Bakan Akar: "Yunanistan'daki siyasilerin yaptığı tek iş ağlamak"
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve kuvvet komutanları dünyanın ilk SİHA gemisi olan TCG Anadolu'yu inceledi. Yunanistan'ın provokatif eylem ve söylemlerine devam ettiğini söyleyen Akar, "Yunanistan’daki bazı belirli siyasilerin, askerlerin yaptığı tek iş ağlamak" ifadelerini kullandı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar beraberindeki TSK komuta kademesi ile “Dünyanın ilk SİHA gemisi” ve Türkiye’nin en büyük savaş gemisi olma özelliğine sahip 'Anadolu' gemisinde incelemelerde bulundu. Akar, Marmara Denizi’nde deniz kabul testleri devam eden gemiye helikopterle indi. Anadolu gemisine seyri sırasında deniz kabul testleri süren Türkiye’nin ilk milli denizaltısı Piri Reis de eşlik etti.
Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan ile Anadolu gemisini ziyaret etti.
Akar ve beraberindeki TSK komuta kademesi deniz kabul testleri kapsamında Marmara Denizi açıklarında bulunan gemiye helikopterle indi. Gemiye inişinin ardından tören mangasını selamlayan Bakan Akar’a “TCG Anadolu” yazılı gemi şapkası takdim edildi.
Donanma Kurmay Başkanı Tuğamiral İsmail Güldoğan’dan gemiye ilişin brifing alan Akar daha sonra köprü üstüne çıkarak incelemelerde bulundu.
Akar beraberindeki komuta kademesi ile geminin savaş harekat merkezindeki incelemelerinin ardından havuz olarak adlandırılan bölümde mürettebat ve gemi inşasında görevli personelle bir araya geldi.
Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uluslararası alanda kurduğu çok boyutlu ilişkilerle özne haline geldiğini vurgulayan Akar, etki alanının üç kıta, ilgi alanının ise bütün dünya olduğunu ifade etti.
Bu süreçte, görev ve sorumlulukları artan Milli Savunma Bakanlığının Cumhuriyet tarihinin en yoğun ve en başarılı faaliyetlerini icra ettiğini dile getiren Akar, "Bu çerçevede kahraman ve fedakar ordumuz egemenlik ve bağımsızlığımız için ‘hudut, namustur’ anlayışıyla hudutlarımızın güvenliğini sağlamakta, terörü kaynağında yok etme stratejisi ile yurt içinde ve sınır ötesinde başta PKK/PYD-YPG, DEAŞ ve FETÖ olmak üzere terör örgütlerine karşı mücadele etmekte, denizlerimizde ve semalarımızdaki hak ve menfaatlerimizi kararlılıkla korumakta, her türlü tehdit ve tehlikeye karşı hazır olmak için büyük ve kapsamlı tatbikatlar icra etmektedir" diye konuştu.
Savunma ve güvenlik konuları ile birlikte Ege ve Doğu Akdeniz’de son dönemdeki gelişmelere de değinen Akar, “Türkiye olarak devamlı diyalogdan, barıştan yana olduğumuzu iyi komşuluk ilişkileri ve uluslararası hukuk çerçevesinde görüşmeler yoluyla problemlerimizi çözmek istediğimizi her fırsatta muhataplarımıza söylüyoruz” diye konuştu.
“Yunanistan’ın provokatif eylemlere devam ediyor”
Türkiye ve Yunanistan arasında istişari, güven artırıcı önlemler ve NATO’daki ayrıştırma usulleri toplantılarının olduğunu hatırlatan Akar, “Yunanistan bu görüşmeleri yapmamakla birlikte bunların olmaması için gayret gösteriyor. Sabote ediyor. Bazı siyasiler, bazı askerler kendi iç sıkıntılarını örtmek, perdelemek için gerginliği sürekli ve bilinçli bir şekilde artırmaya çalışıyor. Bu konuda biz de olabildiğince tedbirli şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.
Yunanistan’ın provokatif eylem ve söylemlerine devam ettiğini dile getiren Akar, “Her sabah kalkıp mutlaka ortaya bir şey atarak gerginlik yaratmak için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar” diye konuştu.
Yunanistan’ın Türkiye ile olan sorunlarını Türkiye-NATO, ABD, AB sorunu gibi göstermeye çalıştığına da dikkati çeken Akar, “Hilelerini artık herkes anladı. Bu konuda herkesin daha tedbirli olacağını değerlendiriyor, bekliyoruz” dedi.
