza geldiği zaman heyetteki insanlar..."
"Boğaziçi Üniversitesi olaylarına ilişkin 'Clubhouse'dakilerin yüzde 75'i FETÖ'cü"
İçişleri Bakanı Soylu, Boğaziçi Üniversitesindeki olaylara ilişkin sesli sohbet özelliği taşıyan "Clubhouse" isimli sosyal ağ uygulamasında son bir ay içerisinde yapılan tartışmalara dikkati çekerek, uygulama üzerinden söz konusu sohbet odalarını oluşturanların yüzde 75'inin FETÖ'cü, yüzde 25'inin ise sol fraksiyonlara mensup olduğunu kaydetti.
Onların sabahtan akşama kadar sosyal medyada kendileriyle ilgili bir şeyler ürettiklerini aktaran Bakan Soylu, şunları söyledi:
"Adam FETÖ'cü, Amerika'da, Avrupa'da bir tek işi gücü var; Türkiye'nin istikrarını nasıl bozabilirim, bu adamların dengelerini nasıl bozabilirim? Yav kardeşim, işimi nasıl yapıyorum, nasıl yapmıyorum ona bakın. İşimizi yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz? Fotoğraf elbette çekineceğim, kimseden de çekinmem. Sokağa çıktığım zaman insanlarla da fotoğraf çekilirim. Eğer potansiyel olarak herkesi suçlu görmüyorsam. Adamın bir kusuru varsa zaten onunla ilgili adli ve idari işlem her şekilde yapılabilecektir. Benim gibi veya bizim gibi insanların karşı karşıya kaldığı süreç şudur, eğer bu adli ve idari işlemlerde biz kendimiz müdahil oluyor, bunu engellemeye çalışıyorsak elbette ki toplumda herkes bunun hesabını sorar. Ama herkesin elinde bir telefon, herkesin elinde bir kamera olduğu bir çağda yani affedersiniz, soğuk savaş döneminin suçlamalarıyla karşı karşıya kalacak halimiz falan da yok. Bunu da hiç önemsemem."
"Türkiye'de şu anda terörist sayısı 280"
İçişleri Bakanı Soylu, terör örgütüne karşı yürütülen operasyonlar hakkında bilgiler vererek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz sonrası ortaya koyduğu konsept ile terörle mücadeleye yönelik ilke, kurallar, hedef ve vizyonun belirlendiğini söyledi.
Bu konsept ile savunmadan taarruza geçildiğini ve terörün kaynağında yok edilmesi talimatı verildiğini vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:
"Hatırlarsanız Sayın Cumhurbaşkanımız 'inlerine gireceğiz' dedi, dedi mi? O talimatı verdikten sonra Türkiye içerisinde, bu rakamı da ilk kez duyacaksınız, 7 bin 412 mağara ve sığınağa girildi. Terör örgütü bunları bir günde imal etmedi, tam 40 yıldır biriktiriyor. 40 yıldır her kış sığınak değiştiriyor, 40 yıldır her kış barınak değiştiriyor, 40 yıldır her yıl mağara değiştiriyor. Bir yeri basıyorsunuz öteki yere erzakını mühimmatını yerleştiriyor. 94 ton patlayıcı o tarihten bugüne kadar. 257 füze roket. Bunları herhalde PKK kendi fabrikasında üretmiyordur. 2 bin 839 silah, 1168 el yapımı mayın, 4 bin 419 el bombası, 10 bin 624 tüp, bunların önemli bölümü patlatmak için kullandıkları tüpler ve 432 ton gıda ele geçirildi. Nerde, bu mağaraların tamamında. Şimdi şunu söylemem gerekir; peki nereye geldik? Türkiye'de şu anda terörist sayısı 280. Bunun daha altı da var. Ama bunu söylüyorum, biz sarı torbaya koyup savcıya teslim etmeden teröristi düşmeyiz."
Hakkari'de geçen sonbaharda yapılan bir operasyonda 17 teröristin etkisiz hale getirildiğini, bunu kamuoyuna duyurduklarını ancak cesetlerini alamadıkları için sayılarının düşümünü yapmadıklarını ifade eden Soylu, terör örgütünün geçen hafta bunlardan 2'sinin öldüğünü kabul ettiğini dile getirerek, diğerlerini de kabul edeceklerini belirtti.
"Karayılan mağarasından dışarı çıkamıyor"
Bakan Soylu, terör örgütü elebaşlarından Murat Karayılan'ın şu anda mağaradan dışarı çıkamadığını vurgulayarak, "Çıkmasını bekliyoruz da çıkamıyor. Zavallı sporu da mağarasında yapıyor. Onlar benim ne demek istediğimi anlarlar." dedi.
