Bakan Koca: “Türkiye, vahşete en büyük itirazdır”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Türkiye, vahşete en büyük itirazdır. Cumhurbaşkanımızın duruşu tarihi asaletimizin duruşudur. Bölgenin insanına her türlü sağlık yardımını ulaştırmaya çalışıyor, ne yapabilirsek yapmaya gayret ediyoruz. Bunun için her yolu deneyeceğiz” dedi.

Bakanlığının bütçesine ilişkin TBMM Genel Kurulu’nda bir sunum yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ilk olarak kürsüde konuşurken kalp krizi geçiren Saadet Partisi milletvekili Hasan Bitmez’e için başsağlığı dileyerek başladı.

Ardından, konuşmasına sağlık hizmetlerinin tüm siyasi düşüncelerin üzerinde olduğunu hatırlatarak devam eden Bakan Koca, “2023 yılı birçok acıyı, felaketi yaşadığımız çok zor bir yıldı. Deprem felaketi, yangınlar, sel baskınları, fırtınalar 2023 yılında enerjimizi, moralimizi büyük oranda tüketti. Buna rağmen, Cumhuriyetimizin 100. Yılını yaşıyor olmak, geleceği aydınlatan bir ışık gibiydi” dedi.

Olabilecek en büyük yıkım

Bakan Koca sözlerini şöyle sürdürdü:

“6 Şubat sabahı ülkemiz hiç görülmemiş bir felaketle karşı karşıyaydı. Halen acılarımız taze. Yıllar boyu sürecek bir yas içindeyiz. Bu büyüklük ve yaygınlıktaki depremler, olabilecek en büyük yıkımların saniyeler içine sıkıştığı olaylardır. Maddi hasar telafi edilebilir, hayatta kalanların ruhlarındaki hasar on yıllar boyunca sürer. Bir kez daha; Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlırurfa, Adıyaman, Malatya, Elazığ ve Hatay halkına, tüm ülke insanına başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.

10 ilimizde yıkımlara, çok büyük can kayıplarına yol açan, birbirini izleyen iki büyük depremde milletçe kardeşlerimizin imdadına koştuk. Eşi görülmemiş bir dayanışma sergiledik. Devletimiz bütün imkânlarıyla yaraları sarmaya çalıştı. Bu çaba devam ediyor. Milletimiz, devletinin yanında dağ gibi durdu. Bu süreçte eksiklerimiz, noksanlarımız olmadı mı? İster istemez oldu. Daha iyisi yapılamaz mıydı? Daha iyisini de yapabilirdik. Fakat şu unutulmamalı. Felaketlerin eli ayağı bağlayıcı tarafları vardır. İmkânlarınız size yetmeyebileceği gibi, o şok içinde mevcut imkânları en rasyonel şekilde kullanamayabilirsiniz.

Değerli Milletvekilleri, şu sözüm yüreğinizde yankısını bulsun isterim. Sağlık Bakanı olarak, elimden gelen ne varsa, kaybedilen canların, yıkılmış şehirlerin acısını içime gömerek, gece gündüz demeden yapmaya çalıştım. Elbette, her ihtiyaca yetişemediğim, her sorumluluğa yetemediğim zamanlar da oldu. Bunlar için sizlerin huzurunda vatandaşlarımızdan helallik isterim.

Deprem bölgesinde, verdiğimiz sağlık hizmetlerinin yanı sıra, eşi benzeri görülmemiş bir şey daha yaptık. 50 bini aşkın yaralıyı deprem bölgesinden hava, kara ve deniz yoluyla güvenli alanlardaki hastanelerimize sevk ettik. Bu operasyon, dünyada ikinci bir örneği olmayan bir acil sağlık müdahalesi operasyonuydu. Dünya Sağlık Teşkilatı Genel Direktörü Sayın Tedros’un deprem bölgesini ziyaretinde hayretini ve şaşkınlığını saklayamadığı bir konuydu. “Bunu nasıl başardığınızı hepimize anlatın, örnek olun.” ricasında bulundu. Bunu bu millet ve onun evlatları olan sağlık çalışanlarımız başardı. Huzurlarınızda bütün sağlık camiamıza şükranlarımı sunuyorum.

57 günde hastane yaptık

Defne Devlet Hastanesi 60 gün dolmadan, 57. gününde hasta kabulüne başladı. İddia ve itham sahipleri hastaneyi ziyaret ettiler mi? Sözlerinden utandılar mı? Hakkımızı teslim ettiler mi? Milletimiz hayır dualarıyla hakkımızı teslim etti. Hizmet, onun sahibine ulaştı. Hastanemizin girişindeki büyük duvara Nurettin Topçu’nun bir sözünü yazarak, ne için, hangi duygularla çalıştığımızın ifadesini taşıdık: ‘İnsanlık, merhamet üzerine kuruludur’ Bu sözü açarsanız, şunu da görürsünüz: Devlet, merhamet üzerine kuruludur. 

