“Dediğimizi yapar, yaptığımızı dosta da düşmana gösteririz”
MHP Genel Başkanı Bahçeli, IKYB'nin yaptığı gayrimeşru referanduma ilişkin, "Beş bin ülkücü hazır demişsek, karar verilmiş, söz bir defa ağızdan çıkmıştır. Dediğimizi yapar, yaptığımızı dosta da düşmana da delilleriyle gösteririz." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Irak'ın kuzeyinde yapılan gayrimeşru referanduma ilişkin, "Beş bin Ülkücü hazır demişsek, karar verilmiş, söz bir defa ağızdan çıkmıştır. Dediğimizi yapar, yaptığımızı dosta da düşmana da delilleriyle gösteririz. Bedenlerimizi ortaya koyarak ihaneti deliğe süpürürüz. Boş konuşmuyoruz, kurusıkı atmıyoruz." dedi.
Bahçeli, partisince Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen "Kerkük Sevdalıları Buluşması" etkinliğinde konuştu.
Konuşmasına, "Varlığıyla, vakurluğuyla iftihar ettiğimiz büyük Türk milleti, anıtlaşmış bir sadakat ve haysiyetle davasına baş koymuş aziz ülküdaşlarım, yarınlarımızın güvencesi, Türk-İslam ülküsünün yılmaz neferleri sevgili bozkurtlarım, asenalarım, Ankara Kapalı Spor Salonuna teşrif eden saygıdeğer hanımefendiler, beyefendiler, yüreklerinizdeki Kerkük sevdasıyla geldiniz, hoş geldiniz." diye başlayan Bahçeli, Kerkük'ün bir ses beklediğini, Musul'un tutucak bir el istediğine dikkati çekti.
Bahçeli, "Türkmeneli figan, Türkmenler feryat ediyor. Allah'a hamdolsun ki, gökkubbede çınlayan ahları, vahları durduracak, göz pınarlarından sicim gibi akan yaşları dindirecek güç buradadır, bu salondadır. Feryatları bitirecek irade ayaktadır, teyakkuzdadır, sefer için hazırlıklıdır. Beklenen sesi verecek, özlenen eli uzatacak çok şükür bir kudret vardır ve o kudret büyük Türk milletidir." ifadesini kullandı.
Zulme sessiz kalmadıklarını, şiddete tepkisiz durmadıklarını, ihaneti seyretmediklerini, cesaretle direndiklerini vurgulayan Bahçeli, Kerkük sevdalısı olduklarının altını çizdi. Bahçeli, "Biz Türkmeneli'nin kalp atışıyız. Biz Türklüğün onurlu mensuplarıyız. Selam olsun Kerkük sevdalılarına. Selam olsun Türkmen kardeşlerimize. Selam olsun aziz Türk milletine. Selam olsun Türk-İslam ruhunun varlık mücadelesi verdiği coğrafyalara, buralardaki soydaşlarımıza." dedi.
Terörle mücadelede şehit düşmüş kahramanlara, yıllardan beri Türkmeneli'nde haklı davalarını savunurken hayatlarını kaybetmiş şehitlere Allah'tan rahmet dileyen Bahçeli, şehitlerin ölmeyeceğini, Türk vatanının bölünmeyeceğini bildirdi.
Bahçeli, zor günlerden geçildiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zaman zaman zorlansak da zayıf ve zaafa düşmemizi kollayanlarla kıran kırana bir mücadele halindeyiz. Türklüğün hayat alanlarını işgal etmek istiyorlar. Türk milletinin hayat damarlarını kurutmak emelindeler. Türk-İslam alemine hayatı zehir etmenin peşindeler. Şer bir kampanya hüküm sürüyor. Şiddet, rezalet, felaket, hıyanet perdesini sürekli açık tutarak birlik ve bekamızı sele vermeyi, hatta ipe çekmeyi, salasının verilmesini hedefliyorlar. Kimler? Elbette Türk ve Türkiye düşmanları. Türkiye'nin mukavemetini kırmak, mukadderatını yıkmak, çevresiyle kurduğu tarih ve coğrafya köprüsünü yok etmek için dört bir koldan sabotaj yapıp, suikast düzenliyorlar.
