Bakan Bozdağ Büyükelçiler konferansında konuştu!
Bozdağ, 13. Büyükelçiler Konferansı'nda yaptığı konuşmada, büyükelçilerin milleti, devleti temsil ettiğini, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da "dış politikanın mimarı" olduğunu, Türkiye'yi her alanda temsil ettiğini söyledi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Bu ülkenin yargısını iki tane dosya üzerinden yargılayıp, bu ülkenin adalet anlayışını iki siyasal taraftarlığa göre yargılama yapan sosyal medya veya siyasetçilere göre değerlendirip, dosyayı, delili bilmeden Türkiye'nin adalet sistemini, yargısını, yargı görevini yapanları mahkum etmek adil midir? Adil değildir." dedi.
Bozdağ, 13. Büyükelçiler Konferansı'nda yaptığı konuşmada, büyükelçilerin milleti, devleti temsil ettiğini, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da "dış politikanın mimarı" olduğunu, Türkiye'yi her alanda temsil ettiğini söyledi.
Yargıyı güçlendirmek ve yargı bağımsızlığını sağlama konusunda çok sayıda adım atıldığını aktaran Bozdağ, 2021'de hukuk mahkemelerinde 4 milyon 331 bin 680, ceza mahkemelerinde 3 milyon 290 bin 125 olmak üzere 7 milyon 621 bin 783 dava görüldüğünü bildirdi. Bakan Bekir Bozdağ, şöyle devam etti:
"Türkiye'yi eleştirenler, 7 milyon 621 bin 783 davadan kaç tane davayı gündeme getiriyorlar. 'Adalet yok.' diye bağıranların gündeme getirdikleri dava sayısı 1, 2, 3, 4, 5... 'Say.' dediğinizde beşten fazlasını sayan çıkmıyor. O beş tanesini de bilmiyorlar. Dosyayı, delilleri bilmiyorlar, sadece taraftarlıklarına göre dosyayı görmeden, delilleri görmeden taraftarlarının yaptıklarına inanarak, o dosyada görev yapan hakim ve savcıları mahkum eden yaklaşımlar ortaya koyuyorlar. Bir ülke düşünün, 8 milyona yakın her yıl mahkemelerinde davalar görüşülüyor, karara bağlanıyor ama tartışılan dava sayısı 1, 2, 3... Bunlara baktığınızda bunlar da terörle ilgili, irtibatlı olan davalarla alakalı. Biz hüküm verirken, 8 milyon dosyadan iki tane dosya tartışılıyor, eleştiriliyor, şöyle, böyle deniyor diye 8 milyon dosyada verilmiş hakkaniyete, adalete uygun bütün bu kararları veren hakimleri göz ardı mı edeceğiz? Bu ülkenin yargısını iki tane dosya üzerinden yargılayıp, bu ülkenin adalet anlayışını iki siyasal taraftarlığa göre yargılama yapan sosyal medya veya siyasetçilere göre değerlendirip, dosyayı, delili bilmeden Türkiye'nin adalet sistemini, yargısını, yargı görevini yapanları mahkum etmek adil midir? Adil değildir. Ben, hakim ve savcılarımızın üzerine haksız şekilde eleştiriler yönelten, siyasi taraftarlığa göre yargı karlarını değerlendirip, siyasi anlayışlarının terazisinde tartıp dosya ve delil bilmeksizin karalayanları kınadığımı, Türkiye'ye ve Türk milletine büyük zarar verdiklerini ayrıca ve özellikle ifade etmek istiyorum."
Avrupa'dan gelen herkesin bir ya da iki kişiyi sorduğunu belirten ve kendisiyle yurt dışından görüşmeye gelen bazı heyetlerle yaptığı konuşmaları anlatan Bakan Bozdağ, "Madem hak ihlalleriyle ilgileniyorsunuz, bu kadar cezaevimizde insan var, yargılanan var, onlarla ilgili bana soracağınız sorular yok mu, neden onlarla ilgilenmiyorsunuz?" dediğinde, "Bize bunları sormamız söylendi." yanıtını aldığını aktardı. Bekir Bozdağ, bunun adil bir durum olmadığını söyledi.