Bu yılın teröristlerin terör örgütünden kaçış yılı olacağını kaydeden Soylu, bir süre önce Mardin ve Gabar'da düzenlenen operasyonlara ilişkin bilgi vererek, 6 teröristin Mardin'de, 10 teröristin de Gabar'da etkisiz hale getirildiğini, kırmızı listede aranan Botan saha sorumlusu Özgür Gabar kod adlı Fırat Şişman'ın yaklaşık 17 gündür canlı olarak ellerinde olduğunu kaydetti.
Bu teröristin Türkiye'deki teröristlerin yüzde 50'sinin başı olduğunu, istihbarat dahil birçok alanda etkinlikte bulunduğunu dile getiren Soylu, teröristin birçok ülke ile ilgili çok önemli bilgiler verdiğinin altını çizdi.
"Operasyonda mağaraya sızan kahraman, terör örgütü kıyafeti giydi"
Söz konusu teröristin ifadesini de paylaşan Soylu, operasyona ilişkin de çarpıcı bir anekdot paylaştı:
"Bunu buraya gönderirken diyorlar ki 300'ün üzerinde terörist var, 11 tane de hareketli tim var, kol var. Geldim diyor, ne 300 terörist bulabildim, kandırmışlar beni diyor. Bir tane bile hareketli kol yok, kimse kafasını çıkarmıyor bir taraftan. Operasyon da şöyle gerçekleşti, biliyorsunuz oradaki mağaraya sızdı bizimkiler, mağaranın başına. Sızan kahraman da terör örgütü kıyafeti giydi, leşker kıyafeti. Bizim helikopter tepeden geçerken mağaradan çıkıyor gözcüsü, bu leşker kıyafetli, 'Heval, bu Türk helikopterleri niye geziyor burada?' deyince bizimkisi kafadan yakalayıp etkisiz hale getiriyor. Şimdi çok güçlü kahramanlarımız var. Bu ülke için kendini adayan insanlar var. Ve 'ölümü ölümle korkutun' der Sayın Cumhurbaşkanımız. Ölümü ölümle korkutan kahramanlarımız var ve inanın bunlar yeminliler ve terör örgütünden bir tek mensup bırakmayacaklar, bunun farkındalar."
Türkiye'nin terörle mücadelede çok önemli bir noktaya geldiğini, bunda savunma sanayinde gelinen noktanın önemli olduğunu vurgulayan Soylu, "İnsansız hava aracımız var, ATAK helikopterlerimiz var, yerli mühimmatlarımız var, sınır duvarlarımız var, termal kameralarımız var." ifadelerini kullanarak, şöyle devam etti:
"Bugün bizde her şey var. Hem de sevgili müttefiklerimiz çok sevgili müttefiklerimizin birtakım ambargolar uygulamalarına rağmen var. Onlara inat bir şekilde var. Bakın bunlar Meclis kürsülerinde boşa muhalefet yapmakla falan elde edilen işler değil. Bu mugalata yapmakla, laf cambazlığı yapmakla elde edilen işler değil. Bunlar devlet yönetmekle, vizyon ortaya koymakla, bunlar Türkiye'nin geleceğine bir daha bu musibetlerin musallat olmamasını temin edecek bir cesaretle yapılan işlerdir. Aklın olacak, vizyonun olacak."
"Yarın bir tane Eren (operasyonu) yapıyoruz, dün gece çocuklarımız sızdı"
Harita üzerinden bölgede gerçekleştirilen operasyonları işaret eden Soylu, "Şurada terör operasyonları var. Birçok operasyon yapmışız. Eren, Yıldırım, Kıran, Kapan. Şimdi Erenlerin 12'ncisini yapıyoruz, devam ediyoruz. Yarın da bir tane Eren yapıyoruz, dün gece çocuklarımız sızdı Allah'ın izniyle." dedi.
İçişleri Bakanı Soylu, terörle mücadelede yurt içi operasyonlarla ilgili soru üzerine, Cumhuriyet tarihinde devletin tüm birimlerinin bu kadar iç içe, eşgüdüm içerisinde terörle mücadele ettiği bir dönem olmadığını vurguladı.
Son 3-4 yıldır terörün simbiyotik ilişkisinin ortadan kalktığını, örgütlerin birbirinden çekinir ve korkar hale geldiğini anlatan Soylu, Kürt halkının terör örgütlerine karşı Türkiye'nin birlik ve beraberliğiyle ilgili kaya gibi durduğunu ifade etti.
Soylu, şu an Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde Türkiye genelindeki tüm imkanların bulunduğuna, çocukların geleceğe umutla baktığına dikkati çekti.