Hafıza ve hatıralarımızda vatan bildiğimiz topraklara, bu topraklar üzerinde yaşayan milletimizin aziz evlatlarına alçakça saldırıyorlar. Irak'ta sistematik şekilde artan olaylar, Suriye'de körüklenen iç sarsıntılar, Ortadoğu'nun geneline hakim olan iç savaş ve kargaşa ortamı bize bir şeyler anlatmaktadır. Bitmeyen bir paylaşım kavgası devrededir. Dinmeyen düşmanlıklar yeni bir evrededir. Azılı katiller, azgın ve gemi azıya almış taşeronlar çevrededir."
"BARZANİ İHANETİN IRAK'TAKİ İSMİDİR"
Bahçeli, emperyalizmin vahşi iştahının, zalimliğin, seri cinayetlerin, cehaletin köhne seferlerinin durmadığını belirterek, sözde medeni ve gelişmiş ülkelerin insaf bilmediğini aktardı.
Bahçeli, şu görüşlere yer verdi:
"Haksızlık karşısında susacağımızı, sineceğimizi, her dayatmayı sineye çekeceğimizi zannediyorlar. Tutsaklığa itiraz etmezsek bizden iyisi olmayacak. Gevşekliğe tamam dersek bizden itibarlısı da görülmeyecek. Asırlardır devam eden kanlı ve koordineli kuşatmaya aldırış etmeyeceğimizi, Anadolu'nun istila ve imha planlarına gözümüzü yumacağımızı sanıyorlar.
Bu itibarla gafletin, dalaletin, sefaletin tam ortasındalar. Bu nedenle arsızlığın, ahmaklığın, ahlaksızlığın tarafındalar. Irak'ın kuzeyinde bir oyun oynanmaktadır. Senaristleri, failleri, figüranları çok belirgin ve bilinen bu rezil oyun Türkmeneli'nin mahvına, komşu coğrafyaların altüst oluşuna hizmet etmektedir. Peşmerge başı Barzani, sözde İsrail dışında herkesin karşı çıkmasına rağmen, 25 Eylül'de korsan referandumunu gerçekleştirmiştir. Irak'ın siyasi ve toprak bütünlüğüne kast etmek için kolları sıvamıştır. Türkiye'nin milli güvenliğini sakatlamak için referandum yoluyla harekete geçmiştir. Sahnenin önünde 'hayır' diyen, arka kısmında sırtını sıvazlayıp referandum konusunda cesaretlendiren zalim güçlerden izin ve icazet alarak emperyalizmin uşağı olduğunu 25 Eylül'de bir kez daha ispatlamıştır. Barzani zulmün işbirlikçisidir. İhanetin Irak'taki ismidir. Barzani çetesiyle birlikte iblisin teşrifatçısı ve tetikçisidir."
Irak anayasasına göre tartışmalı olan bölgelerde de sandık kurulduğunu anımsatan Bahçeli, "Kerkük oldubittiye getirilerek, dayatma ve tehditle kirli referanduma dahil edildi. Barzani'nin 25 Eylül komplosu Sevr'i canlandırma teşebbüsüdür. Bu komplo Türkiye ve komşu ülkeleri parçalama testidir." dedi.
"25 EYLÜL KORSANLIĞI YOK HÜKMÜNDEDİR"
Barzani'nin, yıllarca Türkmenlerin kanını döktüğünü, PKK'yı himaye ettiğini, onlara destek verdiğini hatırlatan Bahçeli, "Akan her şehit kanında bu peşmerge çıbanının parmak izi, silinmeyecek vebali vardır. 25 Eylül korsanlığı kesinlikle yok hükmündedir. 25 Eylül kumpası asla kabul görmeyecek, hukuki dayanağı, meşruluğu, bağlayıcılığı asla olmayacak, olamayacaktır." ifadesini kullandı.