Yurt dışından iade talepleri
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye'nin bazı ülkelere gönderdiği iade taleplerine ilişkin de şunları kaydetti:
"2012'den 2022'ye kadar yabancı ülkelerden terör suçları kapsamında Türkiye, 1998 adli yardımlaşma talebinde bulunmuş. Şu ana kadar 735'i reddedilmiş, 18'i kabul edilmiş, diğerlerinin cevabı daha yok. AB üyesi ülkelere baktığımızda terör suçlarından AB üyesi ülkelerden 893 talebimiz olmuş, bunlardan sadece 4'ünü kabul etmişler, 500'ünü reddetmişler. Diğer bir kısmı, hitam bulmuş, ölüm veya Türk mahkemelerinde davanın sonuçlanması nedeniyle. 4 tane kabul, 500 ret. ABD'den 2012-2022 arası 236 terör suçlarından iade talebinde bulunmuşuz, 20 tanesine ret vermişler, hiçbir tanesini kabul etmemişler. Söz konusu adli yardımlaşmada teröristler veya terör suçlarıyla ilgili iade talepleri olduğu zaman Avrupa maalesef Türkiye'nin taleplerine kör ve sağır kalıyor, çok himayekar davranıyorlar. Terör suçlularını, terör örgütlerinin argümanlarıyla muhafaza ettiği gibi Türkiye'ye karşı da müdafaa ediyorlar. Burada büyük bir haksızlık var. FETÖ elebaşı, terörist başı Fethullah Gülen'le ilgili ABD'ye sunduğumuz dosya, dünyanın yeterli delili bakımından çok net söylüyorum, en donanımlı dosyasıdır."
Bakan Bozdağ, muhataplarına da FETÖ elebaşı Gülen'in iade dosyasına ilişkin, "Bu dosyadan iade yapılmazsa, başka hiçbir dosyadan iade yapılmaz." dediğini aktardı.
Avrupa Birliği üyesi ülkelerin ve ABD'nin, teröristleri ve terörist başlarını koruduğunu, kolladığını belirten Bozdağ, bu ülkelerin teröristleri iade etmediğini kaydetti.
Osman Kavala hakkında AİHM'in verdiği hak ihlali kararını Türk mahkemesi uygulamıştır
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Osman Kavala hakkındaki kararına yönelik de değerlendirmelerde bulunan Bakan Bozdağ, şöyle konuştu:
"Türkiye, AİHM kararlarına, bu kararlara uymayı taahhüt eden ülkeler içerisinde oran itibarıyla en yüksek oranda uyan ülkedir. AİHM kararlarına uymayı taahhüt eden ülkelerin toplamının uyma oranı yüzde 80,14, Türkiye'nin uyma oranı 87,90'dır, yaklaşık yüzde 88. Biz bugüne kadar AİHM'in kararlarına uyduk ve uyguladık. Osman Kavala hakkında AİHM'in verdiği hak ihlali kararını da Türk mahkemesi uygulamış ve uymuştur. Başka bir suç nedeniyle, yargılama nedeniyle tutuklamış ve yargılaması devam etmiş, şimdi hükümözlüdür. AİHM, uyguladığı sözleşmeye uymuş olsaydı, bu şekli bir denetimdir, çünkü karar var, uymuş mu, uymuş, bitti. Siz niyet okuyarak, muvazaa yaptınız diyerek başka bir kararı, önceki kararı yok sayan bir karar olarak değerlendiremezsiniz. O karar, başka bir ihlal iddiası başvurusuna konu olabilir. Önüne geldiğinde de mahkeme bunu değerlendirip, karara bağlayabilir. Uygulanmış bir karara, uygulanmamış diyemez. Bizim Avrupa Konseyi ve AB kurumlarından beklediğimiz, Türkiye'ye karşı adil ve tarafsız olmalarıdır. Biz, bize karşı biraz görmezden, duymazdan gelin demiyoruz. Bize karşı adil olun diyoruz."
İsminde "Türk" ifadesi geçtiği için kapatılan derneklerle ilgili AİHM'in hak ihlali kararına 2008'de Yunanistan'ın uymadığını ve bu kararın o yıldan bu yana Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nde bekletildiğini ifade eden Bozdağ, bu durumda çok sayıda dosya bulunduğunu bildirdi.
Bakan Bozdağ, Kuzey İrlanda da güvenlik güçlerince öldürülen bir kişiyle ilgili hak ihlali kararının da 21 yıldır Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin gündeminde bulunduğuna söyledi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, şunları kaydetti:
"Osman Kavala konusunda Türkiye, kararı uyguladığı halde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine müracaat edildiğinde, Bakanlar Komitesi yıllar yılı bekleyen dosyaları görmezden geldi, hemen toplandılar, karar aldılar. AİHM'e görüş sordular. AİHM de buna maalesef jet hızıyla karar verdi. Bizim istediğimiz, eğer bir ihlal varsa elbette Türkiye, uyacaktır ve uygulayacaktır ama başkalarına yaptığınız muameleyi Türkiye'ye yapmanızdır. Türkiye'ye karşı adil ve tarafsız olmalarıdır. Bize karşı adil ve tarafsız bir yaklaşım ortaya koymadıklarını açıklıkla ifade etmek isterim."
Anayasa'da bugüne kadar yapılan değişiklikleri anlatan Bakan Bozdağ, darbe yapanların yargılanmasının önündeki engelin kaldırıldığını söyledi.