Türkiye’nin tüm söylemlerini hukuksal gerçekliklere, somut verilere dayandığını belirten Akar, şunları söyledi:
"Buna rağmen bir sonuç alınamamasının Yunanistan kaynaklı birçok sebebi var. Yunanistan’da şu anda birçok skandal var. Dinleme skandalı, göçmen skandalı, yolsuzluklar var. Bununla birlikte Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de başaramadığı, beceremediği ve Yunan kamuoyunun da fark ettiği başarısızlıkları var. Bütün bunları örtmek için Türkiye ile gerginliği artırmaktan medet umuyorlar. Fakat gerginlik yaratarak hayatta kalabilmelerinin mümkün olmadığını, saptırmaların da kar etmediğini görmelerini istiyoruz. Yunanistan’daki bazı belirli siyasilerin, askerlerin yaptığı tek iş ağlamak. Devamlı ağlayarak şoveniz politikalarını götürmeye ve tanıtmaya çalışıyorlar. Bunun bir çıkar yolu olmadığını da herkes görmeye başladı. Yunan halkı da kendi kaynaklarının bu bazı siyasiler tarafından nasıl har vurup harman savrulduğunu ve refahlarının nasıl tahrip edildiğini görmeye başladı. Bunlarla birlikte Yunanistan’daki bazı aklıselim siyasiler, akademisyenler, emekli askerler, büyükelçiler, vatandaşlar buradaki oyunu görmeye başladı."
Bazı Yunan siyasilerin Türkiye’yi tehdit olarak nitelendiren açıklamalarına da tepki gösteren akar, “Türkiye kimseye tehdit değil, güvenilir, güçlü, etkin bir müttefik. Bunun bu şekilde bilinmesi lazım. Türkiye kimseye tehdit değil. Bunu tekrar tekrar kafalarına sokmaları, anlamaları lazım” dedi.
Türkiye’nin diyalog çağrılarının zafiyet olarak anlaşılmaması gerektiğini vurgulayan Akar, “Samimi olarak iyi komşuluk ilişkileri içinde Ege’deki zenginliklerin adil şekilde paylaşılmasından söz ediyoruz. Ancak bunun yanı sıra şunu da söylüyoruz, hiçbir şekilde ne kendimizin ne Kıbrıslı kardeşlerimizin hakkını, hukukunu çiğnetmeyecek, hiçbir oldubittiye müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.
Akar, üçüncü tarafların olaylara objektif yaklaşmasının önemini belirterek, “Duygusal, önyargılı şekilde taraf olmayın, adil, objektif ve tarafsız olarak olayları değerlendirmelerini istiyoruz” dedi.
“Kıbrıs milli bir mesele”
Kıbrıs konusunu da “milli bir mesele” olarak nitelendiren Akar, “Garanti ve İttifak antlaşmaları doğrultusunda geçmişte olduğu gibi bugün de Kıbrıslı kardeşlerimizin yanındayız. Kıbrıs konusunda egemen eşit, bağımsız iki devletten bahsediyoruz. Artık mesele bu devletin kurulması değil, kurulmuş olan bu devletin tanınması meselesidir” diye konuştu.
Etkin caydırıcı ve sayın bir silahlı kuvvetleri için yerli ve milli savunma sanayinin önemine vurgu yapan Akar, “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, destek ve teşvikiyle savunma sanayisinde büyük atılımlar gerçekleştirilmiş, yerlilik ve millîlik oranı yüzde 80’ler seviyesine ulaşmıştır” dedi.
Artık Türkiye’nin Milli Piyade Tüfeklerini ve tüm hafif silahları, ÇNRA’ları, Fırtına obüslerini, İHA/SİHA/TİHA’ları, ATAK helikopterlerini, fırkateynleri ve savaş gemileriyle akıllı hassas mühimmatları ve füzeleri tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine geldiğini dile getiren Akar, “Önümüzde çetin yollar var, bunu biliyoruz. O yolları da geçerek Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyacı ne varsa bunları yerli ve milli şekilde karşılayacak düzeye geleceğiz. İnşallah yakın bir zamanda tankımızı da uçağımızı da motorumuzu da yapacağız. Başaracağız, buna inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının sonunda geminin inşasında görevli personel tarafından alkışlanan Akar, “Asıl bizim sizi eserinizden dolayı alkışlamamız lazım” diyerek, çalışanları tebrik etti, TSK komuta kademesi ile birlikte alkışladı. Akar, çalışanların ve gemi personelinin yeni yılını da kutladı.
Dünyanın ilk SİHA gemisi ve Türkiye’nin en büyük savaş gemisi özelliğine sahip çok maksatlı amfibi gemi Anadolu’nun ilk sac kesimi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı törenle 30 Nisan’da yapıldı. 1 Temmuz 2020’de başlayan liman kabul testlerinin tamamlanmasının ardından 20 Haziran 2022’de geminin deniz kabul testleri başladı. İlk helikopter konuşlanmasının 17 Kasım 2022’de yapılan Anadolu gemisinin bu senenin ilk aylarında Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edilmesi planlanıyor.
Yaklaşık üç futbol sahası uzunluğundaki gemide milli ve yerli savaş yönetim sistemi Advent kullanılıyor. Son teknoloji radarlar ve sensörlerle donatılan gemi çıkarma araçları ve botların yanı sıra araç güvertesinde tankların ve zırhlı araçların bulunduğu 100’e yakın aracı taşıma imkanına sahip.
“Reis” sınıfı milli denizaltılar
Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında yapımı devam eden “Reis” sınıfı denizaltılar, batarya teknolojisi, yüksek dayanıklılık ve kompakt dizaynı ile dikkat çekiyor. Düşük gemi gürültü seviyesi, modern sensör, silah ve savaş yönetim sistemine sahip bu denizaltılara Akya ve Atmaca füzelerinin de entegrasyonu planlanıyor.
Yorumlar