Bahçeli, Irak'ın kuzeyinde referandum bahanesiyle bağımsızlık ilan edilecek olursa, bunun Irak'ın bölünmesi, dağılması ve siyasi birliğini kaybetmesi anlamına geleceğine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu kapsamda, Allah muhafaza, Türkmenler, Türkmeneli bütün tarihsel kimliği ve kültürel haklarıyla birlikte tasfiye edilecek, esaret altına girecektir. Bir Türk şehri olan Kerkük'ün geçmişi silinecek, ruhu söndürülecek, tarih ve kültür mirası parçalanacaktır. Buna izin vermeyiz. Buna onay veremeyiz. Böylesi bir alçaklığa buyur diyemeyiz. Elbette her şey bununla da bitmeyecek, zelzele son yurdumuza kadar ulaşacak, etnik ve mezhep kıvılcımı her tarafı saracaktır. 25 Eylül korsan referandumu şayet tümüyle iptal edilmezse, karşımıza çok ciddi, ağır bedelleri olan zincirleme sorunlar peyderpey gelecek, tedbir alınmazsa, önüne geçilmezse bizi yutacaktır. Tehlike bu kadar yakındır. Tehdit bu kadar büyüktür."
Bu kapsamda, Irak'ın kuzeyinde sahnelenen "Kürdistan provası"nın, Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını, geleceğini ve sınırlarını hayati derecede etkileyecek bir beka sorunu olduğuna vurgu yapan Bahçeli, "Milletimizin bin yıllık kardeşliğini ve milli kimliğini aşındırarak, yıkıma götürecek sosyolojik parçalanma sorunudur. Türkiye'nin hükümranlık gücünü kaybedeceği, milli devletin ortadan kalkacağı stratejik çözülme ve siyasal dağılma sorunudur. Güney sınırlarımız boyunca gittikçe yoğunlaşacak, gittikçe derinleşecek ve Anadolu'nun ele geçirilmesi projelerine basamak olacak milli güvenlik ve huzur sorunudur. Türk milletini kaynaklarını kullanmaktan uzaklaştıracak, başka milletlerin ekonomik hükümranlığı altına sokacak bağımsızlık ve kalkınma sorunudur." dedi.
"BUNLARIN GÖZLERİ VAR GÖRMEZLER..."
Irak'ın istikrar ve toprak bütünlüğünün Türkiye için hayati nitelikte olduğuna değinen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Aynı durum hiç kuşku yok ki Suriye için de geçerlidir. Çünkü iki ülke bizim sınır komşumuz, tarihsel bağlarımızın olduğu ülkelerdir. Şunu hiç unutmayın, Kerkük'ün güvenliği Ankara'nın güvenliği demektir. Türkmeneli ateşe atılırsa Türkiye de yanmaktan kurtulamayacaktır. Gerçekler bu kadar acı ve alarm verici boyuttadır. Her minnete katlanıp, her melaneti göğüsleyip mütecaviz emelleri kaynağında kesmek şarttır, fitneyi odağında kurutmak Türk devletinin en tabii hakkı, ertelenemez görevidir. Irak Türkmenleri gözden çıkarılamaz, gönüllerimizden koparılamaz. Onlar bizim namusumuza emanettir. Onlar bizim sınır ötesindeki sancaktarlarımızdır. Onlara dil uzatan olursa o dili keser, tuzak kuranlar olursa o tuzakları başlarına geçiririz. Türkmenlerden vazgeçmeyiz. Türkmenelini makus talihine bırakamayız, aşağılık hesaplara teslim edemeyiz."
Kerkük'ün Türklüğünü, Türkmeneli'nin Türk kimliğini sadece kendilerinin değil tarihin de söylediğini belirten Bahçeli, "Bunun tam tersini iddia edenler eğer zeka özürlüsü, akıl fukarası değilse, biliniz ki, peşmergenin ağında kıvranan, küresel zalimlerin gölgesine sığınan, irade ve iffet kaybına uğrayan Türk düşmanlarıdır. Biz Kerkük dedikçe birileri rahatsız olmaktadır. Varsın olsun, onların rahatsızlığı bizim için memnuniyettir. Biz Türkmeneli dedikçe, birileri kudurmaktadır. Varsın kudursunlar, geciken aşılarını yapacak elbet birileri çıkacaktır." ifadesini kullandı.