"Son 6-7 ayda 4 bin 496 kişinin hizmet damgalı pasaport talebi reddedilmiştir"
İçişleri Bakanı Soylu, "gri pasaport" olarak adlandırılan, hizmet damgalı pasaportlar konusunda usulsüzlük yapıldığı iddialarına ilişkin soruşturmanın ne aşamada olduğunun sorulması üzerine, 5682 Sayılı Pasaport Kanunu kapsamındaki düzenlemeleri anlattı.
Resmi bir görev için yurt dışında vazife alacaklara gri pasaport verilmesine ilişkin kanunun, hükümet, il özel idareleri ve belediyeler olmak üzere üç yetkili belirlediğine işaret eden Soylu, Malatya Yeşilyurt Belediyesinde hizmet pasaportu konusunda usulsüzlük yapılması iddialarıyla ilgili soruşturmaya 1,5 ay önce başladıklarını ifade etti.
Soylu, özellikle 2005'ten itibaren belediyeler tarafından gri pasaportların kullanılma sürecinin biraz daha fazlalaştığının saptandığını anlatarak, bu pasaportların verilme şartlarıyla ilgili genelge yayımladığını anımsattı.
Bakan Soylu, "Son 6-7 ayda 4 bin 496 kişinin hizmet damgalı pasaport talebi valiliklerimizce reddedilmiştir. Valiler idari yetkisini kullanmışlar, biz bu pasaportları vermeyelim demişler. Netice itibarıyla bu esnada gidenler de olmuş. Malatya Yeşilyurt'la ilgili bu hadise gelince 1,5 ay önce biz hemen soruşturmaya başladık. Elazığ'la ilgili soruşturmaya başladık. Oradaki bir veya iki belediye var, soruşturmaya başladık. Malatya ve Elazığ'ı da ilave edersek 19 ilde 27 belediyede şu anda 13 müfettişimiz bu soruşturmayı yapıyor. Sonuç ne çıkacak, kim gitti, kim gelmedi." diye konuştu.
"Belediyelerden yurt dışına çıkan 2 bin 872 kişi"
Bu soruşturmanın devam edeceğinin, biraz sabırlı olunması gerektiğinin altını çizen Soylu, "2018'de yani pasaportlar nüfus idaresine geçtikten sonra hizmet pasaportu ile yurtdışına çıkan toplam kişi sayısı 109 bin. Belediyelerden grup halinde yani bir organizasyonla yurt dışına çıkan, illa ki bunlar gidip de kalanlar değil, 2 bin 872 kişi. Pasaport süresi bitip dönmeyen 804 kişi." bilgisini paylaştı.
İçişleri Bakanı Soylu, 2000-2018 yılları arasında, bu işlemler emniyet bünyesindeyken toplam 7 bin 557 kişiye hizmet pasaportu verildiğini ve bu dönemde de gidip dönmeyen var mı diye bakıldığını kaydetti.
İstanbul Sözleşmesi'nin feshedildiği 19 Mart'tan itibaren 541 bin 338 kişi KADES'i indirdi
"Şiddet mağduru kadınların karakollardan geri çevrildiklerine" yönelik iddiaların sorulması üzerine Soylu, böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, bu konuda bir örnek bulunmadığını vurguladı.
Bakan Soylu, kadına yönelik şiddetle mücadelede yürütülen çalışmalar ve uygulamalar hakkında bilgi vererek, "Bugüne kadar toplam 2 milyon 200 bin kişi KADES uygulamasını indirmiş. İstanbul Sözleşmesi'nin feshedildiği 19 Mart 2021 tarihinden itibaren KADES uygulamasını 541 bin 338 kişi indirmiş. O tarihten itibaren 22 bin 959 kadın KADES üzerinden ihbarda bulunmuş. İnsanlarımız bize inanıyor. 6284 sayılı Kanun nereye gitti, uçtu mu? Biz İstanbul Sözleşmesi'yle adım atmıyoruz ki kanunla adım atıyoruz. Kanun çerçevesi içinde bunu sağlamaya çalışıyoruz." dedi.
Elektronik kelepçe merkezinin de 24 saat çalıştığını, şüphelileri adım adım takip ettiğini vurgulayan Soylu, önleyici tedbir kararlarının, alınan kararların arttığına dikkati çekti.
Soylu, "İstanbul Sözleşmesi'nden sonra kadınlar daha fazla öldürülüyor." iftirasının da ortaya atıldığını belirterek, İstanbul Sözleşmesi'nden çıktıktan sonra kadın cinayetlerinde azalış olduğunu ortaya koyan tabloyu gösterdi.
Yorumlar