Bahçeli erken seçim iddialarına kapıları kapadı!

MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM'de gerçekleştirilen partisinin grup toplantısında önemli mesajlar verdi. Bahçeli, muhalefetin bir süredir dillendirdiği erken seçim iddialarına net yanıt verdi. 

Seçimlerin zamanında yapılacağını vurgulayan Bahçeli, "Tekraren söylüyorum, erken seçim falan yoktur. Seçim 2023 yılının haziran ayında yapılacaktır. ‘Seçim de seçim’ diyenler bozgun siyasetinin taraftarlarıdır. Seçim demek kime hizmettir, nasıl bir siyaset anlayışıdır? Ekonomik sıkıntıları biliyoruz. Bu kez başaramayacaklar." dedi.

Siyaset gündeminin önemli başlıkları arasında yer alan "50+1" tartışmalarına da yanıt veren Bahçeli, dünya üzerinde başkanlık sistemiyle yönetilen çeşitli ülkelerden örnekler vererek mevcut seçim sistemiyle devam edileceğini açıkladı.

Bahçeli "50+1" tartışmalarının daha fazla uzamaması gerektiğini belirterek şu ifadelere yer verdi:

"Bu konuyu tartışmaya açmak yönetim sistemine karşı güvensizliği ve şüpheyi körükleyecektir"

"Şimdi beni iyi dinlesinler, onlara yüzde 50+1 anlatayım da biraz ders alsınlar, sonuç çıkarsınlar, bu konuyu da daha fazla sündürüp sağa sola çekiştirmesinler. Cumhurbaşkanının iki turlu seçimle, doğrudan halk tarafından ve “geçerli oyların salt çoğunluğu”yla, yani yüzde 50+1 oyla seçilme kuralı 21 Ekim 2007 tarihli Anayasa değişikliği ile kabul edilmiştir.  Devlet Başkanını veya Cumhurbaşkanını halkın seçtiği tüm sistemlerde demokratik meşruiyet gereğince geçerli oyların salt çoğunluğu ile seçilmesi temel kaidedir. Salt çoğunluk usulünü değiştirmeye kalkmak ve bu konuyu tartışmaya açmak yönetim sistemine karşı güvensizliği ve şüpheyi körükleyecektir."

"Yüzde 40 oranını dillendirmek başkalarının değirmenine su taşımaktır"

"Takdir ederseniz ki bu doğru değildir, masum bir talep değildir, Türkiye'nin çıkarına uygun olamayacaktır. Bize göre, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi lehine söylenebilecek en güçlü argümanlardan biri, yüzde 50+1 oyla iktidara gelebilmek için partiler arası uzlaşmayı sağlaması ve kutuplaşmayı azaltmasıdır. Milli birlik ve bütünlük için hayati önemde olan bu güçlü yönü savunmak yerine, bundan geri adım atma anlamına gelen yüzde 40 oranını dillendirmek başkalarının değirmenine su taşımaktır. Bunu uluorta konuşanlar da iyi niyetli sayılamayacaktır."