"Kerkük neyse İstanbul odur", "Musul Ankara'dır" dediklerini ancak bunun anlaşılmadığını aktatran Bahçeli, "Hiç kimse, hiçbir kişi veya kurum Türkmenlerin varlık ve birlik mücadelesine destek vermezse biz varız, en az beş bin Ülkücü hazır bekliyor" dediklerinde de bu duruşu saptırmak ve sulandırmak için her yola müracaat edildiğini bildirdi.
Bahçeli, "TSK ne güne duruyormuş, neredeymiş hazır bekleyen Ülkücüler? Bunların gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar." diye konuştu.
"KENDİ ÇAMURLARINDA OYNASINLAR"
Bu salondaki korkusuz yüzlerin görülmesi, Kerkük sevdasıyla yanıp tutuşan yüreklere şahit olunması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, Milliyetçi-Ülkücü Hareketin inanç, iddia ve ülküleri uğruna dünyevi her değeri elinin tersiyle itecek kararlılıkta olduğunu belirtti.
Bahçeli, şunları kaydetti:
"Milliyetçi-Ülkücü Hareket ölüm karşısında sayısız imtihandan geçmiş, imanıyla darağaçlarını devirmiş, irfanıyla zindanları medreseye dönüştürmüştür. Bizim aklımız bize yetecektir. Mankurtlardan öğrenecek bir şeyimiz yoktur. Köksüz aydınlardan, kimliksiz ve kişilik yoksunu kalem sahiplerinden alacak bir şeyimiz de yoktur. Herkes bildiğini kendine saklasın. Ve de herkes ayağını denk alsın, sözlerinin nereye varacağını iyi tartsın. Beş bin Ülkücü hazır demişsek, karar verilmiş, söz bir defa ağızdan çıkmıştır. Dediğimizi yapar, yaptığımızı dosta da düşmana da delilleriyle gösteririz. Bedenlerimizi ortaya koyarak ihaneti deliğe süpürürüz. Boş konuşmuyoruz, kurusıkı atmıyoruz.
Barzani'nin gönüllü ajanlarına, FETÖ'ye kuyruğunu kaptırmış, PKK'ya aklını kiralamış, Türkiye düşmanlarının denetim ve ipoteği altına girmiş müstevli kalıntılarına tavsiyem, kendi çamurlarında oynasınlar, kendi karanlıklarında debelensinler. Biz Misakımilli diyeceğiz. Biz coğrafyaya dar gelen tarihi konuşacağız."
“AYNI SİPERDEYİZ. AYNI CEPHEDEYİZ. AYNI SAFTAYIZ”
Devlet Bahçeli, "MHP devletin ve hükümetin yanında sağlam, tavizsiz, milli çıkarlara uygun bir şekilde duracaktır. Aynı siperdeyiz. Aynı cephedeyiz. Aynı saftayız. Türkiye ve Türk düşmanlarına karşı biriz, beraberiz, çok güçlüyüz. Bu iradeyi kıramayacaklar. Bu azmi bozamayacaklar. Bu kaleyi aşamayacaklar. Şayet Barzani aklını başına almazsa bir gece orada görünmek, bağımsızlıkta ısrar ederse Misakımilli’nin namusunu çiğnetmemek bizim boynumuzun borcudur." dedi.
Bahçeli, partisince Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen "Kerkük Sevdalıları Buluşması" etkinliğinde konuştu.
Kerkük'ün şeref tapusunu yağmalatmayacaklarını vurgulayan Bahçeli, "Biz Türkmeneli'ni son nefesimize kadar, tıpkı son vatanımızı olduğu gibi, savunacağız, sahipleneceğiz, şerefsizlerin ambargosuna, egosuna, pis emellerine bırakmayacağız." ifadesini kullandı.