Bakanlık olarak neler yaptık?

-Sağlıkta bir reform gerçekleştirdik. Beyaz Reform adını verdiğimiz bu değişim, hekimlerin kamuya geçişini sağladı.

-Dünya’da eşi görülmemiş bir yasa çıkararak, Malpraktis davalarına ilişkin düzenleme ile bu Meclis, sorunu kökten çözdü.

-Sağlıkta şiddet yasasını çıkararak biz sağlık çalışanlarına kanuni en güçlü korumayı sizler getirdiniz.

-Yükseköğretim mezunu tüm sağlık çalışanlarının 3.600 ek göstergeden faydalanması sağlandı.

-Hekimlerimizin emekliliklerine dair özlük haklarında önemli iyileştirmeler yapıldı.

-İntörn hekimlerle Diş Hekimliği Fakültesi son sınıf öğrencilerine yapılan ödemeler asgari ücret düzeyine çıkarıldı.

-Yapılan her hizmetin karşılığının olduğu bir teşvik sistemine geçildi.

-Deprem bölgesinde 6 devlet hastanemizi hizmete açmış durumdayız. Bunlar; Defne, Samandağ, Arsuz, Hassa, İskenderun, Belen Devlet Hastaneleridir.

-Antakya, Erzin, Altınözü, Payas, Oğuzeli, Nurdağı, Kahramanmaraş, Nurhak, Türkoğlu ve Çelikhan’da toplam 1.588 yatak kapasiteli 10 Acil Durum Hastanemiz yaklaşık dört ay sonra hizmete açılacak.

-Hatay, Kahramanmaraş, Malatya Şehir Hastanelerinin proje çalışmaları başladı.

-Acil Sağlık İstasyonlarının sayısı 3.393’e ulaştı.

-Ambulans sayısını 5.986’ya çıkardık.

-Görevi medikal kurtarma olan UMKE çatısı altında, UMKE ATAK adını taşıyan yeni bir birim kurduk. Bu ekipler, medikal arama kurtarma çalışması yapıyor.

-Beyaz Kod uygulamasının yanında Gri Kod uygulamasını da pilot olarak başlattık. Çalışmalarımız sonucunda Beyaz Kod sayısı 1 milyonda 23’ten bir milyonda 12’ye indi.

-Tüm kaynaklarımızın yaklaşık üçte birini koruyucu hekimlik için kullandık.

-Bebek ve anne ölümlerini önemli ölçüde azalttık.

-Aile hekimliklerinde yapılan muayene sayısını %31, tüm muayenelerin sayısını %20 artırdık.

-Kısa adı YAŞAM olan Sağlıklı Yaş Alma Merkezlerimizi hayata geçirdik. Uygulamaya 80 yaş üzeri vatandaşlarımızdan başladık. İlk üç ayda 68.849 vatandaşımıza ulaşıp, 35.836’sını evlerinde ziyaret ederek hizmet götürdük.

-Evlilik öncesi SMA Taşıyıcı Tarama Programı kapsamında 1 milyon 100 binden fazla çifti taradık.

-Yeni Doğan SMA Tarama Programında 1 milyon 400 binden fazla bebeğimizi taradık. Erken tanı, tedavi başarımızın %90’ın üzerine çıkmasını sağladı.

-Aile Diş Hekimliği uygulamasını 3 ilimizde pilot olarak başlattık.                 42 Aile Diş Hekimliği biriminde 10 bini aşkın çocuğumuza ve ailelerine ulaştık.

-Bakanlığımıza bağlı hastanelerimizde toplam yatak kapasitesi 171.932’ye yükseldi. Nitelikli yatak kapasitemiz 13 kat arttı.

-Kocaeli, İzmir ve Gaziantep Şehir Hastaneleri tamamlandı ve hasta kabulüne başladı.

-17 Şehir Hastanemizde toplam 28 bin yatak kapasitesi ile hizmet veriyoruz.

-Toplam yatak kapasitesi 6 bine ulaşan 5 şehir hastanemizi Genel Bütçe kaynakları ile inşa ettik.

-Yatak kapasitesi 15 bini bulacak olan 12 Şehir Hastanemizin yapımı devam etmektedir.

-Kullanılan her yüz kutu ilacın 91’i, değer bazında ise 57’si artık ülkemizde üretiliyor.

-Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuzun hizmet nitelik seviyesi Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından 3’e yükseltildi. Böylece, verdiğimiz ruhsatların uluslararası tanınırlığını en yüksek seviyeye çıkardık.

Bakanlık olarak neler yapacağız?

-Sağlık Vadisini kurma çalışmalarını başlattık. Yeni nesil sağlık teknolojileri ülkemizde geliştirilerek tüm Dünya’ya ihraç edilecek.

-Nadir hastalıklar için Hücre ve Gen Terapisi Hastanesini kuruyoruz. Böylece en güncel tedaviyi kendimiz geliştirerek uygulayacağız.

- Şehir Hastanelerimizin akademik yapılanması için Sağlık Akademisi kurma çalışmalarımız devam ediyor. Şehir Hastanelerimiz eğitim ve araştırma üssü olacak.

-Aile Diş Hekimliği uygulamasını 81 ilimize yaygınlaştıracağız.

-Bağımlılıkla mücadele için Rehabilitasyon amaçlı BAHAR merkezlerini hayata geçiriyoruz. İnşaatı devam eden yeni nesil Bahar merkezimizin ilki 6 ay sonra Sancaktepe’de hizmete başlayacak. Bu yıl için 10 büyük şehirdeki merkezlerimiz yatırım planına alında. Çok kısa sürede tüm büyükşehirlerimiz bu merkezlere sahip olacak.

-Ankara’da 480 diş ünitli Ağız ve Diş Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi bu yıl hizmete alınacak.

-Hıfzıssıhha Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Üretim Merkezimizin inşaatını tamamlayarak pilot üretimlere 2025 yılında başlayabileceğiz. Hedefimiz, ülkemizin ihtiyacı olan aşıların tamamının Türkiye’de üretilmesi. Çocukluk çağı bağışıklama programımızdaki                            3 aşımız (Kuduz, Hepatit A ve Suçiçeği) teknoloji transferi ile ülkemizde üretilecek. Bağışıklama programındaki diğer tüm aşılar Hıfzıssıhha’da üretilecek. 2028’de tüm aşılar yüzde yüz Türkiye’de üretiliyor olacak.

-Sağlık turizminde Health Türkiye markasını tüm dünyaya tanıtacağız.

-Tip 1 diyabet hastaları başta olmak üzere tüm diyabet hastalarımızın kullanımına sunmak üzere sürekli glukoz ölçüm sistemlerini tamamen yerlileştiriyoruz.

-Molekülden itibaren ülkemizde geliştirilmiş en az üç biyoteknoljik ilacın klinik araştırmasını başlatacağız.”

Gazze

Konuşmasının son bölümünde Gazze’ye yapılan sağlık yardımlarına ayıran Bakan Koca şunları söyledi:

“Türkiye, vahşete en büyük itirazdır. Cumhurbaşkanımızın duruşu tarihi asaletimizin duruşudur. Tarihi duruşumuzun ve insanlık görevimizin gereği, milletimizin merhamet duygularının sorumluluğu ile bölgenin insanına her türlü sağlık yardımını ulaştırmaya çalışıyor, zorlu koşullarda ne yapabilirsek yapmaya gayret ediyoruz. Bunun için her yolu deneyeceğiz.

Bugüne kadar Gazze’ye 13 uçak ve iki gemi dolusu yardım malzemesi ulaştırdık. İsrail ve Mısır sağlık bakanları ile yaptığımız görüşmeler sonucu kurmaya karar verdiğimiz üçlü koordinasyon ekibi ile Gazze’den öncelikle hasta çocuklarla kanser hastalarını ülkemize getirmeye başladık. Daha çok yara sarabiliriz. Bunun için, taraflarla olan diyaloğumuzu canlı tutarak erişebildiğimiz kadar mazluma erişip, onları tedavi etmeye çalışıyoruz. Evet, insanlığın onurunu tek başımıza koruyamayız ama yapabileceğimiz ne varsa yapmakta çok kararlıyız. Tüm imkânlarımızla Gazze’deki kardeşlerimizin yanındayız.

Öte yandan, İsrail’in yaptığı soykırımı destekleyenlerin ve hükümetlerine itirazı olmayan, hatta katliamla övünen İsrail vatandaşlarının bu soykırımdan dolayı yaşayacakları utancın nerelere ulaşacağını hep birlikte göreceğiz. 7 Ekim’den bu yana dünyanın önünde sadece iki seçenek var: Hayatı desteklemek ya da katliamı desteklemek. Hür vicdanların, çıkarlarının kölesi olmayanların kararı kesindir. 36 hastanede sadece 14’ü kısmen faal durumda. 8.000 çocuk ve 6.200 kadın öldürüldü.”

Yorumlar