-Hak arama yollarını çoğaltan adımlar attık
Cumhurbaşkanının resen imzaladığı emirler ve kararlar aleyhine yargı yoluna başvurulmasını yasaklayan hükmün de kaldırıldığına işaret eden Bozdağ, "Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemlerin hiçbiri aleyhine de yargı yoluna başvurulamıyordu. Şimdi cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemlerin tamamına yargı yolunu açan anayasa değişikliğini yaptık. Hukuk devleti böyle güçlendirilir, demokratik devlet böyle güçlendirilir, yargı dışında olan mekanizmaları yok ettiğinizde, her şeyi milletin ve yargının denetimine açtığınızda güçlenir. Biz de bunu yaptık." ifadelerini kullandı.
Hak arama yollarını çoğaltan adımlar attıklarını söyleyen Bozdağ, kişisel verilerin korunmasını talep etme hakkının ilk defa anayasal bir hak olarak düzenlediğini, Kişisel Verileri Koruma Kurumu'nun kurulduğunu hatırlattı.
Bilgi edinmenin de bir hak olarak düzenlendiğini aktaran Bakan Bozdağ, atılan adımlarla devleti, yürütmeyi, yasamayı milletin denetimine açtıklarını vurguladı.
Kadınlar, engelliler, yaşlılar, şehit aileleri ve gazilerle ilgili çıkarılacak kanunların, alınacak tedbirlerin, eşitlik ilkesine aykırı değerlendirilemeyeceğinin anayasaya konulduğuna dikkati çeken Bozdağ, bunun da büyük bir reform olduğunu belirtti. Bakan Bozdağ, çocuk haklarının da iktidarları döneminde ilk defa Anayasa'da yer aldığını söyledi.
Hukuk da tek olur, yargı da tek olur
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, şöyle devam etti:
"Usulüne göre yürürlüğe konulmuş insan haklarına ilişkin Türkiye'nin taraf olduğu sözleşme hükümleriyle iç hukukun çatışması halinde uluslararası sözleşme hükümlerine üstünlük tanıyan bir büyük reformu anayasamıza koyduk. Belki bugüne kadar yaptığımız reformların içerisinde bir numara hangisi derseniz bunu bir numaraya koymak gerekir. Çünkü Türkiye, hukuka ve hukuk devletine, insan haklarına öyle inanmış bir ülke ki altına imza attığı her sözleşmeyi iç hukukunun bir parçası haline getirmekten, iç hukukuyla çatıştığında uygulamayı, ona öncelik vermeyi anayasal hüküm olarak düzenlemekten çekinmemiş bir ülkedir. Dünyanın pek çok ülkesinde böyle bir düzenleme yok ama öte yandan konuşuyorlar, 'Türkiye insan hakları konusunda şöyle, insan hakları konusunda böyle.'"
Bireysel başvuru hakkının getirilmesiyle Anayasa Mahkemesinin bir insan hakları mahkemesi gibi görev yaptığını dile getiren Bakan Bozdağ, bunun da büyük bir adım olduğunu belirtti. Bozdağ, şöyle konuştu:
"Türkiye'de 2017 yılına kadar çift yargı var. Bir yandan askeri yargı, yüksek yargısı Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, öte yandan adli yargı, Danıştay ve Yargıtay vardır. İki hukuk vardı, askeri idare hukuku, bir de sivil idare hukuku. İki ceza yasamız vardı, bir askeri ceza kanunu, bir Türk Ceza Kanunu. Bir ülke, vatanı tekse, millet tekse, bayrak tekse, devlet tekse orada hukuk da tek olur, yargı da tek olur. Eğer bir ülkede yargıda birlik yoksa ülkenin insanlarından bir kısmı yaptıkları görevler nedeniyle farklı bir hukuka, çok az istisnalar dünyada olduğu gibi olabilir ama geneli farklı bir hukuka tabi tutuluyor, farklı usul uygulanıyorsa o ülkenin hukuk devleti vasfını siz tam olarak kimseye anlatamazsınız ve biz ne yaptık yaptığımız büyük reformla, askeri yargıyı kaldırdık. Askeri Yargıtay'ı, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'ni kaldırdık. Yargıda birliği sağladık. Artık Türkiye'de tek yargı vardır."
Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldırıldığını anımsatan Bakan Bozdağ, "Yargının içinde hem asker var hem sivil var. Yani bir devlet düşünün, sivil yargıçlarına güvenmiyor yanına asker koyuyor. Ya da asker yargıcına güvenmiyor yanına sivil koyuyor. Yargı, her yerde sivil ama Devlet Güvenlik Mahkemesi olduğunda karma bir yapı. Kaldırdık, şimdi Devlet Güvenlik Mahkemesi yok. Dün Türkiye, Devlet Güvenlik Mahkemesini tartışamazdı. Biz kaldırdık." diye konuştu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, hukuk devleti vasfının güçlendirildiğini, anayasanın eşitlik ilkesine aykırı uygulamaları kaldırdıklarını anlattı.
Hakimler ve Savcılar Kurulunun (HSK) yapısına ve kurula üye seçimine yönelik yapılan düzenlemeleri de hatırlatan Bozdağ, son HSK üye seçiminde TBMM'nin uzlaşmayla kurula üye seçtiğini kaydetti.
Yorumlar