Meclisteki grup toplantısı konuşmasında "O zaman geldiğinde, şartlar oluştuğunda, tarih coğrafyaya dar geldiğinde Misakımilli uyanacak, 81 Düzce'den hemen sonra 82 Kerkük, 83 Musul deme hakkının önünde hiçbir güç duramayacaktır." dediğini anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Acizler, kalbi kararmışlar hemen pusudan başını çıkardı. Korkaklar anında gözlerini fal taşı gibi açtı. Tarihe sırtını çevirmiş odaklar, ecdadımızı küçümseyip yargılayan küstahlar birden bire yalan, riya, iftira ve tezviratla öne çıktı. Çürük ve çorak bir zihniyet diyor ki 'Kerkük, Musul'u alalım diyen, Diyarbakır'ı verirmiş.' Bu ruhsuz, bu onursuz, bu omurgasız sözlerin ne tarihle, ne coğrafyayla, ne jeopolitik gerçeklerle, ne de milli siyasetle uzaktan yakından ilgisi yoktur. 82 Kerkük dedik, 83 Musul dedik, 84’ü de söyleseydik, herhalde bunlar çılgına dönecek, deli divane olup geçmişte ziyaret edip gülücükler saçtıkları PKK kamplarında tekrar soluklarını alacaklardı. Biz Türk milliyetçisiyiz. Biz Türkçüyüz. Ve biz merhum Ziya Gökalp’in şu sözüne sonuna kadar da bağlıyız: Vatan ne Türkiye'dir Türklere ne Türkistan / Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir."
Bahçeli, yıllarca "Turan" diyenlerin, esir Türklerden bahsedenlerin, Türk-İslam ülküsünün kızılelma amacını benimseyenlerin doğru yerde, doğru davada olduğunu ifade ederek, "Biz Ülkücüyüz, ülkülerimizle yaşar, ülkülerimizle bakar, ülkülerimizin gereğini yapar, ülkülerimizle de ölürüz." ifadesini kullandı.
"IRAK MERKEZİ YÖNETİMİ İLE İLİŞKİLERİ KUVVETLENDİRMELİYİZ"
Irak'ın toprak bütünlüğünün önemine işaret eden Bahçeli, bunun üzerinden spekülasyon yapılmaması gerektiğinin altını çizdi. Bahçeli, Türkiye'nin, Irak’ın tartışılmaz toprak bütünlüğünü muhakkak surette müdafaa etmek zorunda olduğunu belirterek burada yaşayan Arap ya da Kürt herkese saygı duyduklarını kaydetti.
Irak Merkezi yönetimiyle ilişkilerin kuvvetlendirilmesi, diyalog kanallarının açık tutulması, irtibatların temellendirilmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, "Bir asırdır çizilen haritaları güncellemek için fırsat kollayan vandallara kapıları sürgülemeliyiz. Mütecaviz niyetlere birlikte set çekmeliyiz." diye konuştu.
"Bir Türk atasözünde ifade edildiği gibi 'Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmayacaktır.' Barzani’ye ve çetesine haddini bildirmeliyiz. Bir Türkmen atasözünde söylendiği üzere 'Domuz derisinden post, eski düşmandan dost olmayacağını' aklımızdan çıkarmayacağız." değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşte görüyorsunuz, İdlib'de yeni bir operasyon başlamıştır. Darısı Afrin'in başınadır ve bu da gerçekleşmelidir. Buralar temizlenmeli, terörden arındırılmalıdır. Bekamızı yakından ilgilendiren tehditlere, Astana mutabakatıyla İdlib'de müdahale edilmiştir. Hainler artık bölgemizden sökülüp atılmalıdır. Irak, tüm Iraklılarındır. Suriye, burada yaşayan herkesindir. Etnik farklılıkmış, mezhep ihtilafıymış, bunlar cehenneme giden yolun yapı taşlarıdır. MHP, kahraman Türk askerinin duacısı ve destekçisidir. Bu süreçte MHP, devletin ve hükümetin yanında sağlam, tavizsiz, milli çıkarlara uygun bir şekilde duracaktır. Aynı siperdeyiz, aynı cephedeyiz, aynı saftayız. Türkiye ve Türk düşmanlarına karşı biriz, beraberiz, çok güçlüyüz. Bu iradeyi kıramayacaklar. Bu azmi bozamayacaklar. Bu kaleyi aşamayacaklar. Şayet Barzani aklını başına almazsa bir gece orada görünmek, bağımsızlıkta ısrar ederse Misakımilli'nin namusunu çiğnetmemek bizim boynumuzun borcudur."
"TARİH PARANTEZİ KAPATILMALIDIR"
Bahçeli, "Bağdat harap olduktan, Basra yıkıldıktan, Irak tasfiye olduktan sonra ya Türkmeneli devletleşmeli ya da 82 Kerkük, 83 de Musul olmalı, tarihin parantezi olağanüstü sabır, akıl ve üstün bir mücadeleyle kapatılmalıdır. Biz Kerkük'te olmazsak, işte o zaman Diyarbakır'ı veririz. Biz Musul'da olmazsak işte o an geldiğinde ŞırnakIı, Hakkari'yi kaybeder, Ankara'yı Sevr şartlarına mahkum etmiş oluruz." diyen Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulunduürdü:
"Ümmi yuvaları kendi işlerine baksın. Boylarından büyük işlere yorum yapmasın. Biz 'Ya istiklal ya ölüm' dedik, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduk. Biz 'Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır; o satıh tüm vatandır' dedik, düşmanı denize süpürdük. Falih Rıfkı Atay, 'Batış Yılları' isimli eserinde sesleniyor ve şöyle diyor: 'Eğer Atatürk 1919'da 'Böyle gelmiş böyle gider' deseydi, biz devlet olarak batıp giderdik, millet olarak sürünüp duruyorduk. 'Böyle gelmiş böyle gider' demeyeceğiz. İhmal etmeyeceğiz. İnkarcılardan olmayacağız. İhanet edenlerden teker teker hesap soracağız. Bunu yapmazsak hayat bize haram olsun. Ülkülerimiz uğruna yürümezsek namertlik bizim sıfatımız olsun. Tarihe yön vermek için yerimizden doğrulup güneşin doğuşu istikametinde Selçuklu Kartalı gibi kanatlarımızı açacağız. Asrın diline 'Ne mutlu türküm diyene' söyleteceğiz. Ve çağın küflü kilidini kırıp, zalimin karanlık oyununu bozup, Kerkük sevdalılarının özlemlerini zamanın ruhuna mıh gibi çakacağız."
Kerkük'ün statüsü ve tarihsel hakları üzerinde karalama yapanların, kovanından çıkmış arı sürüsü gibi vızıldadığını ifade eden Bahçeli, "Irak Türkmenleri huzur istemektedir. Irak Türkmenleri güvenlik, refah ve istikrar talebindedir. Irak Türkmenleri, Irak’ın kuzeybatısından güneydoğusuna kadar uzanan bir şerit üzerinde varlık, birlik ve dirlik mücadelesini tüm engellemelere rağmen sürdürmektedir." dedi.
"TÜRKMENLER DİZ ÇÖKMEYECEKTİR"
Musul'un 60 kilometre batısında bulunan Telafer ve buraya bağlı yerleşim yerleri ile Musul ve çevresi, Erbil, Altunköprü, Kerkük ve etrafındaki köylerin Türkmen toprağı olduğunu belirten Bahçeli, Tazehurmatı, Tavuk, Tuzhurmatu ve çevresindeki Bayat köyleri ile Kifri, Hanekin, Karağan, Kızlarbat, Şahraban, Bedre, Kazaniye ve Mendeli’ye kadar il, ilçe, kasaba ve köylerin Türkmenlerin ata yurduğu olduğunu vurguladı.
Telafer'den Mendeli'ye uzanan Türkmeneli'nin ecdadın alın teri ve şehit kanıyla vatanlaştırdığı yer olduğunu vurgulayan Bahçeli, Türkmenlerin 7. yüzyıldan itibaren buraları yurt edindiğini, Bağdat'ın Karakol, Azamiye ve Rağibe Hatun semtlerinde bile sayıları 100 bini aşan bir Türkmen varlığının söz konusu olduğunu hatırlattı. "Erbil Türkmen şehridir." ifadelerini kullanan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Musul Yunus Peygamber, Faysaliye ve Mansur mahallerinde yoğunlaşmış Türkmen nüfusuyla Türk şehridir. Kerkük ise Irak Türkmenlerin kalbidir, kültür merkezidir. Irak’ta yüzyıllardan beri varlık gösteren Türkmenler, köklü geçmişe, zengin tarihi ve kültürel mirasa sahiptir. Bu miras talan edilemeyecek, öğütülemeyecek, yok edilemeyecektir. Türkmen kardeşlerimin ifadesiyle söylersek, demir tavında lazımdır. Saldırılara, provokasyonlara, tahrik ve tertiplere dur demenin zamanı bugündür. Ağırdan alamayız, hafife almamalıyız, Kürdistan fitnesine de tepkisiz kalamayız. Geçmişinden kopan veya kopmuş olan bir milletin, medeniyet birikimini koruma yolunda, bekasını müdafaa hususunda karşısına çıkan badirelere diz çökeceği açıktır. Türkmenler diz çökmeyecektir. Türk milleti yeminlerini çiğnemeyecektir."
Bahçeli, "Aksi halde, Musul'daki Ulu Cami'ye ne söyleriz? Erbil Kalesi’ndeki Türkmen konağına hangi bahaneyi anlatabiliriz? Kerkük Kalesi’ne, Gökkümbet’ten Türkmen lider Ata Hayrullah’ın mezar taşına hangi yüzle bakarız? Kerkük elden giderse, Türkmeneli esir düşüp harabeye çevrilirse tarihe ne diyeceğiz? Yarın mahşerde ecdadımızın yüzüne nasıl bakacağız?" diye sordu.
"YERİ GELİRSE GEMİLERİ YAKACAĞIZ"
Komşu coğrafyalarda egemenlik kuran sömürü, savaş, vahşet ve isyan döngüsü ile Türkiye içindeki şiddet, suç, asayişsizlik, ahlaksızlık, yokluk, yoksulluk ve bölücü terör saldırıları karşısında bir olunması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, bu sayede her sorunun çözüm bulacağını, Türkmenlerin haklı davalarının akamete uğramayacağını, sonuçsuz kalmayacağını bildirdi.
Kerkük'ü işgal edenlerin, Türkmenlere kan kusturanların, mezhep ayrımını körükleyenlerin, Türkmeneli'de emperyalizmin kılıcını sallayanların, hak ettikleri cevap ve karşılığı muhakkak göreceğinin altını çizen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir Türkmen sözü der ki 'Dilden gelen elden gelse her fukara padişah olur.' Barzani yanlıştan derhal dönmelidir. Sabrımızı daha fazla zorlamamaları hayırlarına olacaktır. Bir bağımsızlık girişimin mücavir alanları da istikrarsızlaştıracağı, bölgedeki halklara ağır bedeller ödeteceği kesindir. Kürt kökenli kardeşlerimiz Barzani'nin tarihi ihanetini reddetmeli, bunun kendilerine de bir şey sağlamayacağını görmeleri lazımdır. Zayıf bir ekonomi, yüksek bir borç, tartışmalı sınırlar, komşularla husumet, denize çıkış olmayan bir bölge, ticaret ve ekonominin durması Irak’ın kuzeyini yavaş yavaş kemirip insan varlığına büyük eziyetlere yol açacak, cefalara neden olacak, vahim faturalar yükleyecektir. Biz meseleye ticaret, gaz, petrol, boru hattı açısından elbette bakmıyoruz, bakmayacağız. Bunlar bizim varlık yokluk mücadelemizde afaki ve ikinci planda hususlardır. Barzani’nin 25 Eylül komplosunu beka meselesi olarak görüyor, bu uğurda yeri gelirse gemileri yakacağımızı açık seçik ilan ediyoruz."
Bahçeli, zulme karşı adaletin, ihanete karşı sadakatin, korkaklığa karşı cesaretin yanında olduklarını dile getirerek, "Ehlisalibe karşı da, can feda olsun, Türkmen kardeşlerimizin şartsız safındayız. Caber'e giderken Fırat’ta boğulan Süleyman Şah’ın izindeyiz. Oğuz neslinin, Oğuz boylarının, Türk milletinin bu çağdaki temsilcileri, bu zamandaki korkma diye seslenen yiğit neferleriyiz." dedi.
"KALBİMİZE KERKÜK DİYE YAZDILAR"
Kendisini dinleyenlere, "Sizler duruşunuzla hayranlık uyandırıyorsunuz. Biliniz ki bir tarih yazıyorsunuz. Tıpkı Orhun'dan bizlere ses veren Bilge Kağan gibi, tıpkı Bizans'ı deviren Sultan Fatih gibi, tıpkı 'Geldikleri gibi giderler' diyen Mustafa Kemal gibi, gurur veriyor, cesaret aşılıyor, düşmana korku saçıyorsunuz. 1911’de, sekiz yaşındaki oğlu Mehmet’i köyde bırakarak Balkan Savaşı’na katılan, daha sonra değişik cephelerde 11 yıl savaşan, sonunda da Dumlupınar’da karşılaştığı 19 yaşına basmış evladının kollarında şehit düşen Çetmeli Kara Ali Çavuş neyse sizler aynı yürekliliğe, aynı fedakarlığa sahipsiniz. Allah hepinizden razı olsun." diye seslenen Bahçeli, Türkmeneli'ne selamlarını yolladı.
Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bir sevdayı getirip yüreğimize kazıdılar, adını da kalbimize Kerkük diye yazdılar. 'Evlerinin önü yonca' diyoruz, Kerkük bir ömürdür diye bakıyoruz. Kerkük Türkmenin özyurdu / Boynu bükük bakıyor / Gel silelim gardaşım, gözyaşları akıyor. Ne kadar dokunaklı söylemiş şair, 'Dün gece seni andım, sana ağladım / Ben Kerkük oldum, Kerkük ben oldu / Kerkük'e kan, yüreğime hasret doldu.' Allah’tan niyazım, hasret dinsin, gözyaşları bitsin, kan dursun, zulmün kökü kurusun. Önemle ve özellikle ifade ediyorum ki dünyadaki gelişmeleri doğru ve milli okuyabilen bir görüş derinliğiyle, İnsanlığın yaşadığı ahlak ve değer buhranını analiz eden manevi olgunlukla, mazlum toplumlara ait emek, değer ve kaynakların nasıl sömürüldüğünü gören sorgulayıcı bakışla, beşeriyeti bir rakip gibi değil Allah’ın emaneti bir kutlu paylaşma vasıtası olarak yorumlayan adalet duygusuyla ve bunları akıl, sabır, vizyon, bilgi, dikkat ve sevgi ile oluşacak bir terkibin aramızda filizlenmesiyle Türk dünyası huzura erecek, Türkiye’nin önünde hiç kimse duramayacaktır."
Bahçeli, Kerkük'ün Türk olduğunu ve sonsuza kadar böyle kalacağını vurgulayarak, Türkmenlere, Irak Türkmen Cephesinin başkan ve yöneticilerine başarılar diledi.
ETKİNLİKTEN NOTLAR
Etkinliğin düzenlendiği salona Atatürk'ün, MHP'nin Kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in ve Bahçeli'nin posterleri ile Türk ve Türkmen bayrakları asıldı.
Konuşmasına başlamadan önce Bahçeli'nin boynuna Türk ve Türkmen bayraklarının bulunduğu atkı takıldı.
Bahçeli'nin konuşması sırasında sık sık "Kerkük Türktür Türk kalacak", "Başbuğ Türkeş", "Şehitler ölmez, vatan bölünmez", "Ne mutlu Türküm diyene", "Vur de vuralım, öl de ölelim" sloganları atıldı.
Etkinlikte Mustafa Yıldızdoğan, Ahmet Şafak ve Atilla Yılmaz konser verdi.
Yorumlar